2007'den Bugüne 92,481 Tavsiye, 28,238 Uzman ve 19,999 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Delilik Üzerine
MAKALE #15361 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Aykut BORA | Yayın Eylül 2015 | 2,717 Okuyucu
“Ruhsal normallik nedir” sorusu, ruh bilim üzerine çalışan kimselerin epeydir yanıtlamaya çalıştıkları bir soru. Kimileri, normalliği istatistiksel bir aralık olarak tanımlarken; kimileri ise “normal” için bir tanım oluşturma çabalarını külliyen reddediyor.

Geçtiğimiz günlerde okumakta olduğum bir kitabın köşesine şöyle bir not düştüm:

“Bizim kapalı kapılar ardında yaptıklarımızı herkesin gözleri önünde yapan birileri var ve biz onlara deli diyoruz. “

Bu metinde ruhsal anomaliyi karşılamak üzere önceleri kullanılan; fakat samimiyetsiz bir nezaket gereği terk edilen ve şimdilerde hakaret olarak sarf edilen “delilik” tanımını özellikle kullanacağım.

Psikolojik danışma üzerine lisans eğitimi aldığım senelerde bir psikiyatri dergisine gönderdiğim “Köprüden Geçti Deli” başlıklı metin sansüre uğramıştı. Bir psikiyatri dergisinde “deli” tanımlamasını kullanamayacakları gerekçesiyle başlığımı değiştirmişler ve metnin bütününde toplumsal delilik kavramına getirdiğim eleştiriyi atlamışlardı.

Az evvel genç bir kadın, sahil boyunda koşan ve bisiklete binen kalabalığın arasında birkaç metre ileri birkaç metre geriye doğru büyük adımlarla salınıyordu. Yanıma aldığım kitabı okuyup biraz soluklanmak üzere bir ağaç gölgesi ararken ona daha çok yaklaştım. Yirmili yaşların sonlarında olmalıydı. Dalgalı saçlarını atkuyruğu bağlamış, pembe renkte koca bir kulaklığı kafasına geçirmişti. Etrafından geçenlere ve meraklı bakışlara aldırış etmeden kulaklıktan kulağına çalınan şarkıya eşlik ediyordu. Arada nefessiz kalıyor, şarkının sözlerini unuttuğu zamanlarda ise mırıldanıyordu.

Az ilerde tam da onun dans ettiği yerin karşısında uygun bir gölge kestirdim gözüme. Omzuma astığım katlanır sandalyeyi kılıfından çıkarıp yere bıraktım. O sırada dans edip şarkı söyleyen genç kadının az ilerisinde bir başka genç kadın ilişti gözüme. Koşmak için gelmiş olmalıydı. Cep telefonuyla dans eden kadının görüntülerini kaydediyordu. Bir an için göz göze geldik. Alay eder ve alayına iştirak etmemi beklercesine güldü. Asık bir suratla karşılık verdim. Bozuldu; fakat kaydetmeyi de ihmal etmedi bir yandan. Hiç kimseyi rahatsız etmeden birkaç metrekarelik bir alanda dans edip şarkı söyleyen kadını kaydetmeye devam ediyordu. Belki kendisinin de evde müziği son ses açıp “deliler” gibi dans etmişliği vardı; fakat ne de olsa bunu kapalı kapılar ardında yapmıştı. Kendince “deli” olan o değil; bunu herkesin görebileceği bir yerde yapan diğer genç kadındı.

Kaydettikleri yetmiş olacak ki telefonunu kapatıp koşmaya devam etti. Muhtemelen bu görüntüleri sosyal mecralarda paylaşacak, arkadaşlarına izletecek ve nasıl böyle bir ilginç ana tesadüf edip kaydettiği için kendisiyle övünecekti.

Genç kadın hala dans ediyordu. Yorulmuş olacak ki az sonra kulaklığı kulağından sıyırıp dans etmeyi bıraktı. Rahatlamış görünüyordu. Kim bilir belki de psikiyatrı böyle yapmasını tavsiye etmişti ya da böyle bir tavsiyeye ihtiyacı olmadan yalnızca birkaç dakikalığına kendisi olmuştu.

Yanımdan geçerek uzaklaştı. Göz göze gelseydik az önce yaptıklarına imrendiğimi anlatan bir ifadeyle gülümseyecektim ona; ama olmadı. Sayfaları çevirmeye devam ettim. Birkaç dakika olmamıştı ki yine yanımdan geçti. Bu kez bisikletiyle… Gülüyordu. “Deliliğe” inat pedallıyordu hayatı.

Nasıl delirdiğimi soruyorsun. Şöyle oldu: Tanrıların çoğu daha doğmadan çok uzun zaman önce bir gün, derin bir uykudan uyandım ve bütün maskelerimin- kendi yaptığım ve yedi hayatta taktığım maskelerin- çalınmış olduğunu gördüm, kalabalık sokaklarda,’Hırsızlar, hırsızlar, Tanrı’nın cezası hırsızlar,’ diye bağırarak koştum.
Erkeklerle kadınlar bana güldü ve bazıları korkup evlerine kaçtı.

Ve Pazar yerine vardığım zaman bir genç bir çatıda dikilip, ‘O bir deli,’ diye haykırdı. Onu görmek için yukarıya baktım; güneş çıplak yüzümü ilk defa öptü. İlk defa için güneş çıplak yüzümü öptü ve ruhum güneşe karşı sevgiyle tutuştu ve bir daha maskelerimi aramadım. Ve kendimden geçercesine haykırdım, ‘Şükürler olsun, maskelerimi çalan hırsızlara şükürler olsun.’

İşte böyle delirdim.

Ve deliliğimde hem özgürlüğü hem güvenliği buldum; yalnızlığımın özgürlüğünü ve anlaşılmazlığın güvenliğini. Bizi anlayanlar bizden bir şeyleri tutsak ederler çünkü.
Fakat güvenliğimle çok kibirlenmeyeceğim. Zindandaki bir Hırsız bile başka bir hırsızdan güvendedir.


Halil Cibran, "Deli" kitabından
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,999 uzman makalesi arasında 'Delilik Üzerine' başlığıyla benzeşen toplam 29 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:18
Top