İlkokul yılları kuşkusuz çocukluğumuzun en özel yılları olmakla birlikte kişisel ve sosyal becerilerinin de geliştiği en verimli dönemlerdendir. Dolayısıyla çocukların bu dönemi nasıl geçirecekleri ve ailelerin çocuklarına yönelik yaklaşımları çok önemlidir.
Çocuğun ilkokula başlaması gerçek anlamda hayata ilk adımı atması demektir. Çocuk artık evdeki güvenli ortamından dışarı çıkıp daha önce hiç görmediği tanımadığı pek çok akranının olduğu ve uyması gereken pek çok kuralın olduğu sosyal bir çevreye girecektir. Çocuk için kaygı verici olan bu durum bazı zorlukları beraberinde getirse de çözümsüz değildir.
Okulda temel olarak amaçlanan iki temel çerçeve vardır. Bunlardan birincisi sosyalleşmek, ikincisi ise çocuğu bilgilendirmektir. Bu iki amacın gerçekleşmesi ise çocuğun zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan gelişmesini sağlamaktadır. Fakat bu iki amacın gerçekleşe bilmesi içinse anne ve babaların okul öncesi dönemden itibaren çocuğu okul çağına hazır hale getirmesi ve okul dönemine uyum sürecinde çocuğun desteklenmesiyle sağlanabilir. Çocuğun okulda ki ilk günü kuşkusuz hem çocuk hem de aile için çok heyecanlı bir deneyimdir.
Anne ve babaların bu ilk günde sakinliklerini korunması çocuğun okula uyum sürecinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu ilk gününde sizin ne hissettiğinizi anlamak isteyen çocuğunuz, sizi sürekli kontrol edebilir. Çocuk endişeli olduğunuzu hissederse kendisi de endişelenmekte haklı olduğu gibi yanlış bir izlenime kapılabilir. Unutulmamalıdır ki kaygılar ve korkular öğrenilebilen şeylerdir. Dolayısıyla anne - babalar ne kadar rahat olurlarsa çocuklarda gerek uyum konusunda gerekse başka konularda o kadar rahat ve uyumlu olabilirler.
Çocuğunuz okula başlamadan önce yapacağınız okul içerikli sohbetler, yeni arkadaşlar edineceğinin bilgisini vermek çocuğunuzu okula karşı heyecanını artırabilir.
Çocukların bu ilk günlerinde ağlamaları oldukça sık görülen ve bir o kadar da normal olan bir durumdur. Anne babaların bu durum karşısında kararlılıkları ve sergileyecekleri tavırlar çok önemlidir. Çocuğunuzu rahatlatabilmek için okulu keşfe çıkmanız, kantinin ve tuvaletlerin yerini çocuğunuza göstermeniz, öğretmeniyle tanışmanız çocuğunuza kendini biraz daha iyi hissettirebilir. Fakat çocuğunuz ağlamaya hala devam ediyorsa da bunun bir şeyi değiştirmeyeceğini onun okulda kalması gerektiğini ve sizin ise ayrılmanız gerektiğini belirtmenizde faydalı olabilir.
Bazı anne babalar okul saati boyunca okulda bahçede veya okul etrafında çocuklarını beklerler. Bu davranış çocuğunuz için çok da güven verici bir davranış olmamakla birlikte çocuğun okula uyum sürecini de zorlaştırabilir.
Yapmanız gereken şey ise çocuğunuzu okula götürüp gönül rahatlığıyla oradan ayrılmanız, okul bitince onu okuldan alacağınızı söylemek ve tam vaktinde onu almaya özen göstermektir. Böylece çocuğunuz bir süre sonra kaygısıyla başa çıkmayı öğrenecektir.
Okul sonrası eve geldiğinizde ise çocuğunuzun okulda geçen bu ilk günü ile ilgili sohbet etmeniz, deneyimlerini dinlemeniz ve anlattıkları ile ilgilenmeniz ise onun okula karşı ilgisini pekiştirebilir ve öğrenme isteğini artırabilir.