2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Üniversite Öğrencilerinin Duygu Düzenleme Güçlüklerini Azaltmadaki Etkisi
YAZI #6730 © Yazan Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ | Yayın Ekim 2020
Öz
Bu çalışma bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme güçlüklerini
azaltmadaki etkisini değerlendirmek amacıyla hazırlanmıştır. Araştırma, öntest-sontest modelli yarı deneysel bir çalışmadır.
Araştırma, İstanbul’da psikoloji bölümünde ikinci ve üçüncü sınıflarında öğrenim görmekte olan 10 öğrencinin katılımıyla
gerçekleşmiştir. Ölçme aracı uygulama öncesinde ön-test, uygulamanın bitiminde ise son-test olarak uygulanmıştır.
Araştırmada katılımcılara sekiz oturumdan oluşan her oturumu 90 dakika süren bir program uygulanmıştır. Tek grup öntest -
sontest kontrol grupsuz yarı deneysel desenin kullanıldığı çalışmada veriler, Wilcoxon İşaretli Sıra Testi ile çözümlenmiştir.
Yapılan analizler bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme
güçlüklerini azaltmada etkili olduğunu göstermiştir. Terapi programının kalıcılığını belirlemek için grup üyelerine onbeş ay
sonra tekrar duygu düzenleme güçlüğü ölçeği uygulanmıştır. Yapılan analiz sonucunda son-test ile izleme testi puanı arasında
bir farkın olmadığı, bu anlamda yapılan bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının uzun süreli bir etkiye sahip
olduğu bulunmuştur.
Anahtar Sözcükler: Duygu Düzenleme • Bilinçli Farkındalık • Bilişsel Terapi • Üniversite Öğrencileri
Abstract
This study is aimed to investigate the effects of mindfulness based cognitive therapy program on the decrease of university
students’ emotion regulation difficulties. Research is based on a quasi-experimental and pretest-posttest design. Sample
group is composed of 10 students who are in second and third year grade in psychology department. Measuring tools are
applied as a pretest before the program, and applied as a posttest after the program. Program was applied in eight sessions,
and each session lasted for 90 minutes. In the study, which has single group pretest-posttest quasi-experimental design, data
was analyzed using Wilcoxon Signed Rank Test. According to the results, mindfulness based cognitive therapy program is
effective on the decrease of university students’ emotion regulation difficulties. Difficulties in Emotion Regulation Scale was
administered again to specify the permanency of therapy program after fifteen months. Results have shown that there is not
any significant difference between the post-test and the follow-up test scores, therefore it can be said that mindfulness based
cognitive therapy program has a long term effect.
Keywords: Emotion Regulation • Mindfulness • Cognitive Therapy • University Student
1 Sorumlu Yazar: Volkan Demir, Üsküdar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, İzmir. Eposta:
demir.volkan@outlook.com
2 Nazire Gündoğan, Psikolog,. Klinik ve Adli Psikoloji Derneği, İstanbul, Türkiye. Eposta: nazireayse@gmail.com
Atıf: Demir, V., & Gündoğan, N. (2018). Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının üniversite öğrencilerinin
duygu düzenleme güçlüklerini azaltmadaki etkisi. Ege Eğitim Dergisi / Ege Journal of Education, 19(1), 46-66. Doi:
10.12984/egeefd.332844
47
Extended Abstract
Emotion regulation is the control of active emotions. These differences include factors such as; emotion
itself, density of emotion, duration of emotion, (Thompson, 1994; Gross 1998) or other psychological processes
as; memory andsocial interaction (Cole, Martin, Dennis 2004). Emotion regulation includes: how we experience
our emotions, how we express them, also how we effect them (Gross, 2002).
Difficulty in emotion regulation is defined as lack of mindfulness about emotions, difficulty in
comprehending and accepting emotions, also having difficulty in impulse control and behaviours focused on
aimed purpose during negative affection (Gratz ve Roemer 2004). Emotions can cause both negative and
positive results (John, Gross 2004). Main determinant is the way of emotion regulation (Denollet ve diğ. 2008).
Gross and Munoz (1995) indicated that emotion regulation is the base of psychological healthiness. Research has
shown that emotion dysregulation has negative effects on individuals’ health and well-being. Emotion
dysregulation, which effects individuals’ psychological health negatively and is defined as a part of clinical
picture in anxiety and mood disorders (Campbell-Sills and Barlow, 2007; Gibb et al., 2001; Hankin, 2005;
Maciejewski and Mazure, 2006). Emotional dysregulation may also be observed in psychological conditions
such as; generalized anxiety disorder (Mennin et al., 2002), posttraumatic stres disorder (Cloitre, 1998), drug
abuse (Hayes et al., 1996), disassociative symptoms (Briere, 2010), self-destructive behaviour (Gratz et al.,
2006, Gratz and Chapman, 2007), eating disorders (Sim and Zeman 2006; Whiteside et al., 2007) borderline
personality disorder (Linehan 1993; Gratz et al., 2006)
Method
The aim of this research is, evaluating the effects of mindfulness based cognitive therapy program on the
decrease of university students’ emotion regulation difficulties. Research is based on a quasi-experimental and
pretest-posttest design without a control group. The sample for this research comsisted of volunteer second and
third year students from psychology department in 2016-2017 academic year. Research is conducted with 10
students, (6 female and 4 male). Participants were between the ages of 19 and 22. Difficulties in Emotion
Regulation Scale, developed by Gratz and Roemer (2004), is administeredfor assigning students in the sample
group. Non-parametric Wilcoxon Signed Rank Test was used for testing the meaningfulness of the difference
between the pretest-posttest scores.
Results
Participants’ Difficulty in Emotion Regulation Scale pretest score mean is =101,50, posttest score mean is
= 90,50. Wilcoxon Signed Rank Test was used for testing the meaningfulness of the difference between the
pretest-posttest scores. According to the results, there is a significant difference between the pretest-posttest
scores of the participants’ (z=,-2,145 p<.05).
Students’ posttest Difficulty in Emotion Regulation Scale mean is = 90,50, follow-up test mean score is
= 88,30. There is not any statistically significant difference found between the posttest and follow-up test
results (z=,-102 p>.05).
48
Discussion
The Effectiveness of mindfulness based therapy program on the decrease of University students’ difficulty
in emotion regulation is tested in this research. According to statistical anaylsis, therapy program has a
statistically meaningful effect on the decrease of students’ difficulty in emotion regulation.
Difficulty in Emotion Regulation Scale was administered fifteen months after the completion to follow-upthe
decrease of emotion regulation difficulties. Results have shown that, there is not any significant difference
between the posttest and monitoring test scores. It can be a indication of mindfulness based cognitive therapy
program’s effect on the decrease of difficulty in emotion regulation that it can have a long term effect.
Mindfulness based cognitive therapy program which is prepared for this study, is mainly composed of
consciousness of emotions and emotion regulation. After eight sessions, while students’ stated their opinions
about sessions and themselves, they expressed that their consciousness about their emotions were increased in
the process. According to the results, these statements were verified.
Goldin and Gross (2010) expressed in their study that mindfulness is an effective method for the reduction of
emotion regulation difficulties. Considering similar studies in the literature, mindfulness based therapies have
positive effects on individuals’ cognitive and emotional processes (Baer, 2007; Johnson and Larson, 1982;
Cooper, Frone, Russell and Mudar, 1995; Mennin, Heimberg and Fresco 2005).
As a result of this study, mindfulness based cognitive therapy program is effective on the decrease in emotion
regulation difficulties. Follow-up test scores indicated that the effect of the program was long term.
49
Giriş
Üniversite dönemi gençlerin gelişimsel açıdan kimlik ve bağımsızlık kazanma çabalarının yanında içinde
bulundukları gelişimsel dönemin beraberinde getirdiği birçok sorunla baş etmek zorunda oldukları kritik bir
dönemdir (Rickwood, Deane, Wilson ve Ciarrochi, 2005). Bu dönemde öğrencilerin karşılaştıkları sorunlara
yönelik yapılan araştırmalar incelendiğinde, madde kullanımı, ebeveynler ile ilgili problemler, akademik
sorunlar, ekonomik güçlükler, duygusal problemler, bedensel ve ruhsal sağlık sorunları gibi çeşitli problemler
yaşadıkları saptanmıştır (Aluede, Imhonde ve Eguavoen, 2006; Schweitzer, 1996).
Duygu düzenleme stratejileri ile ilişkilendirilen depresif ve kaygı bozuklukları (Aldao, Nolen-Hoeksema ve
Schweizer, 2010), üniversite eğitimi gören bireylerde en sık karşılaşılan psikiyatrik rahatsızlıkların başında
gelmektedir (Ceyhan, Ceyhan ve Kurtyılmaz, 2009; Surtees, Pharoah ve Wainwright, 1998). Duygu düzenleme,
harekete geçirilmiş duygularla ilişkili değişiklikler anlamına gelmektedir. Bu değişimler; duygunun kendisi,
yoğunluğu, devam süresi gibi unsurları (Gross 1998; Thompson, 1994) veya hafıza, sosyal etkileşim gibi diğer
psikolojik süreçleri içerir (Cole, Martin ve Dennis, 2004). Duygu düzenleme, duygularımızı nasıl yaşadığımızı,
bu duyguları ne şekilde dışarı vurduğumuzu ve bu duyguları nasıl etkilemeye çalıştığımızı ifade eder (Gross,
2002). Duygu düzenleme, bireylerin duygularını yönetebilmek adına yapmış oldukları aktif çabalardan
oluşmaktadır (Koole, 2010). Duygu düzenlemenin başlıca üç temel özelliği vardır. Bunlardan birincisi, bireylerin
duygularını olumlu ya da olumsuz olarak düzenleme imkânına sahip olmasıdır. İkincisi, duygu düzenlemenin
prototip örneklerinin bilinçli olmasıdır. Başlangıçta duygu düzenleme hayal edilebilir fakat sonra bilinçli bir
farkındalık olmaksızın meydana gelir. Üçüncüsü ise, duygu düzenleme formlarının önceden iyi ya da kötü
olacağının varsayılamayacağıdır (Gross ve Thompson, 2007).
Duygu düzenleme güçlüğü; duygulara yönelik bilinçli farkındalığın olmaması, duyguların anlaşılması ve
kabul edilmesine ilişkin güçlük yaşama, olumsuz duygulanım esnasında dürtü kontrolünde ve hedeflenen amaca
yönelik eylemlere odaklanmakta zorlanma, duygu düzenleme stratejilerine ulaşmada zorluk yaşama boyutlarıyla
tanımlanmaktadır (Gratz ve Roemer, 2004). Duygular, yararlı sonuçlara sebep olduğu gibi zararlı sonuçlar da
doğurabilir (John ve Gross, 2004). Burada etkin bir belirleyici duygu düzenleme biçimidir (Denollet, Nyklìček
ve Vingerhoets, 2008). Gross ve Munoz (1995) duygu düzenlemenin, psikolojik iyi oluşun temeli olduğunu ifade
etmişlerdir. Yapılan araştırmalar duygu düzensizliğinin bireyin sağlığı ve iyilik hali üzerinde olumsuz
etkilerinin olabileceğini göstermiştir. Bireylerin ruh sağlığını olumsuz bir şekilde etkileyen duygu düzensizliği,
kaygı ve duygudurum bozukluklarında klinik tablonun bir parçası olarak tanımlanırken (Campbell-Sills ve
Barlow, 2007; Gibb ve diğ., 2001; Hankin, 2005; Maciejewski ve Mazure, 2006) bununla birlikte yaygın kaygı
bozukluğu (Mennin, Heimberg, Turk ve Fresco, 2002), travma sonrası stres bozukluğu (Cloitre, 1998), madde
kullanımı (Hayes, Wilson, Gifford, Follette ve Strosahl, 1996), dissosiyatif belirtiler (Briere, 2010), kendine
zarar verme davranışı (Gratz ve Gunderson, 2006, Gratz ve Chapman, 2007), yeme bozuklukları (Sim ve Zeman
2006; Whiteside ve diğ., 2007) ve sınırda kişilik bozukluğu (Gratz ve diğ., 2006; Linehan, 1993) gibi ruhsal
bozukluklarda da görülebileceği vurgulanmıştır.
Bilinçli farkındalık terimi (mindfulness), bireyin şimdiki zamanda yaşadığı deneyime kasıtlı olarak
katılabilme becerisidir (Coffey ve Hartman, 2008). Bilinçli farkındalık, geçmişte yaşanmış olan veya gelecekte
yaşanması muhtemel olan yaşantı ve duyguların tesiri altında kalmadan şimdiki zamanı kabullenmek ve
onaylamak biçiminde tanımlanır (Bishop ve diğ., 2004). Kökenleri Budizm ve meditasyon pratiklerinden
50
almaktadır. Temel anlamda evreni ve evrendeki yerimizi ne şekilde gördüğümüzü, kim olduğumuzu sorgulayan
bir pratiktir. Farkındalık meditasyonu denen bu süreçte sürekli bir biçimde nefese, beden duyumlarına, hislere
veya zihin akışına yani düşüncelere odaklanılmaktadır (Çatak ve Ögel, 2010).
Bilinçli farkındalık son yıllarda giderek kognitif ve davranışçı terapilerin yanında klinik psikoloji içerisinde
yer almaktadır (Cash ve Whittingham, 2010). Hayes (2004) bilinçli farkındalık temelli müdahaleleri bilişseldavranışçı yaklaşımın “üçüncü dalgası” şeklinde tanımlamaktadır. Üçüncü dalga terapiler, olayı değiştirmekten
ziyade, o olayın fonksiyonunu anlayıp değiştirmekle ilgilenir. Bu sebeple bilinçli farkındalık, kabul (acceptance)
ve bilişsel ayrışma (cognitive defusion) gibi yöntemleri kullanmaktadır (Teasdale, Segal ve Williams, 2003).
Farkındalık temelli terapilerde de, bilişsel-davranışçı terapide kullanılan üstbiliş, dikkat düzenleme ve maruz
bırakma gibi benzer değişim mekanizmaları kullanılır (Çatak ve Ögel, 2010).
Bilinçli farkındalık egzersizleri, bir koltuğa rahat bir şekilde oturup nefes alışverişine odaklanılarak başlanır.
Nefes alışverişi sırasında o anda olma durumu hissedilmeye ve odak noktası haline getirilmeye çalışılır. Nefese
odaklanma, farkındalık temelli pratiklerin zeminidir ve bireylerde bireysel farkındalığı, öz denetimi arttırmak,
stres faktörlerinin etkisini azaltmak amacıyla yapılır (Schonert-Reichl ve Lawlor, 2010). Bireyler haftada bir kez
bir araya gelirler ve egzersizler ortalama 75 dakika devam eder. Bu egzersizler, bilinçli farkındalığın (bireylerin
kendilerini yargılamadan kabul etmeleri, şimdi ve burada farkındalığa ulaşmak) gelişmesine katkıda bulunur.
Bireyler, deneyimledikleri bu farkındalık becerileri ile olumsuz düşünce ve duygulardan arınmaları için teşvik
edilir (Plews-Ogan, Owens, Goodman, Wolfe ve Schorling, 2005).
Bilinçli farkındalık temelli tekniklerin psikoterapi içerisinde kullanılması ise yaklaşık olarak 30 yıl önce
Kabat-Zinn’in çalışmaları ile başlamıştır. Bilinçli farkındalık temelli teknikler zamanla birçok psikolojik sorunu
ele alarak olumlu sonuçlar vermiştir. Örneğin Miller, Fletcher ve Kabat-Zinn (1995) yaptığı bir çalışmaya göre
uygulanan bilinçli farkındalık temelli grup meditasyon programının, katılımcıların depresif, kaygı ve panik
belirtilerinde belirgin bir azalmaya neden olduğu belirtilmiştir. Shapiro, Schwartz ve Bonner’in (1998) yaptıkları
bir araştırmada ise, uygulanan bilinçli farkındalık temelli grup meditasyon programı sonrasında, katılımcıların
depresyon da dahil olmak üzere psikolojik belirti düzeylerinde anlamlı düzeyde azalma ve empati puanlarında da
artış saptanmıştır. Bilinçli farkındalık temelli terapi programları depresyon (Barnhofer ve diğ. 2009; Demir 2014;
Demir, 2015a; Demir, 2015b; Liehr ve Diaz, 2010), kaygı (Demir, 2017; Semple, Lee, Dinelia ve Miller, 2010),
sosyal ilişkilerde ve akademik becerilerde artma (Beauchemin, Hutchins ve Patterson, 2008) madde bağımlılığı
(Witkiewitz, Marlatt ve Walker, 2005), dinginlikte, duygusal düzenleme, kendini kabul, gevşeme, farkındalık ve
netlikte artma (Broderick ve Metz, 2009) gibi birçok alanda uygulanmaktadır.
Duygu düzenlemeye yönelik müdahalelerin amacı, olumsuz ve arzu edilmeyen duyguları yok etmek değil,
olumlu duygularla birlikte olumsuz duyguları da kişinin kabul etmesini sağlamaktır (Gratz ve Tull, 2010; Safer,
Telch ve Chen, 2009). Araştırmalar, farkındalığın bir duygu düzenleme stratejisi olarak etkisine vurgu
yapmaktadır (Arch ve Craske, 2006). Duygu düzenleme ile ilgili teorik çalışmalar, bilinçli farkındalığın temel
mekanizmasını duygu düzenleme olarak göstermektedir (Bishop ve diğ., 2004; Glomb, Duffy, Bono ve Yang,
2011; Hayes ve Feldman, 2004; Mitmansgruber, Beck, Höfer ve Schüßler, 2009).
Alan yazın incelendiğinde ülkemizde duygu düzenleme güçlüklerini azaltmaya yönelik psikososyal müdahale
çalışmalarının yapıldığı görülmektedir. Kuzucu (2006), üniversitede öğrenim görmekte olan bireyler ile yaptığı
psiko-eğitim temelli grup çalışmasında katılımcıların duygusal farkındalık seviyelerine, duyguların
51
dışavurumlarına, psikolojik ve öznel iyi-oluşlarına etkisini sınamıştır. Deney, plasebo ve kontrol gruplu ön-test,
son-test ve izleme modeline dayalı deneysel çalışmanın bulgularına göre gruplar arasında sadece duygusal
farkındalık puanlarında istatiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu rapor edilmiştir. Gençoğlu (2012) genç
yetişkinler ile gerçekleştirmiş olduğu duygusal farkındalık geliştirme eğitim programının etkinliğini sınamış ve
program sonunda genç yetişkinlerin iyimserlik düzeylerinde istatiksel açıdan anlamlı bir fark olduğunu rapor
etmiştir. Balcı-Çelik (2008) tarafından hemşirelerin katıldığı bir gruba duyguları güçlendirme eğitim programı
uygulanmıştır. Program sonucunda çalışmaya katılan bireylerin iyimserlik düzeylerinde artış tespit edilmiştir.
Yapılan kaynak taramasında duygu düzenleme ile ilişkili çeşitli problemler için duygu düzenleme
güçlüklerini azaltan müdahale programlarının kullanıldığı görülmektedir. Araştırmalardan bir kısmı üniversitede
öğrenim görmekte olan bireyler ile yapılmıştır (Iverson, Follette, Pistorello ve Fruzzetti, 2012; Goldin ve Gross,
2010; Rivzi ve Steffel, 2014). Ancak, ülkemizde çalışmaların sınırlı sayıda olduğu ve bireylere etkili duygu
düzenleme becerileri kazandırmayı hedefleyen bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının olmadığı
tespit edilmiştir. Buradan hareketle bu çalışmada, psikososyal müdahalelerden biri olan bilinçli farkındalık
temelli bilişsel terapi programının üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme güçlükleri üzerindeki etkililiğinin
araştırılması amaçlanmıştır. Burada açıklanan amaca dayalı olarak aşağıdaki denenceler test edilmiştir:
1. Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan öğrencilerin Duygu Düzenleme Güçlükleri
Ölçeği son-test puan ortalamaları öntest puan ortalamalarından anlamlı düzeyde düşük olacaktır.
2. Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan öğrencilerin Duygu Düzenleme Güçlükleri
Ölçeği son-test puanları ile onbeş ay sonra uygulanan izleme testi puanları arasında anlamlı bir farklılık
bulunmayacaktır.
Yöntem
Araştırma, bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının, üniversitede eğitim görmekte olan
bireylerin duygu düzenleme güçlüklerini azaltmadaki etkisini değerlendirmeye yönelik tek grup öntest - sontest
kontrol grupsuz yarı deneysel bir çalışmadır.
Katılımcılar
Bu araştırma, İstanbul’da bulunan Klinik ve Adli Psikoloji Derneğinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın
örneklemi, 2015-2016 öğretim yılı bahar döneminde, psikoloji bölümünde öğrenim görmekte olan ikinci ve
üçüncü sınıf öğrencileri arasından kullanılan ölçekten alınan puanlar ve gönüllülük esas alınarak seçilmiştir.
Çalışmaya, birinci sınıf öğrencilerden katılım olmamıştır. Dördüncü sınıf öğrencilerine ise çok yoğun olmaları
ve eğitimlerinin ilerlemiş olması sonucu kavramlara aşina olacakları düşüncesiyle ölçek uygulanmamıştır.
Uygulanan ölçeklerden elde edilen veriler incelenmiş, duygu düzenleme ölçeğinden en yüksek puanları alan ve
çalışmanın yapılacağı zaman diliminde katılabileceklerini bildiren öğrenciler belirlenmiştir. Araştırmanın amacı
ve çalışmanın özellikleri konularında katılımcılar bilgilendirilmiş, katılımın gönüllülük ilkesine dayandığı ifade
edilmiş ve katılımcılardan onam alınmıştır. Katılımcıların şahsi bilgilerinin paylaşılmayacağına dair
bilgilendirme yapılmıştır. Yaş, cinsiyet ve sınıf değişkenleri dikkate alınarak seçilen 7 kadın 5 erkek olmak üzere
12 öğrenci ile ön görüşme yapılmış ardından çalışma grubuna alınmıştır. Katılımcılar 19-22 yaşları arasında
bulunmaktadır. Grup çalışmasına katılacak olan öğrenci seçiminde kullanılan dışlama ölçütleri şunlardır. Kronik
fiziksel hastalığı olan, psikiyatri tedavisi gören (ilaç ve/veya terapi), madde bağımlılığı, intihar girişimi veya
52
kendine zarar verme öyküsü olan, daha önce meditasyon temelli herhangi bir benzer terapi programına katılan
öğrencilerin çalışmaya alınmamasına dikkat edilmiştir.
Veri Toplama Araçları
Bu çalışmada, Kişisel Bilgi Formu ve Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) kullanılmıştır. Ölçeğin
psikometrik özellikleri aşağıda yer almaktadır.
Kişisel Bilgi Formu
Araştırmaya katılan öğrencilerin sosyodemografik özelliklerini tespit edebilmek için hazırlanan bu form ile
katılımcıların yaş, cinsiyet, eğitim düzeyleri, medeni durumları, alkol-madde kullanımı ve diğer fiziksel
rahatsızlıkları sorgulanmıştır.
Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ)
Araştırmaya katılacak öğrencileri belirlemek için Gratz ve Roemer (2004) tarafından duygu düzenleme
güçlüklerini belirlemek amacıyla geliştirilen Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği kullanılmıştır. Farkındalık,
Netlik, Kabul, Dürtü Kontrolü, Amaca Yönelik Davranabilme ve Stratejik olmak üzere altı alt-ölçekten
oluşmaktadır. Maddelerin her biri 5’li Likert tipi ölçekte değerlendirilmektedir (1 = hiç bir zaman, 5= her
zaman). Ölçek için kesme puanı belirlenmemiştir ancak yüksek puanlar daha şiddetli bir duygu düzenleme
güçlüğünün varlığına işaret etmektedir. Tüm ölçek için Cronbach Alpha iç güvenirlik katsayısı .93’tür.Alt
ölçekler için ise .80 ile .89 aralığındadır. Test tekrar test güvenirliği .88 (n=21) olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin
Türkçe uyarlaması, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları Rugancı ve Gençöz (2010) tarafından yapılmıştır. Ölçeğin
iç tutarlılık kat sayısı Cronbach Alpha, α=0,94 olarak bulunmuştur. Duygu düzenleme güçlüğünün alt
boyutlarının iç tutarlılık kat sayılarının Cronbach α=0,90-0,75 arasında değiştiği bildirilmiştir. Duygu
Düzenleme Ölçeğinin test- tekrar test güvenirliği ,83 olarak bulunmuştur. Guttman yarıya bölme güvenirlik
katsayısı ise 0,95 olarak bulunmuştur.
Araştırma Grubunun Oluşturulması
Araştırmaya katılacak öğrencileri belirlemek Gratz ve Roemer (2004) tarafından duygu düzenleme
güçlüklerini belirlemek amacıyla geliştirilen Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği kullanılmıştır. Ölçek İstanbul
ilinde psikoloji bölümünde öğrenim görmekte olan ikinci ve üçüncü sınıfa devam eden 42 kız, 16 erkek, toplam
58 öğrenciye araştırmacılar tarafından uygulanmıştır. Uygulanan ölçekten yüksek puan alan 33 öğrenci
görüşmeye davet edilmiştir. Davet edilen öğrencilerden ders yoğunluğu gerekçesi ile 18 öğrenci ön görüşmeye
katılmamıştır. Ön görüşmede her öğrenciye terapi programına ilişkin standart bilgiler verilmiştir. Gönüllü
öğrencilerden 12 öğrenci çalışma grubuna alınmıştır. Terapi programı sürecinde iki katılımcı oturumlara çeşitli
sebeplerle devam etmemiştir. Çalışma, 6 kız, 4 erkek toplam 10 katılımcı ile tamamlanmıştır. Çalışma
grubundaki birey sayısı sınırlı olmasından dolayı kontrol grubu oluşturulmamıştır. Terapi programı haftada bir
defa 90 dakika olacak şekilde uygulanmıştır. Terapi programının bitiminden sonra katılımcılara Duygu
Düzenleme Güçlüğü Ölçeği’ni bir kez daha doldurmuşlardır. Son-test uygulamasından onbeş ay sonra, bilinçli
farkındalık temelli bilişsel terapi programının kalıcı olup olmadığını irdeleme amacıyla Duygu Düzenleme
Güçlüğü Ölçeği tekrar uygulanmıştır.
Oturumlar
Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Hazırlanması ve Uygulanması
53
Literatürde bilişsel-davranışçı terapi kapsamında yapılan çalışmalarda fonksiyonel olmayan düşünceler ve
davranışlar arasındaki doğrusal ve dolaylı tüm etkileşimlerde bireylerin içsel yaşantılarına gereken önemin
verilmediği vurgulanmaktadır. Bilinçli farkındalık gibi üçüncü dalga terapilerde düşünce, duygu, davranış, üst
bilişsel süreçler ve duygulara dair öz-değerlendirmeler bütün bir şekilde ele alınmaktadır. İçsel deneyimlere
yönelik farkındalık oluşturmak ve farkındalığın devamında da kabul, üçüncü dalga terapilerin ana temasını
oluşturmaktadır (Herbert ve Forman 2011; Vatan, 2016). Bu çalışmada, bireylerin düşünce içeriklerinin bilişsel
öğeler çerçevesinde ele alınması, duygu düzenlemede yaşanan sorunlara yol açan akılcı olmayan inançlarını
değiştirerek, rasyonel bir inanç sistemi geliştirmeleri beklenmiştir. Farkındalık çalışmalarıyla ise katılımcıların
istenmeyen duygularını kabullenmeleri ve olumsuz duygulara karşı tolerans geliştirecekleri beklentisinden yola
çıkılarak farkındalık temelli bilişsel terapi programı uygulanmıştır. Program, araştırmacı tarafından birçok
kaynaktan yararlanılarak geliştirilmiştir (Barnhofer ve ark., 2009; Demir, 2014; Demir, 2015a; Demir, 2015b;
Gülgez ve Gündüz, 2015; Jimenez, Niles ve Park, 2010; Ögel, 2012; Özyeşil ve Ögel, 2013; Ma & Teasdale,
2004; Segal, Williams ve Teasdale, 2002). Verilecek bilgiler, yapılacak alıştırmalar ve oturum sonunda verilecek
ödevler her oturum için önceden belirlenmiştir. Oturumların amacı hazırlanırken, katılımcıların kazanması
beklenen hedef düşünce, duygu ve davranışlar belirlenmiştir. Terapi programı, bilinçli farkındalık eğitimini ve
bilişsel - davranışçı terapi teorik ve süpervizyon eğitimini tamamlamış, birçok grup çalışmasını yürütmüş olan
ilk yazar tarafından uygulanmıştır. Grup oturumlarını yürütürken danışmanından her oturum için görüş ve
önerilerini almıştır.
Ön görüşme ve oturumlar
Terapi programı başlamadan önce, çalışma grubu üyeleri ile görüşülmüş, Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği
sonuçlarından yola çıkılarak çalışmaya davet edildikleri ifade edilmiştir. Programın hedefi ‘katılımcıların duygu
düzenleme becerilerini artırmak’ olarak açıklanmıştır. Katılımcılara, iç geçerliği tehlikeye sokabileceği nedeni
ile deneysel bir araştırma içinde oldukları hakkında herhangi bir bilgi paylaşılmamıştır.
Oturum - 1 Programa Giriş
Amaç
Grup üyelerinin programdan beklentilerinin dinlenilmesi ve amaçların belirlenmesi.
Süreç
1. Katılımcılar “hoş geldiniz” diyerek güler yüzle karşılandı.
2. Katılımcılar ile grubun kuralları belirlendi. Egzersizlere ve ödevlere katılım, devam, gizlilik belirlenen
kurallar içerisindeydi.
3. Programın içeriği ile ilgili bilgi verildikten sonra ön test uygulandı.
Oturum - 2 An’ı Yaşamak
Amaç
Grup üyeleri ile birlikte şimdi ve burada olana yoğunlaşmak ve o anın içindeki deneyime yönelmek.
Süreç
1. Grup üyelerine nefesin beden ve zihin üzerindeki sakinleştirici etkisi anlatıldı.
54
2. Nefes egzersizi için grup üyelerinin rahat bir pozisyonda oturmaları istendi. “Nefes alışınızın farkında
olarak kendinizi an’a hapsedin. Vücudunuzun her parçasını hissedin” telkini verildi.
3. Egzersizin sonunda katılımcıların uygulama sırasında ve sonrasında nasıl hissettikleri tartışıldı.
4. Nefes egzersizleri ödev olarak verildi.
Oturum - 3 Farkındalık Becerileri
Amaç
Grup üyelerinin olumsuz duygulara yol açan olumsuz düşünce biçimlerini değiştirmek.
Süreç
1. İkinci haftanın özeti yapıldı ve verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Grup üyelerine, olaylar, düşünceler ve davranışlar arasındaki ilişki çeşitli örnekler ile anlatıldı.
3. Olumsuz duygu ve düşüncelerle baş edebilmek için “bunlar sadece bir düşünce diyebilmek” ve
“düşünceni yanında gezdir” alıştırmaları uygulatıldı.
4. Oturum süresince katılımcıların uygulamış oldukları alıştırmalar ödev olarak verildi.
Oturum - 4 Beden Farkındalığı
Amaç
Grup üyelerinin düşünce, duygu ve bedensel duyumlara odaklanmaları, bilinci geliştirerek; bunlarla çok daha
etkin bir şekilde baş etme yöntemleri geliştirmelerini sağlamak.
Süreç
1. Bir önceki haftanın özeti yapıldı ve verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Çalışmaya grup üyelerine beden farkındalığı çalışmalarının bedenleri ile bağlarını güçlendireceği,
zihnin odaklanma becerisini güçlendireceği ve rahatlamayı sağlayacağı yönünde bilgi verildi.
3. Üç adım olan beden farkındalığı egzersizi (fiziksel beden farkındalığı, nefes ile beden farkındalığını
birleştirmeye hissederek nefes alma) uygulandı.
4. Oturum süresince katılımcıların uygulamış oldukları çalışmalar ödev olarak verildi.
Oturum - 5 Burada ve Şimdi Duyguları Fark Etme
Amaç
Duyguların ve isteklerin bilinçli farkındalığını hissetmek.
Süreç
1. Bir önceki haftanın özeti yapıldı ve verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Oturuma katılımcıların nefes egzersizi uygulaması ile başlanıldı.
3. Beden farkındalığı ve nefes farkındalığını birleştirme çalışmaları uygulandı.
4. Hayatımın kalitesini iyileştirebilmem için daha fazla farkındalığı nasıl sağlayacağım? sorusu tartışıldı.
5. Oturum sonunda katılımcılara kendilerini üzen fonksiyonel olmayan düşüncelerden uzaklaşmak için
nefes egzersizleri ödev olarak verildi.
Oturum - 6 Düşüncelere Mesafe Koyabilmek
55
Amaç
Grup üyelerin zihinlerini meşgul eden ve olumsuz duygulara neden olan düşüncelerden uzaklaşmalarını
sağlamak
Süreç
1. Bir önceki haftanın özeti yapıldı ve verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Grup üyelerine nefes alışımızın farkında olmayı öğrendiğimizde, şimdiki anda kolaylıkla
olabileceğimizi ayrıca şimdiki anda olmayı seçtiğimiz zaman nefes alarak beden farkındalığımızı
artırabileceğimiz yönünde bilgi verildi.
3. Grup üyelerine olumsuz düşüncelere mesafe koyabilmeleri için “TV ekranı benzetmesi” uygulatıldı.
Katılımcılar son zamanlarda kendilerini üzen bir durumu zihinlerinde canlandırdılar. “Olumsuz
düşüncelerin olumsuz duygulara neden olduğunu hissettiğinizde aklınıza bir TV ekranı getirin.
Düğmeye basın ve o anda yaşadığınız olayı TV’de seyrettiğinizi düşünün. Sanki bir dizi seyreder gibi
hayal edin” telkini verildi. Bu alıştırma ile TV’de seyrettiğimiz olayların içinde kendimiz olmadığı için
olaylara daha yargısız bakabilmek amaçlanmıştır. Oturum süresince katılımcılara uygulanan çalışmalar
ödev olarak verildi.
Oturum - 7 Düşünceleri Serbest Bırakabilmek
Amaç
Olumsuz duygulara yol açan düşüncelerden uzaklaşmak için farkındalık becerilerini geliştirmek.
Süreç
1. Bir önceki haftanın özeti yapıldı ve bir hafta önce verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Bu oturuma “teflon tava benzetmesi” egzersiziyle başlanıldı. Katılımcıların zihinlerini bir teflon tava
olarak düşünmeleri istendi. Teflon tavaya konan gıdalar nasıl kayar? Siz de olumsuz düşüncelerinizin
zihninizden bir teflon tava gibi kaydığını düşünün.
3. Oturum sırasında katılımcılar ile birlikte “Tek bir şey düşünme” egzersizi yapıldı. Egzersize
başlamadan önce farkında nefes alıp vermeleri sağlandı. Son zamanlarda kendilerini üzen herhangi bir
olumsuz düşünceye odaklanmaları istenmiş ve yakınlarında duran bir nesneyi seçip o nesneye
odaklanmaları istenmiştir. Aşağıdaki sorulan soruları cevaplamaya çalışırken bu sırada zihinlerini
olumsuz düşünce ile meşgul etmeleri söylendi.
Bu nesnenin yüzeyi nasıl?
Düz mü, pürüzlümü?
Rengi nedir?
Parlak mı, mat mı?
Yumuşak mı sert mi?
Büyük mü küçük mü?
Sıcak mı soğuk mu?
Ağırlığı ne kadar?
56
4. Uygulanan egzersizlerin sonunda grup üyelerinin zihinlerinde tutmaya çalıştıkları olumsuz düşüncelerle
meşgul olup olmadıkları sorulduğunda birçoğundan gelen cevap olumsuz düşüncelerden
uzaklaşmalarıydı. Oturum esnasında katılımcılar ile uygulanılan çalışmalar ödev olarak verildi.
Oturum- 8 Kendini Kabul
Amaç
Katılımcıların kendilerini eleştirdikleri özellikleri ve kabul etmede zorlanılan duygularıyla bütünleşmelerini
sağlamak.
Süreç
1. Bir önceki haftanın özeti yapıldı ardından verilen ödev hakkında konuşuldu.
2. Nefes egzersizleri uygulanıldı.
3. Grup üyelerinin kendilerini yargıladıkları yönlerin diğer grup üyelerinde de var olup olmadığı
sorgulandı. Varılan sonuç; katılımcıların kendilerini acımasızca yargıladıkları yönlerinin birçoğunun
diğer katılımcılarda da var olduğu yönünde idi.
4. Son oturum olduğu için sekiz haftanın genel bir özet yapılmıştır.
5. Grup üyelerinin birinci oturum ile sekizinci oturum arasında kendilerindeki gelişmelere yönelik geri
bildirimler alınmış ve son test uygulanmıştır.
Verilerin Analizi
Ölçeklerden elde edilen verilerin çözümlenmesinde; çalışmanın amacı çerçevesinde veriler SPSS programına
girilmiştir ve veriler üzerinde ilgili istatistiksel analizler yapılmıştır. Alan yazında katılımcı sayısının az olduğu
durumlarda dağılımın normal olmayacağı sebebiyle parametrik olmayan analizlerin kullanılması tavsiye
edilmektedir (Drew, Hardman ve Hard, 1996). Bu sebeple, çalışmada verilerin normal dağılım göstermemesi ve
katılımcı sayısının düşük olması göz önünde bulundurularak parametrik olmayan analiz yöntemlerinin
kullanılması tercih edilmiştir. Ön ölçüm – son ölçüm puan karşılaştırmalarında, puanlar arasındaki farkın
anlamlılığını test eden parametrik olmayan testlerden biri olan Wilcoxon İşaretli Sıralı Testi kullanılmıştır.
Bulgular
Bu bölümde araştırmanın denencelerini test edebilmek amacı ile yapılan istatiksel analiz sonucu elde edilen
bulgular yer almaktadır.
Tablo 1. Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) öntest ve sontest puan ortalamaları
Öntest Sontest
n X Ss n X Ss
D.D.G.Ö. 10 101,50 19,248 10 90,50 23,090
Tablo-1 incelendiğinde katılımcıların Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği ön test puan ortalamaları
=101,50, son test puan ortalamaları = 90,50 olduğu gözlenmektedir. Öntest - sontest puan ortalamaları
57
arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı Wilcoxon işaretli sıralar testi ile analiz edilmiş, sonuçlar tablo 2’de
verilmiştir.
Tablo 2. Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) öntest - sontest wilcoxon işaretli sıralar testi sonuçları
Sıra İşaretleri N Sıra Ortalaması Sıra
Toplamı
z P
D.D.G.Ö
Negatif sıra 7 6,93 48,50 -2,145 ,032
Pozitif sıra 3 2,17 6,50
Eşit 0
*Negatif sıralar temeline dayalı
Katılımcıların öntest - sontest puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu bulunarak (z=,-2,145 p<.05)
Tablo 2'de gösterilmiştir. Bu veriler “ Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan öğrencilerin
Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği sontest puan ortalamaları öntest puan ortalamalarından anlamlı düzeyde
düşük olacaktır” şeklindeki 1 numaralı denenceyi destekler niteliktedir.
Tablo 3. Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) sontest ve izleme testi puan ortalamaları
Son-test İzleme Testi
n X Ss n X Ss
D.D.G.Ö. 10 90,50 23,090 10 88,30 17,256
Öğrencilerin sontest Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği puan ortalaması = 90,50, izleme testi puan
ortalamaları ise = 88,30 olarak hesaplanarak Tablo 3'de gösterilmiştir. Sontest-izleme testi puan ortalamaları
arasında anlamlı bir farkın olup olmadığı Wilcoxon işaretli sıralar testi ile analiz edilmiş, sonuçlar Tablo 4’da
verilmiştir.
Tablo 4. Duygu Düzenleme Güçlüğü Ölçeği (DDGÖ) sontest ve izleme testi wilcoxon işaretli sıralar testi
sonuçları
Sıra İşaretleri N Sıra Ortalaması Sıra
Toplamı
z P
D.D.G.Ö
Negatif sıra 5 5,70 28,50 -,102 ,919
Pozitif sıra 5 5,30 26,50
Eşit 0
*Negatif sıralar temeline dayalı
Sontest-izleme testi puanları arasında anlamlı bir farklılaşma bulunmamıştır (z=,-102 p>.05). Bu bulgu,
“bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan öğrencilerin Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği
58
son-test puanları ile onbeş ay sonra uygulanan izleme testi puanları arasında anlamlı bir farklılık
bulunmayacaktır” şeklindeki 2 numaralı denenceyi destekler niteliktedir.
Tartışma
Bu araştırmada, bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının, üniversite öğrencilerinin duygu
düzenleme güçlüklerini azaltmadaki etkisi sınanmıştır. Yapılan analiz neticesinde terapi programının, üniversite
öğrencilerinin duygu düzenleme güçlüklerinin düzeylerini azaltmada istatistiksel olarak anlamlı bir etkiye sahip
olduğu görülmüştür. Duygu düzenleme güçlükleri düzeyinde görülen azalmayı izlemek amacıyla, terapi
programının bitiminden onbeş ay sonra çalışma grubuna Duygu Düzenleme Güçlükleri Ölçeği tekrar uygulanmış
ve izleme testi skorlarıyla son-test skorları arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı bulunmuştur. Araştırmadan
elde edilen bulgular bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programının üniversite öğrencilerinin duygu
düzenleme güçlüklerini azaltmadaki etkilerinin uzun süreli olabileceğinin bir belirtisi olarak düşünülebilir.
Araştırmada uygulanan terapi programı hazırlanırken, programa katılan grup üyelerinin duygu, düşünce ve
davranışlarının farkına varmaları, duygularını bilişsel unsurlar çerçevesinde ele alınması, bilişsel çarpıtmaların
yerine gerçeğe dayalı düşüncelerin konulması, bütün duygu ve düşünceleri olduğu gibi, yargılamadan, yok
saymadan onları olduğu gibi kabullenmeleri duygu düzenleme güçlüklerini azaltacağı beklentisinden yola
çıkılmıştır. Çalışma kapsamında hazırlanan bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programı, ağırlıklı olarak
duyguların farkında olmayı ve duyguları düzenlemeyi kapsamaktadır. Sekiz oturum sonunda öğrenciler
oturumlar ve kendilerini değerlendirmeleri ile ilgili görüşlerini belirtirken, duygularına yönelik farkındalıklarının
önceki dönemlere nazaran daha da arttığını ifade ettiler. Yapılan analizlerin sonucunda da bu beklentinin
doğrulandığı saptanmıştır.
Bilinçli farkındalık temelli müdahaleler; kişilerin “şu anda, şu dakika”daki deneyimlerine odaklanarak
düşünce ve duygularını yok saymadan, yargılamadan kabulünü hedeflemektedir. Farkındalık temelli
müdahalelerin, bireylerin duygu düzenlenmesi, eşduyum kapasitesinin ve bilişsel esnekliğin artmasında faydalı
olduğu görülmüştür. Goldin ve Gross (2010) çalışmalarında farkındalığın duygu düzenleme güçlüğünü
azaltmada etkili bir yöntem olduğunu ileri sürmüşlerdir. Mevcut araştırmalar incelendiğinde, bilinçli farkındalık
temelli müdahalelerin kişilerin kognitif ve duygusal süreçleri üzerinde faydalı bir etkiye neden olduğu
görülmüştür (Baer, 2007; Cooper, Frone, Russell ve Mudar, 1995; Johnson ve Larson, 1982; Mennin, Heimberg,
Turk ve Fresco, 2005).
Grossman, Niemann, Schmidt ve Walach (2004) çalışmalarında depresyon, anksiyete, ağrı, kanser gibi klinik
grupların yanında klinik olmayan gruplarda da bilinçli farkındalık temelli terapilerin etkililiğini sınamışlardır.
Araştırmada, bilinçli farkındalık temelli müdahalelerin oldukça geniş bir alanda, hem klinik hem de klinik
olmayan sorunlara yönelik ümit verici bir terapi yöntemi olduğunu ifade etmişlerdir. Jimenez, Niles ve Park
(2010) çalışmalarında, bilinçli farkındalık temelli uygulamalarının duygu düzenleme açısından psikolojik iyi
oluşa etkileri sorgulanmıştır. Üniversite öğrencileri ile gerçekleştirilen çalışmada, depresif belirtiler ile duygu
düzenleme arasındaki ilişkinin incelenmesi için “duygulanım düzenleme” modeli oluşturulmuştur. Bu model üç
çeşit duygulanım düzenleme biçimini içermektedir; duygu düzenleme (emotion regulation), duygulanım
düzenleme (mood regulation) ve kendini düzenleme (self regulation). Araştırmadan elde edilen bulgulara göre
yüksek düzeyde farkındalığın, yüksek düzeyde olumlu duygular, duygulanım düzenleme ve kendini kabullenme
ile ilişkili olduğu bulunmuştur.
59
Türkiye’de duygu düzenleme becerilerine katkı sağlamayı amaçlayan çalışmalara bakıldığında, Gülgez ve
Gündüz (2015) üniversite öğrencilerinde diyalektik davranış terapisi temelli duygu düzenleme programını
sınamış ve duygu düzenleme güçlüklerini azaltmada etkili olduğunu rapor etmişlerdir. Literatür incelendiğinde
Diyalektik Davranış Terapisi, farkındalık temelli bir yaklaşım olarak ele alınabilir (Ögel, 2012). Çeçen (2002)
bilişsel davranışçı temelli hazırlanan terapi programın öğretmen adaylarının duyguları yönetme becerilerinin
artırılmasında etkili olduğunu ifade etmiştir.
Bilinçli farkındalık temelli bilişsel terapi programına katılan öğrencilerin duygu düzenleme becerilerinin
artışına ilişkin değişimin kalıcı olup olmadığının belirlenmesi amacıyla terapi programının uygulanmasından
sonra ölçülen son-test puan ortalamaları ile programın bitiminden onbeş ay sonra ölçülen izleme testi puan
ortalamaları arasında anlamlı bir farklılaşma olup olmadığı sınanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, programın
son testlerde gözlenen olumlu etkinin kalıcılık ölçümlerinde de devam ettiği saptanmıştır. Literatür
incelendiğinde, duygu düzenleme becerilerini artırmaya yönelik yapılan deneysel çalışma sayısı oldukça
sınırlıdır. Alanyazında duygu düzenleme güçlüklerini azaltmak amacıyla bilinçli farkındalık temelli bilişsel
terapi yöntemi kullanılarak yapılan çalışmaların sınırlı olması elde ettiğimiz sonuçları karşılaştırmamızı
sınırlamaktadır.
Bu araştırmanın bazı sınırlılıkları vardır. İlki, araştırmanın verileri herhangi bir psikiyatrik tanı almamış
psikoloji öğrencilerinden elde edilmiştir. Başlangıçta öğrencilere iç geçerliğini tehlikeye sokacağı endişesi ile
deneysel bir çalışma içinde olduklarına dair bilgi verilmemiştir. Ancak son test sırasında öğrenciler deneysel bir
çalışma içerisinde olduklarını anlamış ve bu durum cevapları etkilemiş olabilir. Bu nedenle farklı bölümlerde
öğrenim görmekte olan öğrenciler ile yapılacak çalışmalar uygulanan programın iç ve dış geçerliğini
artırabilecektir. Çalışmada bir kontrol grubu bulunmamaktadır, bu çalışmanın sınırlılığı olarak kabul edilmiştir.
Araştırmanın sınırlılıklarından bir tanesi ve belki de en önemlisi gestalt, sanatla terapi gibi bilinçli farkındalık
temelli bilişsel terapi yöntem ve tekniklerini içermeyen alternatif bir müdahale ile karşılaştırılmamış olmasıdır.
Ayrıca uygulanan son-test ve izleme testleri sırasında grup üyelerinin yaşam koşulları, aile biçimi, sosyal
ilişkiler, ders yoğunluğu gibi çalışmanın sonucunu etkileyebilecek çeşitli faktörler değerlendirilmemiştir.
Sonuç olarak bu araştırmada yukarıda ifade edilen sınırlılıklara rağmen, bilinçli farkındalık temelli bilişsel
terapi programının üniversite öğrencilerinin duygu düzenleme güçlüklerini azaltmada etkili olduğu ve yapılan
izleme testi sonucunda da zamana bağlı olarak bu etkinin kalıcı olduğu söylenebilir. Son yıllarda ülkemizde
bilinçli farkındalık temelli terapilere olan ilginin arttığı görülmektedir; ancak konu ile ilgili Türkçe alan yazın bu
ilgiyi karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Bilinçli farkındalık temelli terapiler ile ilgili Türkiye’de yapılmış
araştırmaların az sayıda olması çalışma bulgularını karşılaştırmamızı kısıtlamaktadır. Farkındalık temelli
terapilerin etkinliğine yönelik araştırmaların yapılmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz. Farkındalık temelli
terapiler ile ilgilenen uzman sayısının çoğalmasıyla birlikte tüm dünyada uzun yıllardır kullanılan bu terapi
yönteminin ülkemizde de daha yaygın bir hale geleceği ve araştırmalara konu olacağı düşünülmektedir.
Araştırmanın bulgularına dayanılarak varılan sonuçlar doğrultusunda aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
• Benzer çalışmalar daha büyük ve farklı özellikleri olan çalışma grupları ile yürütülebilir.
• Bilinçli farkındalık temelli terapi programı ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde öğrenim
görmekte olan öğrencilerin duygu düzenleme becerilerini geliştirmek amacı ile yaygınlaştırılabilir.
60
• Çalışma kapsamında uygulanan oturumlar detaylandırılarak okullarda bir eğitim dönemi süresince
uygulanabilen bir rehberlik programına dönüştürülebilir.
• Bu araştırmada sadece üniversitede öğrenim görmekte olan öğrenciler ile bir çalışma
yürütülmüştür. Öğretim kademelerinde görev yapan psikolog ve psikolojik danışmanlar aracılığı ile
üniversite öğrencilerinin yanı sıra onların aileleri ve arkadaşlarıyla da ilişki kurularak duygu
düzenlemeye yönelik daha kapsamlı araştırmalar yürütülebilir.
• Bu araştırmada, öğrencilerin duygu düzenleme düzeyleri ele alınmıştır. Benzer çalışmalar,
aleksitimi, depresyon, empatik beceriler, umutsuzluk, kaygı bozuklukları gibi diğer konularda
yapılabilir.
61
Kaynakça
Aldao, A., Nolen-Hoeksema, S., & Schweizer, S. (2010). Emotion-regulation strategies across psychopathology:
A meta-analytic review. Clinical Psychology Review, 30(2), 217-237.
Aluede, O., Imhonde, H., & Eguavoen, A. (2006). Academic, career and personal needs of Nigerian university
students. Journal of Instructional Psychology, 33(1), 50-58.
Arch, J. J., & Craske, M. G. (2006). Mechanisms of mindfulness: Emotion regulation following a focused
breathing induction. Behaviour Research and Therapy, 44(12), 1849-1858.
Baer, R. A. (2007). Mindfulness, assessment, and transdiagnostic processes. Psychological Inquiry, 18(4), 238-
242.
Balcı-Çelik, S. (2008). The Effects of an Emotion Strengthening Training Program on the Optimism Level of
Nurses. Educational Sciences: Theory and Practice, 8(3), 793-804.
Barnhofer, T., Crane, C., Hargus, E., Amarasinghe, M., Winder, R., & Williams, J. M. G. (2009). Mindfulnessbased cognitive therapy as a treatment for chronic depression: A preliminary study. Behaviour Research and
Therapy, 47(5), 366-373.
Beauchemin, J., Hutchins, T. L., & Patterson, F. (2008). Mindfulness meditation may lessen anxiety, promote
social skills, and improve academic performance among adolescents with learning
disabilities. Complementary Health Practice Review, 13(1), 34-45.
Bishop, S. R., Lau, M., Shapiro, S., Carlson, L., Anderson, N. D., Carmody, J., ... & Devins, G. (2004).
Mindfulness: A proposed operational definition. Clinical Psychology: Science and Practice, 11(3), 230-241.
Briere, J. (2010). Self-Trauma model: Applications for torture survivors [webinar]. Advance Clinicians Peer
Consultation Group.
Broderick, P. C., & Metz, S. (2009). Learning to BREATHE: A pilot trial of a mindfulness curriculum for
adolescents. Advances in School Mental Health Promotion, 2(1), 35-46.
Campbell-Sills, L., & Barlow, D. H. (2007). Incorporating Emotion Regulation into Conceptualizations and
Treatments of Anxiety and Mood Disorders. In J. J. Gross (Ed.), Handbook of emotion regulation (pp. 542-
559). New York, NY, US: Guilford Press.
Cash, M., & Whittingham, K. (2010). What facets of mindfulness contribute to psychological well-being and
depressive, anxious, and stress-related symptomatology?. Mindfulness, 1(3), 177-182.
Ceyhan, A., Ceyhan, E., & Kurtyılmaz, Y. (2009). Investigation of university students’ depression. Eurasian
Journal of Educational Research, 36, 75-90.
Cloitre, M. (1998). Intentional forgetting and clinical disorders. In J. M. Golding & C. M. MacLeod
(Eds.), Intentional forgetting: Interdisciplinary approaches (pp. 395-412). Mahwah, NJ, US: Lawrence
Erlbaum Associates Publishers.
Coffey, K. A., & Hartman, M. (2008). Mechanisms of action in the inverse relationship between mindfulness
and psychological distress. Complementary Health Practice Review, 13(2), 79-91.
62
Cole, P. M., Martin, S. E., & Dennis, T. A. (2004). Emotion regulation as a scientific construct: Methodological
challenges and directions for child development research. Child Development, 75(2), 317-333.
Cooper, M. L., Frone, M. R., Russell, M., & Mudar, P. (1995). Drinking to regulate positive and negative
emotions: a motivational model of alcohol use. Journal of Personality and Social Psychology, 69(5), 990.
Çatak, P. D., & Ögel, K. (2010). Farkındalık temelli terapiler ve terapötik süreçler. Klinik Psikiyatri, 13, 85-91.
Çeçen, A. R. (2002). Duyguları yönetme becerileri eğitimi programının öğretmen adaylarının duyguları yönetme
becerileri üzerindeki etkisi. Yayınlanmamış doktora tezi, Çukurova Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Adana.
Demir, V. (2014). Bilinçli farkındalık temelli hazırlanan eğitim programının bireylerin depresyon ve stres
düzeyleri üzerine etkisi (Doctoral dissertation, İstanbul Arel Üniversitesi).
Demir, V. (2015a). Bilinçli farkındalık temelli kognitif terapi programının bireylerin depresif belirti düzeyleri
üzerine etkisi. Psikoloji Çalışmaları Dergisi, 35(1), 15-26.
Demir, V. (2015b). Görme Engellilerde Depresif Belirtilere Yönelik Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi
Programının Etkililiği. Nesne, 3(6), 77- 93.
Demir, V. (2017). Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Üniversite Öğrencilerinin Kaygı
Düzeylerine Etkisi, OPUS – Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi, 7(12), 98-118.
Denollet, J., Nyklìček, I., & Vingerhoets, A. J. (2008). Introduction: Emotions, emotion regulation, and
health. Emotion Regulation, 3-11.
Drew, C. J., Hardman, M. L., & Hart, A. W. (1996). Designing and Conducting Research: Inquiry in Education
and Social Science. Allyn & Bacon.
Gençoğlu, C. (2012). Duygu odaklı terapiye dayalı farkındalık eğitiminin genç yetişkinlerin iyimserlik
düzeylerine etkisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi.
Gibb, B. E., Alloy, L. B., Abramson, L. Y., Rose, D. T., Whitehouse, W. G., Donovan, P., ... & Tierney, S.
(2001). History of childhood maltreatment, negative cognitive styles, and episodes of depression in
adulthood. Cognitive Therapy and Research, 25(4), 425-446.
Glomb, T. M., Duffy, M. K., Bono, J. E., & Yang, T. (2011). Mindfulness at work. In Research in personnel and
human resources management (pp. 115-157). Emerald Group Publishing Limited.
Goldin, P. R., & Gross, J. J. (2010). Effects of mindfulness-based stress reduction (MBSR) on emotion
regulation in social anxiety disorder. Emotion, 10(1), 83.
Gratz, K. L., & Chapman, A. L. (2007). The role of emotional responding and childhood maltreatment in the
development and maintenance of deliberate self-harm among male undergraduates. Psychology of Men &
Masculinity, 8(1), 1.
Gratz, K. L., & Gunderson, J. G. (2006). Preliminary data on an acceptance-based emotion regulation group
intervention for deliberate self-harm among women with borderline personality disorder. Behavior
Therapy, 37(1), 25-35.
63
Gratz, K. L., & Roemer, L. (2004). Multidimensional assessment of emotion regulation and dysregulation:
Development, factor structure, and initial validation of the difficulties in emotion regulation scale. Journal of
Psychopathology and Behavioral Assessment, 26(1), 41-54.
Gratz, K. L., & Tull, M. T. (2010). Emotion regulation as a mechanism of change in acceptance-and
mindfulness-based treatments. Assessing mindfulness and acceptance processes in clients: Illuminating the
Theory and Practice of Change, 107-133.
Gross, J. J. (1998). The emerging field of emotion regulation: An integrative review. Review of General
Psychology, 2(3), 271.
Gross, J. J. (2002). Emotion regulation: Affective, cognitive, and social consequences. Psychophysiology, 39(3),
281-291.
Gross, J. J., & Muñoz, R. F. (1995). Emotion regulation and mental health. Clinical Psychology: Science and
Practice, 2(2), 151-164.
Gross, J. J., & Thompson, R. A. (2007). Emotion regulation: Conceptual foundations.
Grossman, P., Niemann, L., Schmidt, S., & Walach, H. (2004). Mindfulness-based stress reduction and health
benefits: A meta-analysis. Journal of Psychosomatic Research, 57(1), 35-43.
Gülgez, Ö., & Gündüz, B. (2015). Diyalektik Davranis Terapisi Temelli Duygu Düzenleme Programinin
Üniversite Ögrencilerinin Duygu Düzenleme Güçlüklerini Azaltmadaki Etkisi. Çukurova University. Faculty
of Education Journal, 44(2), 191.
Hankin, B. L. (2005). Childhood maltreatment and psychopathology: Prospective tests of attachment, cognitive
vulnerability, and stress as mediating processes. Cognitive Therapy and Research, 29(6), 645-671.
Hayes, A. M., & Feldman, G. (2004). Clarifying the construct of mindfulness in the context of emotion
regulation and the process of change in therapy. Clinical Psychology: Science and Practice, 11(3), 255-262.
Hayes, S. C. (2004). Acceptance and commitment therapy, relational frame theory, and the third wave of
behavioral and cognitive therapies. Behavior Therapy, 35(4), 639-665.
Hayes, S. C., Wilson, K. G., Gifford, E. V., Follette, V. M., & Strosahl, K. (1996). Experiential avoidance and
behavioral disorders: A functional dimensional approach to diagnosis and treatment. Journal of Consulting
and Clinical Psychology, 64(6), 1152.
Herbert, J. D., & Forman, E. M. (Eds.). (2011). Acceptance and mindfulness in cognitive behavior therapy:
Understanding and applying the new therapies. John Wiley & Sons.
Iverson, K. M., Follette, V. M., Pistorello, J., & Fruzzetti, A. E. (2012). An investigation of experiential
avoidance, emotion dysregulation, and distress tolerance in young adult outpatients with borderline
personality disorder symptoms. Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment, 3(4), 415.
Jimenez, S. S., Niles, B. L., & Park, C. L. (2010). A mindfulness model of affect regulation and depressive
symptoms: Positive emotions, mood regulation expectancies, and self-acceptance as regulatory
mechanisms. Personality and İndividual Differences, 49(6), 645-650.
64
John, O. P., & Gross, J. J. (2004). Healthy and unhealthy emotion regulation: Personality processes, individual
differences, and life span development. Journal of Personality, 72(6), 1301-1334.
Johnson, C., & Larson, R. (1982). Bulimia: An analysis of moods and behavior. Psychosomatic Medicine, 44(4),
341-351.
Koole, T. (2010). Displays of epistemic access: Student responses to teacher explanations. Research on
Language and Social Interaction, 43(2), 183-209.
Kuzucu, Y. (2006). Duyguları fark etmeye ve ifade etmeye yönelik bir psikoeğitim programının, üniversite
öğrencilerinin duygusal farkındalık düzeylerine, duyguları ifade etme eğilimlerine, psikolojik ve öznel iyi
oluşlarına etkisi. (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.
Liehr, P., & Diaz, N. (2010). A pilot study examining the effect of mindfulness on depression and anxiety for
minority children. Archives of Psychiatric Nursing, 24(1), 69-71.
Linehan, M. (1993). Cognitive-behavioral treatment of borderline personality disorder. Guilford press.
Ma, S. H., & Teasdale, J. D. (2004). Mindfulness-based cognitive therapy for depression: replication and
exploration of differential relapse prevention effects. Journal of Consulting and Clinical Psychology, 72(1),
31.
Maciejewski, P. K., & Mazure, C. M. (2006). Fear of criticism and rejection mediates an association between
childhood emotional abuse and adult onset of major depression. Cognitive Therapy and Research, 30(1),
105-122.
Mennin, D. S., Heimberg, R. G., Turk, C. L., & Fresco, D. M. (2005). Preliminary evidence for an emotion
dysregulation model of generalized anxiety disorder. Behaviour Research and Therapy, 43(10), 1281-1310.
Mennin, D. S., Heimberg, R. G., Turk, C. L., & Fresco, D. M. (2002). Applying an emotion regulation
framework to integrative approaches to generalized anxiety disorder. Clinical Psychology: Science and
Practice, 9(1), 85-90.
Miller, J. J., Fletcher, K., & Kabat-Zinn, J. (1995). Three-year follow-up and clinical implications of a
mindfulness meditation-based stress reduction intervention in the treatment of anxiety disorders. General
Hospital Psychiatry, 17(3), 192-200.
Mitmansgruber, H., Beck, T. N., Höfer, S., & Schüßler, G. (2009). When you don’t like what you feel:
Experiential avoidance, mindfulness and meta-emotion in emotion regulation. Personality and Individual
Differences, 46(4), 448-453.
Ögel, K. (2012). Bilişsel davranışçı terapilerde üçüncü dalga. Farkındalık (ayrımsama) ve kabullenme temelli
terapiler. Ankara: HYB Yayıncılık.
Özyeşil, Z., & Ögel, K. (2013). The Effects of a Mindfulness and Acceptance Based (Education) Program on
University Students’ Perceived Stress and Test Anxiety. Oral presentation. In First International Conference
on Mindfulness (ICM), Sapienza University of Rome, May (pp. 8-12).
65
Plews‐Ogan, M., Owens, J. E., Goodman, M., Wolfe, P., Schorling, J. (2005). Brıef Report: A Pilot Study
Evaluating Mindfulness‐Based Stress Reduction and Massage for the Management of Chronic Pain. Journal
of General İnternal Medicine, 20(12), 1136-1138.
Rickwood, D., Deane, F. P., Wilson, C. J., & Ciarrochi, J. (2005). Young people’s help-seeking for mental health
problems. Australian e-journal for the Advancement of Mental Health, 4(3), 218-251.
Rizvi, S. L., & Steffel, L. M. (2014). A pilot study of 2 brief forms of dialectical behavior therapy skills training
for emotion dysregulation in college students. Journal of American College Health, 62(6), 434-439.
Rugancı, R. N., & Gençöz, T. (2010). Psychometric properties of Turkish version of Diffuculties in Emotion
Regulation Scale. Journal of Clinical Psychology, 66(4), 442-455
Safer, D. L., Telch, C. F., & Chen, E. Y. (2009). Dialectical behavior therapy for binge eating and bulimia.
Guilford Press.
Schweitzer, R. D. (1996). Problems and awareness of support services among students at an urban australian
university. Journal of Amarican College Health, 45(2), 73-77.
Segal, Z. V., Williams, J. M. G., & Teasdale, J. D. (2002). Mindfulness-based cognitive therapy for depression:
A new approach to relapse prevention. New York: Guilford.
Semple, R. J., Lee, J., Rosa, D., & Miller, L. F. (2010). A randomized trial of mindfulness-based cognitive
therapy for children: Promoting mindful attention to enhance social-emotional resiliency in children. Journal
of Child and Family Studies, 19(2), 218-229.
Shapiro, S. L., Schwartz, G. E., & Bonner, G. (1998). Effects of mindfulness-based stress reduction on medical
and premedical students. Journal of Behavioral Medicine, 21(6), 581-599.
Sim, L., & Zeman, J. (2006). The contribution of emotion regulation to body dissatisfaction and disordered
eating in early adolescent girls. Journal of Youth and Adolescence, 35(2), 207-216.
Surtees, P. G., Pharoah, P. D. P., & Wainwright, N. W. J. (1998). A follow-up study of new users of a university
counselling service. British Journal of Guidance and Counselling, 26(2), 255-272.
Teasdale, J. D., Segal, Z. V., & Williams, J. M. G. (2003). Mindfulness training and problem
formulation. Clinical Psychology: Science and Practice, 10(2), 157-160.
Thompson, R. A. (1994). Emotion regulation: A theme in search of definition. Monographs of the Society for
Research in Child Development, 59(2‐3), 25-52.
Vatan, S. (2016). Bilişsel davranışçı terapilerde üçüncü kuşak yaklaşımlar. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 8,
190-203.
Whiteside, U., Chen, E., Neighbors, C., Hunter, D., Lo, T., & Larimer, M. (2007). Difficulties regulating
emotions: Do binge eaters have fewer strategies to modulate and tolerate negative affect?. Eating
behaviors, 8(2), 162-169.
Witkiewitz, K., Marlatt, G. A., & Walker, D. (2005). Mindfulness-based relapse prevention for alcohol and
substance use disorders. Journal of Cognitive Psychotherapy, 19(3), 211-228.
66
Schonert-Reichl, K. A., & Lawlor, M. S. (2010). The effects of a mindfulness-based education program on preand early adolescents’ well-being and social and emotional competence. Mindfulness, 1(3), 137-151.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nazire Ayşenur YILMAZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi2 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nazire Ayşenur YILMAZ'ın Makale ve Yazıları
► Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Nedir? Psk.Özgün ÖKLÜK OCAK
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Bilinçli Farkındalık Temelli Bilişsel Terapi Programının Üniversite Öğrencilerinin Duygu Düzenleme Güçlüklerini Azaltmadaki Etkisi' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:49
Top