2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Parkinson Hastalığı ve Tedavisi: Güncel Bilgiler 2014
MAKALE #13729 © Yazan Prof.Dr.Raif ÇAKMUR | Yayın Aralık 2014 | 6,582 Okuyucu
Parkinson hastalığı beyinde hareketlerimizden sorumlu olan hücrelerin ufak bir bölümünün hasara uğraması ve eksilmesi (dejenerasyon) sonucu ortaya çıkar. Bu hücreler bilgileri bir sinir hücresinden diğerine gönderen dopamin adı verilen kimyasal bir madde salgılar. Beyinde yeterli dopamin yapılamazsa hareket ve duruş işlevleri etkilenerek Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkar. Dopamin eksikliğinin temel belirtileri hareketlerde yavaşlama, hareket yeteneğinin azalması ve titremedir. Ancak titreme her hastada olmayabilir. Hastalık yavaş bir şekilde ilerler. Hastadan hastaya belirtilerin varlığı, şiddeti ve hastalığın ilerleme hızı farklıdır. Günümüzde hastalığı tamamen iyileştirici, kesin bir tedavisinin henüz bulunmamasına karşın, kullanılan ilaçlar belirtileri büyük ölçüde düzeltmekte ve birçok hastanın yaşamını aktif ve üretken bir şekilde sürdürmesini sağlayabilmektedir. Böylece Parkinson hastalarının çoğu düzenli tedaviyle uzun yıllar mutlu olarak yaşarlar.

Parkinson Hastalığında Tedavi

Parkinson hastalığının tedavisi günümüzde ağırlıklı olarak ağızdan alınan ilaçlarla yapılmakta, uygun özellikleri taşıyan bir grup hastada farklı yöntemlerle uygulanan ilaçlar ve cerrahi tedaviler de söz konusu olmaktadır. Hareket yavaşlığı ve titreme gibi bulgulara yol açan beyindeki dopamin eksikliğinin hastalık tanısı konmadan yaklaşık 6-7 yıl önce başladığı, beyinin bu süre içinde eksikliğin üstesinden gelmek için başarıyla geliştirdiği mekanizmaların bazılarının zamanla istenmeyen sonuçlar oluşturabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle hastalığın tanısı konulduğunda dopamin eksikliğini giderici veya takviye edici tedavilere başlanması önerilmektedir.

Parkinson hastalığının ağızdan ilaçlar ile tedavisi:

Tanıyı takiben tedaviye ağızdan verilen ilaçlar ile başlanır. Bu amaçla kullanılan çok sayıda ilaç seçeneği bulunmaktadır. Hangi ilaç grubunun seçileceğine, hastanın yaşı, belirtilerinin ağırlığı ve niteliği (titreme veya yavaşlıktan hangisinin ön planda olduğu), tanı alana kadar geçen sürenin uzunluğu, belirtilerin ne kadar işlevsel veya sosyal sorun oluşturduğu ve nihayet hastanın eşlik eden genel sağlık sorunları gibi faktörlerin hepsi bir arada dikkate alınarak karar verilir.

Tüm bu ilaçların,

Hasta ve yakınlarınca ismen ve dozları bilinerek tanınması,
Mutlaka uzman hekimce önerilen doz ve saatlerde alınması,
Beklenen etki ve olası yan etkilerinin bilinerek yakından takibi,
Düzenli doktor kontrolleri ile dozların gözden geçirilmesi, gerekirse ayarlanması,
Yan etkilere karşı etkin tedbirlerin zamanında devreye konulması
PH’ında ilaç tedavisinde önemli olan genel kurallarıdır.

PH ilerledikçe ağızdan alınan ilaçlar giderek yetersiz kalabilir, daha sık veya daha yüksek dozlarda alınmaları gerekebilir, bu da yan etkilerin artmasına yol açabilir. Eğer tüm ayarlamalara karşın hastanın yavaş/donuk olduğu dönemler günde toplam 4-5 saatten daha fazlaya ulaşır, iyilik dönemleri de istemsiz hareketler gibi yan etkilerden dolayı yeterince iyi geçmezse cerrahi yöntemler düşünülür.

Cerrahi öncesi veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda kullanılabilecek iki yöntem daha vardır. Bu yöntemlerden birinde ilaç cilt altına konulan küçük bir iğne ve buna bağlı bir pompa aracılığıyla sürekli verilirken, diğer yöntemde karından açılan küçük bir delikten bağırsağa uzatılan küçük bir hortum ve bir pompa aracılığıyla ilacın sürekli uygulanması gerçekleştirilir.

Parkinson hastalığının ameliyat ile tedavisi:

Parkinson hastalığında cerrahi tedavi bu yöntem için uygun hastalarda yararlı olabilir. Yakma (ablasyon) ve beyin pili (derin beyin stimülasyonu) olarak bilinen bu yöntemler her hasta için uygun değildir. Ameliyat kararı için önce Parkinson hastalığı tedavisinde deneyimli bir nöroloji uzmanı tarafından doğru tanı konulduğundan ve en uygun ilaç tedavisinin uygulandığından emin olunmalıdır. Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan hiç bir cerrahi yöntem hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz.

Hastaların hemen hepsi ameliyattan sonra da Parkinson hastalığı için ilaçları kullanmaya devam ederler. Yapılan bilimsel çalışmalar cerrahi tedavi sonrasında hastalık belirtilerinin %50, ilaç gereksiniminin %80 oranında azalabildiğini göstermiştir. Bu oranlar her hasta için bireysel değişkenlik gösterir.

Parkinson hastalığında yeni tedavi araştırmaları:

1. Kök hücre araştırmaları
2. Hücre nakli yöntemleri
3. Gen tedavileri ve büyüme faktörü yöntemleri
4. Aşı araştırmaları
Olarak özetlenebilir.

Kök hücre araştırmaları

Bu konudaki araştırmaların temel hedefi Parkinson hastalığında kaybedilen dopamin hücrelerinin yerine kök hücreleri naklederek bu eksikliği gidermektir. Halen kök hücre araştırmaları çok erken aşamadadır ve Parkinson hastalarında yapılmış ciddi bir çalışma/araştırma söz konusu değildir. Deneysel olarak yürütülen hayvan çalışmalarının başarılı ve güvenli bulunmasının ardından insanlarda uygulanması/araştırılması söz konusu olacaktır. Kök hücre yönteminin önünde bazı ciddi sorunlar bulunmaktadır ve bu sorunların aşılması için zamana ihtiyaç vardır.

Hücre nakli

Bu yöntem düşük yoluyla yaşamı sonlanmış insan ceninlerinin beyinlerinden elde edilen dopamin hücrelerinin bir çok karmaşık süreçten geçirildikten sonra Parkinsonlu hastaların beyinlerine nakledilmesine dayanmaktadır. Bu yöntemle geçmişte elde edilen olumlu ve olumsuz sonuçlar söz konusudur Bu nedenle Avrupa birliği üyesi ülkelerin oluşturduğu bir grup (TransEuro Consortium) tarafından 2012 yılında hücre nakli tedavisi yeniden araştırılmaya başlanmıştır. Halen devam eden bu çalışmanın sonuçları önümüzdeki bir kaç yıl içinde açıklanacak ve sonuçların olumlu olması durumunda bu yöntem bir tedavi seçeneği olarak gündeme gelebilecektir.

Gen tedavisi

Bu yöntemde “virus” adı verilen küçük canlıların genetik olarak değiştirilip istenilen bazı mesajları beyne aktarmak için taşıyıcı olarak kullanılmaları söz konusudur. Beyne nakledilen bu taşıyıcılar dopamin üretiminin artırılması ya da fazla çalışan bazı sinir hücresi devrelerinin baskılanması amacına yöneliktir, ancak bu yaklaşımların işe yaradığı henüz ispatlanamamıştır. Bu yöntem ile gelecek vadeden bir yaklaşım sinir hücrelerinin yaşamlarını uzatacak, onları hücre ölümünden koruyacak “nörotrofik faktör” (sinir hücresini besleyen maddeler) adı verilen maddeleri sağlayan genlerin aktarımıdır. Oldukça zahmetli ve araştırılması yıllar süren bu konuda hem hayvan modellerinde araştırmalar hem de insanlardaki çalışmalar sürmektedir. Bu yaklaşımın başarılı olması halinde beyine gen nakli ile Parkinson hastalığının ilerlemesinin durdurulması mümkün olabilecektir.

Parkinson hastalığı ve aşı çalışmaları

Parkinson hastalığında temel sorunun sinir hücrelerinde ve özellikle de dopamin hücrelerinde “alfa-sinüklein” isimli bir proteinin aşırı birikmesi olduğu düşünülmektedir. Bu proteinin beyinde birikmesinin engellenmesi ya da beyinden temizlenmesi ile Parkinson hastalığının yavaşlatılabileceği veya durdurulabileceği öngörülmektedir. “Parkinson aşısı” olarak adlandırılan bu yöntemin temel amacı alfa-sinüklein proteini kullanılarak yapılan aşılama ile vücudun bağışıklık sisteminin uyarılması ve bu proteine karşı “antikor” (vücudun savunma maddeleri) geliştirilmesinin sağlanmasıdır. Böylece bu antikorların beyinde biriken alfa-sinükleini beyinden uzaklaştırması amaçlanmaktadır. Şu anda bu konuda ön çalışmalar sürmekte olup önümüzdeki bir kaç yıl içinde sonuçları beklenmektedir.

Unutulmamalarıdır ki şu an için Parkinson hastalığında yeni tedavi seçenekleri henüz araştırma aşamasındadır. Henüz hasta bazında uygulanmaları söz konusu değildir. Yasal boşluklardan yararlanılarak bazı ülkelerde kök hücre tedavisi uyguladığını iddia eden merkezler vardır. Hastalarımızın bu iddialara itibar etmemelerini ve bu konudaki gelişmeleri hekimlerinden öğrenmelerini öneririz.

Sonuç olarak: Parkinson hastalığının nasıl oluştuğu, genetik nedenleri ve hücresel mekanizmaları anlaşıldıkça yeni tedavi olasılıkları gündeme gelmektedir. Yeni bir tedavi yönteminin hastaların kullanımına girmesi süreci yıllar süren kapsamlı araştırmaları gerektirmektedir. Yukarıda belirtilen araştırma aşamsındaki yöntemlerin biri ya da birkaçı olumlu sonuçlandığı takdirde önümüzdeki dönemde Parkinson hastalığının tedavisinde önemli gelişmeler söz konusu olacaktır.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Parkinson Hastalığı ve Tedavisi: Güncel Bilgiler 2014" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Raif ÇAKMUR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Raif ÇAKMUR'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Raif ÇAKMUR Fotoğraf
Prof.Dr.Raif ÇAKMUR
İzmir
Doktor "Nöroloji"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Raif ÇAKMUR'un Makaleleri
► Parkinson Hastalığı Prof.Dr.Orhan ŞEN
► Crohn Hastalığı ve Güncel Tedaviler Prof.Dr.M.Hakan YÜCEYAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Parkinson Hastalığı ve Tedavisi: Güncel Bilgiler 2014' başlığıyla benzeşen toplam 60 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Parkinsonizm Nedir? Eylül 2011
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:58
Top