2007'den Bugüne 92,312 Tavsiye, 28,221 Uzman ve 19,979 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Boşanma Çocuğa Nasıl Açıklanmalıdır?
MAKALE #7981 © Yazan Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ | Yayın Aralık 2011 | 5,317 Okuyucu
BOŞANMANIN GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER(SONUÇLARI)

Boşanmalar beraberinde yaşamsal bir dizi değişikliğe yol açar. Ev, iş ve ekonomik durum açısından yeni bir düzenleme gerektirir. Ev değiştirme, şehit değiştirme, ülke değiştirme gerekebilir.


Ekonomik sıkıntı dar boğazına girdiği için ek iş veya uzun yorucu işlere girilebilir.
Boşanma çiftlerin birbirini tamamen diğerini kısmen çocuğun bakımıyla mesul kılar.
Her iki kişiye yeniden evlenme yolunu açar.


Çocuklarda özlük üveylik ilişkisinin kurulmasına yol açar.
Bu değişiklikleri dikkate alarak, başvuran kişiler, velayet, çocukların ziyaretleri, boşanma sonrası ilişkiler ve yeniden evlenmek konusunda önemli kararlar vermek zorundadırlar.


“Boşanmış Anne-Babaların Çocukları Ne Tür Farklılıklar Gösterirler?”
Sorusuna verilen yanıtların bazıları da aşağıda yer almaktadır.
Kadın; 31 yaşında memur:
“Ana-baba sevgisinden mahrum oluyor; çünkü velayet kimdeyse, çocuğu diğerine göstermek istemiyor.”
Erkek; 40 yaşında, mefruşatçı:
“Aile terbiyesi almazlar; toplumda soyutlanmış çocuk olarak büyürler.”
Erkek; 21 yaşında,öğrenci:
“Daha iki yüzlü olurlar;Hem anneleri hem de babaları tarafından şımartılırlar.”
Kadın; 48 yaşında, ev hanımı:

“anne-babanın hatalarını örnek alır; daha iyi insan olmaya çalışır:
Kadın; 29 yaşında ev hanımı:
“Duygusal çöküntü yaşarlar; Çekingen olurlar. Aile anlar için diğer çocuklara oranla fazla kutsal değildir.
Erkek; 27yaşında,esnaf:
“Çocukların olgunluğuna, olayı nasıl algıladıklarına bağlı.”
Erkek; 33 yaşında, bakkal:
“Topluma girmekten sıkıntı duyar. Ya çok serbest ya çok çekingen olur.”
Erkek; 19 yaşında öğrenci:
“Hayata küskün olur, hayattan bezer.İleride faydalı olamaz.”
Erkek; 38 yaşında dokumacı:
“Dengesiz olurlar.”
Kadın; 23 yaşında ev hanımı:
“Kendi eşlerine sadık olur. Kendi görmediğini çocuklarından görmek ister. İçe kapanık olur.”
Wallerstein(1984)’a göre erkek çocuklar boşanma karşısında daha tepkici davranmakta, gerçek duygularını gizlemekte, boşanma sonrası yaşama uyum yapmakta zorlanmaktadır. Kız çocuklar ise küçükken edebilmektedirler. Öte yandan, karşı cinsle ilişki kurabilecek çağa geldiklerinde yoğun kararsızlıklar yaşayabilmektedirler.

YOKSUL BOŞANMIŞ KADINLARA GÖRE:


Kendi kızlarının başlıca sorunları, öncelik sırasına göre, söyle sıralanabilir:

Ø Boşanmadan önce babayı suçlama
Ø Babayla birlikte olmadığı için üzülme
Ø İçe kapanma
Ø Arkadaşlarını, babaları olduğu için kıskanma
Ø Can sıkıntısı
Ø Derslerde başarısızlık
Ø Söz dinlememe
Ø Boşanmadan ötürü utanç duyma
Ø Boşanmadan ötürü anneyi suçlama
Ø Sigara içme

Oğullarından en fazla görülen sorunlarda şunlardır:
Ø Boşanmadan ötürü babayı suçlama
Ø Babayla birlikte olmadığı için üzülme
Ø Arkadaşlarını babaları olduğu için kıskanma
Ø Boşanmadan ötürü utanç duyma
Ø Derslerinde başarısızlık
Ø Sigara içme
Ø Anneyle geçinememe
Ø İçe kapanma
Ø Söz dinlememe
Ø Can sıkıntısı

Ana Baba Arasındaki Tartışmalar, Yolunda Gitmeyen Evlilikler ve Boşanma

“Eşimle aramdaki tartışmanın çocuğuma zararı dokunur mu?”

Zannetmiyorum, ancak tartışmanın ne şekilde geçtiği önemlidir. Tartışmalar yaşamın olağan bir parçasıdır. İki insan arasındaki geçimsizliği belirtisi olan tartışma, anlaşmazlığın çözümü için harcanan bir çabadır. Bu nedenden ötürü, “biraz kızgın olduğumuz için birbirimize bağırıyoruz, ama buna rağmen birbirimizi çokda severiz “gibi açıklamalardan sonra, çocuğumuzun tartışmaya tanık olması, faydalı ve yararlı bir yaşantıdır. Çocuğunuzun sizi tartışırken ve daha sonra yine bir birimize sevgi duygularını gösterirken görmesi, kendi kızgınlık ve hırçınlıklarını daha kolay halletmesine yardımcı olur. Ana babasının birbirine kızdığını hiç görmeyen bir çocuk, kendi hissettiği kızgınlık ve dargınlıktan ötürü suçluluk duyabilir. Kabul edilmeyecek kadar kötü duygulara saplandığını düşünen çocuk, kendisinde bir bozukluk olduğunu zanneder. Hatta bu suçluluk hissi altında ezilebilir.

“Kavga biçimindeki bir tartışmanın etkisi zararlı olabilir mi?”

Muhakkak. Hele tartışma, küfür eşya kırma, ve dövüşme haline dönüşürse, çocuğunuzun dengesini zedeleyebilir. Böyle bir durumda, siz bile kendi kontrolünüzü kaybettiğinize göre, bu tür bir olayın çocuğunuza pek yararı olmaz; ayrıca kızgınlık duygularını bastırması gerekli olacak zamanlar içinde kötü bir örnek olur. Üstelik onun önünde böyle bir kavgaya girişmeniz, kendini koruyacağını düşündüğü kişilerin kontrollerini yitirdiklerini görmesini sağlar. Çocuk bu durumda, yerinde olarak, böyle kişilerin kendisini koruyamayacakları düşünerek onlara olan güvenini yitirir ve güven duygularının yerini endişe duyguları almaya başlar. Küfür, kırıp dökme veya dayakla gelişen bir kavgadan sonra, bir çok çocukta korku, panik halinde reaksiyonlar ve kabuslar rastlanılabilir.

“Eşinle anlaşmazlıklarımı, çocuğumda saklayabilir miyim?”

Belki anlaşmazlıklar konusunu saklayabilirsiniz, ama çocuğunuzu, bu durumun beraberinde getirdiği gerginliklerden koruyamazsınız. Çocuklarının önünde kızgınlık ve öfkelerini göstermek istemeyen ana babalar, anlaşmazlıklarını kapalı kapıların ardında halletmeye çalışırlar. Çocuklarının tatsızlıklardan habersiz olduğunu umut ederler. Oysa tartışma sonrası konuşmalar, çoğu kez soğuk ve sert olduğundan, çocuk tartışmanın yoğunluğu ve deriliği hakkında bir fikir sahibi olur. Bunu fark eder etmez çocuğunuz aranızdaki gerilimin ne olduğunu düşünmeye başlayacaktır. Bazen hayal edeceği şeyler gerçeklerden çok daha kötü olabilir. Buna bağlı olarak ben, gerilimi “hissedebilecek” çocuktan, anlaşmazlıkları saklamaya taraftar değilim. Eğer anlaşmazlıklarınızı açığa vurmamakta ısrar ederseniz, çocuğunuz, ikiliklerle dolu bir dünyada yaşamayı öğrenecektir. İkilik, hissettiği gerçekle, anne babanın yaratmak istedikleri ve onun inanmış gibi göründüğü dünya arasındaki uyumsuzluktan ileri gelmektedir. Çocuğunuzun birbirinize bağırdığını duyması bu ikilemden çok daha iyidir.

“Aramızdaki anlaşmazlığın özellikle ciddi olduğunu çocuğumu ne zaman söylemeliyim?”

Tartışma ve anlaşmazlıklar olağan sayılmalıdır, ancak ana babanın beraber yaşama koşullarını değiştiren anlaşmazlıklar normal değildir. Aramızda ki çatışma, oda ayırma, evden ayrılma gibi önemli sorunlarla neticelenmişse çocuğunuza anlaşmazlığınızın gerçekten ciddi olduğunuzu bildiriniz. Çocuğunuza tartıştığınız söylerseniz, durum ciddileştiğinde daha hazırlıklı olur. Tartışmaları anında anlamak, ilere de anlamaktan daha kolay olur. Hele anlaşmazlığın konusunu saklamış, şiddetini küçümsemiş gibi görünürseniz iler de açıklamalar yapmak çok daha güç olur. Evinizdeki düzen bozulurken “Tatlı ve uyumlu” bir ortamı sürdürme çabanız, çocuğunuzda hayatta karşılaşabileceği olaylara karşı bir güvensizlik yaratabilir. Bozulan ilişkileri anlama yeteneği hiçbir zaman gelişmeyebilir. Hatta herhangi bir ilişkinin habersiz, birdenbire bitebileceğini zannedebilir. Eğer çocuk, anne babası arasında anlaşmazlık olduğunu, kabul etmediği halde anlayabilirse, iler de kendi yaşamındaki benzer olayları daha olağan karşılayabilir.
Anne babalar çoğu kez, ilerde ilişkilerinin ilişkilerin düzelebileceğini umdukları zaman, bana bu tutumun doğru olup olmadığını sorarlar. Yine de çatışma nedenlerini açıklamakta fayda vardır. Çünkü çocuğunuz, kendisini en kötü ihtimale hazırladığından, barışmanızın ters bir etkisi olamaz hatta bu durum, insanlar arasındaki anlaşmazlıkların bazen en iyi şekilde hallolduğunu gösteren canlı bir örnek olacaktır.

“Barışma umuduyla geçici olarak ayrılırsak, çocuğumuza ne söylememiz gerekir?”

Tekrar arkadaş olmayı denemek için bir süre ayrı yerlerde karar verdiğinizi söylemeniz gerekir. Ayrı yaşarken anlaşmazlıkları çözümlemeye çalışacağınızı ve ailenizin belki de tekrar eski günlerdeki gibi mutlu ve beraber olabileceği konusu üzerinde durunuz. Çocuğunuz hoşlanmasa da bu açıklamalarınızı kabul edecektir.
“Akıl hastalığı veya alkolizm gibi bir hastalık yüzünden ortaya çıkan ayrılığı çocuğuma nasıl anlatmalıyım?”

Bu durumu çocuğa açmanın en iyi yolu, eşinizin sağlığının bozuk olduğunu ve bakılması gerektiğini söylemektir. Diğer yandan hastalık yada alkoliklik tedavi edilmiyor, ama eşler bu durumun aralarında yarattığı gerginlik ve ev bunalımını sona erdirmek için ayrılıyorlarsa çocuk olayları anlamakta güçlük çekebilir. Çoğu kez çocuğun endişeleri ona kim bakacak yemeğini kim yedirecek ona kim bakacak şeklinde olabilir. Çocuğunuzun hasta eşinizi, bilinçli olarak terk ettiğiniz düşüncesine saplanmamasına çok dikkat etmelisiniz. Sizin gibi bir yetişkinin bütün çarelere başvurduğu halde başarısız kalmasından doğan zorunlu kabullenişi çocuktan bekleyemezsiniz. Her şeye rağmen sizin hastanızı terk ettiğinizi zannedebilir yada öyle hissedebilir. Bu konuda onun tekrar tekrar uyarmanız, yatıştırmanız gerekecektir.

“Ayrı yaşamaya yada boşanmaya karar verirsek, çocuğuma ne söylemem gerekir?”

Anne babasıyla bir arada yaşaması için her türlü gayret sarf edilerek sorunun çözümüne çalışıldığını söylemelisiniz. Sonra bu çabaların verimsiz kaldığını, ayrı yaşarsanız da daha mutlu olacağını belirtiniz. Bazı çocuklar, bu çözüme itiraz edip, anne babalarının beraber yaşamasında ısrar ettiğinden, bu kararınızı ayrıntılarıyla düşünerek ve her yolu denedikten sonra aldığınızı açıklayınız. Bazen çocuğunuzu anlamakta güçlük çekebilir, bu durumda ikinizin de onu sevdiğini, onu ilerde de göreceğinizi ancak ikinizde ayrı ayrı beraber olacağınızı anlatmaya çalışınız.
Çocuğunuzun boşanmanızı direnme göstermeden kabul etmesini beklemeyiniz. Boşanmak isteyen eşler, birbirlerine ve kişiliklerine saygı gösterirse, çocuk, bağlılık ve sevginin yok olması sorunu ile karşılaşmayacaktır. Fakat ayrılmanızı, ne denliyi açıklarsanız açıklayın, durum çocuğun yaşama koşullarını değiştireceğinden yine güç bir sorudur. Bundan böyle iki ayrı evde yaşayıp anne babasının İyi yada kötü birlikte olmalarına tanık olmayacaktır. Yalnızca bu değişiklikler çocuğunuzun kendisini güvensiz hissetmesine yeterlidir.
Bu duruma bazı çocuklar kolay, bazıları ise çok güç alışır ve çoğu kez, çocuk birlikte yaşadığı ebeveyne kızar. Bu tepki, çocuğun bakımını almış olan eş için çok üzücü ve şaşırtıcıdır. Benim tecrübeme göre, bu kızgınlık yalnızca çocuğun görmediği ebeveyninin özlemesinden doğabilir. Kötü anıları unutup, ilişkilerinin yakınlığını anımsayabilir. Bu tepkiler ortaya çıktığında çocuk, bozuk davranış örneği vererek, eşinizin gitmesine neden olmakla sizi suçlayabilir. Çocuğun görmediği ebeveyninin özlemesinden doğabilir. Kötü anıları unutup, ilişkilerinin yakınlığını anımsayabilir. Bu tepkiler ortaya çıktığında çocuk, bozuk davranış örneği vererek, eşinizin gitmesine neden olmakla sizi suçlayabilir.

“Boşanacağımızı söyleyince çocuğumun tepkisine olabilir?”

Genel olarak çocuğunuz neden ve niçin boşandığınızla ilgili bir çok soru soracaktır. Soruları gelecekteki yaşamının çeşitli yönleri etrafında yoğunlaşacaktır. Boşanma nedeninin kendisinin olduğunu düşünebileceğini hiç unutmayınız. Bu düşünüşünün nedeni, çocukların egosantrik olmaları yani kendi düşüncelerini herkes için geçerli saymalarıdır. Bu nedenle, belli yaşlardaki çocuklar yaşamalarında olan oyların çoğuna kendilerinin neden olduğunu sanırlar. Bir boşanmada genellikle çocukların durumu sık sık tartışıldığından ve çocuk çoğu zaman ana baba arasındaki anlaşmazlıkların konusu olduğundan, çocuğun bu yargısı güçlenir. Çocuğunuz, geçmişte değişik şekilde davranmış olmasının boşanmayı önleyebileceğini hayal edebilir. Bu nedenden ötürü ona, eşinizle artık birlikte mutlu olmadığınızı ve ayrı yaşayarak daha mesut olacağınızı anlatmalısınız. Onu boşanmanıza neden teşkil etmediğini, ne yapmış olursa olsun ayrılmanızı önleyemeyeceğinizi özellikle belirtiniz.
Siz boşandıktan sonra çocuğunuz bir çok yeni sorunla karşılaşacaktır. Örneğin, yeni bir arkadaş çevresine giriyorsanız, çocuğunuz, eşinizin yerine yabancıları getiriyorsunuz hissine kapılarak kızgınlık duyabilir. Diğer yandan çocuğunuz, karşı cinsiyetten ebeveyn özleminden ötürü yeni arkadaşlarınızı olumlu karşılayabilir. Her iki durumda da, çocuğunuzun yeni gelen kişileri, görmediği ebeveyninin yerine koyabileceğin aklınızdan çıkarmayınız. Bazen bu durum kolayca benimsenecek, bazen de kızgınlık yaratacaktır. Çocuğunuzun tepkileri çoğunlukla özlediği kişiye karşı duyduğu hislere yada yeni arkadaşınıza karşı olan ilgisine bağlıdır.
Boşanmış ebeveynler bana, sürekli olarak çocuğun, üvey anne yada baba olabilecek adayla birlikte bulunmasından doğabilecek sakıncaları sorarlar. Bu beraberliğin çocuğunuzda endişe ve ruhsal çatışma yaratabileceğini bilmeniz gerekir. Çünkü ,çocuğunuz eski eşinizin aile yuvasına tekrar dönmesini arzularken, günlük hayatta tatmin olmamış isteklerini yerine getirebilecek bir “kişi” yi de arar.Çocuk, evde anne yada baba rolünü kabullenecek bir kişinin özlemini çekmekle birlikte, yeni ebeveynin kabul edilmesi, biyolojik ebeveynle ilişkilerin hemen hemen tamamen kopması anlamına gelir. Bu seçimin yol açabileceği bunalımları hiç küçümsememeniz gerekir. Çocuk üvey anne yada baba adayına alışana kadar çoğu kez yoğun ruhsal bunalımlara düşer ve bozuk, nevrotik davranışlarda bulunur.
Konuyla ilgili olarak, bu adayın gece evinde kalması asıl anne ve babanın gerçekten yerine geçmesi şeklinde yorumlanacağından, çocuğunuzun kuşkularını artırabilir.Böyle bir durumda kızgınlık ve j-karşı çıkma tepkilerine sıklıkla rastlandığı için, çok dikkatli ve temkinli davranmanız gerekir. Aday olabilecek bir arkadaşınızla buluşmaya başladığınızda çocuğunuz, üvey anne yada baba kabullenme sorununa ek olarak, devamlı olarak onu yalnız bırakıp, eğlenmeye giden bir ebeveyn sorunuyla da karşılaşır. Bütün bunlar çocuğunuzun taşıyabileceği yükten fazlasını teşkil edebilir ve dikkatinizi çekmek için size problemler yaratarak, işi isyankar olmaya kadar vardırabilir. Üvey anne yada baba adayı ile olan ilişkiler ne kadar yakın ve yeni bir ebeveyne duyulan özlem ne kadar fazla olursa olsun, kıskançlık, çok sık görülen ve beklenen bir durumdur.

“Çocuğum boşanmış olmama kızar mı?”

Tepki göstermesi şart değildir; ancak çocuğunuz, boşanmanızdan büyük üzgünlük ve kızgınlık duyacaktır. Bu hislerinden dolayı en çok gördüğü ve temas halinde olduğu ebeveynini suçlaması muhtemeldir. Çocuğunuzun velâyeti sizde ise, suçlanacak kişinin sizin olması, çok mümkündür. Ayrılmaya yol açan eşiniz olsa bile, bu kızgınlık ve hırçınlık size karşı dönebilir. Çocuğunuz size bu tepkilerde bulunsa bile, asıl neden, anne babasını bir arada görme ihtiyacının yerine gelmesidir. Ayrılma ve boşanma nedenlerini tekrar tekrar açıklayarak, akılcı yoldan bu tepkileri azaltamazsınız. Evliliğinizin mutlu bir şekilde sürmüş olması herkes için daha iyi bir sonuç verebilirdi. Çocuğunuzun hislerini ve konu hakkındaki duyarlılığını kabullenmek zorundasınız.

“Ayrıldığım eşim hakkında çocuğuma ne söyleyebilirim?”

Birçokları, çocuklarına ayrıldıkları eşlerinin çok iyi bir insan olduğunu, fakat aralarındaki kişilik farklarının çok fazla olması dolayısıyla evliliklerini sürdüremediklerini söylemeyi tercih ederler. Genellikle çocuğun ayrılan eşe saygı göstermesi için başvurulan bu açıklamayı bende onaylarım. ancak ayrıldığınız eşinizin, sorumluluk, kötülük ve sırt çevirmesinin belirgin ve açık kanıtları varsa, onu parlak bir şekilde savunmanıza gerek yoktur. Değersiz bir insanın savunmasını yapmanız, çocuğunuzun sizin sağduyunuzdan şüphe etmesine yol açabilir. Eğer olaylar bu şekilde gelişmişse eski eşinizden gerçekçi ve belirgin bir tutum içinde söz ediniz. Gerektiğinden fazla ve her yönüyle kötülemeyin, duygularınıza kapılıp konuşmuş olabilirsiniz ki bu da çocuğu üzecektir. Size öğütleyeceğinim en iyi yol sanırım, konuyu diplomatça bir dürüstlük içinde ele almaktır.
“Bir süre anneyle, sonra babayla yaşamak, çocuğumu etkiler mi?”

Bazı çocuklar bu duruma fazla etkilenmeden alışırlar. İki ev arasında gidip gelen,iki ayrı evde mutlu olabilen, iki ayrı odaya ve iki takım oyuncağa alışabilen bir çok çocuk gördüm. Öte yandan ayrı ayrı sevdikleri anne babanın yeni evlerine ve yeni yaşama koşullarına uyum göstermekte güçlük çeken pek çok çocuğa da rastladım. Bazen boşanma sonrası iki ayrı evde kısa sürelerde kalan çocuklar, anne babaların beraber oldukları zamandan daha fazla ilgi görürler.Bir süre anneyle, sonra babayla yaşamanın en önemli ve etkili yönü, ana babanın çocuğa gösterdiği ilginin sıcaklığı ve yaşantısının çeşitliliği ile ilgilidir. Yoksa, mekan değişikliği için ne iyi, ne kötü denilebilir.
Toplum, çocukların anneyle kalmasının daha yararlı olacağı kanısındadır. Çocuğun ihtiyaçlarını tatminde annelerin daha yetenekli oldukları düşünülür. Ben, iki yaşında küçük çocuklar için bu varsayımı onaylıyorsam da, daha büyük çocuklarda bu genellemenin geçerliliğinin tartışılabileceğini düşünüyorum. Özgürlüklerini kısıtlaması nedeniyle çocuklarının varlığından rahatsız olan bir çok anne tanırım. Bu anneler, kendilerini evde kıstırılmış gibi hissederler. Dış dünyadaki nimetlerden ve seçme hakkından faydalanamadıklarına hayıflanırlar.Anne böyle bir psikoloji içersinde, çocuk için baba velâyetinin çok daha iyi olacağı meydandadır. Olaylar, bu düşünceyi desteklemektedir; baba velâyeti altında birden gelişen ve huzur bulan bir çok çocuğa rastladığımı söyleyebilirim.

“Eşim, evi bırakıp giderse çocuğuma ne söylemeliyim?”

Bazı insanlar evlenip çoluk çocuk sahibi olduktan sonra ansızın ve haber vermeden evlerini bırakıp gittikleri bilinir. Eğer bu, sizin ve çocuğunuzun başına gelmişse, ve gerçeğe bağlı olunuz. Çocuğunuza annesinin yada babasının bırakıp gitmeyi karar verdiğini anlatınız. Ve onun nerede olduğunu da bilmediğinizi söyleyiniz. Tahmin edebileceğiniz gibi, çocuğunuz bu terk etme olayının nedenini kendinde arayabilir. Muhakkak nerede olduğunu, nasıl yaşadığını, sağlığını, onu özleyip özlemediğini, geri gelip gelmeyeceğini merak edecektir. Başlangıçta, çocuğunuza anne yada babasının çok mutsuz olduğunu ve bundan dolayı gittiğini söyleyebilirsiniz. Daha sonra, hiçbir iz bulamazsa, geri gelecek kadar onu sevmediğini hissettirebilirsiniz. Bu yorum çocuğunuz için üzücü olursa da, gerçeklerin dürüstçe bir sunuluşudur. Nihayet ailesini terk edip hiç sormayan bir insanı, çocuğunuza ne dereceye kadar olumlu tanıtabilirsiniz? Gerçeklere aykırı olan bu davranışta ısrar ederseniz. Çocuğunuz sağduyunuzdan şüphelenebilir.

“Gerçekçi olarak ayrıldıktan sonra barışma ile ev terk edip geri dönme arasında bir fark var mıdır?”

Evet, çocuğunuz her iki durumu ayrı ayrı değerlendirecektir. Geçici bir ayrılığın barışma ile sonuçlanması, sorunun, olumlu bir şekilde hallolmasına işaret eder. Anne baba, aralarındaki anlaşmazlıkları çözümlemek için, beraberce çaba sarf etmiştir. Çocuğunuz bu tatsız olaydan, anlaşmazlıkların hayatta olumlu olarak da çözümlenebileceğini öğrenir. Evi terk etmiş bir anne yada baba, geri dönünce, genellikle huzursuz ve özlemin sona ermesi nedeniyle mutluluk duyar. Yalnız, çocuk, anne yada babasının gitmesi kadar geri gelmesinde de belirli bir neden olmadığını hisseder. Bu durumda çocuğunuzun, aynı olayla tekrar karşılaşmayacağına ilişkin hiçbir garantisi yoktur. Oysa çocuk, geçici bir süre için ayrılıp, barışan anne babayla kendini çok daha emniyette hisseder. Geri dönme olayında ise çocuk, aile yapısını düzenlemek ve çatışmaları önlemek için hiçbir çaba göstermediğinden, anne yada babanın tekrar nedensiz yere evi terk edeceğinden kuşku duyar.

“Anlaşmadığımız halde barışmayı kabul edersek, çocuğumuz için bir sorun yaratmış olur muyuz?”

Eşler arasında anlaşmazlık artarsa, çocuk mutlu bir yuva düzenini sürdürmeye çalışan anne babadan, uyumlu bir aile ortamından ve tüm mutluluktan yoksun kalır. Bu yoksunluk, çocuğunuzu olumsuz yönde etkilerken, bir yandan da evli insanlar arasındaki anlaşmanın önemini hisseder ve ilerde eş seçerken daha dikkatli olabilir. Mutlu olmayan bir çiftin, çocuklarına en iyi zararı, genellikle kendi sorunlarına saplanıp kalmaları nedeniyle, iyi bir anne baba olmaya ne zamanlarının ne de güçlerinin kalkmamasıdır. Deneylerine göre, problem evliliklerin çocukları, ana babadan yeterince ilgi göremediklerinden davranış bozuklukları göstermektedir.
Ben bu arada bazı çocukların anne babalarının boşanmalarını istediklerine inanıyorum. Çocuklar, ender olarak bunu açıkça söylerler. Ancak, aile anlaşmazlıklarının hüküm sürdürdüğü mutsuz bir ortamda yaşayan yetişkinler, çocukluklarında anne babalarının ayrılmalarını istediklerini itiraf ederler. Ne var ki anne ve babaları ayrılmış eşit sayıda hastamdan da, ana babalarının mutlu olmasalar dışevliliklerini sürdürmüş olmalarını dilediklerini öğrendim. En fazla dile getirdikleri üzüntü ise, anne babalarıyla bir arada yaşamamış olmalarıdır.
“Boşanmak istediğimiz halde boşanamazsak, bu durumun çocuğuma etkisi ne olabilir?

Çocuğunuz,mutluluk, neşe ve sevgiden yoksun bir aile ortamında yaşamak zorunluluğunda kalır. Ancak her şeye rağmen ikinizden ayrı ayrı mutluluk ve sevgi alabilmeyi başarabilir. Eğer anne baba, birbirlerine karşı çocuğu silah olarak kullanıyorsa, sizlere olan sevgi, saygı ve bağlılığı bölünebilir. Ve her ikinize karşı kin besleyebilir. Boşanmak istedikleri halde, ayrılamayan eşlerin çocukları, kurumsal olarak anneden ayrı, babadan ayrı bölünmemiş bir sevgi gördüklerinden, durumdan pek şikayetçi değildirler. “Normal” bir ev hayatında konuşmalar, olaylar, ailenin bütün bireyleriyle paylaşılırken, böyle bir durumda her eş, bütün dikkatini çocuğa yönelttiğinden çocuğun kaybı çok etkili olmaz; ancak birbirini seven ve sayan bir çiftin sağladığı ve onun gelişimi için son derece değerli, sıcak bir aile yaşantısından yoksun kalır.

“Öyleyse, aile kavramının çok önemli olduğu kanısında mısınız?

Bu şüphe götürmez.Çocuk yetiştirmede ideal bir ortam olan, ailenin, çok önemli bir toplumsal yapıolduğu kanısındayım. Aile içinde yaşama, çocuğa, ilerde onu yaşamınsorumluluklarına hazırlayacak sayısız deneyler sağlar. Gerçekten de aileninkarı kocadan fazla, çocuk için bir gereklilik olduğunu kabul ederim . bir kadınya da erkek ne de olsa yalnız veya birlikte mutlu bir şekilde yaşayabilir.Fakat çocuğun bir aile çevresine, güven uyandıran bir aile ortamına ve süreklihoşgörüye ihtiyacı vardır. İhtiyaçları da en iyi şekilde bir aile çerçevesi içinde karşılanabilir.
Benim düşündüğümaile, çocuklarının bedensel olduğu kadar ruhsal gelişimine yakından ve ciddibir şekilde eğilen bir anne ve babadan meydana gelir. Bu sorumluluğu reddediptamamen anneyi bırakan pek çok baba vardır. Pek çok anne, çocuklarına başkakişilerin de bakabileceğini düşünür.
Sorumlu bir annebaba olmak isteyen kişilerin çocuk yapmamaları gerektiğine inanıyorum evdışında çalışan bir çok anne, annelik sorumluluğunu yüklenmedekiisteksizliklerini, işleriyle örtbas etmek isterler. Dışarıdaki yaşantılarını,annelik sorumluluk ve yararlarından üstün tutarlar. Eğer kadın istemiyorsa,çocuk sahibi olması şart değildir. Fakat çocuk sahibi olma şart değildir. Fakatçocuk sahibi olmaya karar vermişse,çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamayamecburdur. Özellikle küçük yaşlardaki çocukların bu tip ihtiyaçlarını annedenbaşkası karşılayamaz. Bir çok kadın, annelik sorumluluklarını çocuklarınakendileri kadar iyi, hatta onlardan daha iyi bakacağını zannettikleri birinedevretme eğilimindedirler. Ancak bu durum çocuklar için zararlıdır.
Bazı babalar,baştan gelen en önemli görevlerinin geçim temini olduğunu düşünürler. İşlerinden dikkat ve zaman ayırıpçocuklarının ihtiyaçlarına eğilemeyecek kadar geçim gailesine dalarlar. Bu davranış,yıllarca sürerse, babanın işi, sorumluluktan kaçma vesilesi olarak kullandığınıda düşünebiliriz. Bana sorarsanız, böyle bir baba, hem kendisini hem de eşinive çocuklarını, çok değerli yaşantıdan yoksun bırakmaktadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Boşanma Çocuğa Nasıl Açıklanmalıdır?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Alaaddin DEBGİCİ Fotoğraf
Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
Denizli
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi186 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ'nin Makaleleri
► Boşanma Kararının Çocuğa Açıklanması Psk.Gökçe NUHPAŞAOĞLU KAYALAR
► Çocuğa Özgüven Aşılama Nasıl Olmalıdır? Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
► Çocuğa Cinsel Eğitim Nasıl Verilmeli Psk.Günay BAYDAROĞULLARI
► Yalan Söyleyen Çocuğa Nasıl Yaklaşılmalı? Psk.Gülşah ÖZTÜRK ERTEN
► Çocuğa Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilmeli? Dr.Psk.Alper ÇUHADAROĞLU
► Kaygılı Çocuğa Nasıl Yardım Edilir? Psk.Fahrettin ÖZÇELEBİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,979 uzman makalesi arasında 'Boşanma Çocuğa Nasıl Açıklanmalıdır?' başlığıyla benzeşen toplam 19 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:45
Top