Öfke Kontrolü/Kontrolsüzlüğü
ÖFKE KONTROLÜ/KONTROLSÜZLÜĞÜ
Öfkelenmek herkesin hissettiği normal bir duygudur; sevdiklerimiz bize sürpriz bir doğum günü hazırladığında heyecanlanmamız ve mutlu olmamız gibi ya da yazın çok sıcak bir günde kapağı açık kalmış ve ağzına kadar dolu olduğu için pis kokan bir çöp kutusunun yanından geçtiğimizde iğrenmemiz gibi.
Ancak herkes öfkesini farklı şekillerde gösterir. Kimimiz bağırır, kimimiz duvara yumruk atar, kimimiz küfreder, kimimiz karşısındakine vurur, kimimiz küser, ellerini göğsünde kavuşturur ve odayı terk eder vb. Önemli olan bu duyguyu nasıl yönetebildiğimiz, kime – nasıl yansıttığımız ve sinirimiz geçtikten sonra pişman olduğumuz bir davranışta bulunup bulunmadığımızdır.
Eğer,
• Sevseniz de sevmeseniz de çevrenizdeki insanların sizi anlamadığını düşünüyorsanız,
• Sanki insanlar sizin inadınıza davranıyorlarmış gibi geliyorsa,
• Kendinizi anlatmak için sürekli bağırmak zorunda kaldığınızı hissediyorsanız,
• Trafikte, yolda, kafede tanımadığınız hatta yüzünü bile görmediğiniz insanların kuralsız davranışlarından dolayı sürekli kavga ediyorsanız ve hatta karakolluk-mahkemelik olduysanız,
• Sakinleştiğiniz zaman annenizi, sevgilinizi, eşinizi, çocuğunuzu kırdığınızı, üzdüğünüzü, onları ağlattığınızı görüyorsanız ve çok pişman oluyorsanız,
• Karşınızdaki kişiye zarar vermemek için duvara yumruk atıyor, elinize geçen herhangi bir şeyi yere atıp parçalıyorsanız,
• Çevrenizdeki insanların sizden uzaklaştığını hissediyorsanız,
• Anneniz, eşiniz, çocuğunuz, kardeşleriniz veya çok yakın arkadaşlarınız size yalan söylüyor ya da bazı şeyleri “siz sinirlenmeyin” diye söylemedikleri söylüyorlarsa,
Belki de bir psikoloğa gitmenin vakti gelmiş olabilir.
Peki psikolog ne yapacak size, nasıl yardımcı olacak? Sonuçta siz durup dururken sinirlenmiyorsunuz ki, başkalarının yaptıkları yüzünden bu hale geliyorsunuz. Merak etmeyin, işin uzmanı bir psikolog ile hafta bir gün, 45-55 dakika görüşmek ve onun yönlendirmelerini gerçekleştirme 3-4 ayda hayat kalitenizi oldukça arttıracaktır.
Her psikoloğun çalışma sistemi farklı olmakla birlikte, hemen hepsi ilk önce sizi 1-2 seans dinleyecek, hayatınızdaki önemli noktalarla ilgili sorular soracak, aileniz, okul hayatınız, meslek seçiminiz, büyürken sizi etkileyen, unutamadığınız anılarınızı öğrenmek isteyecek ve bol bol önündeki kâğıda not alacaktır. Bu sırada sizin de hayatınız film şeridi gibi gözünüzün önünden geçecektir.
Daha sonra size bazı anketler verecek ve bunları doldurmanızı isteyecektir. Anketlerin sonucunu sizinle paylaşacak, size bazı bilgiler verecek, siz pür dikkat dinleyecek; ama bu sonuçları nasıl değerlendirmeniz gerektiğini pek bilemeyeceksinizdir.
Psikoloğunuz ile yaptığınız seanslarda,
- Nelere sinirlendiğinizi öğreneceksiniz
- Öfkelenmeden önceki uyarı sinyallerinizi tanıyacaksınız,
- Otomatik düşünce sisteminizi tanıyacaksınız ve yerine alternatif düşünce sistemi kurmayı öğreneceksiniz.
- Zihinsel canlandırma yöntemleri ile olayları öngörmeyi ve hazırlık yapmayı öğreneceksiniz.
- Vücudunuzu ve kaslarınızı eğitmeyi öğreneceksiniz.
- Kendinizi doğru bir şekilde ortaya koymayı ve “Ben Dili” diye yeni bir dil ile konuşmayı öğreneceksiniz.
- Neticeye değil, Hatice’ye; sonuca değil, sürece bakmayı ve hatta süreci kontrol etmeyi öğreneceksiniz.
- Çok zor bir şeyi öğreneceksiniz: Affetmeyi. Hem kendinizi hem başkalarını affetmeyi öğreneceksiniz.
Öfkenizi kontrol etmeyi öğrendiğinizde kendinizi de yakından tanımış olacaksınız. Kaybettiğiniz kontrol duygusunu yeniden ele geçireceksiniz. Hayat kaliteniz artacak. Daha mutlu olacaksınız. Çevreniz yeniden arkadaşlarınızla dolacak. Anneniz, eşiniz, çocuğunuz size daha az yalan söyleyecek, güven duygunuz yeniden inşa edilecek. Pişmanlıkla değil, huzurla uyuyacaksınız. Fiziksel sağlığınız da çok da iyi olacak.
Öfkelenmek herkesin hissettiği normal bir duygudur; sevdiklerimiz bize sürpriz bir doğum günü hazırladığında heyecanlanmamız ve mutlu olmamız gibi ya da yazın çok sıcak bir günde kapağı açık kalmış ve ağzına kadar dolu olduğu için pis kokan bir çöp kutusunun yanından geçtiğimizde iğrenmemiz gibi.
Ancak herkes öfkesini farklı şekillerde gösterir. Kimimiz bağırır, kimimiz duvara yumruk atar, kimimiz küfreder, kimimiz karşısındakine vurur, kimimiz küser, ellerini göğsünde kavuşturur ve odayı terk eder vb. Önemli olan bu duyguyu nasıl yönetebildiğimiz, kime – nasıl yansıttığımız ve sinirimiz geçtikten sonra pişman olduğumuz bir davranışta bulunup bulunmadığımızdır.
Eğer,
• Sevseniz de sevmeseniz de çevrenizdeki insanların sizi anlamadığını düşünüyorsanız,
• Sanki insanlar sizin inadınıza davranıyorlarmış gibi geliyorsa,
• Kendinizi anlatmak için sürekli bağırmak zorunda kaldığınızı hissediyorsanız,
• Trafikte, yolda, kafede tanımadığınız hatta yüzünü bile görmediğiniz insanların kuralsız davranışlarından dolayı sürekli kavga ediyorsanız ve hatta karakolluk-mahkemelik olduysanız,
• Sakinleştiğiniz zaman annenizi, sevgilinizi, eşinizi, çocuğunuzu kırdığınızı, üzdüğünüzü, onları ağlattığınızı görüyorsanız ve çok pişman oluyorsanız,
• Karşınızdaki kişiye zarar vermemek için duvara yumruk atıyor, elinize geçen herhangi bir şeyi yere atıp parçalıyorsanız,
• Çevrenizdeki insanların sizden uzaklaştığını hissediyorsanız,
• Anneniz, eşiniz, çocuğunuz, kardeşleriniz veya çok yakın arkadaşlarınız size yalan söylüyor ya da bazı şeyleri “siz sinirlenmeyin” diye söylemedikleri söylüyorlarsa,
Belki de bir psikoloğa gitmenin vakti gelmiş olabilir.
Peki psikolog ne yapacak size, nasıl yardımcı olacak? Sonuçta siz durup dururken sinirlenmiyorsunuz ki, başkalarının yaptıkları yüzünden bu hale geliyorsunuz. Merak etmeyin, işin uzmanı bir psikolog ile hafta bir gün, 45-55 dakika görüşmek ve onun yönlendirmelerini gerçekleştirme 3-4 ayda hayat kalitenizi oldukça arttıracaktır.
Her psikoloğun çalışma sistemi farklı olmakla birlikte, hemen hepsi ilk önce sizi 1-2 seans dinleyecek, hayatınızdaki önemli noktalarla ilgili sorular soracak, aileniz, okul hayatınız, meslek seçiminiz, büyürken sizi etkileyen, unutamadığınız anılarınızı öğrenmek isteyecek ve bol bol önündeki kâğıda not alacaktır. Bu sırada sizin de hayatınız film şeridi gibi gözünüzün önünden geçecektir.
Daha sonra size bazı anketler verecek ve bunları doldurmanızı isteyecektir. Anketlerin sonucunu sizinle paylaşacak, size bazı bilgiler verecek, siz pür dikkat dinleyecek; ama bu sonuçları nasıl değerlendirmeniz gerektiğini pek bilemeyeceksinizdir.
Psikoloğunuz ile yaptığınız seanslarda,
- Nelere sinirlendiğinizi öğreneceksiniz
- Öfkelenmeden önceki uyarı sinyallerinizi tanıyacaksınız,
- Otomatik düşünce sisteminizi tanıyacaksınız ve yerine alternatif düşünce sistemi kurmayı öğreneceksiniz.
- Zihinsel canlandırma yöntemleri ile olayları öngörmeyi ve hazırlık yapmayı öğreneceksiniz.
- Vücudunuzu ve kaslarınızı eğitmeyi öğreneceksiniz.
- Kendinizi doğru bir şekilde ortaya koymayı ve “Ben Dili” diye yeni bir dil ile konuşmayı öğreneceksiniz.
- Neticeye değil, Hatice’ye; sonuca değil, sürece bakmayı ve hatta süreci kontrol etmeyi öğreneceksiniz.
- Çok zor bir şeyi öğreneceksiniz: Affetmeyi. Hem kendinizi hem başkalarını affetmeyi öğreneceksiniz.
Öfkenizi kontrol etmeyi öğrendiğinizde kendinizi de yakından tanımış olacaksınız. Kaybettiğiniz kontrol duygusunu yeniden ele geçireceksiniz. Hayat kaliteniz artacak. Daha mutlu olacaksınız. Çevreniz yeniden arkadaşlarınızla dolacak. Anneniz, eşiniz, çocuğunuz size daha az yalan söyleyecek, güven duygunuz yeniden inşa edilecek. Pişmanlıkla değil, huzurla uyuyacaksınız. Fiziksel sağlığınız da çok da iyi olacak.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.