2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağımlılık, Belirtileri ve Çözüm Yolu
YAZI #1477 © Yazan Psk.Hüseyin DURAK | Yayın Ağustos 2012
Bağımlılık, bir insanın zararı pahasına yapmaktan, kullanmaktan vazgeçemediği şey; alışkanlıktır. Hiçbir bağımlılık ben bu şeye bağımlı olayım diye başlamaz. Her bağımlılığın kendine özgü bir hikâyesi olsa da genelde şu mecralardan geçer;

-Birilerinden görme,

-Özenti,

-Deneme düşüncesi, zorlantısı (denemeye zorlanma, teşvik edilme)

-İlk kez deneme,

-Zararının düşündüğü kadar olmadığını hissetme,

-Kullandığı miktarı artırma,

-Birlikte kullandıkları arkadaşlarla daha çok vakit geçirme,

-Kullandığında normale döndüğünü hissetme,

-Kullanmadığında özleme,

-Kullanmadığında kendini kötü, bezgin hissetme ve maddeyi arama,

-Hayatının büyük bir bölümünü maddeyi arayarak, kullanarak geçirme.

İlk kullandığında başka bir dünyanın kapılarını araladığını düşünen insan ilk kullandığındaki hissi hep yeniden yaşamak ister. Ama ne var ki bu sigara bile olsa hiçbir şey ilk kullanıldığındaki gibi değildir. Aynı hissi yaşamak için madde kullanım miktarının aşılmasına biz “tolerans geliştirme” diyoruz. Tolerans gelişimi insanın maddeyi kontrol etme sürecinin bittiğinin, maddenin insanı kontrol etmeye başladığının da göstergesidir aynı zamanda.

Bu süreçten sonrası ise geriye dönüşsüz bir yolu işaret etmektedir. Kişinin çevresiyle olan ilişkilerinde ilk ciddi bozulmaların olduğu dönem bu dönemdir. Kişi her defasında madde uğruna göze aldığı risklerin miktarını artırarak devam eder. Daha önce asla yapamam diye düşündüğü şeyleri kendisi her defasında farklı bir mantığa bürüyerek yapmaya başlar. Buna annesinin sözünü dinlemek de dâhil iken annesinin ilaçlarını satmak da dâhildir. Babasıyla daha önce hiç olmadığı şekilde tartışmaya girmek dâhil iken babasını kesici bir aletle yaralamak da dâhildir.

Bilim adamları bağımlılığın bir beyin hastalığı olduğunu ispatlamışlardır. Yalnız buradan şu anlaşılmamalıdır. Beyninde kimyasal ya da biyolojik bir bozukluğu olanlar bağımlı olur! Hayır. Beyninde kimyasal ya da biyolojik bir bozukluğu olanlar bağımlı olmazlar. Doğrusu; bağımlıların kullandıkları maddelerin türüne ve miktarına göre bir süre sonra beyinlerinde kalıcı deformasyonlar, kimyasal ve biyolojik bozukluklar meydana geldiğidir. Bu böyle olsa da kullanılan madde ne olursa olsun, kullanım miktarı ne kadar fazla olursa olsun bağımlılık tedavisi her zaman mümkündür ve ne kadar erken dönemli olursa bu tedavi o kadar az hasarla kurtulunabilir.

Bir psikolog olarak gençlere, bağımlı çocukları olan anne ve babalara ve bağımlı bireylerimize seslenmek istiyorum;

Sevgili gençler;

Sizler toplumumuzun en güzide üyelerisiniz. Ve varlığınızla bizleri umutla ve şevkle dolduruyorsunuz. Her ne sebepten olursa olsun sizlerin başlarına olumsuz hiçbir şeyin gelmesini istemeyiz. Geldiği takdirde de sonuçları ne olursa olsun bu durumdan en az zararla çıkmanız için canı gönülden çalışırız. Sizler hayatta yeni yeni bazı zorluklarla karşılaşıyorsunuz ve hayatınız boyunca da bazı zorluklar sizleri bekliyor olacak. Hayatınızda problemle yüzleşme, onları çözmeye çalışma pratiği mutlaka olmalı. Sorunlardan kaçmak her zaman onların büyümesiyle sonuçlanır. Hele hele sorunlardan kaçma yolu olarak sonu belirsiz yollara girmek sizin için en büyük tehlikelerdendir. Hayatınızın tek sorumlusu sizlersiniz ve hayatınıza giren çıkan her şeyi sizler belirlersiniz. Bu sebeple “HAYIR” diyebilmeyi öğrenmelisiniz. Bağımlılık yukarıda da bahsedildiği gibi her defasında “ilk” denemeyle başlamaktadır. İlk denemeyle alışkanlığın başlama olasılığı %99, her alışkanlığın bağımlılığa dönmesi ise gene %99 dur. Bağımlılıktan korunmanın en iyi yolu onu hiç denememektir. Bu konuda size arkadaşınız, büyüğünüz kim olursa olsun lütfen geri çevirin ve kesin bir dille “HAYIR” deyin.

Sevgili Anne Babalar;

Eğer çocuğunuzun madde bağımlısı olduğundan şüpheleniyorsanız, lütfen onu damgalamadan önce onunla konuşmayı ve şüphelendiğinizi ona söylemeyi deneyin. Sonra konuyla ilgili kliniklerimize gelin ve gerekli testlerden sonra tedavi, planını devreye koyun. Korkutmanın ve baskı altına almak istemenin bugüne kadar hiçbir faydası görülmemiştir. Bağımlı bireylerin bazı özellikleri şunlardır:

• Okula devamlılığı ve okul başarısında düşüş görülmesi, ya da okulda öğretmenleri tarafından sürekli uyarı cezaları alması,

• Geç saatlere kadar uyanık kalma,

• Aşırı unutkanlık ve şaşkınlık,

• Öfke, kızgınlık patlamaları, saldırganlığın yanı sıra yalan söyleme, hırsızlık gibi uyum ve davranış sorunları,

• İçine kapanma ya da aşırı hareketlilik,

• Borç para almada artış ya da sık sık harçlık isteme,

• Bedeninde belirgin değişiklikler ortaya çıkabilir. Aşırı kilo kaybı, kollarında iğne izleri, dövme ya da kesikler, sürekli öksürme, gözlerde kızarıklık ve sulanma, yüzünde kızarma, uyku düzeninde bozukluk,

• Arkadaş çevresinin değişmesi, yeni bir arkadaş grubuna katılma, giyim tarzının değişmesi,

• Arkadaşlarla sohbette şifreli ve gizli konuşmalarda artış,

• Faaliyetlerini ve bulunduğu yeri gizleme,

• Alışılmadık toz, kapsül, tablet, enjektör, iğne tarzı şeyler ya da yakılmış boya incelticileri, tırnak cilaları kullanma,

Unutulmamalıdır ki bütün bunların olması bile bir gencin bağımlı olduğunu tam olarak ifade etmeyebilir. Mutlaka bir uzmandan bilgi almanızda yarar vardır. Ve hiçbir zaman umutsuzlukla, öfkeyle, panikle ve kırgınlıkla hareket etmeyiniz. Son yıllarda tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de bağımlılık tedavisinde son derece güzel gelişmeler mevcuttur. İlimizde de yakın zamanda açılacak olan AMATEM hizmete girdiğinde Gaziantep’de de aktif olarak her türlü bağımlılık tedavisi gerçekleştirilecektir.

Ve çaresiz olduklarını düşünen bağımlılar;

Son dönemde hem AMATEM uygulamalarında hem de bağımlılığın sosyal tedavisi yönünde çok önemli bir anlayış değişikliği olmuştur ve olmaktadır. Daha önce sadece arındırma “detoksifikasyon” tedavisi uygulanıp takibi ve tedavisi bırakılırken artık bağımlılık tedavisi bir bütün olarak ele alınmaktadır. Çünkü yeni anlayışta bağımlılığın bir biyo-psiko-sosyal hastalık olduğu kabul edilmiştir. Yani hem kişinin tıbbi tedavisinin yapılması, hem ekonomik şartlarının iyileştirilmesi için girişimlerde bulunulması hem de sosyal çevresinin ve becerilerinin artırılmasına yönelik çok çeşitli sosyal tedavi seçenekleri de AMATEM'lerde aktif olarak uygulanmaktadır. Bu hastalıktan kurtulmaya en büyük engel çaresinin olmadığının düşünülmesidir. Oysa gerçek hiç de öyle değildir. Kullanılan madde ister alkol, ister esrar, eroin, isterse uyuşturucu haplar olsun tedavisi ve tamamen bırakılması mümkündür. Bunun için kişinin kendisinin tedavi olmayı istemesi ve değişmeye karar vermesi yeterlidir. Sizler kaybettiğiniz zamana üzülmek ve hayıflanmak yerine bıraktığınız zamanki kazanacaklarınızı ve kendi hayatınızın gerçek kahramanı olacağınızı düşünmelisiniz. Hiçbir şey için çaresizlik geçerli bir gerekçe değildir. Ve her şey için her zaman çare vardır. Yeter ki çaresi için gerekli yerlere başvurulsun ve çare bulunmak istensin. Gaziantep’de kurulacak olan AMATEM'e başvurduğunuzda sizlerle çalışmak isteyen ve size gönülden hizmet veren sağlık personellerini her zaman yanınızda bulacaksınız.

Unutmayın ki; düşler kurulmadan gelecek planlanamaz ama gerçekleştirmek için de uyanmak gereklidir.

Hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum…

Psikolog Hüseyin DURAK
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Hüseyin DURAK'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bağımlılık, Belirtileri ve Çözüm Yolu' başlığıyla benzeşen toplam 43 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:10
Top