2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İdentity: Kimlik
YAZI #3839 © Yazan Uzm.Psk.Nur METİN KORKMAZ | Yayın Eylül 2017
‘’Kimlik’’ yönetmenliğini James Mangold’un üstlendiği, 2003 yapımı bir gerilim filmidir. Fırtınalı bir gecede, ıssız bir çöl bölgesinde 11 yabancı kişinin yolu kesişecektir. Herşey üç kişilik bir ailenin seyahat ettiği arabanın tekerleğinin patlamasıyla başlar. Sonrasında olaylar hızla gelişir ve ıssız bir motel bu yabancıların buluşma noktası olur. Motelin sorumlusu (Larry), limuzin şoförü (Ed), fahişe (Paris), bir katili (Robert Maine) nakleden bir polis (Rhodes), eski bir televizyon yıldızı (Caroline Suzanne), yeni evli bir çift (Ginny-Lou) ve 3 kişilik aile (George York-Timmy York-anne) bulunmaktadır. Aslında, Larry hariç hiç kimse bu motelde bulunmaktan memnun değildir. Hiç durmadan yağan yağmur sele sebep olmuş ve motelden bir yere gitmek imkansız bir hale gelmiştir. Fırtına sebebiyle telefonlar da çalışmamaktadır. Herkes sıra ile bir oda numarası alır ve odasına yerleşir. İlk olarak, Caroline Suzanne kafası kesilerek öldürülür. Cinayetin fark edilmesinin ardından, otelde bulunan herkes aynı odaya toplanmıştır. Ardından Ginny ve Lou tartışmaya başlar, tartışma kavgaya dönüşür. Tüm bu kaos içinde, kendini güvende hissetmek için banyoya kilitleyen Ginny, odadan Lou’nun sesinin gelmediğini fark edince, kapıyı açar, Lou öldürülmüştür. Sonrasında ise, yemekhanede bağlı bir şekilde bekleyen Robert Maine boğazına beyzbol sopası sokulmuş bir şekilde bulunur. Tüm bu olaylar devam ederken, bir yandan limuzin şoförü Ed’in aslında eski bir polis olduğunu öğreniriz. Olaylar hızla gelişmektedir, hiç kimse artık güvenilir değildir. Ama cinayetler hızla devam eder. Geri sayım başlamıştır. İlk öldürülen kişinin üzerinden 10 sayısını taşıyan anahtar çıkarken, sayılar 9, 8, 7, 6 olarak ilerlemektedir. Artık kişiler değil hangi sayı ile simgelendikleri önemlidir. Geri sayım başlamıştır. Herşey gittikçe daha da karmaşık bir hale gelmektedir. Ardından George York bir kaza sonucu araba ile çarpılarak ölür. Bunun üstüne, moteli terk etmeye çalışan Timmy ve Ginny’nin arabası patlar ve tüm cesetler kaybolmaya başlar. Yeni bilgiler, kaosu daha da büyütecektir. Nasıl herkesin doğum tarihi 10 Mayıs olabilir? Ayrıca nasıl olur da herkesin ismi şehir ve eyalet adlarının birleşiminden oluşmaktadır? Peki katil kim?
Kimim ben?
Film başlarken ve biterken bir ses kaydından ‘merdivenlerden çıkarken orada olmayan bir adamla karşılaştım; bugün de orada değildi, keşke dedim keşke gitse’ cümlesi duyulur. Dr. R. Mallick hastası olan Malcolm Rivers’in seanslarını dinlemektedir. Odada çeşitli ses kayıtları ve notlar bulunmaktadır. Tüm bunlar, aslında filmin sonlarına doğru anlam kazanmaktadır. Çünkü aslında izlediğimiz film, dissosiyatif kişilik bozukluğu olan Malcolm Rivers’in iç dünyasını gözler önüne sermektedir. Motelde bulunan herkes Malcolm’un parçalanmış kişiliğinin farklı hallerini temsil etmektedir. Tüm bu alter kişiliklerin farklı yaşlarda, kilolarda, cinsiyetlerde ve görünüşlerde olması, çoklu kişilik bozukluğunda görülen bir durumdur. Motel aslında Malcolm’un zihnini simgelemektedir. Ayrıca, Malcolm’un çocukluğu bir motel odasında tek başına bırakılarak geçtiği için, travmalarının çerçevesi de burasıdır. Tüm kişilikler, sonunda aynı yere dönmektedir. Motelin asıl sahibinin Larry tarafından ölü bulunduktan sonra, Larry moteli işletmeye devam etmeye karar vermiştir. Burada, bir kişiliğin zayıf bir anında başka bir alterin nasıl egemen olabileceği vurgulamaktadır. Robert Maine motelden uzaklaşmaya çalışmış, ama yine bir şekilde kendini motelde bulmuştur. Buradan çıkış yoktur. Herşey burada başlar ve burada biter. Fırtına ve karanlık aslında tüm bu durumun içinde yaşamanın getirdiği acıyı ve karmaşayı simgeler. Hiç durmadan yağan yağmur her ne kadar gerilim yaratsa da, katharsis etkisi de sağlamaktadır. Aslında bu fırtına ve durmadan yağan yağmur bazı izleri temizlemektedir. Malcolm bu moteldeki cinayetleri işlemeye mecburdur, bu hayatta kalmasının tek yoludur. Çünkü, o bir suçludur. Cinayetler işlemiştir ve idam cezasına tam 20 saat kalmıştır. Ama bu sırada, Malcolm Rivers’in işlediği cinayetlerden önce günlüğüne yazılar yazdığı ortay çıkar. Dr. R. Mallick her cinayette başka bir kişiliğe bürünen Malcolm Rivers’in suçlarından sorumlu olmadığını ispatlanmaya çalışılır. Kararın tekrar görüşülmesi için yargıç apar topar infazdan yirmi saat önce aranır ve görüşmenin yapılacağa yere çağrılır. Bu doğrultuda, bir kurul toplanır ve Dr. R. Mallick dissosiyatif kişilik bozukluğunu anlatır, tedavisin olmadığına atıfta bulunarak, farklı kişiliklerin birleştirilmesinin çözüm olabileceğini söyler. İçeriye getirilen Malcolm Rivers, Ed’in kişiliğindedir. Aynaya bakmak bile onu Rivers olduğuna ikna etmeye yeterli olmayacaktır. Rivers, ‘’Yüzüme ne yaptınız?’’ diye bağırır. Aynada gördüğü kel ve şişman adamın, eski bir polis olan karizmatik ve fit Ed ile nasıl bir alakası olabilir? Aynadaki kişi ona çok uzaktır. Ama Ed geri çekilerek yerine Malcolm Rivers’e bırakmalıdır, bu onların hepsinin hayatını kurtarmanın tek yoludur. Dr. R. Mallick Rivers’e cinayetleri işleten kişinin Ed olduğuna ikna olmuştur. Rivers’in zihninde sahnelenen cinayetlerden sadece iki kişi kurtulmuştur, Ed ve Paris. Maalesef, hikayenin bu kısmında bir boşluk vardır. Timmy’nin ölümü aslında hiç gösterilmemiştir, sadece hikayeden bir anda yok olmuştur sanki. Dr. R. Mallick hastasını kurtarma fantazisi ile Rivers’i Ed karakterine öldürmeye ikna eder. Buarada terapistin dissosiyatif hastaların uyandırdığı yoğun sevgi ve kurtarma isteğine kapıldığını ve özellikle çocuk altere beslediği sevgi yüzünden onu nasıl fark etmediği net bir şekilde görülmektedir. Ed karakteri aslında Rivers’in yarattığı karakterler içinde en sağlıklı şekilde hareket edenidir. İnsanlara yardımcı olmaya çalışır, problemlere çözüm bulmaya çalışır ve bu yönlerinin mimarisi aslında Rivers’in üvey babasıdır. Ed karakteri George York karakterinin daha farklı, daha güçlü bir temsili olarak yorumlanabilir. Ed, Paris’in hayatını kurtararak ölür. Hikayenin başından sonuna kadar bir kahraman profili çizmiştir. Bir fahişe olan Paris, geçmişinden kaçarak, her zaman hayalini kurduğu portakal bahçelerinde yaşayacaktır. Aynı Rivers’in idam cezasını geride bırakarak hastanede yaşayacağı hayat gibi.
Parçalanmış benlik…
Timmy oldukça travmatik bir çocukluk geçirmiştir. Annesi bir fahişedir ve Timmy oldukça ihmal ve istismar edilerek büyümüş bir çocuktur. Hem çeşitli işkencelere maruz kalmış, hem de uzun zaman tek başına bırakılmıştır. Tüm çocukluk hakları ihlal edilmiş, ağır travmalara maruz kalmış, kırılmış, parçalanmış, defalarca incinmiş Timmy. İhmale uğramış çocuklarda yaşa göre değişmek üzere güvensiz bağlanma davranışı,kolay früstre olma, benlik saygısı düşüküğü, esnek olamama, öğrenime gerekli ilgiyi gösterememe, dikkat problemleri, sosyal izolasyon ve agresif davranışlar gözlenmektedir. Rivers, filmin başında, annesinin bir fahişe olduğunu ve meşgul olduğu zamanlarda, onu motelde tek başına bıraktığını söyler. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, babası tarafından terk edilmiştir. Önce devlet koruması altına alınmış, ardından bir aile tarafından evlat edinilmiştir. Ama maalesef, bu deneyim onun için yine kötü bir şekilde sonlanmıştır. Timmy çocukluk yaralarının duygusal yükünü artık kaldıramayınca, tüm bu travmaları bastırmak için, farklı kişilikler geliştirmiştir. Travmatik yaşantılar sırasında kurbanların dissosiyatif yaşantılar tanımlamaları oldukça bilinen bir durumdur. Kendiliğinden gelişen bu yaşantılar aşırı korku, acı ve çaresizlik karşısında kişiyi korumaya yarar. Timmy aslında Malcolm Rivers’in çocukluğudur. Film boyunca, etrafında fırtınalar koparken, sessizce etrafını gözlemler. Cinayetlerin arkasındaki kişi aslında Timmydir, ama hiç kimse bunu fark etmemiştir. Rivers’in 6 kişiyi öldürmesine neden olmuştur. Yaşadığı tüm o acıların dışarıya doğru büyük bir öfke patlaması olarak çıktığı görülmektedir. Timmy, Rivers’in zihnindeki cinayetlerden bazılarına da sebep olmuştur. Timmy’nin üvey annesi bunlardan biridir. Filmin sonunda ise, havanın aydınlık ve güneşli olduğu bir sahne görürüz. Bir yandan Paris, yeni hayatına başlamış, portakal ağaçları ile ilgilenirken, bir yandan Malcolm Rivers, Dr. R. Mallick ile birlikte, hastaneye doğru yol almaktadır. Artık, umut dolu ve güneşli bir gelecek beklendiği görülmektedir. O anda, Paris toprağı kazarken, üzerinde 1 yazan motel anahtarını bulur. Umut birde yok olmuştur. Timmy ona yaklaşarak, onu öldürür ve ‘’fahişeler ikinci bir şansı haketmez’’ der. Artık fahişe annesinden kurtulmuştur. Malcolm Rivers zihninde kötü annesini cezalandırarak, onun hakkettiği gibi, bir fahişe olarak öldürmüştür. Malcolm Rivers’in gerçekte ise annesini simgeleyen terapistini öldürdüğünü görüyorduk. Hayatında onun kişiliğine zarar verebilecek bir anneye yer yoktu... Artık anne ile çocuk arasındaki bağ tamamen kopmuştu, artık daha farklı ve güçlü ötekiler gelişebilecekti…


Ben, sen, o, biz, siz, onlar...
İnsanlığın cevabını en çok aradığı sorulardan biri kim olduğudur. Üzerinde uzlaşmaya varılmış tek bir kişilik tanımı yoktur. Literatürde birçok farklı tanım bulunmaktadır. En genel anlamıyla kişilik; bireyin hem iç hem de dış çevresiyle kurduğu, diğerlerinden farklı, tutarlı ve yapılaşmış ilişki biçimi olarak tanımlanabilir. Kişilik, bireyi diğerlerinden farklılaştıran, farklı zamanlarda, farklı yerlerde, benzer ortamlarda davranışlarında tutarlılık göstermesini, birbiriyle ilişkili pek çok birimden oluşan bir yapıdır ve hem kendisi hem de çevresiyle kurduğu ilişkilerde belirleyici rol oynamaktadır. Rivers’in içinde bulunduğu durumda, kişiliği oldukça yaralanmış ve kişilik bozukluğu giderek daha da köklenmiştir. Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanımına göre kişilik bozukluğu, kişinin içinde bulunduğu kültürden önemli derecede sapmalar gösteren, süregiden bir iç yaşantı ve davranış örüntüsüdür. Bu örüntü yaygındır, esneklik göstermez, ergenlik ya da genç erişkinlik yıllarında başlar, zamanla kalıcı hale gelir ve işlevsellikte bozulma ile birlikte sıkıntıya neden olur. DSM-IV dissosiyasyonu, bilinç, bellek, kimlik ya da çevresel algının genelde entegre olmuş işlevlerinin ayrılması olarak tanımlamıştır. Dissosiyatif belirtiler yalnızca dissosiyatif bozukluklarda görülmez. Travma sonrası stress bozukluğu, yeme bozuklukları, sınırda kişilik bozukluğu, histerik psikoz ve konversiyon bozukluğu gibi bozukluklarda dissosiyatif belirtiler sık görülür. Tüm bu öteki kişiliklerin bir bedende toplanmasını açıklayacağımız durum ise dissosiyatif kişilik bozukluğudur. Literatürde dissosiyatif kişilik bozukluğu hakkında bir çok farklı yorumlama bulunmaktadır. Genel çerçevede dissosiyatif kişilik bozukluğu tanımı şu şekilde yapılabilir: Kendi içinde sürekliliği olan, öznel olarak ayrı fakat birbirinin yerini alabilen kişilik durumları (alter kişilikler) ya da kimliklerin aynı kişide birlikte varlığını sürdürdükleri bir bozukluktur. Birbiriyle bütünleşmeyen bu kişilik durumları gündelik yaşamda geçici olarak belirli işlevleri yüklenmek üzere öne çıkarlar. Bir alterin zayıf anı, diğer alterin bir kahraman gibi yükselişini tetikler. Yineleyici amneziler tabloya eşlik eder. Her bir alter zihnin bir parçası olarak değil, zihnin değişik bir örgütlenme biçimi olarak anlaşılmalıdır. Zaten sayılarının çok fazla olabilmesi de ancak bu şekilde açıklanabilir Alter kişilikler kendi kimlik ve düşünce yapısına sahiptirler, düşünce süreci ve eylem başlatma kapasiteleri vardır. Dissosiyatif bozukluklar ile çocukluk çağı travmaları arasında bir ilişki olduğu bilinmektedir. Dissosiyatif bozukluk hastalarının %90-%100’ü çocukluk döneminde ağır travma yaşadıklarını belirtmektedirler. Travmanın süresi ve başladığı yaşın da dissosiyatif bozukluğun şiddeti ile orantılı olduğunu gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Olumsuz yaşam ortamlarında yetişen bebekler ileride tek olmaya giden bu gelişimi gösteremezler. Bu da dissosiyatif bozukluk gelişimi için uygun bir psişik zeminin oluşmasına sebep olmaktadır. Çocukluk çağı kötüye kullanımı ve ihmal yaşantıları ile dissosiyatif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, somatizasyon bozukluğu, depresif bozukluklar, anksiyete bozuklukları, alkol ve madde kötüye kullanımı, sınır kişilik bozukluğu, kendine fiziksel zarar verme davranışı ve intihar girişimi arasında ilişki vardır. Davranış bozuklukları, saldırganlık ve yaşa uygun olmayan cinsel davranışlar çok sık görülür. Dissosiyatif bozukluklar bir çok ruhsal hastalıkla karışabilecek belirtilere sahiptir ve bir çok ruhsal hastalıkla birliktelik gösterir. Bu özelliği yüzünden genellikle tanı koyma aşamasında kolayca atlanabilir.


KAYNAKLAR
Akvardar Y. Kişilik bozuklukları. Köroğlu E, Güleç C (Ed.), Psikiyatri Temel Kitabı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 2007. Bölüm:54.
APA American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manuel of Mental Disorders. Washington, 4th ed, 1994.
McWilliams N. (2009). Psikanalitik tanı klinik süreçler içinde kişilik yapısını anlamak. (E. Kalem, Çev.). İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları


(Psikesinema dergisinde yayınlanmıştır.)
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nur METİN KORKMAZ'ın Yazıları
► Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Psk.Dnş.Fatih FİDAN
► Kişilik Bozuklukları ve Kimlik Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Ergenlerde Kimlik Gelişimi Psk.Gizem HÜNERLİ
► Ergenlik ve Kimlik Savaşı Psk.Elif GÜNERİ
► Cinsel Kimlik Bozukluğu Psk.Nihan DİKME
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'İdentity: Kimlik' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Empati Temmuz 2018
◊ Tutku..... Temmuz 2018
◊ Panik Atak? Mayıs 2018
◊ Acıdan Beslenmek… Mayıs 2018
◊ Mutluluk Üzerine... Eylül 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:15
Top