Francine Shaphiro tarafından keşfedilen EMDR terapisi Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme olarak hayatımıza girdi. Çoğunlukla travma sonrası yaşanan semptomlar üzerine çalışan terapi yöntemi, bir çok psikopatolojik rahatsızlık tedavisi için araştırmalarına devam etmektedir. Kısa süre içinde etkili sonuçların gözlemlendiği terapi ile sıklıkla karşılaştığımız çocukluk travmaları üzerinde çalışabiliyoruz. Her yetişkin için çok özel ve anlamı hep büyük olan çocukluk dönemimiz aslında birçok travmanın da en fazla yer aldığı döneme denk gelmektedir. Hassas ve açık algımız gelebilecek her tehlikeyle bizi karşı karşıya bırakmaktadır. Cinsel ve fiziksel istismara maruz kalma, akran ilişkileri problemleri, ebeveyn kaybı v.b. riskler gelişme çağının devamında travma sonrası stres bozukluğunun nedenleri şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Diğer yandan ülkemizde çok sık yaşanan terör, şiddet, göç, doğal afet gibi problemler de yine travmaya sebep olan riskler olarak görülüyor ve EMDR terapisiyle tedavi edilebiliyor. EMDR tüm bu yoğun anıları işleyerek kişinin yaşadıklarını geri planda bırakabilmesini ve artık rahat bir nefes alarak günlük yaşantısına devam etmesini sağlamaktadır. EMDR; Travma Sonrası Stres Bozukluğu’nun dışında kompleks Travmalar, Takıntı ve Zorlantı Bozukluğu, Kişilik Bozuklukları, Anksiyete Bozuklukları gibi bir çok rahatsızlığa da cevap vermekte ve araştırma çalışmaları halen devam etmektedir.