Bir şeyin nerede başlayıp, nerede bittiğini gösteren şeye biz ‘sınır’ diyoruz öyle değil mi?

Fiziksel dünyada sınırlarımızı belirlemek, tanımlamak kolay.
Mesela bir bankamatik sırasında veya toplu taşımada biri gelir dibimize girer kişisel sınırımız ihlal edildiği için rahatsızlık duyarız.

Peki ya ruhsal sınırımızın ihlal edildiğini nasıl anlayacağız?

Duygusal/Ruhsal sınırların ihlali arkasında bir takım izler bırakır:
> Bunlardan ilki kronik depresyon
Aylarca, yıllarca süren huzursuzluk hissi, öfke hali, ne kadar çabalasam da bir yere varamıyorum hissi, bıkkın ve bezgin ruh hali

> Anksiyete bozuklukları
Panik ataklar, obsesif kompulsif bozukluk, takıntılar

> Fobiler

> Yeme Bozuklukları

> İlişkiler
Eğer ilişkilerinizde bir türlü huzur bulamıyorsanız, sürekli terk ediliyorsanız, ilişkiyi dengede tutamıyorsanız buralarda sınır ihlalini akla getirmekte fayda var.

Duygusal/ruhsal/fiziksel sınırlarımıza yapılan ihlali fark edebilmek için yapılabilecek en temel şey ‘kendine kulak vermek’.

Beslenme problemleriniz, takıntılarınız ya da anksiyeteniz ne zaman, hangi ilişkilerden veya durumlardan sonra tetikleniyor? Hayatınızdaki insanlarla ve olaylarla bağlantı kurmaya çalışın:
Mesela ‘her annemi ziyaret ettiğimde takıntılarım artıyor’
‘partnerimle çatışma yaşadığımda yeme davranışım değişiyor’ gibi kendinizde ip uçları yakalamaya çalışın.

Neden sınır çizmekte zorlanıyoruz?
Çünkü çocukluğumuzda daha benliğimizin temelleri atılırken ‘kendim olursam sevilmem’ inancı/korkusu işliyor içimize.
İlişkilerimiz uğruna kendimizi, kendi benliğimizi feda ediyoruz aslında.
Eğer insanları hayal kırıklığına uğratmaktan, onların gözündeki değerinizi kaybetmekten korkarak iletişim kuruyorsanız onların psikolojik baskılarına da direnmeniz pek mümkün olmayacaktır.
Yapmak istemediklerinizi yapar, gitmek istemediğiniz yerlere gider, giymek istemediğiniz şeyleri giyer, söylemek istemediğiniz sözcükler sarf edersiniz. Ve bir bakmışsınız zamanınızı ve enerjinizi hiç istemediğiniz şekilde tüketmişsiniz.
‘Ben böyle düşünmüyorum’ diyebilmek,
Neye evet, neye hayır diyeceğini öğrenmek; kendini tanımaktan, neye ihtiyacın olduğunu bilmekten, yani özünde sağlam bir benlik inşasından geçiyor.

Sınırlarınızı koruyacaksanız, önce siz o sınırları keşfetmeli, tanımalısınız.

Kimim ben?

Ne istiyorum?

Bu konu hakkında ne hissediyorum?

Kırmızı çizgilerim neler?

Hayatta olmazsa olmazlarım neler?

Bu yaptığım gerçekten gerekli mi, yoksa dışlanmamak için mi boyun eğiyorum?

Hangi motivasyonla hareket ediyorum?

İşte bu soruları kendinize sorup yanıtları keşfetmeye başladığınızda diğerlerine sınır çizmek aynı oranda kolaylaşacak.