Her yıl milyonlarca insan depresyon ile mücadele etmektedir. Hastalık Kontrol Merkezi'nden elde edilen veriler, yetişkinlerin% 19'unun zaman zaman önemli derecede depresyona uğradığını göstermektedir. Depresyonun biyokimyasal bileşenlerini kabul etmenin yanında kökeninin psikolojik olduğunu unutmamak gerekir. Genellikle, insanların hayata, maneviyata ya da eksikliğine, yaşam stratejilerine ve kendi bilişlerine yaklaşımı budur; hepsi de duygusal durumlarını büyük ölçüde etkiler.
İşte depresyona katkıda bulunan 6 ana faktör.

1- Çok Eleştirel Olmak: Kendimizi sevinçten mahrum bırakıyoruz ve depresyona giriyoruz. İnsanlar kendi kendine aşırı derecede eleştirel
olduğunda, yeni bir görev, iş, ilişki veya hobinin zorlu aşamalarından geçemeyebilirler.

2-Çok Yargılayıcı Olmak: Bazıları öfkesini dışa vurur ve saldırgan davranır. Diğerleri öfkeyi içselleştirip depresifleşebilirler (anksiyete ataklarına neden olabilir). Öfkelerini aşırı kontrol altına almaya çalışanlar, migren, hipertansiyon veya ülser gibi psikojenik rahatsızlıklar üretebilirler.

3-Yüksek Beklentiler: Gerçekçi standartlara sahip olmayan bir kişi başarısız hissedebilir. İnsanlar bazen, hedefe ulaşmak için gereken çabayı takdir etmez, ancak olağanüstü sonuçlar bekler.

4-Şükran Duymuyoruz ve Çevremizdeki Şeyleri Takdir Etmiyoruz:Eski bir ordu komutanı "İyi bir gün, sana ateş etmedikleri zamandır" diyor. Aslında, barış içinde olamayan ve yalnızlığı takdir eden bir kişi, kendisini sürekli savaşa hazır hale getiriyor.

5-Sorunlara Çözüm Bulamıyoruz: Hepimizin sorunları vardır ve insanların karşı karşıya oldukları şeyi nasıl çözdükleri önemlidir. İnsanlar öfke deposunu dolduran kinler taşıyor çünkü çözüm bulunmuyor. İçgörü sahibi ve bağışlayıcı olmak, tövbe etmek zorunda olduğunuzu itiraf etmek her şeyden önemlidir.

6-Affedici Değiliz: Affedersek öfke deposunu dolduracak kini ayarlayabiliriz. bu durumu anlamak affetmeyi kolaylaştırabilir.

Bağışlamak mütevazi olma kabiliyetimiz ile ilgilidir. "Sana karşı kızdım, çünkü senin yanlışın benim yanlışımdan farklı!" Bunu düşünmek dürüstlük değil mi? Alçakgönüllü bir kişi "hata yaptığım zaman neden sana kızıyorum" diyebilir. 'Gururunuz ne kadar sıklıkla deponuza katkıda bulunuyor?
Peki kendinizi sevinçten mahrum bırakıyor musun?

(Kaynak Ph.D. Gerry Heisler, psychologytoday.com)