2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Obsesif Kompulsif Belirtiler Üzerindeki Etkisi
YAZI #6729 © Yazan Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ | Yayın Ekim 2020
DOI: 10.26466/opus.618175

Obsesyon kelimesinin kökeni Latince “obsidere” kelimesine dayanmakta
ve tedirgin eden, bireye rahat vermeyen, bunaltan anlamlarını taşımaktadır. Psikiyatri literatüründe ise bireyin yanlış olduğunu bilmesine karşın
zihninden çıkaramadığı, muhakemesi ile anlamlandıramadığı ve arzu
etmediği takıntılı düşünceler olarak tanımlanmıştır (Sakallı, 2014).
DSM-5’de obsesif kompulsif bozukluk tanımlanırken, temel iki başlığa
yer verilmiştir; takıntı (obsesyon) ve zorlantı (kompulsiyon). Obsesyonlar,
bireyin zorla ve arzulamadan yaşadığı, genellikle belirgin kaygı sebebi
olan tekrarlayıcı düşünceler, itkiler veya imgeler olarak tanımlanmıştır.
Birey bu düşüncelere, itki veya imgelere aldırış etmemeye çalışırken, başka bir eylem ile bu düşünceleri yüksüzleştirmeye çalışabilir. Kompulsiyonlar, obsesyonlara tepki olarak, bireyin yapmak zorunda hissettiği davranışlar olarak tanımlanmıştır. En yaygın kompulsiyonlara örnek olarak,
el yıkama, düzen ve denetleme davranışları ile sayı sayma, sessizce sözcükleri tekrarlama gibi zihinsel eylemler verilebilir. Bu kompulsiyonların
amacı bireyi yaşadığı kaygı ya da sıkıntıdan uzaklaştırmaktır. Ancak bu
kompulsiyonlar ile deneyimlenen kaygı arasında, gerçek anlamda kaygıyı
azaltacak bir ilişki bulmak oldukça güçtür. Kompulsiyonlar bireyin zamanını aldığı gibi, klinik açıdan da belirgin bir sıkıntıya, toplumsal ve iş ile
ilgili alanlarda işlev düşmesine sebep olabilmektedir (APA, 2013).
Sorumluluk algısının ortaya çıkardığı kaygının azaltılması için kaçma,
kaçınma ve/veya tekrarlama stratejileri kullanılmaktadır. Bu stratejiler
bireyin yaşam alanını daralttığı gibi işlevselliğini de olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle kaygıya neden olan obsesif düşünceler bireyin zihnine geldiğinde tepki verme dürtüsü oluşmaktadır. Bu dürtü ise
kompulsiyonlar ile sonuçlanmaktadır. Bu döngünün kırılabilmesi zamanla daha zor bir durum alabilmektedir. Bilişsel davranışçı yaklaşım, bu
döngüyü kırabilmek için sistematik maruz bırakma ve tepki önleme gibi
stratejiler ile birlikte gevşeme egzersizlerini kullanmaktadır (Şenormancı,
Konkan, Güçlü ve Sungur, 2012). Literatürde obsesif kompulsif bozukluk
tedavisinde bilişsel davranışçı psikoterapi yaklaşımını destekleyen çok
sayıda yayın bulunmaktadır (Kozak ve Foa, 1997; Abramowitz, Franklin,
Schwartz ve Furr 2003)

Bilişsel Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi
Obsesif kompulsif bozukluk, bilişsel ve davranışsal boyutları olan obsesyonlar ve kompulsiyonlardan oluşmaktadır (Sadock ve Sadock, 2008).
Obsesif kompulsif bozukluğun açıklanmasında bilişsel modellere başvuran görüşler literatürde uzun zamandır yer edinmiş yaygın görüşlerdir
(Clark, 2004). Bilişsel davranışçı kuram, obsesif kompulsif bozuklukta
görülen obsesyonların, inatçı düşüncelerden farklı olmadığını belirterek,
bu obsesyonların inatçı düşünceler ile başlamakta olduğunu ifade etmektedir. Kurama göre obsesif düşüncelerin klinik obsesyonlardan farkı bulunmamaktadır. Yaygın görüşün aksine, toplumun büyük kısmında bulunmaktadırlar. Bilişsel davranışçı kuram, klinik olarak görülen obsesyonları inatçı düşüncelerden ayıran temel farkın, klinik görülen obsesyonların
bireyi oluşabilecek zararlardan koruduğuna inanılması veya zararın önlenmesinde bireyin kendini sorumlu olarak görmesi ve yorumlaması olduğunu ifade etmektedir (Salkovskis, 1985). Kurama göre, bireylerin
önemli bir kısmında zorlayıcı düşünceler ve/veya dürtüler bulunabilmekte, bu zihinsel süreci birey kendi sorumluluğu ile açıklama eğilimi gösterdiğinde ise tablo klinikleşmektedir.
Bilişsel davranışçı terapi yaklaşımı, yakın zamanlı literatür çalışmalarında bilinçli farkındalık müdahalelerine de yer vermekte ve ortak kullanımına ilişkin müdahale uygulamaları geliştirmektedir (Segal, Williams ve
Teasdale, 2018; Lucas, Klepin, Porges ve Rejeski, 2018; Wielgosz ve ark.,
2018; Kabat-Zinn, 2009). Bilinçli farkındalık yaklaşımının içeriğine ve psikoterapi alanında kullanımına ilginin artması, bilinçli farkındalık temelli
bilişsel terapinin deneysel kullanımına ve araştırılmasına yol açmıştır.
Bilinçli farkındalık tanımı üç farklı anlamı içinde barındırmaktadır. Bir
kuramsal temeli ifade ettiği gibi farkındalığın artması için yapılan pratikler anlamında da kullanılmaktadır. Ayrı olarak, zihinsel ve ruhsal bir süreç olarak tanımlanan “bilinçli farkında olma” durumunu da ifade etmektedir (Germer, Siegel ve Fulton, 2016). Bilinçli farkında olma durumu uygulanan meditasyon pratikleri ile geliştirilebilen zihinsel ve ruhsal bir süreçtir (Bishop ve ark., 2004). Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi yaklaşımının etkililiğini sınayan bilimsel çalışmaların yaklaşık olarak 30 yıllık bir literatür geçmişi bulunmaktadır. Ancak obsesif kompulsif bozukluk üzerindeki etkisini sınayan ilk çalışma Hertenstein ve ark. (2012) tarafından yapılmıştır. Çalışmada 12 katılımcı ile oluşturulan müdahale grubuns sekiz
haftalık bir terapi uygulanmıştır. Uygulamada sistematik maruz bırakma ve tepki önleme stratejileri ile birlikte bilinçli farkındalık yaklaşımı entegre edilerek çalışılmıştır. Hertenstein ve ark. (2012), obsesif
kompulsif bozukluk için bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi tekniklerinin kabul edilebilir ve etkili olduğunu ifade etmiştir. Sekiz hafta
süresince ve sonrasında katılımcıların betimledikleri belirti düzeylerinde azalma, şimdiki zamanda daha etkin bir biçimde kalabilme, hoş
görülmeyen duygulara gösterilen toleransın artması, hem günlük hayatta hem obsesif kompulsif bozukluk belirtilerinde daha hoşgörülü bir
anlayış ve tutum ile birlikte duygulanım ve uyku kalitesinin arttığı
yönünde geribildirimler verilmiştir. Elde edilen sübjektif geribildirimlere göre, gerçekleştirilen uygulama obsesif kompulsif belirtiler üzerinde etkili olmuştur.
Külz ve ark. (2014) tarafından gerçekleştirilen diğer bir çalışma protokol olarak sunulmuştur. Psikiyatri desteği ve/veya bilişsel davranışçı
psikoterapi desteği almış ancak tam iyileşme görülmemiş bireyleri kapsayan çalışma, kontrol gruplu ve yapılandırılmış bir pilot çalışma olarak sunulmuştur. Oluşturulan bir grup bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına, diğer grup ise psikoeğitim koçluğu programına
dahil edilmiştir. Çalışmanın sonucunda bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan bireylerin obsesif kompulsif belirti düzeylerinde anlamlı derecede düşme görüldüğü belirtilmiştir. Bu çalışmada, bilinçli farkındalık
temelli bilişsel terapi programının, bireylerin obsesif kompulsif belirti düzeyleri üzerindeki etkisi incelenmesi amaçlanmıştır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nazire Ayşenur YILMAZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ'ın Makale ve Yazıları
► Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Nedir? Psk.Özgün ÖKLÜK OCAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Obsesif Kompulsif Belirtiler Üzerindeki Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:55
Top