Erkekler Neden Aldatır?
Aldatma psikolojisini incelerken, araştırmalar sonucuna göre; toplum olarak aldatma konusuna bakış açımız ‘Benim kocam yapmaz!’ düşüncesinde olduğundan hayal kırıklıklarının artmış olduğu evlilikler, boşanmalar oranında artışa sebep olmaktadır. Peki, neden aldatır kişi? Ya da neden aldatılır? Bu sorulara verilen cevapları yapmış olduğum anket sonucundan da faydalanarak siz değerli okurlarımla paylaşmak istedim.
Gizli kalmış görünmekle birlikte son dönemlerde kadının iş hayatına girmesi, maddi gücün artması, karşı cinse ulaşımın kolaylaşması, erkeğin hormonsal kontrolünü azaltması, sosyal medya kullanımın yaygınlaşması gibi birçok neden bu durumu tetiklemekte. Nerde o eski sevdalıklar dedirten yeni aşkların yaşanması, yükselen egolar, narsist kişilik yapısının yaygınlaşması gibi etkenleri de unutmamak gerek. Peki, o zaman değişen sosyo-kültürel ortama ayak uydurmamak mı doğru olan? Ya da sorun çözme becerisinin azalmasıyla birlikte tahammülsüzlüklerin artması da bir neden olabilir mi?
Aldatma bir bağlanma sorunudur ve bağımlı kişilik yapısına sahip olan kişilerde daha çok görülür. Çözülemeyen sorunlardan bıkan kişiler aldatmaya yönelmekle birlikte, bağımlı kişilik yapısına sahip oldukları için evliliklerinden de vazgeçememektedirler. Yaşanan durum da bir kereden bir şey olmaz bakış açısıyla bakan kişi ile, aldatırsan hayatımda olamazsın diyen kişilerin farkı, olaya yüklemiş oldukları anlamda saklı. Ne yapmış olursa aldatmış olur sorusuna verilen cevap aslında yüklenilen anlamın cevabı olmaktadır. Bu durumda da etkilenme seviyesi değişiklik gösterebilir. Aldatma çeşitlerinden bahsetmek gerekirse sanal aldatma denilen durum en yaygın yaşanan durumdur. Kişi bu durumda kendini aldatmış gibi görmez ve vicdan yaşamayabilir çünkü herhangi bir fiziksel temas yoktur. Kendini ispat etmek, çekingen kişilik yapısına sahip olmak, eşi tarafından ilgi görmeme gibi nedenler kişiyi sanal aldatma yoluna itebilir. Duygusal aldatma türü ise, sorunlu evlilikler de, tatminsizlikler de, heyecan arayışı içinde olmak gibi birçok nedenle karşılaştığımız durumlarda meydana gelebilir. Cinsel aldatma ise aldatmanın en açık ve net halidir. Kişiye vicdan yüklemekle birlikte bahanelere sığınma oldukça fazladır. Flörtöz durum da ise beğeni ve ilgi odaklı bir aldatma türüdür. Sıradanlaşan bir evlilik hayatına renk katmak için tercih ediliyor olması, kişinin kendini ifade ederken daha masum olduğunu düşündüğünden, iki tarafı da idare etmenin mümkün olduğu türdür. Peki, ‘Neden erkekler daha çok aldatıyor?’ sorusunun yaygınlığına gelirsek; bu bahsettiğimiz aldatma türleri sadece erkekte yaşanan türler değil, kadınlarda da aynı oranda yaşanması mümkün olan türlerdir. Aldatma, bir ihtiyaç halinde yaşanır ve bu ihtiyaç cinsel kimlik ayrımı yaşanmaksızın olan ihtiyaçlardır. Kadını erkeği olmadan, ihtiyaç üzerine yapılan davranışlardır. Aldatma durumunda seçilen taraf ile kendinizi kıyasladığınız da, hemcins ile yaşanılan aldatmalar… Eğer aldatma bir ihtiyaç ise kişinin ihtiyacı olan kendi cinsi ise… O zaman yüklenilen anlam ne olur? Bir sorgulayın derim. Aldatma türleri arasında sayılır mı? Birçok danışanımda rastladığım ve araştırmalarımın beni götürdüğü nokta, aldatmadan etkilenme durumu, hem kendi yüklemiş olduğu anlama göre, hem de eşinin kendi cinsiyetinde olan kişi ile paylaşımına göre değişmektedir.
Aldatan kişi belli bir zaman sonra kendine sorular sormaya başlar, aldatılan kişi ise kuşkuları ve sezgileri ile hayatı hem kendisi için hem de eşi için katlanılmaz kılar. Gidilen sonuç ya boşanma, ya kabullenme, ya da aldatılan kişinin terapiye gelmesi olmaktadır. Burada yardıma ihtiyacı olan daha çok aldatan kişidir. Ne gibi ihtiyacı onu aldatmaya sürüklüyor sorularına cevap bulunması gerekmektedir. Sonucu, hem aldatan kişi için hem de aldatılan kişi için onarılması gereken psikolojik bir süreç olsa da, her ikisinin de bu süreç de yardım alması gerektiği unutulmamalıdır. İhtiyaçlar temel alındığında erkekler kadınlara göre daha çok aldatır algısını zayıflatmış oluyoruz. Bu araştırmalarımın sonucuyla yola çıkarak, ihtiyaçlarınızı bilip vicdan azabı çekmeden seçmiş olduğunuz yolda yürürken, geride bıraktığınız kişide gözyaşlarının olmaması temennisiyle… Unutulmamalıdır ki, birinin yarım kalmasına sebebiyet vermek, sizin yarınızın sağlıklı bir şekilde tamamlanmamasına neden olabilir.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG DERYA YALÇINKAYA
http://www.deryayalcinkaya.com/
Gizli kalmış görünmekle birlikte son dönemlerde kadının iş hayatına girmesi, maddi gücün artması, karşı cinse ulaşımın kolaylaşması, erkeğin hormonsal kontrolünü azaltması, sosyal medya kullanımın yaygınlaşması gibi birçok neden bu durumu tetiklemekte. Nerde o eski sevdalıklar dedirten yeni aşkların yaşanması, yükselen egolar, narsist kişilik yapısının yaygınlaşması gibi etkenleri de unutmamak gerek. Peki, o zaman değişen sosyo-kültürel ortama ayak uydurmamak mı doğru olan? Ya da sorun çözme becerisinin azalmasıyla birlikte tahammülsüzlüklerin artması da bir neden olabilir mi?
Aldatma bir bağlanma sorunudur ve bağımlı kişilik yapısına sahip olan kişilerde daha çok görülür. Çözülemeyen sorunlardan bıkan kişiler aldatmaya yönelmekle birlikte, bağımlı kişilik yapısına sahip oldukları için evliliklerinden de vazgeçememektedirler. Yaşanan durum da bir kereden bir şey olmaz bakış açısıyla bakan kişi ile, aldatırsan hayatımda olamazsın diyen kişilerin farkı, olaya yüklemiş oldukları anlamda saklı. Ne yapmış olursa aldatmış olur sorusuna verilen cevap aslında yüklenilen anlamın cevabı olmaktadır. Bu durumda da etkilenme seviyesi değişiklik gösterebilir. Aldatma çeşitlerinden bahsetmek gerekirse sanal aldatma denilen durum en yaygın yaşanan durumdur. Kişi bu durumda kendini aldatmış gibi görmez ve vicdan yaşamayabilir çünkü herhangi bir fiziksel temas yoktur. Kendini ispat etmek, çekingen kişilik yapısına sahip olmak, eşi tarafından ilgi görmeme gibi nedenler kişiyi sanal aldatma yoluna itebilir. Duygusal aldatma türü ise, sorunlu evlilikler de, tatminsizlikler de, heyecan arayışı içinde olmak gibi birçok nedenle karşılaştığımız durumlarda meydana gelebilir. Cinsel aldatma ise aldatmanın en açık ve net halidir. Kişiye vicdan yüklemekle birlikte bahanelere sığınma oldukça fazladır. Flörtöz durum da ise beğeni ve ilgi odaklı bir aldatma türüdür. Sıradanlaşan bir evlilik hayatına renk katmak için tercih ediliyor olması, kişinin kendini ifade ederken daha masum olduğunu düşündüğünden, iki tarafı da idare etmenin mümkün olduğu türdür. Peki, ‘Neden erkekler daha çok aldatıyor?’ sorusunun yaygınlığına gelirsek; bu bahsettiğimiz aldatma türleri sadece erkekte yaşanan türler değil, kadınlarda da aynı oranda yaşanması mümkün olan türlerdir. Aldatma, bir ihtiyaç halinde yaşanır ve bu ihtiyaç cinsel kimlik ayrımı yaşanmaksızın olan ihtiyaçlardır. Kadını erkeği olmadan, ihtiyaç üzerine yapılan davranışlardır. Aldatma durumunda seçilen taraf ile kendinizi kıyasladığınız da, hemcins ile yaşanılan aldatmalar… Eğer aldatma bir ihtiyaç ise kişinin ihtiyacı olan kendi cinsi ise… O zaman yüklenilen anlam ne olur? Bir sorgulayın derim. Aldatma türleri arasında sayılır mı? Birçok danışanımda rastladığım ve araştırmalarımın beni götürdüğü nokta, aldatmadan etkilenme durumu, hem kendi yüklemiş olduğu anlama göre, hem de eşinin kendi cinsiyetinde olan kişi ile paylaşımına göre değişmektedir.
Aldatan kişi belli bir zaman sonra kendine sorular sormaya başlar, aldatılan kişi ise kuşkuları ve sezgileri ile hayatı hem kendisi için hem de eşi için katlanılmaz kılar. Gidilen sonuç ya boşanma, ya kabullenme, ya da aldatılan kişinin terapiye gelmesi olmaktadır. Burada yardıma ihtiyacı olan daha çok aldatan kişidir. Ne gibi ihtiyacı onu aldatmaya sürüklüyor sorularına cevap bulunması gerekmektedir. Sonucu, hem aldatan kişi için hem de aldatılan kişi için onarılması gereken psikolojik bir süreç olsa da, her ikisinin de bu süreç de yardım alması gerektiği unutulmamalıdır. İhtiyaçlar temel alındığında erkekler kadınlara göre daha çok aldatır algısını zayıflatmış oluyoruz. Bu araştırmalarımın sonucuyla yola çıkarak, ihtiyaçlarınızı bilip vicdan azabı çekmeden seçmiş olduğunuz yolda yürürken, geride bıraktığınız kişide gözyaşlarının olmaması temennisiyle… Unutulmamalıdır ki, birinin yarım kalmasına sebebiyet vermek, sizin yarınızın sağlıklı bir şekilde tamamlanmamasına neden olabilir.
UZMAN KLİNİK PSİKOLOG DERYA YALÇINKAYA
http://www.deryayalcinkaya.com/
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.