2007'den Bugüne 92,325 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Erken Çocukluk Dönemi ve Oyun
MAKALE #22996 © Yazan Psk.Dnş.Hatice ŞEN | Yayın Temmuz 2023 | 502 Okuyucu
GİRİŞ
Uzmanlar erken çocukluk dönemini hayatın sihirli yılları olarak tarif ederler. Diğer dönemlere göre gelişimsel açıdan çok önemli bir yere sahiptir. Erken çocukluk döneminin en belirgin özelliklerinden biri oyundur. Oyun çocuğun bir öğrenme aracıdır. Çocuklar zamanının büyük çoğunluğunu oyun oynayarak geçirir. Bu sebeple erken çocukluk döneminde oyun; gelişim, öğrenme ve eğitim psikolojisine göre oldukça önem arz eder (Koçyiğit ve ark., 2007).

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNİN ÖNEMİ
Erken çocukluk dönemini iyi tanımak gelişim alanları ve kritik dönemler hakkında bilgi sahibi olmaktan geçer. Erken çocukluk döneminde önemli kritik dönemler vardır ve bu dönemdeki gelişim diğer yıllardaki gelişimi büyük derecede etkiler (Angın ve ark., 2016).

Erken çocukluk döneminde çocukların hayatlarına olumlu anlamda katkıda bulunmak, ileriki yaşamlarında başarılı olmalarını sağlayabilmek açısından oldukça önemlidir. Dolayısıyla erken çocukluk alanında çalışan eğitimcilerin bu dönemin özelliklerine hakim olması gerekmektedir (Gür, 2018).

OYUN NEDİR?
Literatüre baktığımızda oyuna dair farklı tanımlamalar ve açıklamaların olduğu bilinmektedir (Kiye ve Yalçın, 2021). Oyun çocuğun gelişim alanlarından psikomotor, duyuşsal, sosyal ve dil gelişimini destekleyen, severek ve isteyerek yaptığı, aktif öğrenmenin var olduğu bir kavramdır. Erken çocukluk dönemi oyun oynamakla eşdeğerdir denilebilir. Çocuk oyun oynarken aslında gerçek hayatı deneyimler, merak eder, sorgular ve bunu oyun esnasında keşfetmeye çalışır (İnce ve Işır, 2016).

Oyun çocuğun ruhsal, duygusal ve bilişsel gelişiminin sağlıklı olabilmesi için uyku ve beslenme kadar önem arz eder. Çünkü çocuk kişiliğini oyun oynayarak oluşturur ve geliştirir. Oyun çocuk için gerçek hayatın benzerini yansıtır. Oyun esnasında yaparak yaşayarak öğrenme fırsatı yakalar. Böylece en doğal öğrenme ortamı oluşur (İnce ve Işır, 2016).

Oyun sayesinde çocuklar bağlanmalarını da güvenli bir şekilde gerçekleştirme fırsatı bulurlar. Çocuklar akranlarıyla, kardeşleriyle, anne ve babasıyla oynadığı oyunlar sayesinde olumlu ilişkileri, dolayısıyla da güvenli bağları oluşur. Bu açıdan oyun çocuklar için önemli bir süreçtir (Kiye ve Yalçın, 2021).

Oyun kavramıyla birlikte tabi ki oyuncaklar da akla gelir. Oyuncaklar oyunun en temel malzemeleridir. Çocuğun bütün gelişim alanlarını destekleyen, ilgisini çeken, keyifli vakit geçirmesine yardımcı olan, yaratıcılıklarını ve beyin gelişimini geliştiren her tür oyun aracına oyuncak denebilir (Özyürek ve ark., 2018). Oyuncaklar çocuk için gerçek ve hayal dünyalarında onları eğlendirmenin yanı sıra dil gelişimini olumlu anlamda etkileyen materyallerdir. Ayrıca anne babaların oyuncağa verdiği önemin çocukların oyun çeşitlilikleri ve oyun süreleri üzerinde etkisi olduğu bilinmektedir (Ayan ve Memiş, 2012).

OYUNUN ÖNEMİ
Aslında çocuklar doğduğu zaman oyun oynamaya başlarlar. Çocuğun hayatı ve çevreyi keşfetmesinde aracı olan ilk eylem oyundur. Doğduğumuz andan itibaren bedenimizi, anne babamızı ve etraftakileri oyun yardımıyla tanır ve öğreniriz. Bedenimiz ve dünya arasındaki uyumu sağlayan en temel şey oyundur. Dolayısıyla oyun bir çocuğun hayatında çok büyük bir yere, öneme ve gerekliliğe sahiptir (Akgül, 2019).

Çocuğun sağlıklı olarak gelişebilmesi için oyun oynaması şarttır. Oyun oynarken çocukların yetenekleri ve yaratıcılıkları da gelişmektedir (Aytekin, 2001).

OYUNUN ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ GELİŞİME ETKİSİ
Erken çocukluk döneminde oyun çocuk için olmazsa olmazdır. Oyun çocuğun zihinsel, psikomotor, ruhsal, sosyal ve dil gelişiminin sağlıklı olması için gereklidir (İnce ve Işır, 2016).

Yapılan bir araştırmada çocukların oyun oynaması ile bilişsel gelişimleri arasında olumlu anlamda bir ilişkinin olduğu bulunmuştur (Kuğuoğlu ve Tanır, 2006).

Oyun sayesinde çocuğun hareket gerektiren işler yapması ince motor ve kaba motor becerilerinin gelişimini olumlu etkiler. Bununla birlikte merak, keşfetme, araştırma ve deneyimlemeyle zihinsel gelişimi desteklenir. Çocuk akranlarıyla oyun oynarken paylaşımda bulunma, yardım etme, oyunun gerekliliklerini yapma, sorumluluk üstlenme, işbirliği içinde olma, kendisinin ve arkadaşlarının haklarını koruyabilme gibi sosyal gelişim açısından da önemli becerileri öğrenir ve deneyimler. Ayrıca çocuk oyun esnasında birçok duyguyu keşfederken bu duyguları yönetebilmeyi ve düzenleyebilmeyi de öğrenmiş olur. Bu beceri de şüphesiz sağlıklı psikolojik gelişimine olumlu katkı sunar (İnce ve Işır, 2016).

Erken çocukluk döneminde çocukların hareket gerektiren oyunlar oynaması aynı zamanda solunum, dolaşım ve sinir sistemlerine ve kemik gelişimine olumlu katkı sunar. Çocuklara esneklik, denge ve koordinasyon becerilerini de geliştirir. Çocuklar açık havada oynadığı oyunlar sayesinde oksijen alır, d vitamini depolar ve uyku kalitesi artar (Özer ve ark., 2006).

Yapılan araştırmalara göre çocukların gelişiminde fiziksel aktivitelerinde etkili olduğu bulunmuştur. Oyun oynayan çocukların kas gelişiminin, boy, kilo ve vücut yapılarının daha sağlıklı olduğu ve algılama kapasitelerinin daha hızlı olduğu söylenmektedir. Dolayısıyla erken çocukluk dönemindeki oyun oldukça işlevseldir çünkü çocuk oyun oynayarak gelişir (Aytekin, 2001).

Çocuk oyun oynayarak toplumsal kuralları, sorumlulukları öğrenme fırsatı bulur. Oyun çocuğun sosyal bir varlık olarak gelişmesinde en etkili araçtır. Sosyal gelişim ve psikolojik gelişim birbirini destekleyici nitelikte var olan gelişim alanlarıdır. Çocuk oyun ile sosyal olarak gelişirken, toplumsal normları, iyi, kötü, doğru, yanlış, güzel, çirkin kavramlarını öğrenirken aynı zamanda öğrendikleriyle kişilik biçimini de oluşturmaya başlar (Özer ve ark., 2006).

Çocuklar oyun oynarken aynı zamanda cinsel kimlikleri, aile üyelerinin rollerini, mesleki rolleri de öğrenme ve deneyimleme fırsatı bulurlar. Oyunda anne, baba, kardeş, öğretmen, pastacı, doktor gibi farklı rollere girerek o rolün gerektirdiği özellikleri sergiler, davranış kalıplarını, görev ve sorumluluklarını yaparak yaşayarak öğrenirler (Aytekin, 2001).

Çocuk oyun esnasında aktif olarak öğrenme gerçekleştirdiği için bilişsel gelişimi de aktif durumdadır. Oyun sırasında farklı nesneleri tanır ve isimlerini öğrenmeye çalışır. Böylece bilişsel olarak gelişirken dil gelişimi de desteklenir. Zihinsel gelişim ve diğer gelişim alanları birbiriyle ilişki içindedir (Özer ve ark., 2006).

Çocuklarda dil gelişiminin öncelikli şartı bilişsel gelişimdir. Başka bir deyişle dil gelişimi bilişsel gelişimin bir sonucudur. Erken çocuklukta oynanan oyunların bilişsel ve dil gelişimine olumlu etkisinin olduğu bilinmektedir. Çocuklar oyun sayesinde kullandığı kelimeler artar, yeni kelimeler öğrenir, farklı fiil ve ekleri cümlelerinde kullanmaya başlar, basit cümlelerden karmaşık yapılı cümlelere geçmeye başlar (Aytekin, 2001).

Çocuklar içinde bulunduğu aile ve çevreden duyguları da model alma yoluyla öğrenirler. Zamanının büyük çoğunluğunu oyun oynayarak geçiren çocuk; mutluluk, üzüntü, öfke, kaygı, korku gibi duyguları oyun oynarken yansıtır. Yaşanılan bu duyguların şekli, yoğunluğu, başkalarıyla paylaşma biçimi gibi faktörler çocuğun psikolojik sağlığını etkilemektedir (Aytekin, 2001).

TERAPÖTİK OLARAK OYUN
Terapötik olarak oyun bir uzman tarafından gerçekleştirilen, çocuğun kendini rahatça ifade edebildiği iyileştirici bir süreç olarak ifade edilebilir (Aytaş ve Uysal, 2017). Terapötik oyun çocuğun kaygı duyduğu durumlarda duygu ve düşüncelerini aktarmasına, olumlu baş etme yöntemleri geliştirmesine olanak sağlar. Çocukların endişe duyduğu anlarda duygu ve düşüncelerini öğrenebilmek için resim çizmeleri, dilek tutmaları, cümle tamamlama testi uygulamaları istenebilir (Avan ve ark., 2020).

Çocuklar küçük yaşlarda henüz duygu ve düşüncelerini yetişkinler gibi doğru ifade edemeyebilirler. Bu anlamda bir profesyonel desteğiyle oyun terapisi yoluyla kendilerini daha kolay anlatabilirler. Oyun terapisi çocukların problemlerini gözlemlemeyi ve iyileştirmeyi amaçlar. Ayrıca çocukların psikolojik sağlamlıklarının korunmasına da katkı sunar (Türe ve Barut, 2020).

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ÇOCUĞUN GELİŞİMİNİN DESTEKLENMESİNDE AİLENİN ROLÜ VE ÖNERİLER
Anne babaların çocuk gelişimiyle ilgili doğru bilgilere sahip olması çocuğun sağlıklı gelişimi açısından oldukça önemlidir. Çünkü ebeveynler çocuğun gelişiminde onlarla kurdukları iletişim, onlara karşı yaklaşımları ve duyguları yönetme biçimleriyle çocuklara rol model olurlar. Gelişim sürecinde anne baba çocuğuna pozitif iletişim yaklaşımı ve geri bildirimler sunarsa çocuğun olumlu anlamda ilişkiler geliştirebilmesi kolaylaşır (Arslan, 2022).

Çocukların sosyal gelişim yönünden sağlıklı gelişebilmeleri için öncelikle ailelerin çocuğa karşı şefkatli, anlayışlı, koşulsuz kabul tutumlarıyla yaklaşmaları gerekmektedir. Bununla birlikte tabi ki çocukların sosyal ortamlarda akranlarıyla ve çevreyle etkileşim içinde olmaları, sosyal gelişimin yaparak yaşayarak desteklenmesi açısından önem arz etmektedir (Arslan, 2022).

Çocuğun duygularını tanımasına yardımcı olmak ve ifade edebilmesine imkan tanımak aynı zamanda onun kişisel özelliklerine yönelik şekilde destek sunmak sağlıklı duygusal gelişimine katkı sağlayacaktır (Arslan, 2022).

Çocuğun ahlak gelişiminde en önemli faktör anne baba tutumlarıdır. Çünkü çocukların olumlu bir davranışı kazanma sürecinde ebeveynlerin hal diliyle çocuklara kazandırılmak istenen davranışa örnek ve rol model olmalarının sözel uyarılardan çok daha etkili olduğu bilinmektedir. Çocukların da söz sahibi olduğu, fikirlerini özgürce ifade edebildikleri, makul tartışma alanlarını deneyimleyebildikleri, empatik düşünme becerisinin geliştirildiği, yaptıkları davranışın doğru ve yanlışlığının analiz edildiği ortamların yaratılması ahlak gelişimini olumlu anlamda etkileyecektir (Arslan, 2022).

Diğer gelişim alanlarında olduğu gibi cinsel gelişimde de ebeveynlerin tutum ve davranışları oldukça önemlidir. Çocukların cinsellikle alakalı merak ettikleri ebeveynleri tarafından çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun biçimde yanıtlanmalıdır. Çocukların cinsel gelişimini desteklemede ilk basamak ailedir. Dolayısıyla ebeveynler çocuklarına bu konuda anlayışla yaklaşmalı ve doğru bilgilendirmeler yaparak çocuğun soru işaretlerini gidermelidir (Arslan, 2022).

Aileler doğum öncesinden itibaren çocuklarıyla konuşmaya başlaması, doğum sonrasında da resimli kitaplar ve çeşitli oyuncaklarla birlikte etkileşimli olarak iletişim kurması dil gelişimini destekleyici olmaktadır (Arslan, 2022).

Çocukların bilişsel gelişiminin sağlıklı ve olumlu yönde ilerleyebilmesi için aileler çocuklarına farklı ve zengin uyaranlar sunmalı, onlarla sıklıkla göz temasında konuşmalı, farklı bilgileri araştırmasına ve öğrenmesine destek olmalı, problem çözmesine fırsat verilmeli ve bilimsel düşünmesi için desteklenmelidir. Ayrıca erken çocukluk döneminde ekran kullanımının fazla olması çocuğun bilişsel ve dil gelişimini olumsuz etkileyeceğinden aileler çocukların ekranda geçirdiği süreyi takip etmelidir (Arslan, 2022).

Erken çocukluk döneminde fiziksel gelişimin desteklenmesinde özgür ve güvenli hareket ortamları oluşturulmalıdır. Bunun yanı sıra fiziksel hareketlerini destekleyici eğitim materyallerinden yararlanılmalıdır. İnce motor ve kaba motor becerilerinin gelişmesine yönelik oyunlara fırsat verilmelidir (Arslan, 2022).

Dolayısıyla öncelikle ebeveynler çocuğunun gelişim dönemine hakim olmalı ve buna uygun uyaranlarla gelişim alanlarını desteklemelidir (Bertan ve ark., 2009).

SONUÇ
Yapılan araştırmalara göre çocuk için oyun en temel öğrenme araçlarındandır. Oyun çocuğun bir parçasıdır. Oyun çocukların dilidir. Hayatı oyun yoluyla tanır ve keşfederler. Dolayısıyla erken çocukluk döneminde oyunun ayrılmaz bir parçası olduğu söylenebilir (Aytekin, 2001).

Sağlıklı bireylerin yetişmesi için erken çocukluk dönemi oldukça önemlidir. Bu dönemde çocukların gelişim alanlarının desteklenmesinde oyunun çok büyük yeri vardır. Uzmanlara göre çocuğu gözlemlemede en etkili yol oyundur. Çocuklar oyun sayesinde hayatı keşfederler, yaparak yaşayarak öğrenirler. Erken çocukluk döneminde ebeveynler, öğretmenler, uzmanlar çocukların gelişim alanlarını desteklemek adına işbirliği içerisinde olmalıdırlar (Ayan ve Memiş, 2012).
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Erken Çocukluk Dönemi ve Oyun" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Hatice ŞEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Hatice ŞEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Hatice ŞEN Fotoğraf
Psk.Dnş.Hatice ŞEN
Balıkesir (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Hatice ŞEN'in Makaleleri
► Çocukluk Dönemi Depresyonları Psk.Cenya KATALAN
► Çocukluk Dönemi Korkuları Psk.Dnş.Tuğba ŞENDİR
► Çocukluk Dönemi Ruhsal Bozuklukları Psk.Dnş.Azize Gül OZAN
► Çocukluk Dönemi Korku ve Kaygıları Psk.Dnş.Aslı DENİZ
► Çocukluk Dönemi Ruhsal Sorunları Psk.Kamil ERTEKİN
► Çocukluk ve Ergenlik Dönemi Sorunları Dr.Psk.Melis DEMİRCİOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Erken Çocukluk Dönemi ve Oyun' başlığıyla benzeşen toplam 26 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


02:32
Top