2007'den Bugüne 92,307 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,976 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Güncel Psikoloji Yazıları: Sosyal Yaşamın Bağrında Saklı Yasalar
YAZI #681 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Ocak 2010
Adına ister “ilahi adalet” deyin, isterseniz de “etme bulma” dünyası... Dünyanın hemen her yerindeki bilimsel ve ampirik gözlemler, iyi ya da kötü, yapılan her işin kişiye daha yaşarken aynıyla geri döndüğüne dair yüzlerce örnekle dolu olduğunu gösteriyor. Binlerce kilometre ötede, uzakdoğuda bile “karma” adı verilen bir öğreti / felsefe doktrini en merkezine bu olguyu alıp koyuyor. Evet, yazımın hemen başında da değindiğim gibi, adına ne dersek diyelim, böyle bir gerçek var, şu yaşadığımız ve adına “yerküre” dediğimiz gizemli dünyada.

Sözünü ettiğim bu yasa, aslında sosyal yaşamdaki onlarca yasadan sadece biri. Yasa deyince sadece fizikteki yasaları anımsayanlar (okullarda ders olarak görmedikleri için olsa gerek) bunu kabullenmekte muhtemeldir ki ilk başta çok zorluk çekeceklerdir. Ancak üzerinde yaşadığımız bu dünyada, fizik alanı dışında da geçerli olan ve hükmünü asırlardır tıkır tıkır süren bir çok yasa mevcut! İşte bunlardan birisi de, “Yapılan her işin daha dünyadayken kişiye misliyle geri dönmesi” (Yasa: 1) yasasıdır. Buna pekala “Yankı yasası” da diyebiliriz. Bu yazı vesilesiyle bakın böylesi mühim bir yasayı karanlık kuytusundan gün ışığına çıkarmış, nazarlarınıza sunmuş, üstelik de bir isim bile vermiş olduk (benim bilmediğim başka bir ismi yoksa şayet).

İster bir devlet dairesinde, ister bir alış veriş merkezinin reyonlarında... Günlük yaşamda muhatap olduğunuz bir çok kişinin yüzünde derin bir asıklık, size verdiği yanıtlarda can sıkıcı bir bezginlik; iletişimlerinde sizi rahatsız eden ve içinde “sen karşımda değilsin, hatta umurumda bile değilsin” anlamı taşıyan gizil bir soğukluk - donukluk ifadesi taşıyan, üstelik de son derece irrite edici de olan, ne kadar belli etmemeye çalışsak da o anki ruh kimyamızda anında değişimlere yol açabilen “eğreti” tepkilere eminim ki sizler de çok kereler şahit olmuşsunuzdur.

Hep düşünmüşümdür:

Bu kişiler iç dünyalarında derin bir mutsuz yaşadıkları için mi böyle tepkiler veriyorlar, yoksa böyle tepkiler verdikleri için mi mutsuz oluyorlar!

Hayır, bu soru görünüşü itibariyle belki “tavuk mu yumurtadan çıkmıştır, yoksa yumurta mı tavuktan” sorusuna benziyor lakin o kadar karmaşık değil aslında cevabı. Çünkü yukarıda zikrettiğim "sosyal yasa" çerçevesinde meseleye baktığımızda cevap kendisini açıkça ortaya koymaktadır.

Bir de bu kişilerin işleri icabı her gün onlarca kişiye böyle davrandıklarını ve bunun bu şekilde aylarca, hatta yıllarca sürüp gittiğini de hesaba katın! Çevremizdeki her bir dağa her dakika avazımız çıktığınca haykırıp durursak bu sarp dağların zirvesinden yankılanıp yansıyacak onlarca sesin kulaklarımızda oluşturacağı korkunç çığlığa şaşmamamız gerekiyor, öyle değil mi!

O bakımdan bu kişilere, muhataplarıyla iletişime geçtiklerinde, insanlarla insani bir iletişim kurmaları için öncelikle bir “prensip” edinmelerini, sonra da bu prensibi günlük yaşamlarında titizlikle uygulamaya çalışmalarını tavsiye ediyorum. Herşeyden önce kendilerini besleyecek böylesi bir ilişki için oturup da evvela iç dünyalarında mutlu olmayı beklememelerini, öncelikle sorumlu oldukları bütün iş ve eylemleriyle çevrelerine “mutluluk vermeyi” denemelerini, bunun tabii bir neticesi / mükafatı olarak da istedikleri duyguyu zaten alacaklarını özellikle hatırlatmak istiyorum.

Aynı şekilde, mesela trafikte yan yolda dakikalardır bekleyen, kendisine yol verilmediği için ana yola bir türlü giremeyen kişiye karşı da aynı “insani saygı” duyarlılığını hiç çekinmeden gösterebilmeliyiz. Hem medeni olabilmek için hem de, “Mutlu olmak istiyorsak evvela mutlu etmeliyiz.” (Yasa: 2) gizil yasası gereğince!

Yine, daha sarı ışık yanarken kornaya basıp önümüzdeki kişiyi telaşa sevkederek sabırsızlık ve tahammülsüzlük eksenli kaba bir “tavır / tutum" çığırı açtığımızı, bu çığırın girdabında / kuyusunda bir gün kendimizin yahut sevdiğimiz bir yakınımızın da boğulabileceğini, “Sebep olan, yapan gibidir.” (Yasa: 3) ilkesi gereğince bu sonuçta bizim de mesuliyetimizin bulunabileceğini asla gözardı etmemeliyiz.

Ne mutlu ki çevresine karşı her daim sabırlı, tahammüllü, hoşgörülü, mütebessim, şefkat dolu bir davranış kokusu yayarak içinde yaşadığı toplumu da “mis kokulu” bir gül bahçesine çevirmeye gayret edebilenlere. Ne mutlu ki her davranışıyla çevresine, aldığı nefes adedince “iyi örnek” olabilmenin sıcacık coşkusuyla dolup dolup taşabilenlere. Ne mutlu ki "aslında herşey, hakikaten de şu gök kubbede bırakılacak hoş bir sadadan ibaret" diyebilenlere.

Gerçekten de insan bütün bu yönleriyle insan değil midir biraz da. Hatta Mevlana’nın dediği gibi onun varlığı sadece bir fikir; gerisi ise bir yığın et ve kemik değil mi sadece.


Psk. İzzet Güllü
     17 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,976 uzman makalesi arasında 'Güncel Psikoloji Yazıları: Sosyal Yaşamın Bağrında Saklı Yasalar' başlığıyla benzeşen toplam 39 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:19
Top