Neredeyse hayatında her şeye sahipti. Evi, arabası, işi ve ilgilendiği alanlar vardı. Sevdiği bir eşi ve çocuğu vardı. Her şey yolunda olmalıydı baktığında. Evet, bazen işinde veya hayatının diğer alanlarında küçük sorunlar çıkıyordu. Bunları çözüyordu, bunlar çözülüyordu. Ama onun için önemli bir şey eksikti: hayatına sinmiş bir ANLAMSIZLIK HİSSİ.
Baktığında hayatında nerdeyse temel isteklerinin hepsi vardı. istediğinde gezebiliyor, istediği elbiseleri alabiliyor, istediği yerde yemek yiyiyordu. Yine de kendisine “bunlar varda ne olmuş”. “hayat dediğin bu mu/bundan mı ibaret” diyordu. Hayır hayır, hayat bundan ibaret olamazdı/olmamalıydı!
Siz de zaman zaman ya da çoğunlukla böyle hissediyorsanız, bu duruma bir cevap bulamıyor musunuz? O zaman cevabı bulmaya çalışarak değil önemli/doğru soruları sorarak başlamayı deneyebilirsiniz. Belki aşağıdaki sorular veya sizin kendiniz ile ilgili sorabileceğiniz diğer önemli sorular bu anlamsızlık hissini anlamlı hale getirecektir.
 Kalbinizin derinliklerine bakın, sizin için gerçekten önemli olan şey/şeyler nedir?
 Bu dünyadaki zamanınızı harcarken nasıl bir duruş sergilemek istiyorsunuz?
 Nasıl bir insan olmak istiyorsunuz?
 Kendinize, başkalarına, çevrenize nasıl davranmak istiyorsunuz?
 Hangi kişisel özellikleri geliştirmek istiyorsunuz?
 Yarın ömrünüzü tamamlayıp geriye dönüp baktığınızda hayatınızda neyin olmasını istemezsiniz?
 Öldüğünüzde mezar taşınızda ne yazılmasını isterdiniz?

Anlamlı hissettiğiniz bir yıl dileğiyle..

Not: Bu yazı yazılırken Russ Harris’in Gerçeğin Tokadı kitabı "Amacım Nedir?" bölümünden esinlenmiştir.