2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Panik Atak
YAZI #5693 © Yazan Psk.Dnş.Ahmet Vezir TAYLAN | Yayın Mayıs 2019
Panik atak, terapi için en sık başvurulan ruhsal sorunların başında gelmektedir. Ancak çoğu kişi panik atak terapisi görmek yerine uzun yıllar bu rahatsızlıkla yaşamaya çalışır ve artık dayanılmayacak noktaya geldiğinde bir yardım almaya karar verir. Bir çok kişi de, panik atak hastalığının kendi kaderleri olduğuna ve bir çaresi olmadığına inanıp bu hastalıkla ömür boyu yaşamaya çalışır.Temelinde gelecek kaygısı ve ölüm korkusu yatmaktadır.

İlk kez panik atak geçirmiş bir kişi için yaşanan deneyim o kadar dehşet vericidir ki, sonrasında kişi yeniden aynı şeyleri yaşayacağına dair büyük bir kaygı ve korku duymaya başlar. Yaşadığı duruma bir açıklama getirmeye çalışır. Akla gelen ilk açıklama, kişinin tıbbi bir hastalığı olduğu, kalbinde bir sorun olduğu ya da kalp krizi geçirmekte olduğu şeklindedir. Kişi derhal bir sağlık kuruluşuna gider, gerekli tetkikleri yaptırır ve sonuçta, yaşanan belirtilerin bir kalp ya da başka bir tıbbi hastalığa bağlı olmadığı belirlenir. Ancak kişi doktorların bu açıklamalarına ikna olmaz ya da ikna olsa dahi, tekrar bir atak yaşaması durumunda kalbinin buna dayanmayacağına, kontrolünü yitireceğine, kaçıp kurtulamayacağına dair inançları sürer. Böylelikle kişi özellikle ilk panik atak yaşadığı durum, ortam ve aktiviteler başta olmak üzere, panik atağa yol açacağına inandığı pek çok şeyden kaçınmaya başlar. Örneğin; ilk atak bir metroda geçirilmişse kişi artık metroya binmemeye, kalabalık yerlerde bulunmamaya, toplu taşıma araçlarını kullanmamaya başlar. Aynı zamanda, kaçındığı durumlar ile karşı karşıya kaldığında, panik atak geçireceğinden duyduğu korku ve beklenti ile atak tekrarlanır ve kişi için yaptığı tespit böylelikle kanıtlanmış olur. Bu kaçınmalar bir süre sonra kişinin tüm yaşantısını etkileyecek ve yaşam kalitesini düşürecek bir noktaya gelebilir. Tedavi edilmeyen vakalar da, hastalık kişinin yaşantısını, bir kafese hapsedilmiş gibi sınırlar.

Bilinmelidir ki, panik atak tedavisi olan ve psikoterapiye çok hızlı yanıt veren bir sorundur. Psikoterapi teknikleri ile panik atak tedavisinde başarı sağlama oranı oldukça yüksektir. Ayrıca tedaviden sonra tekrarlama olasılığı da düşüktür.

Panik atak tedavisinde kullanılan en etkili tekniklerin başında Bilişsel Davranışçı Terapi gelmektedir. panik atak terapisinde sıkça kullanılan bu yöntem ile pek çok hastanın panikataktan kurtulması mümkün olmuştur. Terapi de ilk adım kişiyi yaşadığı sorun hakkında eğitmektir. Bu belirtilerin neden kendisinde ortaya çıktığı, bu belirtilerin ne anlama geldiği, belirtilerden kurtulmanın yollarının neler olduğu gibi konularda hasta eğitilir ve ardından çeşitli uygulamalar ve tekniklerle, kişinin panik atak yaşayacağına dair kaygısı azaltılır. Kaygı azaldığında otomatik olarak kaçınmalar ve panikataklar da azalır hatta tamamen kaybolur. Bilişsel Davranışçı Terapinin yanı sıra EMDR tekniğinin kullanılmasında da fayda vardır. EMDR terapisi sayesinde kişinin rahatsız olduğu korktuğu durumlara karşı duygusal olarak duyarsızlaşması sağlanır. Böylelikle hem düşünsel hem de duygusal açıdan panikatağın üstesinden gelmek mümkündür.
Eğer siz de bir panik atak hastasıysanız, kaygınızın sizi yönetmesine ve panik atağın kaderiniz olmasına izin vermemeli ve bir terapi programına katılıp sorununuzla mücadele etmelisiniz. Çünkü her hastalıkta olduğu gibi psikiyatrik hastalıklarda da, müdahale gecikirse bu hem tedavi süresinin uzamasına hem de rahatsızlığın şiddetlenmesine yol açabilirHepimiz yaşamımız boyunca iyi kötü pek çok durumla karşılaşmaktayız. Çoğunlukla da günlerimizi her zamanki gibi ortalama diye nitelendirecek şekilde geçirmekteyiz. Ancak yaşadığımız bazı anlar vardır ki; üstünden yıllar dahi geçse o anlar, o görüntüler zihnimizde aynı tazeliğiyle kalmaktadır. Eğer bu anı sizin için güzel bir anı ise ( örneğin; çocuğunuzu ilk kucağınıza alışınız) aklınıza her geldiğinde yüzünüzü bir tebessüm kaplar.

Peki ya bu anı travmatikse? İşte o zaman bu anının zihne gelmesi kişide mutsuzluk, öfke, kaygı, korku gibi pek çok olumsuz duyguya sebep olur. Pek çok insanın zihninden bir türlü atamadığı, sanki bugün yaşanıyormuş gibi hissettiği, üzerinden yıllar geçse dahi hayatı zindan eden kötü anıları vardır. Kişi bu anılarla yaşamaya çalışsa da en güzel anları dahi zehir etmesine engel olamaz. Halbuki o günler geçmişte kalmıştır ve artık kişi başka bir zaman dilimindedir. Fakat beyin bunu bir türlü kabul etmez. Süreki o rahatsız edici anı ve düşünceler zihinde tekrar tekrar canlanır, rüyalarda belirir. Kişinin bir ayağı bugünde kalmaya direnirken diğer ayağı hep geçmiştedir. Kimi için bu travmatik anı çocukken yediği dayaktır, kimi için uğradığı taciz, kimi için geçirilen kötü bir kaza ya bir yakının ölümü olabilir. Hatta eşinin kendini aldattığını gören biri ya da sınavda eliayağına dolaşan ve boş kağıt veren öğrenci için bile bu anılar travmatiktir ve zihinde her daim canlı kalır. Bazen ise bu anılar gün yüzüne çıkmaz. Kişi bu travmaların farkında olmayabilir fakat beyin farkındadır. Bir zaman sonra bir fobi ya da bir takıntı ya da panik ataklarla kendini belli eder.

Beyin sıradan gündelik olayları farklı yere travmatik ya da önemli olayları farklı bir yere depolamaktadır. Ancak zaman içinde beynin travmatik olsun ya da olmasın bu anıları işlemesi gerekir. Bazen bunu başaramaz. Beynin anıları işleme kanalları kapanır ve bunu tam olarak gerçekleştiremez. Bu nedenle kişi o anıya takılı kalır.

Acı anıları geride bırakmak ve o anıların yarattığı rahatsızlığı yok etmek mümkündür. Psikoterapi ile çok başarılı bir şekilde ve çok kısa sürede kişiye acı veren bu yaşantılara duyarsızlaşma sağlanabilmektedir. EMDR terapisi denilen terapi yöntemi ile beynin hem sağ hem sol hemisferi sırayla uyarılarak anının işlenmesi sağlanır. Böylece kişi artık o anıyı hatırladığında rahatsız hissetmemekte hatta anıyla ilgili görüntüler silikleşmektedir. Bunun için danışanın yalnızca terapistin el hareketlerini izlemesi ya da kulaklıktan çıkan bip seslerini dinlemesi yeterlidir. Şaşırtıcı biçimde bu uyarımlar kişiyi kötü anıya karşı duyarsızlaştırmaktadır. Böylelikle artık kişi kabus görmemeye, anıyla ilgili görüntülerden rahatsız olmamaya ya da kaygılı ve korkulu hissetmemeye başlamaktadır.

Panik atak anında kişi dehşete kapılmaktadır. Yüksek kaygı nedeniyle bedensel tepkiler artar ve bu da panik hissinin daha şiddetlenmesine sebep olur. Panik atak hastaları, atak anında yapılması gerekenler konusunda bilgi sahibi olurlarsa, durumu kontrol altına alabilirler.

İlk adım solunumu düzenlemektir. Atak anında kişi farkında olmadan hızlı ve kısa nefes alıp vermeye başlar; bu da baş dönmesi, bulantı, boğuluyormuş hissi gibi semptomlara sebep olur. Atak anında kişi nefes alışverişine odaklanmalıdır. Nefesini düzenlemeye ve yavaş kontrollü nefes alıp vermeye çalışmalıdır

Yaşanılan durumun, diğer ataklardan farksız olduğu kendi kendine telkin edilmelidir ve fiziksel belirtilerin ( kalp ağrısı, göğüs sıkışması, baş dönmesi vs) yaşanan kaygıya bağlı olarak ortaya çıktığı ve vücuda zarar vermeyeceği hatırlanmalıdır.
Dikkat bedensel belirtilerden uzaklaştırılmalı ve başka bir yere ya da objeye kaydırılmalıdır.
Atağın dakikalar içinde geçeceği hatırlanmalıdır.
Nöbet sırasında kas gerginliğini gidermek için çeşitli gevşetici egzersizler yapılmalıdır.
Atak sırasında yapılan iş bırakılmamalı (yürüyüş, spor vs) sadece yavaşlanmalıdır.
Atak anında eğer yalnızsa bir yakına telefon edilebilir. Ancak yardım istemek amaçlı değil sohbet edip dikkati başka yöne çekmek amaçlı arama yapılmalıdır
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Psk.Dnş.Ahmet Vezir TAYLAN
Psikolojik Danışman
 
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Ahmet Vezir TAYLAN'ın Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Panik Atak' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Boşanma ve Çoçuk Aralık 2018
◊ Çocuklarda Bipolar Kasım 2016
◊ Şükran Sakinleştiriyor Kasım 2016
◊ Pozitif Psikoloji Nedir Kasım 2016
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:52
Top