Kağan Yücel 1980 yılında Ankara’da doğdu. Liseyi Ankara Atatürk Lisesi’nde okudu ve 1998 yılında mezun oldu. 2000 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon YO’na girdi ve eğlenceli bir öğrencilik hayatının sonunda 2004 yılında mezun olup fizyoterapist ünvanı aldı. Mezun olduktan sonra yoğun bir postgraduate eğitim maratonuna başladı. 2011 yılında Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sağlık Kurumları İşletmeciliği yüksek lisansını bitirdi ve uzmanlık ünvanını aldı. Halen Ufuk Üniversitesi Sağlık Hizmetleri MYO’nda öğretim görevliliği yapmaktadır.
İş saatlerinden arda kalan zamanlarında müzik prodüksiyonu ve serbest grafik tasarımcılık yapmaktadır. ...[Devamı...]
Anlaşıldığı üzere Kağan Yücel’in eğitim anlamında görsel sanatlarla herhangi bir ilgisi yoktur. Ancak çocukluğundan beri fotoğraf, reklam ve müziğe olan ilgisi en sonunda patlak vermiş ve kendisinin grafik tasarıma yönelmesine sebep olmuştur. İşten arda kalan zamanlarında serbest grafik tasarım ve müzik prodüksiyonu yapmaktadır.
Şu anda 2012 yılında düzenlenmiş olan TSE afiş yarışmasında 2.’lik ödülüne sahiptir.
Ayrıca kurucularından olduğu Mental Imbalance adlı perküsyon grubunda çeşitli perküsyon aletleri çalarak kafasını dağıtmaktadır.
2014 yılında kendi derlemiş olduğu COPH Therapy bütüncül tedavi konseptinin eğitimlerini vermeye başlamıştır.
Almış Olduğum Eğitimler:
KPM ( Klinischen Patienten Management ) Eğitimi – 2007/2010 – TIFAO
Boyun Rahatsızlıklarında Osteopatik Yaklaşımlar – 2008 – PhysioMohd – Amjad Mohd
Uyguladığım Teknikler:
KPM Hasta Oryantasyonlu Manuel Terapi :
Konseptin Filozifisi :
Hareket sisteminde semptom gösteren hastaların tedavisinde değişik muayene ve tedavi sistemleri entegre edilerek bütüncül bir sistem oluşturmakta. Bunu yaparken organ sistemleri ve bunları enerji ve reflektorik yayılımlarını da göz önünde tutmak amacını taşır.
İçerdiği Teknikler :
Kaltenborn – Evjent sistemi, Maitland konsepti, Mulligan konsepti, Cyriax vs. Osteopati enerji ve reflexoloji terapileri ( shiatsu, Qigong, uygulamalı kinezyoloji, reflexzon terapi gibi. )
Hipnoz ve Trans Uygulamaları :
Hipnoz doğrudan bilinç dışı zihin üzerinde etkili olan sonuç odaklı bir metodolojidir. Zihinsel, duygusal, fiziksel, bilinç, bilinçaltı ve bilinç ötesi düzeylerde değişim ve dönüşümler amaçlanır. Hipnoz, EFT, Transformal Nefes, NLP, Kuantum Olumlama gibi teknikleri kanıtlanmış sonuçlara dayanan, kendi kendine iyileşme ve mükemmel forma dönüşüm sağlayan grup olarak ve bireysel uygulanabilen iyileşme tekniklerinin tümüdür.
Program sırasındaki uygulamalarımız hücresel aktivasyon, kendi enerji alanınızı görebilmek ve geliştirebilmek için çok kolay çözümler üretir. Belki de kendi potansiyelinizin kaynağına inmekle şifayı nasıl ortaya çıkardığına ilk kez şahit olacaksınız. Bu sayede kronik bir ağrı, tutku düzeyindeki bağımlılıklarınızdan kurtulmak, uzun süre sıkıntı veren bir sıkıntının çözümlenmesi ve yaşam kalitenizi tehdit eden bir mutsuzluktan kurtularak kendinizi huzurlu ve daha iyi hissedebileceksiniz.
Mulligan Manuel Terapi Konsepti :
Mulligan Konseptinin temel hedefi fonksiyonel restorasyonudur. Kas-iskelet ve sinir sistemini etkileyen, eklemlerin ağrılı durumları ile açısal kayıplarını içeren problemlerde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Ağrısız ve son derece güvenli bir yaklaşımdır.
Kaltenborn,Maitland Cyriax,Butler..gibi pasif mobilizasyon konseptleri ile Pilates,PNF ve Kinetik Kontrol gibi aktif yöntemlerin bir kombinasyonu olarak da tanımlanabilmektedir.Bu yaklaşımın ayırt edici özelliği, doğru vaka seçildiğinde ağrının kılavuzluğunda, fonksiyonel kazanımların çok kısa sürede ve uzun vadeli olarak elde edilebilmesidir. Teknikler fonksiyonel pozisyonlarda uygulanmaktadır, böylece kazanımların günlük hayata dönük olması hedeflenmektedir.
NAGS, SNAGS ve MWMs olarak isimlendirilen konsepte özgü teknikler kas-iskelet-sinir sistemi hastalıklarında güvenle ve etkin şekilde uygulanmaktadır.
Craniosacral Terapi :
Kafatası dakikada belli bir ritmle açılıp kapanma benzeri bir hareket yapar. Yani genişler ve daralır. Bazen bu ritmdeki sekmeler ve problemler vücutta başka rahatsızlıklara yol açar. Tedavinin prensibi kafa kemiklerinin eksik ya da bozuk hareketinin ve ritminin geri kazandırılması , kafa içindeki dolaşım arttırılması esasına dayanır. Craniosacral Terapi neredeyse her hastalıkta ilk önce uygulanması gereken bir yöntemdir.
Kinesiotaping ( Terapatik Bantlama ) :
Kinesiotaping Japonya’da yaklaşık 25 yıl önce geliştirilmiş fakat Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda tanınmış özel bir bantlama yöntemidir. Kinesiotaping, bel-boyun ve sırt ağrıları gibi çok sık rastlanan sağlık problemleri yanında ortopedik ve nörolojik problemler ile cerrahi sonrasında da kullanılabilen bir tedavi seçeneğidir.
Kinesiotaping uygulamalarının temelde iki amacı vardır:
- Ağrısız ve daha kolay hareket edebilmeyi sağlamak,
- Yumuşak doku iyileşmesini desteklemek.
KDM ( Konnektif Doku Masajı ) :
Hastalıkların terapisinde oldukça etken-reflex bir terapi yöntemidir. Herhangi bir bölge de oluşan problemin deri üzerinde verdiği belirti noktaları üzerinden deriye parmakla çekmeler tarzında uygulanan bilimsel doku-manipulasyon yöntemidir.
Ayak Tabani Refleks Masajı :
Ayak tabanından vücudun belli bölgelerini reflex yolla etkilemek ve iyileşmeyi hızlandırmak için elle yapılan masaj ve manipulatif yöntemleri içerir.
Vücut ve Kulak Akupunkturu :
Akupunkturun Felsefesi :
Batı düşüncesi olayları sebep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirir. Çin düşüncesine göre ise, çeşitli olgular bir bütünlüğün parçasıdır ve birbirleriyle ilişki içindedir. Düşünce temelindeki bu farklılıklar, tıbbi uygulamada da kendini gösterir. Batı tıbbı analitiktir; derin nedensel bağlantılara girer, ayrıntılı sınıflamalar yapar.
Çin tıbbında ise, semptomlar ve bulgular hep birlikte değerlendirilerek toparlanır ve bir bütüne varılmaya çalışılır. Çin tıbbına göre hastalık belirli bir zamanda, belirli bir kişide ortaya çıkan bir olgudur. Hastalık değil, hasta ön planda değerlendirilir. Buna göre, Tradisyonel Çin Tıbbı’nda mental (zihinsel), emosyonel (duygusal) ve fiziksel bulgular birlikte ele alınır.
Bu sebeple mevcut problemle alakalı noktalar vücudun dengesini restore etmek için iğne ya da basınçla (akupressur) uyarılır.
Vücutta Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt, ancak uyum içinde iki eneji vardır. Bunu gösteren ambleme Taiji (Büyük İkilem) denir. Siyah Yin’i, beyaz Yang’ı simgeler. Ancak, Yin’in içinde Yang, Yang’ın içinde de Yin vardır. Yin ve Yang’ın dengelenmesi normalliğe, dengenin bozulması anormalliğe yol açar. Dengesiz Yin ve Yang, denge arayışı içerisinde sürekli kendilerini değiştirirler. Bu dengenin sağlanması için doktor iğneler ile, ilgili akupunktur noktalarını uyararak hastayı tedavi eder.
Akupunkturda Kulağın Önemi :
Kulakta bedenin hemen hemen her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası bulmaktadır. Örneğin, insanın bağırsağı, kalbi, karaciğeri ile ilgili noktalar kulağında mevcuttur. Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber veya tek başına kulaktaki noktalar kullanılmaktadır. Öte yandan kulağın bu özelliği, hastalığın belirlenmesine, deteksiyona yardımcı olmaktadır.
Meridyen Tedavisi :
Yöntem olarak akupunktura dayanan, akupunkturdaki temel vücut meridyenleri üzerindeki belli noktaları belli bir sistematiğe göre uyarmak ya da meridyen üzerine direkt olarak çekmeler ile problemli meridyenin enerjisini restore etmeye yarayan bir yöntemdir.
Periost Masajı :
Kemik dokusu üzerinden belli noktalardan verilen uyarılarla iyileşme sürecini pozitif etkileyen reflex bir terapi yöntemidir.
Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yo Lisans (2004) ve Ufuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enst. Sağlık Kurumları İşletmeciliği Yüksek Lisans 2011