Onaylanma Kabul Görme İhtiyacı: Kendi Elimizle Karşımızdakine Verdiğimiz, Duygusal Manipülasyona Maruz Kalma Hali
Neden hep kendinizden ziyade başkalarını memnun etmek için bir şeyler yapma ihtiyacı duyduğunuzu düşündünüz mü?
Belki bazen bu durumu fark eder ve kendinize kızarsınız ama onaylanma ihtiyacı ruhunuzun öylesine derinlerine gömülü olabilir ki, sıklıkla gözünüzün önündeki gerçekliği göremezsiniz. Bazı kişilerin mizacı bağımlılığa yatkındır. Böyleleri kendi başına karar almakta zorlanır. Kimi insan içinse, yetiştiği aile ortamı, aldığı eğitim, toplumun kültürel değerleri ve hatta işyeri deneyimleri gibi dış etkenler fazlasıyla etkilidir.
Onaylanma ihtiyacını bireylerde farklı kılan çocukluk dönemi yaşantılarıdır. Yeterince onaylanmamış ve aynalanmamış çocuklar bilinçdışı olarak “öteki” benim ne yapmamı istiyor diye düşünür. Bu çocuklar ileriki dönemlerinde de yaptıkları eylemler için “onaylanma” ihtiyacı hisseder ve “aferin iyi yapmışsın” cümlesinin peşinde hayatlarını geçirirler ve bu kişi için o kadar önemli bir ihtiyaçtır ki koşul, durum, nesne ayrımı gözetmeden onaylanmak ister.
Sevgi, onaylanma ve kabullenilme ihtiyacı yüksek olan bireyler ilişkilerinde kişisel sınırlarını doğru koyamazlar.
Bahar Tezcan’ın da dediği gibi; herkesin onaylanma ve yakın hissettiği kişiden kabul görme ihtiyacı olur. Bu bizi duygusal manipülasyona yatkın kılar. Ama manipülatör baskıcı olduğunda, kabul/red seçeneği sunmadığında, sömürü düzeyine geçtiğinde sorundur. Orada kimliğimizi ortaya koymak kendimize borcumuzdur.
Psikoterapi açısından bu konuya baktığımızda ise; danışan, şimdiye dek peşinden koştuğu arzunun aslında kendisine ait olmadığını anladığında, tüm yaşam kurgusu, ilişkiler, deneyimler, hayaller yıkıma uğrar. Bu parçalarla vedalaşmak bazen “kendiyle” vedalaşmak gibi deneyimlenir. Ancak vedalar, tam da “kendine”varmanın yoludur. 'Beni yaptıkları kişi kim ve o kişi ne istiyor'dan, 'Ben kimim ve ne istiyorum?'a vardığın yer tam olarak burası.
Belki bazen bu durumu fark eder ve kendinize kızarsınız ama onaylanma ihtiyacı ruhunuzun öylesine derinlerine gömülü olabilir ki, sıklıkla gözünüzün önündeki gerçekliği göremezsiniz. Bazı kişilerin mizacı bağımlılığa yatkındır. Böyleleri kendi başına karar almakta zorlanır. Kimi insan içinse, yetiştiği aile ortamı, aldığı eğitim, toplumun kültürel değerleri ve hatta işyeri deneyimleri gibi dış etkenler fazlasıyla etkilidir.
Onaylanma ihtiyacını bireylerde farklı kılan çocukluk dönemi yaşantılarıdır. Yeterince onaylanmamış ve aynalanmamış çocuklar bilinçdışı olarak “öteki” benim ne yapmamı istiyor diye düşünür. Bu çocuklar ileriki dönemlerinde de yaptıkları eylemler için “onaylanma” ihtiyacı hisseder ve “aferin iyi yapmışsın” cümlesinin peşinde hayatlarını geçirirler ve bu kişi için o kadar önemli bir ihtiyaçtır ki koşul, durum, nesne ayrımı gözetmeden onaylanmak ister.
Sevgi, onaylanma ve kabullenilme ihtiyacı yüksek olan bireyler ilişkilerinde kişisel sınırlarını doğru koyamazlar.
Bahar Tezcan’ın da dediği gibi; herkesin onaylanma ve yakın hissettiği kişiden kabul görme ihtiyacı olur. Bu bizi duygusal manipülasyona yatkın kılar. Ama manipülatör baskıcı olduğunda, kabul/red seçeneği sunmadığında, sömürü düzeyine geçtiğinde sorundur. Orada kimliğimizi ortaya koymak kendimize borcumuzdur.
Psikoterapi açısından bu konuya baktığımızda ise; danışan, şimdiye dek peşinden koştuğu arzunun aslında kendisine ait olmadığını anladığında, tüm yaşam kurgusu, ilişkiler, deneyimler, hayaller yıkıma uğrar. Bu parçalarla vedalaşmak bazen “kendiyle” vedalaşmak gibi deneyimlenir. Ancak vedalar, tam da “kendine”varmanın yoludur. 'Beni yaptıkları kişi kim ve o kişi ne istiyor'dan, 'Ben kimim ve ne istiyorum?'a vardığın yer tam olarak burası.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.