2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Pandemi Günlerinde Hayatlar-Röportaj Serisi/1-Hemşire
YAZI #6493 © Yazan Uzm.Psk.Esra KESKİN | Yayın Mayıs 2020
Hayatımızın kısıtlandığı, emniyet hissimizin azaldığı ve kaygıyı daha çok hissettiğimiz bu günlerde birbirimizden öğreneceğimiz ne çok şey var. Bu röportaj serisinde yer alacak farklı hikayelerin sevgi, şefkat, üzüntü, endişe gibi evrensel duyguları paylaşmamıza ve birbirimizin deneyimlerine şahitlik ederken, birlikte büyümemize vesile olmasını temenni ediyorum.
İlk röportajımın konuğu Sevgili Bilge. İstanbul’da hemşire olarak görev yapan çok eskilerden bir arkadaşım.


*Merhaba Bilge. Öncelikle nasılsın? Bu sürecin hepimizden daha fazla sağlık çalışanlarını etkilediği aşikâr. Bir yandan işine devam etmek zorundasın. Diğer yandan sürecin beraberinde getirdiği zor duyguları, yaşantıları deneyimliyorsun. Neler yaşadığını biraz anlatır mısın?

Değişken hallerdeyim. Sürecin başına göre daha iyiyim. Kabullendim, belki teslim oldum. Hastayla birebir temas kurmadığım bir alanda çalışıyorum; evde sağlık hizmetlerinde kalite birim sorumlusuyum. Hastane hizmetini yatalak/engelli vb. ihtiyacı olan gruba götürüyoruz. Hasta evine gitmiyorum ama ev ziyareti yapan her arkadaşımla iç içeyim. Yakın temas durumundayım yani, en az onlar kadar risk grubundayım bu durumda. Vakalar Türkiye’de görülmeden de olası süreç hazırlıklarımız oluyordu ama birebir yaşamak daha farklı hissettirdi. İlk zorluğu okulların tatil olmasıyla yaşadım. 6 yaşında bir oğlum ve 4,5 yaşında bir kızım var. Bu yaş grubunda çocuğu olan kamu sağlık çalışanına 14 Mart 2020 Cuma günü izin verilebileceği bilgisi yayınlandı. Ancak izinlerin 16 Mart 2020 Pazartesi günü iptal edildiğini öğrendik. İstanbul’da bir devlet hastanesine bağlı çalışırken, görevli olduğum evde sağlık birimi eğitim araştırma hastanesine bağlanınca Haseki’ye geçici olarak görevlendirildim. Kayınvalidem sağlık sorunu olmasına ve riskli grupta yer almasına rağmen çocuklarla ilgilenebileceğini söyledi. Aynı binada oturuyoruz. Ben önce çıkıyorum evden, eşim işe giderken çocuklar da babaannelerine gidiyorlar. Ben çalışmaya devam ediyorum, işyerinde herkes çok gergin. 1 hafta daha böyle geçti ve eşim de işe gitmeme kararı aldı. Kadromun bulunduğu hastaneden bazı arkadaşlarımın Covid-19 testlerinin pozitif çıktığı yönde haberleri gelmeye başladı. Ben işe yürüyerek gidip gelmeye başladım. Pazar ve markete gitmeyerek önlemleri artırıyorduk derken devlet eliyle alınan tedbirler yayınlanmaya başladı.

Uyku düzenim bozuldu, evde gergin bir şekilde dolaşmaya başladım, rüyalarım sıklaştı ve hepsinde belirtileri taşıyordum, öyle ki uyandığımda eklemlerimin ağrısının hissediyordum. Ağlama krizlerim başladı ve evdekileri etkilememek için bu halimi saklama stresini de taşımaya başladım. 11 Mart’tan itibaren her gün istisnasız ağladım ve çocuklarıma doymak için öptüm, uyurken izledim. Çocuklarımla geçirebileceğim vaktim çok daraldı, her sabah namazdan işe gidene kadar.

Sayıların artması, taşıyıcılık riskimin fazla olması sosyal izolasyon için hep bir sebepti benim için. Sonunda korktuğumuz oldu ve arkadaşlarımız Covid-19 hastası olan bir eve ziyarette bulundu. (Hasta yakınları bunu sakladı, test sonucu pozitif olan hastalar ilçe sağlığın takibinde, buna çok kırıldım, polis memurunun yüzüne tüküren bir adam olmuştu, bu da çok farklı değil açıkçası, bu bencilliğe çok kızıyorum!) O gün eşimi aradım ve dedim ki “Artık birlikte kalamayız.” (30 Mart 2020)
Ağladım. Bugün son kez öpmüşüm çocuklarımı diye düşündüm. Bir gün önce de oğlumla tartışmıştık, pişmanlık tavan yani.

İlk başta kötü, kırgın, darmadağınık başladım ama şu an iyiyim. İki gün evdeki sessizlik beni rahatsız etti, elim kolum kalkmadı, yemek yemedim, çay içmedim. Çarşamba günü sabah kalkıp camı açtım, havanın içime girişini hissettim ve dedim ki “Sakın ümidini kesenlerden olma.” (Hicr 55)

Bir de arkadaşlarımızın, hasta ziyaretine (onların korunması adına) izin verilmeyen hasta yakınları tarafından darp edildiği haberlerini aldık. Haberlerde bir güvenlik görevlisinin bıçaklandığını izledik. Ben bana ihtiyacı olan çocuğumdan ayrı kalıyorken, birilerinin marketten pazardan ayrı kalamamasını, rahat rahat hava almalarını haksızlık olarak değerlendiriyorum ve bu çok onur kırıcı.

*Gerçekten çok zor ve yorucu bir süreç olmalı senin için. Peki, bu sıkıntılarla birlikte güzel haberler aldığın da oluyor mu? Covid-19 tanısı konmuş ve iyileşmesine tanık olduğun hasta/hastalar? Bizimle paylaşmak istediğin umut verici bir hikâye varsa dinlemek isteriz senden.

Tanı konulmuş hastayla doğrudan yakınlaşmam olmadı, daha önce birlikte çalıştığım arkadaşlarımdan yakalananlar var, ev karantinasındalar, bazıları hastanede tedavi sürecindeler maalesef. Aile çevresinden de duyduklarımız oldu. Onlarla telefonda görüşüyoruz. Onlara umut vermek isterken kurduğum cümlelerin bana da iyi geldiğini fark ettim. En umut verici şey; her konuştuğum arkadaşımın sıkıldığımız rutin hayatın ne kadar değerli olduğunu, unuttuğu şeyleri hatırladığını ifade etmesi oluyor. Bir arkadaşımın eşi evde kuran öğrenmeye başladı mesela, namaza başlayanlar var.

*Peki sen bu zor dönemde kendine nasıl destek oluyorsun? Sana güç veren, iyi gelen neler var? Özellikle sana yardımcı olduğunu düşündüğün, iyi gelen kimler var hayatında?

Bütün kitaplık ve gardırobu düzenledim, mutfaktaydı sıra ama artık kendimi daha iyi hissediyorum. “Düşünce Gücüyle Tedavi” kitabında çizdiğim yerlere bakıyorum tekrar tekrar. Meal okumaya başladım epey aradan sonra, düzenli. Not alıyorum. Yazarak ifade ediyorum kendimi, duygularımı yaşamaya izin veriyorum. Online terapi diye bir güzellik yaptılar, ona başladım. (Emdr Travma İyileştirme Grubu) İnanmak beni çok rahatlatıyor. Tevekkeltü Alallah diyorum sık sık. Bahsetmiştim, Hicr 55. ayet tutunduğum dal.
Belki de kurtuluşum mesleğimdir diye düşünüyorum. Çocukluğumdan beri duamda “Allah’ım şehit olarak ölmeyi nasip et, hayırlı ölüm ver diye dua ederim.” Belki duamın kabulüdür bu süreç bilmiyorum. Bana bu merhameti veren Allah çocuklarıma sahip çıkacaktır biliyorum ve bunları hatırlamak, tekrar etmek bana iyi geliyor.

Çocukların uyku öncesi kitabını ben okuyorum, görüntülü konuşuyoruz. Hayvan taklitleri, yoga hareketleri, bilmeceler araştırıp ekrandan eğleniyoruz, onları mutlu görmek bana iyi geliyor.
Kurabiye yapıyorum, çocuklara gönderiyorum. Yaşam için umudumu perçinlesin diye ertesi günün programını tasarlıyorum.

Birkaç yakın dost, eşim ve ailem hep yanımdalar sağolsunlar, hepsinin varlığı çok iyi geliyor. Bir de çay. Tekim falan demeden demliyorum mutlaka, kendime değer vermeyi öğreniyorum galiba.
Ayrıca bu süreçte sağlık çalışanları için yapılan alkışlar çok iyi geldi.

*Kaynaklarının güçlü olduğunu görüyorum. Kendine iyi bakabilmen ne kadar sevindirici. Ailenden ayrı kaldığın, evde izole olarak yaşamaya devam ettiğin bu süreçte, çocukların, eşin, ebeveynlerin nasıl hissediyor? Çocuklarına durumu anlattığında nasıl karşıladılar? Bu durumla nasıl başa çıkıyorlar?

29 Mart günü, hafta sonu evdeydim ve süreç ilerlediği için çocuklarla biraz ayrı kalabileceğimizi konuşalım diye düşündüm. Kızım çok ağladı, kucağıma oturdu, bensiz yaşayamayacağı, beni görmeden duramayacağı, öpmeden yapamayacağı gibi şeyler söyledi. Hayır, kabul edemem karantina istemem diye hiç kullanmadığım kelimeleri bile söyledi, ben de ağladım. Oğlum “Çok sürecek mi” dedi sadece. Zaten ertesi gün evleri ayırdık. İşten sonra eve geldim. Çocuklar görmek için kapıya geldiler ve kızım çok ağladı “Elimi yeni yıkadım, bak bir kere daha yıkarım ağzımı da yıkarım bir kere öpeyim” diye. (Aslında onun için büyük teklifti çünkü yıkamaktan ellerinde egzama oluşmuştu ve kanama derecesindeydi, o yüzden yıkamak işkenceydi.) Hayır dedim, hayatımın en zor dik duruşuydu galiba, anlatmaya çalıştım ama dinlemek istemedi, ağlayarak merdivenleri çıktı, “Sen hiç güzel bir anne değilsin, bir anne çocuğunu sevmez mi sen bizi sevmiyorsun.“ diye diye çıktı. Kapattım kapıyı ağladım saatlerce. Neden bu mesleği seçtiğimi, neden daha önce istifa edemediğimi sorguladım. (Mesleğimi seviyorum ama Türkiye’deki bakışı, toplumun gözünde meslek olarak yer edememiş olması sebebiyle ara ara bırakmak istediğim olmuştur.)
Oğlum içine atan bir karakter, sadece “özledim” diyor, çok temkinli. “Sağlığımız için şimdi uzak durmalıyız.” diyor. Kızım her şeyi anlatır. Fahrettin Koca’yı beklediğini ifade ediyor her gün kendi ifadesiyle “Virüs belası bitti.” desin diye.

Telefonumun hoparlörü birkaç kez sorun çıkardı, anlayamadık ama götüremiyoruz da bir yere, eşim hemen telefon almış netten haberleşemezsek diye. Eşim güçlü görünme çabasında, çocuklarla bu kadar vakit hiç geçirmemişti sanırım, artık her şey O’nda. Benim korkularımı kırmaya çalışıyor ama o da korkuyor, il içinde her hangi bir hastaneye görevlendirilebilirim ve artık eve de gelemeyebilirim. Bana moral verme çabasında hep, sigarayı azalttı, eski işyerinden bir arkadaşını kaybettik Covid-19 sebebiyle. Olayı o zaman idrak etti sanıyorum.

Annem de çok üzgün, gözleri dolu dolu konuşuyor hep benimle. İyi olduğumu ifade ediyorum ama çocuklara, ayrı kalışımıza, sağlık çalışanı olmama hepsine üzgün. Babam da arayıp bir şey olmaz kafanı dinle diyor.

*Gelecekle ilgili umutlarını, özlemlerini de duymak isterim.

Çocuklarım en büyük özlemim, ailece yan yana olmak öncelikli olmakla birlikte, sevdiklerimin hepsi özlemim. Ülkemizin ve dünyanın selamete çıktığını görüp hemen izin almak istiyorum, bütün vaktimi çocuklarla geçirmek. Otel gibi değil de köy gibi yerlerde yemekle uğraşmadan ağacın kuşun sesini duyup çocuklarla kaybettiğimiz zamanı telafi etmek arzusundayım.
Bu süreç herkes gibi bana da çok şey öğretiyor, hatırlatıyor. Gönüllü olarak insanların birbirine destek vermesi, ihtiyacı olana koşmak, çabalamak, var olanın kıymetini bilmek. Umudum bu süreçten öğrendiklerimizi hep canlı tutmak olur. Mesleki olarak değerimizin anlaşılacağına inanmak istiyorum.

*Güzel dileklerine tüm kalbimle eşlik ediyorum Bilge. Son olarak, eklemek istediğin bir şey var mı?

Herkesin evinde kalmasını rica ediyorum, boşa gitmesin bu kadar çaba, bu çırpınışlar, kendilerini düşünmüyor ya da bağışıklıklarına güveniyor olabilirler ama taşıyıcı olabilecekleri her insan için ellerinden geleni yapsınlar lütfen. Kendilerini korumaları bizim için yapabilecekleri en önemli şey. Bazen pasta börek kurabiye getirmek istiyorlar, çok tatlılar ama evlerinde kalmaları bizim için en gerekli olan. Bugün evimizde kalalım ki onları sonra “hep birlikte” yiyelim, eksiklerle değil.

Bu sıra dışı ve zor zamanlarda şüphesiz siz değerli sağlık çalışanlarının emeği, fedakarlığı, katkısı çok kıymetli Bilge. Senin nezdinde tüm sağlık çalışanlarına bir kez daha teşekkür ediyorum, güzel dilek ve dualarımı gönderiyorum.
Röportaj serisinin ilk konuğu olarak da sana ayrıca çok teşekkür ederim.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esra KESKİN Fotoğraf
Uzm.Psk.Esra KESKİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi35 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Esra KESKİN'in Makale ve Yazıları
► Patinaj Çeken Hayatlar Psk.Hasan DURAN
► Tüketilmiş Anlamlar Serisi Psk.Emre ŞENGÜR
► Boşanma Röportaj Psk.Mehmet CAN
► Pandemi ve Psikolojimiz Psk.Namık ACAR
► Pandemi Döneminde Kaygı Psk.Kamil DEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Pandemi Günlerinde Hayatlar-Röportaj Serisi/1-Hemşire' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:34
Top