Sağlık Uygulama Tebliği ve Fizik Tedavi Uygulamaları
MAKALE #3011 © Yazan Dr.Kerim YAPAR | Yayın Mayıs 2009 | 2,929 Okuyucu
Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmeti sunumunun 3 tarafı mevcut:
1. Hizmeti sunan sağlık kuruluşları
2. Hizmeti alan vatandaşlar
3. Hizmetin bedelini ödeyen sosyal güvenlik kurumu
Doğal olarak verilen hizmetten bu üç tarafın da kendilerine özgü
beklentileri olacaktır.
- Hizmeti sunan sağlık kuruluşları, verdikleri hizmetin tatmin
edici bir karşılığı olmasını bekleyeceklerdir. Tatmin edici karşılık hem
maddi, hem de manevidir. Maddi herkesin malumu olduğu için manevi
karşılıktan bir cümle ile bahsetmek istiyorum. İnsan öğrendiği ve
yapabileceği bir uygulamayı yapamazsa mesleki tatminden yoksun kalır. (örneğin bir kırık sonrası eklem limitasyonu, bir hemipleji rehabilitasyonunu ayaktan sağlık kuruluşları yapamaz denildiği zaman, kurum tatmin edici bir karşılık alamaz, personelini mutlu edemez ve kaliteli bir sağlık hizmeti sunma şansıda azalır.
- Hizmeti alan vatandaşlar, hem hastalıklarına çare bulunmasını hem
de kaliteli bir sağlık hizmeti almayı isteyeceklerdir. Doğla olarak bu arada ceplerinden fazla para çıkmasın, hatta masraflarının tamamını sosyal güvenlik kurumları karşılasın isteyeceklerdir.
- Sosyal güvenlik kurumları ise özel kurumlardan hem ucuza, hem de kaliteli sağlık hizmeti satın almak isteyecektir.
Her üç tarafın bu beklentilerini doğal karşılamamız gerekir. Hizmeti
alanların en iyi hizmeti en ucuza almak istemesi de hizmeti sunanların
emeğinin karşılığının kendisini ve personelini tatmin edecek kadar yüksek
olmasını istemesinden doğal bir şey olamaz. Hem SGK, hem hastalar, hem de sağlık kuruluşları sağlık hizmetinin kalitesi yani sıra bütçelerini de
düşünmek zorundadırlar. Dolayısıyla sunulan hizmetin ücretlendirilmesi,
hangi hizmetlerin ödenip, hangilerinin ödenmeyeceği konusunda görüş ayrılığı olması doğaldır. Bunlar görüşmeler yoluyla bir orta yolu bulunarak
çözülecektir. Önemli olan bu orta yolun, hastaların sağlığına, özel sağlık
kuruluşlarına, sağlık çalışanlarına ve hepimizin vergileriyle kurulmuş olan
sosyal güvenlik sistemine zarar vermemesi, çözümün herkese yararlı
olmasıdır.
Burada asil sorun sağlık hizmetini sunan özel sektör, eğitim ve üniversite
hastaneleri, devlet hastaneleri, askeri hastaneler gibi farklı kuruluşların
olaya bakış açılarındaki farklılıklardır. Askeri hastanelerdeki meslektaşlarımız, "bu beni etkilemeyecek bir uygulama beni ilgilendirmez, her şey yolunda, sorun yok" diye düşünürlerse, devlet, eğitim ve üniversite
hastanelerindeki meslektaşlarımız "özel sektör güçlendikçe bizim
etkinliğimiz azalır, rehabilitasyon vb. uygulamalarını tekelimizde
tutmalıyız" diye düşünürlerse, özel sektördeki meslektaşlarımız "para
kazanmak için her yol mubahtır, daha az emekle daha çok kazanalım,
yönetmelikteki açıkları kullanıp faturaları şişirelim, diplomalarımızı kiraya
verelim" gibi bir düşünceye sahip olurlarsa, inanın ki hepimiz kaybederiz.
Bu şekilde hem branşımızın toplum nezdinde güvenirliğini ve saygınlığını
yitirmesine neden oluruz, hem maddi kayıplara uğrarız.
Kendi içimizde fikir birliğine varmalıyız; fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları bir ekip işidir. Bu ekip fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist basta olmak üzere diğer personellerden oluşmaktadır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamaları bir bütündür. Elektroterapi yöntemleri ayrı bir uygulama rehabilitasyon uygulamaları ayrı bir uygulama nasıl olsa hastalara bir şey olmaz elektoreterapi uygulamaları yapılsın cihazlar takılsın cihazları kimin bağladığının önemi yok gibi bir düşünceye gelinmiş bulunmakta ve hekim dışı şadlık personeli adı altında yeni meslekler ve uygulayıcı personeller çıkarılmış bulunmaktadır. Bu tip uygulamalar hasta sağlığını tehdit eden kaliteli hizmeti yok eden düşüncelerdir. Bu şekilde fizik tedavi uygulamalarını basite indirme işlemi sonrası çok kısa süre sonra maalesef elektroterapi uygulamaları sgk tarafından ödenemeyebilecektir.
1. SGK bazı uygulamalarımızı ödeme dişi bırakır, belki de özel sektörle
anlaşmalarını fesheder
2. Bu durumda özel dal merkezlerinin bir kısmı kapanır
3. Birçok sağlık çalışanı issiz kalır ve daha düşük ücretlerle is
arayışına girer
4. Hastane ve büyük sağlık kuruluşları sağlık çalışanlarını daha ucuza
çalıştırır
Lütfen kısır çekişmeleri ve birbirimizi suçlamaları bir yana bırakıp,
branşımız, haklimiz ve Sosyal Güvenlik Kurulumuz için en uygun çözümü el birliğiyle bulmaya odaklanalım. Hep birlikte fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarını bir bütün ve ekip işi olduğu anlayışında basarili olacağımıza inanıyorum.
Saygılarımla
Fzt.Kerim Yapar
1. Hizmeti sunan sağlık kuruluşları
2. Hizmeti alan vatandaşlar
3. Hizmetin bedelini ödeyen sosyal güvenlik kurumu
Doğal olarak verilen hizmetten bu üç tarafın da kendilerine özgü
beklentileri olacaktır.
- Hizmeti sunan sağlık kuruluşları, verdikleri hizmetin tatmin
edici bir karşılığı olmasını bekleyeceklerdir. Tatmin edici karşılık hem
maddi, hem de manevidir. Maddi herkesin malumu olduğu için manevi
karşılıktan bir cümle ile bahsetmek istiyorum. İnsan öğrendiği ve
yapabileceği bir uygulamayı yapamazsa mesleki tatminden yoksun kalır. (örneğin bir kırık sonrası eklem limitasyonu, bir hemipleji rehabilitasyonunu ayaktan sağlık kuruluşları yapamaz denildiği zaman, kurum tatmin edici bir karşılık alamaz, personelini mutlu edemez ve kaliteli bir sağlık hizmeti sunma şansıda azalır.
- Hizmeti alan vatandaşlar, hem hastalıklarına çare bulunmasını hem
de kaliteli bir sağlık hizmeti almayı isteyeceklerdir. Doğla olarak bu arada ceplerinden fazla para çıkmasın, hatta masraflarının tamamını sosyal güvenlik kurumları karşılasın isteyeceklerdir.
- Sosyal güvenlik kurumları ise özel kurumlardan hem ucuza, hem de kaliteli sağlık hizmeti satın almak isteyecektir.
Her üç tarafın bu beklentilerini doğal karşılamamız gerekir. Hizmeti
alanların en iyi hizmeti en ucuza almak istemesi de hizmeti sunanların
emeğinin karşılığının kendisini ve personelini tatmin edecek kadar yüksek
olmasını istemesinden doğal bir şey olamaz. Hem SGK, hem hastalar, hem de sağlık kuruluşları sağlık hizmetinin kalitesi yani sıra bütçelerini de
düşünmek zorundadırlar. Dolayısıyla sunulan hizmetin ücretlendirilmesi,
hangi hizmetlerin ödenip, hangilerinin ödenmeyeceği konusunda görüş ayrılığı olması doğaldır. Bunlar görüşmeler yoluyla bir orta yolu bulunarak
çözülecektir. Önemli olan bu orta yolun, hastaların sağlığına, özel sağlık
kuruluşlarına, sağlık çalışanlarına ve hepimizin vergileriyle kurulmuş olan
sosyal güvenlik sistemine zarar vermemesi, çözümün herkese yararlı
olmasıdır.
Burada asil sorun sağlık hizmetini sunan özel sektör, eğitim ve üniversite
hastaneleri, devlet hastaneleri, askeri hastaneler gibi farklı kuruluşların
olaya bakış açılarındaki farklılıklardır. Askeri hastanelerdeki meslektaşlarımız, "bu beni etkilemeyecek bir uygulama beni ilgilendirmez, her şey yolunda, sorun yok" diye düşünürlerse, devlet, eğitim ve üniversite
hastanelerindeki meslektaşlarımız "özel sektör güçlendikçe bizim
etkinliğimiz azalır, rehabilitasyon vb. uygulamalarını tekelimizde
tutmalıyız" diye düşünürlerse, özel sektördeki meslektaşlarımız "para
kazanmak için her yol mubahtır, daha az emekle daha çok kazanalım,
yönetmelikteki açıkları kullanıp faturaları şişirelim, diplomalarımızı kiraya
verelim" gibi bir düşünceye sahip olurlarsa, inanın ki hepimiz kaybederiz.
Bu şekilde hem branşımızın toplum nezdinde güvenirliğini ve saygınlığını
yitirmesine neden oluruz, hem maddi kayıplara uğrarız.
Kendi içimizde fikir birliğine varmalıyız; fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları bir ekip işidir. Bu ekip fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanı, fizyoterapist basta olmak üzere diğer personellerden oluşmaktadır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamaları bir bütündür. Elektroterapi yöntemleri ayrı bir uygulama rehabilitasyon uygulamaları ayrı bir uygulama nasıl olsa hastalara bir şey olmaz elektoreterapi uygulamaları yapılsın cihazlar takılsın cihazları kimin bağladığının önemi yok gibi bir düşünceye gelinmiş bulunmakta ve hekim dışı şadlık personeli adı altında yeni meslekler ve uygulayıcı personeller çıkarılmış bulunmaktadır. Bu tip uygulamalar hasta sağlığını tehdit eden kaliteli hizmeti yok eden düşüncelerdir. Bu şekilde fizik tedavi uygulamalarını basite indirme işlemi sonrası çok kısa süre sonra maalesef elektroterapi uygulamaları sgk tarafından ödenemeyebilecektir.
1. SGK bazı uygulamalarımızı ödeme dişi bırakır, belki de özel sektörle
anlaşmalarını fesheder
2. Bu durumda özel dal merkezlerinin bir kısmı kapanır
3. Birçok sağlık çalışanı issiz kalır ve daha düşük ücretlerle is
arayışına girer
4. Hastane ve büyük sağlık kuruluşları sağlık çalışanlarını daha ucuza
çalıştırır
Lütfen kısır çekişmeleri ve birbirimizi suçlamaları bir yana bırakıp,
branşımız, haklimiz ve Sosyal Güvenlik Kurulumuz için en uygun çözümü el birliğiyle bulmaya odaklanalım. Hep birlikte fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarını bir bütün ve ekip işi olduğu anlayışında basarili olacağımıza inanıyorum.
Saygılarımla
Fzt.Kerim Yapar
Beğenin 
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
