2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kadın ve Boşanma
MAKALE #4599 © Yazan Psk.Dnş.Özden ŞENKOYUNCU | Yayın Şubat 2010 | 6,053 Okuyucu
Ayşe 15 yıllık evli, üniversite mezunu bir kadındı. Üniversite eğitimi için ailesini zor ikna edebilmişti. Çünkü babasına göre ‘kızlar çok okursa asi olurlar’dı. Ergenlik çağında bir oğlu, okula yeni başlamış bir kızı vardı. Çok direnmesine rağmen çok kısa bir süre önce boşanmıştı. Üniversite döneminde tanıştıklarında kocasının babasından çok farklı olduğunu, onunla çok modern bir evliliği olacağını düşünmüştü. Kocasının işi iyiydi. ‘Senin çalışmana gerek yok. Çocuklarımızı büyüt.’ demişti. İlk yıllar her şey iyiydi. Ancak son birkaç yıldır kocası ilgisiz davranmaya başlamıştı. Eve geç geliyor, hiç yoktan kavga çıkarıyor. Tabak, çanak, ne varsa kırıp döküyor. Sonra da evden çıkıp gidiyordu. Ayşe kocasının hayatında başka bir kadın olduğunu öğrenmişti. Çok üzülmüş ve boşanmayı düşünmüştü. Annesine durumu çıtlattığında annesinden ‘Çocuklarla eve dönersen çok zorlanırız.’ cevabını almış ve boşanmaktan vazgeçmişti. Ancak kocası sevgilisiyle evlenmeye kararlıydı. Onu dövüyor ve evden kovuyordu. En sonunda boşanmaya karar verdi. Ancak daha önce hiç çalışmamıştı. İki erkek kardeşi babasının işini devralmıştı ancak o işyerinde Ayşe’nin hakkı yoktu. Çalışmak, iki çocuğuna bakmak zorundaydı. Ailesi ‘Artık dulsun.’ diye kendisini denetlemeye başlamıştı. Kendisini artık yaşamı sona ermiş hissediyordu. Oysa Ayşe 40 yaşındaydı.
Fatma kocasıyla üniversite bittikten sonra tanışmıştı. Uzun sohbetler yapıyor ve çok iyi anlaşıyorlardı. Eşinin anne-babası o çocukken boşanmış, eşi çalışarak büyük zorluklar içinde okuyabilmişti. Fatma tek çocuktu. Babası eğitimli ve ekonomik durumu çok iyi bir adamdı. Anne-babası bütün sosyal ortamlara birlikte katılırlar ve çok iyi anlaşırlardı. Evlendikten sonra Ayşe iş yaşamında hep çok başarılı oldu. Sürekli terfi alıyordu. Evlendikten 10 yıl sonra kendi işini kurdu. Bir oğulları vardı. Eşi ise bu süreç içinde birkaç iş değiştirmişti. Sonunda gergin ve sinirli bir adam olup çıkmıştı. Evlenmeden önceki sohbetler bitmiş, sosyal ortamlarda eşi Fatma’yı aşağılamaya başlamıştı. Fatma uzun süre eşini anlamaya ve ona yardımcı olmaya çalıştı. Ancak eşi aşağılayıcı tutumunu giderek arttırıyordu. Fatma boşanmaya karar verdiğinde eşi hiç karşı koymadı, tek celsede boşandılar. Oğlunun velayeti Fatma’ya verildi. Fatma bir süre sonra çok iyi anlaştığı bir erkekle tanıştı. Çıkmaya başladılar. Eşi onun bir daha hiç evlenmeyeceğini sanıyordu. Fatma’nın erkek arkadaşını öğrendiğinde onu ahlaksızlıkla suçladığı telefonlar açmaya başladı. Fatma’yı sürekli oğlunu almakla tehdit ediyordu. Fatma artık yaşamının sona erdiğini düşünüyordu. Oysa Fatma 35 yaşındaydı.
Bu öyküleri istediğiniz kadar çok arttırabilirsiniz. O kadar çoklarki!
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde nüfusumuzun % 70’i köy ve kasabalarda yaşıyor ve büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla geçiniyordu. Aile yapımız ataerkildi. Ataerkil düzen tarım toplumları için uygun bir düzen olduğu halde günümüzde aile düzenimizin iç dinamiklerinde çok ciddi anlamda etkilerini sürdürmekte. Bu yapıda çalışma verimliliği için gerekli bir hiyerarşik düzen mevcuttur. Ailedeki en yetkili kişi büyükbabadır. Ondan sonra büyükanne gelir. Erkek çocuklar babalarıyla birlikte yaşar. Tam bir teslimiyetle babalarına bağlıdırlar. Evlendikleri kadınlar da onlara tam bir itaat göstermek zorundadır. Bu durum aslında tarımsal üretimi sağlamak adına kurulmuş bir toplumsal düzendir. O zamanlar için gereklidir de. Ancak Türk insanı bu hiyerarşik düzeni dünya ve Türkiye değiştiği halde bırakmamakta ısrar etmektedir.

Türkiye tarım toplumundan sanayi toplumuna geçtikçe şehirlere göç başlamış, bu göçlerle nüfusun % 70’i şehirlerde yaşar duruma gelmiştir. Erkekler sanayide çalışmaya başladığında babalarının işlerini devam ettirmedikleri halde çekirdek aileye geçişte zorlanmışlardır. Bugün Bursa’daki nüfusun büyük bir bölümünün 3-4 katlı aile apartmanlarında oturmasının bir nedeni de budur. Çünkü ataerkil düzen çevreye karşı koruyucu, kollayıcı ve bağımlılık yaratıcı bir işlev üstlenmekle erkeğin hayatını kolaylaştırmaktadır. Oysa aynı durum kadın için söz konusu değildir. Kadın söz hakkı bulunan bir konumda olmadığından daha çok zorlanmaktadır. Özellikle de boşandığında …..


OLAY GAZETESİNDE de YAYINLANMIŞTIR
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Boşanma ve Kadın Psk.Nazlı AKAY
► Boşanma ve Boşanma Kararı Psk.Gökül KARLUK ER
► Kadın Psikolojisi Psk.Ebru Ceylan TEZER
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Kadın ve Boşanma' başlığıyla benzeşen toplam 30 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:51
Top