2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Zindan Adası
YAZI #3840 © Yazan Uzm.Psk.Nur METİN KORKMAZ | Yayın Eylül 2017
Hikaye, federal Teddy Daniels’ın akıl hastanesi ve aynı zamanda hapisane olan Zindan Adasına seyahat ettiği bir teknede başlıyor. Teddy denizde olmaktan oldukça rahatsız, mide bulantısı yaşıyor ve elleri titriyor. Daha sonra güvertede başka bir federal olan Chuck ile tanışıyor, Rachel Solando adlı bir kadının kaybolmasını araştırmak için bir ortaklık başlıyor. Rachel çocuklarını boğarak öldürmüştür. Teddy ve Chuck adaya varırlar ve hastanenin baş psikiyatristi Dr Cawley ile tanışırlar. Dr Cawley’nin de yönlendirmeleriyle kaçışı araştırmaya başlarlar. Hücreden çıkış yolu yoktur, kapı kilitlidir ve camda da parmaklıklar vardır. Bu akıl hastanesi- hapishaneden kaçmak imkansızdır. Binaların etrafı yüksek duvarlar ve dikenli, elektrikli teller ile çevrilmiştir. Binadan çıkılsa bile adadan gitmek imkansızdır. Adanın etrafı kayalar ile doludur ve deniz gelgitlidir. Adaya tek ulaşım yolu hastane yönetimi tarafından kontrol edilen bir feribottur. Tüm bu güvenlik önlemlerine rağmen, Rachel nereye gitmiş olabilir? Personel ve hastalar ile görüşmeler devam ederken, hastalardan biri Teddy’nin defterine ‘’KAÇ’’ yazar. Tüm çalışanların ürkmüş halleri, hastaların aynı şeyleri tekrarlaması kafa karıştırıcı bir hal alırkan, bir yandan da geri dönüşler ile Teddy’nin hayatından kesitler görürüz. Teddy ortağı Chuck’a, karısı Dolores’in apartmanlarının kundaklanması sonucu dumandan boğularak öldüğünü anlatır. Teddy eşinin ölümüne sebebiyet veren kişinin bu adada olduğuna inanmaktadır. Bu adamı (Laeddis) bulmak ve eşinin ölümünün intikamını almak için buradadır. Teddy, aslında Nazi toplama kampında görev almış ve oldukça fazla ölüme hem şahit olmuş hem sebebiyet vermiş bir askerdir. Tüm bu eski anılar ve adanın tüyler ürperten hali gittikçe daha korkutucu bir hale gelmektedir. Adada bulunan doktorlar Teddy’nin anılarını sık sık sorgular ve onu yönlendirirler. Sonradan görürüz ki, aslında tüm bu olanlar Dr. Cawley tarafından hazırlanmış bir deneydir. Teddy aslında Leaddis isimli bir suçludur, çünkü karısını öldüren kişi kendisidir, bu gerçeği kabul etmediği için doktorlar yeni bir deney yaparak, farklı sonuçlar almayı ummuşlardır. Aslında Leaddis’in eşi, çocuklarını boğarak öldürdükten sonra Leaddis de eşini vurmuştur. Sonrasında, zindan adasına yatırılmış ve tedavisine başlanmıştır. Ama Teddy, bunun tam tersini anlatır. O bu adaya gerçekten bir suçluyu aramaya gelmiştir ama adada yapılan deneyleri ve burada insanların yaşadığı şartları görünce, buna karşı çıkmış ve bu yüzden doktorlar tarafından çeşitli ilaçlar ve deneyler ile adada kalması sağlanmıştır. Bu çok gerçek dışı bir senaryo mu? İnsanık tarihi boyunca böyle deneyler hiç yapılmadı mı gerçekten? Nasıl olsa deli olan biri hakkını arayabilir miydi?
Deli, deli, kulakları küpeli
Bir zamanlar, kulağına küpe takanlar bile deli olarak adlandırılmış. Tarih boyunca deliler hep farklı olanlar olmuştur aslında. Ortaçağ Avrupa’sında da insanlar batıl düşüncelerin etkisi altında kalmıştır. Bu çağ boyunca insanlar şeytanların ve kötü ruhların etkisinde kaldığı için hastalandıkları düşünülmüştür. Ortaçağ Avrupa’sında ruhsal hastalıkların tedavisi ile rahipler ilgilenmiş ve hastalar manastırlarda korunmuşlardır. Foucault, ortaçağlarda cüzzamın nedensiz bir şekilde ortadan kaybolması ile aynı dönemlerde fark edilen deliliğin arasında bir bağlantı olduğunu düşünür. Bu bazıları için bir komplo teorisi bazıları için bir inanıştır. Tarih boyunca görülen bir gerçek vardır ki, her dönemin bir dışlananı olmuştur. Kişi her zaman kendisini tanımlamak için onunla aynı olmayan başka bir kişiye ihtiyaç duymuştur belki de. Zenginin fakire, efendinin köleye, normalin anormale ve akıllının deliye ihtiyaçı vardır. Rönesans döneminde delilik iki farklı şekilde tanımlanmıştır. Bazıları delileri bilge kişiler olarak tanımlamıştır. Serbest bir şekilde seyahat etmelerine izin verilmiş, Tanrı’ya yakın kişiler olarak kabul edilmiş ve saygı ile karşılanmışlardır. Ama kapitalizmin bir sonucu olarak, deliler iş gücü sağlayamayınca toplumun dışına itilir. Artık onlar istenmeyen kişiler olmuştur, kiliselere girmeleri bile yasaklanmıştır. Foucault bu dönemi şöyle tanımlar: ‘’ Delilik şimdi insanın bütün zayıflıklarının meydana getirdiği koroyu yönetmektedir’’. Deliler artık tehlikeli olarak kabul edilir ve onları kapatmak için hapishaneye benzer binalar inşa edilir. Bu binalara kapatılan kişilerin tedavi adı altında çeşitli işkencelere maruz kaldığı bilinmektedir. Elleri ve ayakları zincirlenmiş hastaların ancak kendilerini beslemelerine yetecek oranda hareket özgürlüğü vardır ve çoğu kez yatmalarına bile izin verilmemiştir. Foucault’nun Klasik dönem olarak adlandırdığı dönemde suçlular, deliler, yoksullar, işsizler, deliler, vb. “akıldan yoksun suçlular” olarak adlandırılıp aynı çatı altında birbirlerinden ayırmadan aynı muameleye maruz kalmışlardır. On dokuzuncu yüzyıla gelindiğinde ise delilik, toplumun bir eksikliği, tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak psikiyatrist ve psikologlara teslim edilmiştir.

Kelimelerin gücü adına
Psikiyatri sözcüğü Eski Yunanca kökenli bir sözcüktür. Psihe kelimesi can, ruh anlamını taşırken, iatrie kelimesi hekimlik anlanıma gelmektedir. Yani psikiyatri ruh hekimliği anlamını taşımaktadır. Bir insanın ruhunu şifaya kavuşturmak oldukça zorlu bir süreçtir. Hele ki, kapitalizm denen hastalık ruhunuzu sarmaya başladıysa. Maalesef günümüzde etik dışı davranan bir çok psikiyatrist görmekteyiz. Giderek azalan vizite süreleri, giderek daha karlı hale gelen ilaç firmaları anlaşmaları, daha çok tanı, daha çok ilaç ama daha az şifa getiriyor. Giderek artan ilaç kullanımı gelecek hakkında karamsarlık yaratıyor. Bu örnekler arttıkça, anti psikiyatri kelimesi daha fazla gündeme geliyor. Anti Eski Yunanca’da karşı demektir. Antipsikiyatri psikiyatriye, ruh hekimliğine karşı olmak anlamına geliyor. Bu akım ilk olarak David Cooper tarafından ortaya atılmıştır. Bu akım psikiyatrinin, kişilerin temel özgürlük ve haklarını ellerinden aldığını vurgulamaktadır. Hasta olarak kabul edilen kişiler, özgürlükleri kısıtlanarak kurumlara kapatılmakta ve birçok kez muhakeme yeteneklerini etkileyen ilaç tedavilerine maruz bırakılmaktadır. Kişinin temel haklarını savunan, koruyan ve etik kuralların korunduğu bir ruh hekimliği hayalini savunan bir akım, utopik sayılabilir mi? Özgürlüğü elinden alınan, kişisel sınırlarını tamamen yıkıp geçtiğimiz bir yetişkin sağlıklı olabilir mi? Tüm özel eşyalarınızdan, sevdiklerinizden ve hatta tercih hakkınızdan mahrum kalsanız, delirmez misiniz?
Kaynaklar
Foucault, M. (2013). Klasik Çağda Deliliğin Tarihi: Akıl ve Akıl Bozukluğu. (5. Baskı). (çev. M. A. Kılıçbay). Ankara: İmge Yayınları, 7-760.
(Psikesinema dergisinde yayınlanmıştır.)
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nur METİN KORKMAZ'ın Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Zindan Adası' başlığıyla benzeşen toplam 1 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Empati Temmuz 2018
◊ Tutku..... Temmuz 2018
◊ Panik Atak? Mayıs 2018
◊ Acıdan Beslenmek… Mayıs 2018
◊ Mutluluk Üzerine... Eylül 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:46
Top