2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Akıllı Telefonların Akılsız Kullanımı
YAZI #6809 © Yazan Uzm.Psk.Burcu DÖRTEL | Yayın Aralık 2020
2000’li yıllar ile beraber günümüz dünyasının merkezini teknolojik aletler ve onlarla ilişkimiz oluşturmaktadır. Bu aletlerden en yaygın kullanılanı tahmin edeceğiniz gibi akıllı telefonlar. Cebimizde, çantamızda kolaylıkla taşıdığımız akıllı telefonlarımız iletişim aracı olmanın yanı sıra elektronik posta kutumuzu, televizyonumuzu, fotoğraf albümümüzü, gazetemizi, müzik çalarımızı, kol saatimizi, kameramızı, el fenerimizi, kitaplığımızı ve oyun konsolumuzu tek bir araçta toplayan devrimsel bir elektronik alet olma özelliğini taşımaktadır.

2017 TÜİK verilerine göre, Türkiye’de neredeyse her hanede en az bir akıllı telefon bulunuyor, benzer kullanım amaçları güdülen tablet, laptop ve masa üstü bilgisayar sayılarını ve kullanım yaygınlığını hesap etmeye sanırım gerek bile yok. Yine aynı verilere göre çocukların bilgisayar kullanmaya başlama yaşı 8 ve kendisine ait bir cep telefonuna sahip olma yaşı ise 10’dur. Yıllar geçtikçe yaş ortalamasının giderek daha erkene çekileceği öngörülüyor. Bu noktada adeta bir uzvumuz haline gelen bu teknolojinin bizlere etkilerini ve nasıl dengeli kullanılabileceğini iyi bilmek, oldukça önemli bir konu haline gelmiş durumda. Hayatımızı düzene sokan, dünya ile bağımızı sürekli kılan, aile ve arkadaşlarımıza her istediğimizde ulaşmamızı sağlayan, birçok uygulama ile sorunlarımıza hızlı çözüm önerileri sunan ve sonsuz bilgiye kolay erişim fırsatı sağlayan bu harika teknolojik araç birçok güzelliğinin yanında dikkat edilmediği takdirde 7’den 70’e her yaşta bireyin hayatında ciddi sorunlara sebep olabiliyor.

Uzmanlar akıllı telefonların bağımlılık yapıcı özelliği olduğundan ve özellikle kimlik gelişiminin henüz tamamlanmadığı çocukluk ve ergenlik dönemlerinde kişilik gelişimine olumsuz etkileri olabildiğinden bahsediyor. Akıllı telefonların bağımlılık yapıcı tarafı kumarhanelerdeki kollu makinelere benzetiliyor. Makinenin kolu indirildiği anda dönerek ekranda akan simgeler beynimizin içinde büyük bir kazanma heyecanı ve ödül hissi verirken, simgeler uygun sıralama ile durduklarında para kazanmak beynimizde ikinci bir ödül olarak algılanıyor. Telefon kullanırken de özellikle ergenlik dönemindeki gençlerimizin beyinlerindeki mekanizmanın aynı şekilde işlediği belirtiliyor. Ders çalışırken akla biranda sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın fazla kişi tarafından beğenilmesi veya whastapp üzerinden mesaj gelmiş olabileceği gibi senaryolar geliyor. Akla gelen bu olumlu ihtimaller beyinde aynı kumarhanedeki makinanın kolunu indirmek gibi ödül olarak algılanıyor. Telefonu açar açmaz karşılaşılan beklenti doğrultusundaki beğeniler veya mesajlar ise ikincil ödülü oluşturuyor. Beyinde meydana gelen bu his kolay erişilir olması ve hızlıca mutluluk vermesi nedeniyle güçlü bir etki oluşturuyor. Kişiler, aynı ödül hissini alabilmek için gittikçe daha sık telefona bakar hale geliyor. En son aşamada ise artık literatürde yer almaya başlamış olan akıllı telefonsuz kalma korkusu (nomofobi) yer alıyor.

Çocuklarımızın bilgisayardan, cep telefonundan, internetten kopamamalarının sebebi tabi ki bununla sınırlı değil, sanal dünyanın gençleri cezbeden diğer yanları;
- İstedikleri kimliğe rahatlıkla girebilmeleri, kim olmak istiyorlarsa sanal dünyada o olabilmeleri,
-Gerçek hayattan daha kolay sosyalleşebilmeleri,
-Onay alma ve bir gruba dahil olma ihtiyaçlarını karşılayacak çok fazla alternatife ulaşabilmeleri,
-Günlük hayatta yaşadıkları stres, üzüntü, kaygı gibi baş etmesi zor duygulardan kaçma imkanı sağlaması,
-Boş zamanı verimli geçirmeyi düşünerek efor harcamak ve ne yapacağını bilememek yerine can sıkıntısı duygusu yaşamadan zamanın akmasına sebep olması,
-Yapılması gereken ders çalışmak gibi çok da hoşa gitmeyen sorumlulukların vicdani yükünü unutturması,
-Ebeveynlerin kontrol etmesinin zor olduğu sınırsız bir dünya olması nedeniyle özgürlük sağlaması,
-Televizyon gibi pasif değil aktif bir eğlence aracı olması,
-Tek tuşla yanlışları silebilmeye ve yeni başlangıçlar yapmaya imkan tanıması nedeniyle hata yapma korkusunu ortadan kaldırması.

Yukarıda sayılan sebepler ve daha başka bireysel sebeplerden ötürü akıllı telefonların hayatımızdan çıkmayacağı bir gerçek. Verimli ve dozunda kullanıldığı sürece de çıkması gerekmiyor. Doz aşımı veya bağımlılık olarak ifade edilebilecek düzeyde kullanım ile ilgili Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından bazı kriterler belirlenmiş. APA’nın yayınladığı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı ‘na (DSM V) göre dürtü bozuklukları kategorisi içerisinde bağımlılık sendromu olarak kabul edilen bilgisayar – internet bağımlılığı tanısı ile ilgili aşağıdaki yer alan soruların en az 5’inin olumlu cevaplanıyor olması durumun ciddiyetle ele alınması gerektiğinin göstergesi olarak kabul edilmektedir.

Soru Maddeleri:
1. İnternet ve bilgisayar kullanma süreniz hakkında, ailenize, arkadaşlarınıza ya da başkalarına yalan söylediniz mi?
2. Aklınızda sürekli internet ile ilgili bir düşünce yer alıyor mu? (internette yapılan aktivitelerin hayalini kurma, internette yapılması planlanan bir sonraki etkinliği düşünme, vb)
3. Günlük internet kullanımınızı kontrol altına alabilmek adına, geçmişte başarısızlıkla sonuçlanan denemeleriniz oldu mu?
4. İnternet ve bilgisayar tutkunuz sebebiyle, herhangi bir anlamlı ilişkinizde, eğitim-öğrenim
durumunuzda ya da kariyerinizde sorun yaşadınız mı?
5. Aileniz ve sevdiklerinizle paylaştığınız zaman dilimi yerine, ekran başında internet bağlantısında olmayı tercih ediyor musunuz?
6. İnternet bağlantı sürenizi azalttığınız günlerde kendinizi huzursuz, huysuz, depresif veya sinirli hissediyor musunuz?
7. Gün içinde planladığınızdan daha uzun süre mi çevrim içi oluyorsunuz?
8. İstenilen keyfi almak için giderek daha fazla oranda internet kullanma gereksinimi hissediyor musunuz?
9. İnterneti ve bilgisayarı kullanım amacınız, yaşamsal sorunlardan uzaklaşmak veya olumsuz duygulardan uzaklaşmak için mi kullanıyorsunuz? (Örneğin çaresizlik, suçluluk, anksiyete-kaygı, depresyon duyguları)
10. Ekran karşısında bilgisayarda geçirdiğiniz süre sebebiyle, sosyal yaşamınızdaki arkadaşlarınızla planlarınızı erteliyor musunuz?

Bu testin soruları psikiyatrik bir tanı için gerekli ve daha çok gençlere yönelik, peki ya biz yetişkinlerin bağımlılık düzeyleri ne boyutta dersiniz? Sizlerden soracağım 3 sorunun cevabını içinizden düşünmenizi rica ediyorum. 1. Soru: Sabah uyanır uyanmaz yaptığınız ilk şey telefonunuza bakmak mı? 2. Soru: Bedava bir tatil kazandınız, tek şart tatiliniz ile ilgili sosyal medyada hiçbir paylaşım yapmayacaksınız. Tatile gider misiniz? 3. Soru: Tuvalete telefon ile gidiyor musunuz? Bu soruların 2/3’üne evet diyorsanız farkında değilsiniz fakat siz de ebeveyn olarak sanal dünya bağımlısısınız demektir. O zaman çocuklarımız gibi kendimizi de korumanın yolları üzerinde durmamız gerekiyor. Bu konu ile ilgili Dr. Mehmet Şakiroğlu ve Dr. Cansel Poyraz Akyol’un yayınladıkları ‘’Kapat: Çocukları Sanal Dünyadan Koruma Kılavuzu’’ adlı kitabı okumanızı öneririm. Kitap dışında önerilerim;

-Çocuğunuzun bağımlı olduğuna yönelik şüpheleriniz varsa bir uzman yardımı alabilirsiniz,

-Anne ve baba olarak teknolojiye ayak uydurabilir hatta çocuklarınızdan daha iyi takip edebilirsiniz. Böylelikle nelerin zararlı olabileceği konusunda daha bilinçli olabilirsiniz,

-Sanal suçlar ve riskli durumlar ile ilgili çocuğunuzu bilgilendirebilirsiniz,

-Gerçek hayatın verimliliğini arttırabilirsiniz. Çocukların okul dışı hayatlarında ilgi ve yetenekleri doğrultusunda emek harcadıkları veya sosyal destek görebilecekleri, başarıyı tadabilecekleri mutlaka en az bir alan bulunmalıdır,

-Çocuğunuzun duygusal ihtiyaçlarını yakından gözlemleyebilirsiniz,

-Çocuğunuzun yaşına göre internet filtresi kullanabilirsiniz,

-Ara ara çocuğunuzun girdiği web sitelerini ve izlediği videoları kontrol edebilirsiniz. Bu kontrolleri çocuğunuzu rencide etmeden ve ona güvenmediğiniz algısına kapılmasına izin vermeden yapmaya dikkat etmelisiniz,

-Bilgisayar başından kalkmasını isterken çağırdığınız ortamın başka bir bağımlılık olan
televizyon ortamı olmamasına dikkat edebilirsiniz,

-En önemli rol modelin anne ve baba olduğu unutulmadan kendi teknoloji kullanımınızı gözden geçirebilirsiniz,

-Sürekli olarak “bilgisayarı kapat artık, cep telefonunu bırak artık, ders çalış” gibi yönlendirmelerde bulunmak yerine çocuğunuzun cep telefonu kullanımına birlikte sınırlama getirebilirsiniz. Uyarılar sadece davranış esnasında yapıldığında bir süre sonra hiçbir etki oluşturmamakta aksine zıtlaşmalara sebep olmaktadır.

-Özellikle telefon ile aynı ortamda ders çalışma ve uyuma konusunda net bir tutum sergileyebilir ve belirlenen sınırların takibini kararlı, tutarlı bir şekilde yapabilirsiniz. Birçok araştırma gençlerin gece geç saatlere kadar çevirim içi olduklarını belirtmektedir. Bu durum çocuğunuzun gecenin bir yarısı ıssız ve tehlikeli bir sokakta dolaşmasına izin vermenizden daha risklidir.

-Birlikte karar verilen kullanım sınırlarına uyulmadığı taktirde sonuçların ne olacağını da birlikte kararlaştırabilir ve sürecin takipçisi olabilirsiniz,

-Ailece yemek masasına cep telefonları olmadan oturmaya ve birlikte sohbet etmeye özen gösterebilirsiniz,

-Ailece gidilebilecek kültür, sanat etkinlikleri ve geziler planlayabilirsiniz.

Uzm. Psk. Burcu Özkök
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Burcu DÖRTEL Fotoğraf
Uzm.Psk.Burcu DÖRTEL
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi20 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Burcu DÖRTEL'in Yazıları
► Antidepresan Kullanımı ve Mutsuzluk Psk.Bayram ŞİMŞEK
► Çocuklar ve Teknoloji Kullanımı Psk.Cevher SÖNMEZ
► Ergenlerde Madde Kullanımı Psk.Işıl ÖZÜAK
► Ergenlik ve Teknoloji Kullanımı Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Çocuklar ve Teknoloji Kullanımı Psk.Özge ÇİVCİ
► Gereksiz Antibiyotik Kullanımı Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Akıllı Telefonların Akılsız Kullanımı' başlığıyla benzeşen toplam 61 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Dikkat! Dikkat! Ekim 2020
◊ Ödüller ve Cezalar Ekim 2020
◊ Küçük Sarı Notlar Kasım 2018
◊ Yeni Bir Kardeş Geliyor Ağustos 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


22:46
Top