Muhakkak rastlamışsındır: Bakkala küçük bir çocuk girer, bakkal amca ona ne istediğini sorar. Çocuk utanır, sıkılır, raflarda çikolatalara, gofretlere, tezgahta sakızlara jelibonlara bakar ama bir türlü bilemez ne istediğini. Bakkal amca saymaya başlar neler verebileceğini. O kararsızdır. Bakkal amca saymaktan sıkılır, oflamaya başlar…

İşte bir bakkal amcadır yaşam. Biz ondan ne istiyorsak tam olarak onu verir bize. Aslında bu zamana kadar iyi ya da kötü ne yaşamışsak hepsi bakkal amcadan istediklerimizdir. O halde ondan iyi şeyler istemek olmalı işimiz.

Birinci adım: Ne İstediğinizi Belirleyin?

Nedir istediğiniz? Bir kağıt kalem alın ve istediklerinizi yazın. Hemen şimdi. Okumayı bırakın. Belki bunu daha önce defalarca yaptınız. Yani okuma işini daha önce defalarca yaptınız. Hadi şimdi farklı bir şey yapın bu kez yazın. Zihninizin tamamen netleşmesini sağlayın. İstediğiniz şey ile ilgili hiçbir şüphe kalmamalı. “Ben tam olarak ne istiyorum? diye sorun kendinize ve cevabı için de çok acele etmeyin. Bırakın soru, bilinçaltının derinliklerinde süzülsün, cevap kendisini koysun ortaya.

İkinci adım: Temeldeki inanç kalıplarını doğru kurun

İsteklerinizi destekleyen inançlar oluşturun, aynı zamanda da bu amaçlarınıza karşı olan eski inançlarınızı temizleyip atın.

Örneğin başarılı bir iş kurmak amacında olduğunuzu varsayalım, bununla birlikte para ve zenginliğin kötü olduğuna dair inançlarınız varsa başarılı olmanız mümkün değildir, ne kadar uğraşsanız da bu olumsuz inançlar sizin yükselmenizi engelleyecektir. Örneğin bir danışanım yıllardır çok çalışır çabalar ama bir türlü aylık kazancını belli bir cironun üzerine bir türlü çıkaramaz. Birlikte çalışırken fark ettiğim şey şu oldu: “ Zenginlik insanları yoldan çıkarır” gibi bir temel inancı vardı ki bu inanç yüzünden ne kadar çabalarsa çabalasın istediği sonucu asla yakalayamazdı.

O halde bilinçaltınızı sizi destekleyen inançlarla doldurmanız gerekmekte.

Üçüncü adım: Esnek olun ve kendinizi geliştirmeyi sürdürün.

Başarılı bir iş kurmak amacındaysanız, örneğin çevre sağlığı üzerine bir iş kurduğunuzu varsayalım; bu alanda ki gelişmeleri iyi takip etmeli, pazarda neler olup bittiğini bilmeli, konuyla ilgili insanlarla tanışıp çevre edinmeli ve gerekiyorsa ani değişikliklere hazır olmalısınız. Piyasa kötü diye kendinizi piyasaya değil, piyasayı kendinize uyduracak girişimleri hızla bulup hayata koyacak esnekliğe sahip olmanız gerekiyor.

Yaşamda esnek olmayan her şey kırılır. Esneklik başarının yarısıdır.

Diğer önemli nokta da kendinizi geliştirmeyi bırakmamanız.

O halde amaçlarınıza yönelik bir zihne sahip olmalı, yaşamdan her gün bir şey öğrenmeyi bırakmamalısınız.

“Hep istiyorum ama hiç bir şey olduğu yok? diyen bir çok insanla karşılatım ve hemen her gün de karşılaşmaya devam ediyorum. Ve onlarla biraz konuşup da bir kaç soru sorduğumda ne istediklerini gerçekten bilmediklerini görüyorum. Ardından buna kendileri de şaşırıyorlar. Gerçekten bu zamana kadar başardığınız her şey zihninizde şüphe etmeyecek şekilde inandığınız ve başaracağınızdan emin olup gerçekten istediğiniz şeylerdir.

Sizin inanmadığınız bir şeyi başardığınız oldu mu? Benim cevabım çok net ki HAYIR…

Ne istediğini bilmek başarının ilk adımıdır. Siz bu yaşamdan ne istiyorsunuz?
Oyuncular yaşamda ne istediğini bilen ve ne yapıyorsa bilinçli yapan, başarıyı şimdiden yaşayan bireylerdir.

Seyirciler yaşamdan ne istediklerini bilmeyen, (ki bunun için seyirci kalmaktadırlar) kararsızlık içinde bir oyana bir buyana sallanan, günlerini böyle geçiren, umutsuzluk ve karamsarlık yayan bireylerdir.

Herkes, “ben yaşamdan ne istiyorum? sorusunu sorarak ve ne istediğini tespit edip harekete geçerek hemen oyunculaşabilir.

Peki ya siz ne istiyorsunuz?

Bu bakkal amcada aklınıza gelebilecek her şey var. İyi de var, kötüde, mutlulukta var acı da, zevk de var hüzünde, sevgi de var güzellikte; hadi seçin bakalım.

Ne versin size bakkal amcanız?