2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Rapor : Öğrenci Seçme Sınavı ve Öğrencilerin Üniversiteye Yerleştirilmeleri Konusunda Görülen Aksaklıklar
YAZI #58 © Yazan Psk.Halil TÜRKMEN | Yayın Ağustos 2008
“ Öğrenci Seçme Sınavı ve Öğrencilerin Üniversiteye Yerleştirilmeleri Konusunda Görülen Aksaklıklar ve Alınması Gerekli Önlemler “ konusunda; Gaziantep Özel Güney Fırat Lise’nce hazırlanan “Rapor” aşağıda sunulmuştur.

Ülkemizdeki “Eğitim Konusunda” sorunlardan biri, ÖSS ve Üniversiteye Öğrencilerin Yerleştirilmeleri sorunudur. Bu sorunu, ilimiz ve ülke genelinde olmak üzere iki başlıkta ele almak; bu iki başlık altındaki sorunları irdelerken de Devlet Okulları ve Özel Okullar ayrımı yaparak ele almakta yarar bulunmaktadır.

GENEL SORUNLAR

ÖSS ve Öğrencilerin Üniversitelere Yerleştirilmesindeki sorunları şöyle sıralayabiliriz ?

1. Öğrenci Seçme Sınavında çıkan sorular ile liselerin müfredat programlarının örtüşmemesi,
2. ÖSS tarafından Yüksek Öğretim Programlarına yerleştirilen öğrenci sayıları arasında uçurum bulunması,
3. Liselerde Öğrenci Seçme Sınavına uygun çalışmalara yeterli ve etkin yer verilmemesi,
4. Eğitim Sistemimizde Yönlendirmeye ağırlık verilmemesi,

1. Öğrenci Seçme Sınavında çıkan sorular ile liselerin müfredat programlarının örtüşmemesi:

Ülkemizde her yıl uygulanan Öğrenci Seçme Sınavının içeriği lise ortak derslerinden oluşmaktadır. 10 ve 11. sınıflarındaki Alan ve Alan Seçmeli Dersleri müfredat programları ile ÖSS arasında bir ilişki kurulmamıştır. Diğer değişle ÖSS’deki sorular, lise 9. Sınıflarda ağırlıklı olmak üzere 10 ve 11. Sınıflardaki “ Ortak Derslerden” sorulmaktadır. Oysa lise eğitiminin büyük bölümünü oluşturan 10 ve 11.Sınıfların Müfredat Programlarını, (Ağırlıklı olarak Alan Dersleri ve Seçmeli Alan derslerinden oluşmaktadır.) Lise iki ve üç de ağırlıklı olarak görülen bu programların, içeriğinden ÖSS’ de soru sorulmamaktadır.


2. ÖSS tarafından Yüksek Öğretim Programlarına yerleştirilen öğrenci sayıları arasında uçurum bulunması:

2005 ÖSS’ ye yaklaşık olarak 1.783.000 ile 1.800.000 civarında öğrencinin başvura bileceği düşünülmektedir. Başvuruda bulunarak sınava girecek bu öğrencilerden, ancak 165.000-170.000 öğrenci lisans, 180.000-185.000 öğrenci Ön Lisans , Özel –Vakıf Üniversiteleri ve Açık Öğretim Programlarına ise yaklaşık 50.000 ile 60.000 öğrencinin alınacağını var sayarsak; yaklaşık olarak, sınava giren en fazla toplam 400.000-410.000 öğrenci ÖSS sonucunda bir yüksek öğretim programına ancak yerleşebilecek tir. Diğer değişle sınava giren öğrencilerin her 10-11 kişiden biri lisans programlarına yerleştirilirken, bu sayı bütün programlarla birlikte üniversitelere yerleştirilen öğrenci dikkate alındığında; her on öğrenci den birisi yerleşirken , sekizi boşta kalacaktır.

Birbiri ile bağlantılı bu iki sorun, bu gün liselerdeki öğrencilerimizi ve velilerini; sınavı kazanamama endişesi ve kaygısı yaşamasına neden olmaktadır. Bunun doğal sonucu olarak, bu durumdan kaynaklanan bir çok arayış ve sorunu da beraberinde getirmektedir. Bu arayış ve sorunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.

a) Özel Derslere Yönelme Çabası,
b) Özel Dershanelere Yönelme Çabası,
c) Rapor Alma Çabası.


a) Özel derslere Yönelme Çabası:

Üniversite kontenjanları ile Yüksek Öğretim Programlarına yerleştirilen öğrenci sayısı arasında her geçen yıl artan uçurum ( Diğer değişle arzın az, talebin çok fazla olması) her yıl bu sonucun endişe sini yaşayan veliler ve çocukları; (Ağırlıklı olarak devlet liselerinde ve çok az bazı Özel Liselerde ) bu sınav maratonunda yarıştığı kesim içinde başarılı olabilmek için Özel Ders almayı tercih etmektedirler.

Özel Liseler, haftada 32-36 saat yerine en az 40-45 saat Ders Programı, Kurs,Etüt, ÖSS Deneme Sınavı, derslerde CD,DVD, Bilgisayar, Internet vb. çalışmalara ağırlık verdikleri oranda öğrenciler Özel Derse ihtiyaç duymamaktadır. Devlet Liseleri, mevcut müfredat programını “Sınıf Seviyesine” uygun olarak yürüttüğü için üstün başarılı ve vasat dediğimiz başarısız öğrenciler bu derslerden istenilen seviyede yaralanamamaktadırlar.Adeta kurunun yanında yaş da yanarak, bu öğrenciler harcanmaktadır. Türkiye’ deki genel liselerin yaklaşık % 35-40’ nda okul birincisinin boşta kalması bunun en büyük göstergesidir. Çünkü AOBP hesaplama yöntemi aslında başarılı olan bu öğrencileri başarısız kılmaktadır.

Tüm bu ve bunun gibi olumsuzluklar, sınavı kazanamama endişesi kaynaklı; öğrencilerin yetersiz olduğu derslerde ve konularda Özel Ders almaya itmektedir.

b) Liselerde Müfredat Programlarını yetiştirmek zorunda olan okul idareleri ve öğretmenler, 10 ve 11. Sınıflarda ÖSS’ye yönelik yukarda belirtilen çalışmaları yaptığı oranda ( Özel Liselerde her lisede farklı oranlarda ÖSS’ ye hazırlık çalışmaları yapılmaktadır.) öğrenciler dershaneye daha az ihtiyaç duymaktadırlar. Bazı öğrenciler başarılı olmalarına ve her türlü olanaktan yaralanmasına rağmen istediği bir Üniversite Programına gidebilmek için ek derse yada dershaneye ihtiyaç duymaktadır. Çünkü üniversitelere talep çok fazla kontenjan ise çok azdır.

c) Yukarıda sayılan nedenlerle, okullarda öğrencilerin ÖSS’ ye hazırlanması için her türlü koşu lun oluşturulduğu ek düzenlemeler yapıldığı oranda, öğrenci rapor almayı düşünmemekte, ÖSS’ye hazırlık için koşulların oluşmadığı okullarda ise rapor alarak ÖSS’ye hazırlığı tercih etme eğilimi artmaktadır.

3. Liselerde Öğrenci Seçme Sınavı konusundaki çalışmalara yeterli ve etkin yer verilmemesi :

Özel Okullarda, müfredat programlarının dışında ek ders saatleri uygulanarak, her sınıfta ÖSS’ye yönelik Çalışmalar ve Boş zamanların yararlı etkinlik ve aktivitelerle olumlu değerlendirilmesine yer verilmektedir. Devlet liselerinde, haftalılık ders saatine ve çalışma programına uygun olarak; derslerin müfredat programlarına ağırlık verilmekte ve gerekli temel kazandırılmaya çalışılmakta; kendini yetersiz hisseden öğrenci “Özel Derslere Yönelmektedir.” Eğitim-öğretimin okulda verilmesi esas olmalıdır. Özel ders alma ve bazen dershaneden yararlanma ihtiyacı; aşağıda belirtilen, ÖSS’ye Yönelik Çalışmalara okullarda yeterince yer verilmemesi sonucu ortaya çıkmaktadır.

ÖSS’ hazırlık, ÖSS Deneme Sınavları, Kurslar, Etütler, Bilgisayar, CD, DVD vb. Görsel Araçlar, Internet’ den yararlanmak, ÖSS ve Yüksek Öğretim Programlarının Tanıtımı, Tercihler, sınav kaygısı ile baş etme, ergenlik dönemini sorunsuz atlatma vb. ÖSS Hazırlık ve Boş Zamanların Planlı Ders Çalışarak Etkin ve Verimli Kullanılması çalışmaları gibi eğitim-öğretim ortamında yapılabilecek çalışmaları kapsamaktadır.

4. Eğitim Sistemimizde Yönlendirmeye ağırlık verilmemesi,

Eğitim Sistemimizin yönlendirici bir yapıya sahip olmaması nedeni ile bu gün Mesleki ve Mesleki teknik Eğitime, ülkemizde yeterince önem verilmemektedir. Sorunların büyük bölümü eğitimin bu yapısından kaynaklanmaktadır. Bu yapının düzeltilmesi için 1996’ da 15.Eğitim Şurası Adana Bölge Toplantısında ilimizi temsilen katılan bir şura üyesince, şuraya sunulan bu teklif konusunda oylama ile bu konuda kara alınmış,ancak bu güne kadar bir düzenleme yapılamamıştır.

Bu gün bakanlıkça düşünülen, YÖK ‘da yapılacak düzenlemeler, Katsayılar ve Ek Puanlarda yapılacak düzenlemeler, ÖSS sisteminde yapılacak düzenlemeler vb. önlemler herhangi bir çözüm getirmeyeceği gibi ÖSS gibi eleyici amaçla yapılan bir sınavı ortadan kaldırmayacaktır. YÖK ve ÖSYM gibi bilimsel, objektif ve saygın kurumlarımızın; saygınlığını bozma yolundaki çabalardan ileri gitmeyecek ve bu konuda kamuoyu oluşturma çabaları sonuçsuz kalacaktır. ( Üniversitelerin yada programların sayılarını ve kontenjanları arttırma uzun vadeli düzenlemelerdir. Buralarda eğitim-öğretim koşullarının oluşturulması güç olduğu gibi kaliteyi daha da düşürür.)

Üniversite sayılarının arttırılması uzun soluklu çalışmalarla gerçekleşebilecek düzenlemelerdir. Bu üniversitelerin sayısını arttırılması için eğitime gayri milli hasıladan ayrılan pay arttırılmalı, üniversitelere mali ve diğer özerlikler yolu açılmalı, kendi öz kaynakları arttırılmalı vb. yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kısacası YÖK’ a, Üniversitelerimize,;devlet köstek değil yardımcı olucu düzenlemeleri yapmalıdır

Şayet ülkemiz eğitimini, öğretim ağırlıklı yapıdan kurtararak; kaliteli bir eğitim-öğretim hedefliyorsak... Yalnız, öğrencinin 'Akademik Başarısını' dikkate alarak, herkesi liselere yönlendirilerek, oradan üniversiteye yönelmesi anlayışını bırakmamız gerekmek tedir. Ayrıca ülkemizde ortaöğretim çağındaki öğrenci sayısı ile üniversite kontenjanları arasında derin uçurumu; Üniversite sayılarının arttırılması, buna bağlı olarak akademisyenlerin yetiştirilmesi vb. sorunlar uzun vadeli çözümlerle düzenlenebilir. Yoksa,.YÖK ‘da düzenlemelerle, kısa ve orta vadede sınavlarda düzenlemeler yaparak yada sınavları tamamen kaldırarak vb. önlemlerle tüm sorunları çözemeyiz. Bu tür çözümler objektif ve bilimsel çözümler değildir.( Belki mevcut üniversitelerin kontenjanları Açık Öğretim Internet Ortamında yaygınlaştırılarak, yeni programlar eklenerek; kontenjanların arttırılması yoluna gidilebilir.)

Asıl, Çözüm; Yönlendirmededir.

Yönlendirme denildiği zaman, ilköğretim sonunda yada lise öncesi “Yönlendirme Sınıflarında” öğrencilerin yalnız derlerdeki akademik başarıları değil, ilgileri, yetenekleri,değerleri, kişilikleri vb. bireysel ayrıcalıkları dikkate alınarak yapılan yönlendirme anlaşılmaktadır. “Yönlendirme Kurulu”

Ağırlıklı olarak illerin koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun Mesleki,Mesleki ve Teknik Liselere, bireysel ayrıcalıkları uygun olan öğrencilerin yönlendirilerek, bunların yalnız MYO değil, belirlenen kriterlerde başarılı olan öğrencilerin Üniversitelerin Lisans programlarına yönlendirilmesi ile süreç içinde Mesleki-Mesleki Teknik Eğitime , İşe ve yaşama hazırlayıcı programlara, yönelen öğrenci sayısı ortaöğretim öğrencilerinin % 50-60’ hatta 70 ine ulaştığında tüm bu sorunlar, hatta süreç içinde kontenjanların mezun öğrenci sayıları ile ilişkili olarak karşıladığında ÖSS bile kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Bu yönlendirmenin gerçekleşmesi için bu okulları cazip hale getirici önlemler alınabilir. Askerlik, istihdam, iş kurma vb. kolaylaştırıcı önlemler alınabilir.

Ayrıca, ildeki Üniversitelerin, Valilik-Milli Eğitim Müdürlüğünün, Belediyelerin öncülüğünde, İşveren,Sanayi ve Ticaret Odaları, Sendikalar, Dernekler vb. Sivil Toplum Örgütleri bilinçlendirilerek, devletin ve yerel yönetimlerin desteği ile Özel Mesleki., Mesleki Teknik Eğitim Liseleri yada Özel MYO ve İşe, yaşama hazırlayıcı ortaöğretim okulları açmaları özendirilmelidir. Bu okullarda yetişen ara gücü ve kalifiye elemanlarını ihtiyaca göre istihdam etmeleri sağlanmalıdır.( Teknisyen, Tekniker) Alanında bir iş yeri açabilmesi için bu okulların programlarından mezun olma koşulu getirilmelidir.


İLİMİZDEN KAYNAKLANAN SORUNLAR

1. İlimiz Güneydoğudaki Sanayileşmenin Merkezinde yer almaktadır. Bu nedenle doğudan göç alan iller arasında yer almaktadır.Bu nedenle her geçen gün ilimizdeki eğitimin kalitesi olumsuz etkilenmektedir.

2 İlimizdeki İş adamları ve Sanayiciler Eğitime yapılan yatırımın okul açmakla bağdaştırmakta, kendi fabrika ve işletmelerinde çalışacak ara elamanların yetiştirilmesini sağlayıcı Mesleki-Mesleki teknik Eğitim Okullarına yatırım yapmayı düşünmemektedirler. Oysa eğitim kurumları gerçekten kar getiren kurumlar değillerdir ve olamazlar.Ancak kısa vadede yapılan bu hesaplar, uzun vadeli yatırımlar olarak düşünüldüğünde dolaylı olarak bu okullardan yetiştirilen ve uygulamaları işletme ve fabrikalarda yaparak,yetişen kalifiye ara elemanlar; teknisyen ve teknikerler daha kaliteli ürün yetiştirerek işletmelerinin gelişmesine katkı sağlayacaklardır.

ÖNERİLER VE ÇÖZÜM YOLLARI

1. Kısa ve orta vadede, İlköğretim sonunda; Mesleki, Mesleki Teknik Eğitime uygun Liselerin ve Programlarının sayısı arttırılabilir.Uzun vadede illerin yapılarına ve ihtiyaçlarına uygun Mesleki Teknik Eğitim Okullarının özel sektörün öncülüğü ile arttırılması.

2. Şu andaki açığı, Özel Dersler ve Özel dershaneler kapatıyor gibi görülse de; Mesleki, Mesleki-Teknik Eğitim Liseleri ve MYO ‘ nun sayısı arttırıldığı, Üniversite kontenjanları ile Lise kontenjan ları arasında uçurum kapatıldığı oranda özel ders ve dershaneler ihtiyaç duyulmayacaktır. Bu ve benzeri düzenlemeler liselerdeki eğitim-öğretimin kalitesi artacaktır.

3. Öğretmenlerin kalitesinin arttırılması için öğretmen yetiştiren kurumlardan kaliteli eğitimciler yetişmesi için liselerden başlanarak “Eğitim Programlarının” açılması gerekmektedir. Eğitim Programlarına alınan öğrencilerin öğrenimi süresince aldıkları derslerdeki başarı durumu dikkate alınarak; Eğitim Fakültelerine yönlendirilmeleri kaliteli öğretmenlerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.

4. Öğrencileri ÖSS ‘ye Hazırlama, dersleri Görsel ve Çağdaş Araçlarla işleme, Boş zamanlarını yaralı ve verimli geçirme, Etütler, Kurslar, Deneme Sınavları, Yükseköğretim Programlarının Tanıtımı ve Tercihler vb. konularda çalışmalar ve rehberlik yapılarak; öğrenci bilinçlendirilerek, eğitimin kalitesi arttırılabilir.

5. Mesleki –Mesleki ve Teknik Eğitim Okullarını İllerdeki sanayi ve Ticaret Odaları, dernekler, sendikalar vb. Sivil Toplum Örgütü, İşveren, Sanayici vb. şahısların açmasını kolaylaştırıcı yasal düzenlemeler ve kolaylıklar sağlanarak; Bu tür okullara yatırım yapmaları teşvik edilmeli ve uzun vadede sağlayacağı yaralar konusunda bilinçlendirilmelidirler. Bu şekilde ihtiyaca uygun sayıda belirlenerek, ilgili programlara alınan öğürenciler; ( Mesleki,Mesleki Teknik Eğitim Lisesi, Meslek Yüksek Okulu)

Bu öğrenciler, uygulamayı işletme ve Fabrikalarda yapacakları için kaliteli bir eğitim alarak yetişeceklerdir.Ayrıca istihdam edilecekleri için bu okullar cazip hale gelmiş olacaktır.

NOT: Eğitim konusunda ayrıntılı her türlü bilgiye kişisesel sayfalarımdan erişebilirsiniz.

Halil TÜRKMEN
Psikolog
Psikol.Danışman
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Halil TÜRKMEN'in Makaleleri
► Eş Seçme Kuramları Psk.Dnş.Duygu AYHAN
► Çocuklarda Yemek Seçme Psk.Seda BOYACIOĞLU
► Eş Seçme Sürecini Etkileyen Etmenler Psk.Dnş.Duygu AYHAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Rapor : Öğrenci Seçme Sınavı ve Öğrencilerin Üniversiteye Yerleştirilmeleri Konusunda Görülen Aksaklıklar' başlığıyla benzeşen toplam 44 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Demokratik ve Çağdaş Eğitim ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2023
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:48
Top