Ahlat Ağacı Filminin Psikolojik Açıdan İncelemesi
(Lütfen filmi izledikten sonra okuyun)
Sinan ihmal edilmiş bir çocuk. Üniversiteyi bitirdiğinde karşılayanı yok, KPSS’ye giderken uğurlayanı, askerden geldiğinde bekleyeni yok. Hayatının önemli geçişlerinde sarılanı yok. Annesi fakirlik ile mücadele ederken konuşma balonları şikayetle dolu. Babası hakkında şikayet etme hakkını da kendi elinde tutuyor, oğlu sitemkar konuştuğunda da o senin baban diyor. Çocuğa kendini ifade etme alanı yok. Tutunabileceği iyi nesne yok. Depresif annesinin yüzü gülmüyor, tutunduğu herhangi bir kaynak yok. Televizyon karşısında bir şeyler yiyerek zamanını geçiriyor. Babası Sinan’dan talep ediyor, kuyudaki taşı çıkarmasını, kapıyı tutmasını, para vermesini, sigara almasını… Baba talep ederken çocuk sevgi bile talep edemiyor. Eleştirerek elinden geleni yapıyor. Düşünen sorgulayan bir insan olarak bilinç hastalığına yakalanmış. Babasının ilişki kurma yöntemi bu olabilir ya da baba bastırma mekanizmasını hayatına öyle bir entegre etmiş ki tüm ilişkilerden kendini çekmiş. Sinan kitap yazmış ancak sadece 2000 lirası bile yok, işi yok, babası gibi kaçacak köyü yok. Parayı tekelinde bulunduranlar onu başından atıyor. Değersizlik ve çaresizlik, içine kapanan her kapıyla daha da çörekleniyor. Babasına gelen hakaretler ona da geliyor, içini burkuyor. Okuyor. Açılan pencerelerden kendini bırakacakken mutfaktan babasının tıkırtıları geliyor. Annesi gidiyor sonra, başlıyorlar para kavgasına. Parasız olmuyor, elektrik, su, aidat, kira, çocuğa telefon… Her biri insanın temel ihtiyaçlarından öteye gidemediği bir dünyanın gözdeleri.
Bir de o köpek.. Ah o köpek. O da başarılı bir oyuncu kadrosunun parçası. Bakışlarında babanın hüznünü paylaşıyor. Sinan için babasının kıymetlisi. Belki de bu yüzden kendi arzularına giden yol için köpeği veriyor gibi görünse de aslında babasıyla arasındaki bir engel o. Babasının sevgisini, ilgisini, zamanını verdiği nesne. Uğruna gözyaşları döktüğü kıymetlisi, Sinan’ın hiç olamadığı.
Bu arada Nuri Bilge Ceylan bizi intihar kandırmacasıyla şaşırtıyor. Bence orada “siz bunu bekliyorsunuz ama sizin dram seven yanınızı beslemeyeceğim” demek istiyor. Ancak bize o vermediği dramın arkasında çok daha özel bir duyguyu hatırlatıyor, bize dayanma gücü veriyor. Ölmek kolay olanı ama biz güçlüyüz, biz güçlü kimlikleriz.
Son sahnede kuyuya atılan her kazma babasıyla Sinan’ın barış antlaşmasının imzası. Babasının cüzdanından çıkan gazete küpürü ve ardından “Ahlat Ağacı”nı kutsal kitap gibi baş ucunda tutması benliğini oluşturan parçalardan önemli birinin babası olduğunu fark ettiriyor Sinan’a. O kitabı da o sayede yazmıştı.
Sinan ihmal edilmiş bir çocuk. Üniversiteyi bitirdiğinde karşılayanı yok, KPSS’ye giderken uğurlayanı, askerden geldiğinde bekleyeni yok. Hayatının önemli geçişlerinde sarılanı yok. Annesi fakirlik ile mücadele ederken konuşma balonları şikayetle dolu. Babası hakkında şikayet etme hakkını da kendi elinde tutuyor, oğlu sitemkar konuştuğunda da o senin baban diyor. Çocuğa kendini ifade etme alanı yok. Tutunabileceği iyi nesne yok. Depresif annesinin yüzü gülmüyor, tutunduğu herhangi bir kaynak yok. Televizyon karşısında bir şeyler yiyerek zamanını geçiriyor. Babası Sinan’dan talep ediyor, kuyudaki taşı çıkarmasını, kapıyı tutmasını, para vermesini, sigara almasını… Baba talep ederken çocuk sevgi bile talep edemiyor. Eleştirerek elinden geleni yapıyor. Düşünen sorgulayan bir insan olarak bilinç hastalığına yakalanmış. Babasının ilişki kurma yöntemi bu olabilir ya da baba bastırma mekanizmasını hayatına öyle bir entegre etmiş ki tüm ilişkilerden kendini çekmiş. Sinan kitap yazmış ancak sadece 2000 lirası bile yok, işi yok, babası gibi kaçacak köyü yok. Parayı tekelinde bulunduranlar onu başından atıyor. Değersizlik ve çaresizlik, içine kapanan her kapıyla daha da çörekleniyor. Babasına gelen hakaretler ona da geliyor, içini burkuyor. Okuyor. Açılan pencerelerden kendini bırakacakken mutfaktan babasının tıkırtıları geliyor. Annesi gidiyor sonra, başlıyorlar para kavgasına. Parasız olmuyor, elektrik, su, aidat, kira, çocuğa telefon… Her biri insanın temel ihtiyaçlarından öteye gidemediği bir dünyanın gözdeleri.
Bir de o köpek.. Ah o köpek. O da başarılı bir oyuncu kadrosunun parçası. Bakışlarında babanın hüznünü paylaşıyor. Sinan için babasının kıymetlisi. Belki de bu yüzden kendi arzularına giden yol için köpeği veriyor gibi görünse de aslında babasıyla arasındaki bir engel o. Babasının sevgisini, ilgisini, zamanını verdiği nesne. Uğruna gözyaşları döktüğü kıymetlisi, Sinan’ın hiç olamadığı.
Bu arada Nuri Bilge Ceylan bizi intihar kandırmacasıyla şaşırtıyor. Bence orada “siz bunu bekliyorsunuz ama sizin dram seven yanınızı beslemeyeceğim” demek istiyor. Ancak bize o vermediği dramın arkasında çok daha özel bir duyguyu hatırlatıyor, bize dayanma gücü veriyor. Ölmek kolay olanı ama biz güçlüyüz, biz güçlü kimlikleriz.
Son sahnede kuyuya atılan her kazma babasıyla Sinan’ın barış antlaşmasının imzası. Babasının cüzdanından çıkan gazete küpürü ve ardından “Ahlat Ağacı”nı kutsal kitap gibi baş ucunda tutması benliğini oluşturan parçalardan önemli birinin babası olduğunu fark ettiriyor Sinan’a. O kitabı da o sayede yazmıştı.






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.