Kışın ortasında gelen yarıyıl tatili aile üyelerinin birbirleriyle en çok zaman geçirdikleri bir dönemdir. Çoğunlukla havaların soğuk olmasından dolayı fazlaca bir yere gidilmediği için yarıyıl tatilinin aile içi iletişimi artırdığını düşünürüm.

Bugünlerde karnelerin dağıtılacak olmasının heyecanını çocuklarda görmeye başladık. Sürekli yazılı, sözlü notu hesaplayan çocuklar diğer yandan teşekkür veya takdir belgesi alıp alamayacaklarını da hesaplamakla meşgul oluyorlar…


Anne babalar karneleri değerlendirirken dikkatli bir üslup kullanmalıdır. Karneye bakmadan önce çocuklarına şefkatle sarılıp sevgi ve saygı ağırlıklı bir tutumla karneye baksınlar. Olumsuz tablolar için suçlayıcı ve yargılayıcı bir tutum takınmamalıdırlar. Karne sonuçlarını çocuklarla birlikte değerlendirip birlikte çözüm önerileri geliştirilmesi konusunda işbirliği geliştirmelidirler. Çocuğumuzun okul başarısı da kendisinde var olan potansiyeli ile alakalıdır. Buradaki anahtar soru; potansiyelini tam olarak ifade edebiliyor mu olacaktır?

Her şeyden önce karne, bir neden değil sonuçtur. Karne başarısı çocukların kişiliğini ve değerini değil sadece o döneme ait başarı ve performansını yansıtır. Çocuklarımızın başarılarını değerlendirirken de bireysel farklılıklarını mutlaka göz önüne almalıyız. Komşunun ya da akrabanın çocuğunun başarısıyla kıyaslayıp çocukları rencide etmekten kaçınalım. Biz yapmasak bile onlar bu kıyaslamayı zaten yapmaktadır. Hatta karnenin kendisi de bir kıyaslamadır. Bu nedenle bir de biz kıyaslama yapıp öz güven ve motivasyonlarını bozmayalım.

Öğrenci başarısında diğer bir önemli etken kişilik özellikleridir. Kişilik özellikleriyle iletişime açık, sabırlı, dinleme becerisi gelişmiş, kendini ve duygularını yönetebilen çocuklar daha başarılı olmaktadır. Bu yönden kişilik özellikleriyle yetersizlik yaşıyorsa mutlaka profesyonel bir psikolojik yardım alınmalıdır. Argo tabirle çakma danışmanlardan değil de alanda ve sahada çalışan psikolojik danışman ve psikologlar bu konuda daha yararlı olacaktır.

Diğer bir önemli neden ise çalışma alışkanlıklarıdır. Çocukların dinleme becerisinin iyi olması çok önemlidir. Okulda dersi öğrenemeyen bir çocuk evde de öğrenemeyecektir. Ders derste öğrenilir. Dersin etkin dinlenmesi ve evde tekrar edilmesi öğrenilmiş bilgilerin kalıcı olmasını sağlayacaktır. Bu konularda sorun yaşanıyorsa veya planlı çalışma alışkanlığı gelişmemiş ise de başarılı olunamayacaktır. İnternet veya televizyon çocuğun zamanını fazlaca meşgul edebilir. Çocuklar zaman yönetimi konusunda anne babaların desteğine ihtiyaç duyarlar.

Bütün bunlar için ikinci döneme hazırlık yaparken çocuklarınızın tatili değerlendirmesine de fırsat veriniz. İkinci dönem başında da başarısızlıklara ilişkin yukarıdaki bilgiler ışığında çaba içerisine girersiniz.

Çocukların karnesi onların değerini ölçmez. Karne, sadece o döneme ait performansı ve çalışma alışkanlıkları konusunda bilgi verir.* Bu nedenle karne başarısızlığı konusunda yargılama ve suçlamada bulunmadan birlikte çözüm arayışına yönelik uzlaşma dili geliştirmelidir. Ebeveynlerin, çocuklarıyla birlikte hatalar, eksikler ve yanlışlara ilişkin çözüm arayışı çocukların işbirliği geliştirmesine yardımcı olacaktır. Bununla birlikte geriye dönük süreci birlikte gözden geçirmeleri faydalı olacaktır. Bu vesile ile onun yanında olduğunuzu hissettirin. Çünkü başarı ya da başarısızlıklarında anne baba desteğine her zaman ihtiyaçları olacaktır.

Son olarak da karnedeki olumsuzluklar telafi edilebilir. Fakat çocukların sevgi ve güven ihtiyacı eksikliğinin telafisi çok zordur. Bu nedenle çocukların karşısında değil yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Selam ve dua ile.