Psikolog kavramı günümüzde eskiye oranla daha çok kullanılsa dahi hala psikologların tam olarak yaptığı işi bilmeyenlerin sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Psikoloji kelime anlamıyla “ruh bilimi” olarak tanımlayabiliriz. Yani insan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Psikolog da bu bilimi icra eden kişi-ruh bilimcidir. Normal dışı davranışları tanımlar ve tedavi uygular.
Üniversitelerin Edebiyat Fakültesi Psikoloji lisans bölümünden mezun olan kişilere “psikolog” unvanı verilir. Psikologlar üniversiteyi bitirdikten sonra çalışmak istedikleri alana göre eğitimlere katılır ve o alanda uzmanlaşır. Örneğin çocuk alanında çalışmak isteyen psikologlar çocuk psikolojisine yönelik eğitimler alarak kendisini geliştirir. Ya da yetişkin alanında çalışmak isteyen bir psikoloğun yetişkin psikolojisine yönelik eğitim almış ve kendisini geliştirmiş olması gerekmektedir.
Halk arasında “Psikolog nedir?” diye sorulduğunda “deli doktoru” şeklinde cevap verenler geçmişten günümüze azalmakla beraber hala devam etmektedir. Bu durumun sebebi daha çok insanların psikoloğa gidenleri yadırgamasından, psikoloğa gitmenin gereksiz olduğunu düşünmelerinden kaynaklanmaktadır. Ancak her insan hayatının belli bir döneminde çıkmaza girebilir ve bir uzmanla birlikte farkındalık amaçlı terapiye başlayabilir. Psikologla olan görüşme arkadaşla veya ailenizle yapılan görüşmeden farklıdır. Yakınınızla yapmış olduğunuz görüşmede onların değer yargıları, düşünceleri tarafsız bir şekilde size yaklaşmalarını engelleyecektir. İçtenlikle yardım etmeye çalışsalar dahi daha çok akıl verme sizi yönlendirme şeklinde sonuçlanır. Terapi ise belli kurallar içerisinde yapılır ve terapi odasında çizilen çerçeve içerisinde görüşme gerçekleşir.
Kişiler bir psikologla görüşmeden önce genelde psikoterapi sürecine yönelik kaygılı olabiliyor. Psikolog olarak ilk görüşmede sürecin nasıl işlediğine dair kişilere gereken bilgi verilmelidir. Psikolojide herkese kendine has, biricik bir şekilde yaklaşılır. Psikolog karşısındaki kişinin bakış açısından ona yaklaşmaya çalışır. Hiçbir şekilde öğüt veren, yargılayan, eleştiren, sorgulayan, ahlaki olarak değerlendiren, kural koyan, tanı konup sınıflandıran bir role psikolog bürünmez. Akıl vermez; çünkü cevaplar kişinin kendi içinde saklıdır. Ancak bazen cevaplara ulaşmak kolay olmamaktadır; bu durumda psikolog ile doğru cevaba ulaşmak adına bir yola çıkılır.
Psikolog her koşulda size değer veren, sizi önemseyen ve sorgulamadan yaklaşarak hayatınızda sizin yanınızda olan kişidir. Ve psikoloğa gitmek kişinin kendi hayatına yönelik yapacağı keyifli bir yolculuktur. Her bireyin hayatını daha anlamlı kılmak adına bu yolculuğu yapmasından yanayım…