2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Mutsuz Evliliklerin Üstesinden Gelmenin Yolları
MAKALE #21023 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Seren BELECİ | Yayın Ocak 2020 | 1,956 Okuyucu
MUTSUZ EVLİLİKLERİN ÜSTESİNDEN GELMENİN YOLLARI

İnsanlar büyük beklentilerle evlenirler ve hem kendi acılarını hem de karşılanmayan ihtiyaçlarını akıllarında tutma eğilimindedirler. Evliliğinizde siz ve/veya eşinizdeki kayıtsızlık ve küçümseyici davranışlar evliliğinizin dikkat ve özeninize ihtiyacı olduğuna dair uyarı işaretleridir. Evlilik terapisti ve evlilik konusunda önde gelen araştırmacı Dr. John Gottman, boşanmaya götüren dinamikleri belirlemek için 40 yıl boyunca çalışmalar yaptı. Bu araştırmalara göre evliliğinizdeki dinamikler aşağıdaki kalıplara uyuyorsa, boşanma olasılığınız daha yüksek olabilir.

Evliliği Boşanmaya Götüren Dört Davranış Kalıbı: MAHŞERİN DÖRT ATLISI

1. Eleştiri. Burada bahsettiğimiz şekli ile eleştiri; davranışa değil partnerinizin kişiliğine yöneliktir. Sizin ve/veya eşinizin birbirinizi “sende bir anormallik var” imasında bulunarak eleştirmenizdir. Eleştirilen saldırıya uğradığını, reddedildiğini hisseder. Örneğin: “Sen her zaman…” “Hiç sen…” ya da “Sen böyle… birisin” ve “Neden bu kadar…” diye başlayan genellemeler içeren cümleler kullanıyor olabilirsiniz. Eleştiriyle ilgili sorun, sıklaştığında diğer daha ölümcül atlıların takip etmesinin yolunu açmasıdır. Genellikle partnerler, ilk atlı olan eleştiriyi daha fazla sıklık ve yoğunluk ile tekrar tekrar kullandığında partneri küçümseme kalıbına doğru gidebilmektedir.

Öneri: Partnerinizin birbirinizi eleştirdiğini fark ederseniz, ilişkinizin bitmeye mahkûm olduğunu düşünmeyin. Eşinizin kişiliğine saldırmak yerine, belirli bir davranış hakkında şikâyette bulunmanız gerekir. Önemli olan, bir şikâyeti ifade etme ve eleştirme arasındaki farkı öğrenmektir.

Eleştiri: “Davranışının diğer insanları nasıl etkilediğini asla düşünmüyorsun. Bu kadar unutkan olduğuna inanmıyorum, çok bencilsin. Hiçbir zaman başkalarını düşünmüyorsun! Beni hiç düşünme!”

Alternatif:
“Geç kaldığın zaman senin için endişelendim çünkü geç kalacağımızda birbirimize haber vermemiz gerektiği konusunda anlaştığımızı düşünüyordum.”

2. Savunmacılık. İkinci atlı olan savunmacılık, tipik olarak eleştiriye bir tepkidir. Evlilikte sürekli savunmacı olmak; algılanan saldırı girişimine karşıt bir şikâyet ile kendini savunma girişimidir. Savunmacı partner kendini mağdur konumunda gösterir. İçinde bulunduğu durumla ilgili kendi kontrolünde olmayan şeyleri bahane olarak sunar. “Evet ama…” şeklinde cümleleri sık kullanır. Eşinin şikâyetine karşılık olarak kendileri şikâyetlerini ve mağduriyetlerini öne sürer. Böylece partnerin geri çekilmesini sağlarlar.

Öneri:
Savunmacı davranmak partnerinizi suçlamanın başka bir yoludur ve bir çatışmayı sağlıklı yönetmenizi engeller. Yapılacak en iyi şey eşinizin bakış açısından dinlemeye çalışmaktır. Sakin olun ve mükemmel olmanız gerekmediğinin farkında olun. Partnerinizi onaylayın, partnerinizin söyledikleri hakkında size neyin anlamlı geldiğini bildirin; ne hissettiklerini ve onların gözlerinden bir şeyler görebildiğinizi anladığınızı bilmelerini sağlayın.

“Bu akşam yemeğe gelemeyeceğimizi haber vermek için aileni aradın mı?”

Savunmacılık: “Bugün çok meşguldüm. Programımın ne kadar yoğun olduğunu biliyorsun! Neden sen aramadın? ”

Alternatif: “Unuttum! Bugün programım yoğundu, keşke senden aramanı isteseydim. Şimdi arayıp söylüyorum.”

3. Küçümsemek.
Küçümsemek mahşerin dört atlısı içinde en ciddi olanıdır ve boşanmanın en önemli göstergesidir. Küçümsemek, sizi partnerinizden veya partnerinizi sizden daha üst bir pozisyona sokan sözlü veya sözsüz ifadelerdir. Partneri psikolojik olarak değersiz hissettirme niyeti ile alay etmek, isim takmak, göz devirmek, mizahı düşmanca kullanmak, hakaret etmek, taklit gibi çeşitli şekillerde partnerin benliğine saldırmayı içerir. Eleştiri partnerinizin karakterine saldırırken, küçümsemek partnerin üzerinde üstünlük sağlayarak eleştirinin ötesine geçer. Araştırmalar, birbirlerini küçümseyen çiftlerin, zayıf bağışıklık sistemleri nedeniyle bulaşıcı hastalıklara (soğuk algınlığı, grip, vb.) yakalanma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Öneri: Çiftler bu tür davranışları ortadan kaldırmalı ve ilişkide saygı, takdir, hoşgörü ve nezaket kültürü oluşturmak için çalışmalıdır.

Küçümseme: “Sen mi yorgunsun!? Bütün gün çocuklarla uğraşıyorum, bu evin işlerini bitirmek için oradan oraya koşuyorum. İşten eve geldiğinde yaptığın tek şey çocuk gibi kanepeye yığılıp o aptalca video oyunlarını oynamak. Başka bir çocukla daha uğraşacak vaktim yok.”

Alternatif: “Bütün gün işte çalışmanın seni yorduğunu anlayabiliyorum. Ben de ev işlerinden ve çocuklardan dolayı çok yoruluyorum. Yemeği yedikten sonra masayı toplama görevini benimle paylaşmanı istiyorum. Arkasından ikimizin de keyif alacağı türden bir aktivite yapabiliriz. Belki bir film izleriz, ne dersin?”

4. Duvar örme. Dördüncü süvari, genellikle eşin küçümseyici davranmasına karşı bir tepki olarak duvar örmedir. Partnerinizle çatışmadan kaçınmanın bir yolu olarak tamamen ilişki kurmaktan kaçınmaktır. Duvar örme, partnerin etkileşimden çekilmesi, kendini kapatması ve eşlerine yanıt vermeyi durdurması durumunda gerçekleşir. Partnerin söylediklerine karşı sessiz kalma, tek kelimelik cevaplar verme, konuyu değiştirme, fiziksel olarak eşin bulunduğu ortamdan çıkma şeklinde görülebilir.
Bir veya her iki partner çatışmada bunalırsa, vücutta fizyolojik değişiklikler olur. Kalp atış hızı artar, adrenalin salgılanır, kan basıncında bir artış meydana gelir. Duygusal bunalma, bir savaş veya kaç tepkisini tetikler. Bu fizyolojik tepkiler çatışmayı etkili bir şekilde çözme yeteneğini engeller. Eşlerin birbirinden uzaklaşması ve duvar örmesi ile sonuçlanır. Duvar örme, bunalmış partnerin kendini sakinleştirme girişimidir, ancak çoğu zaman başarısız olur. Bu davranışa başvuranlar sakin kalmaya çalıştıklarını düşünse de zamanla eşten duygusal olarak uzaklaşırlar.

Öneri: Çatışma anında ihtiyacınız olan sizin veya eşinizin duygusal olarak bunalmaya başladığınızın belirtilerini belirlemeyi, ara vermek için birlikte hemfikir olmayı ve her ikiniz de sakin olduğunuzda konuşmaya devam etmeyi öğrenmektir. Bir konuşma sırasında kendi gerginliğinizi hissettiğinizde, eşinize bunaldığınızı söyleyin ve 20 dakikalık bir mola verin (Vücudunuzun sakinleşmesi için ihtiyacınız olan süre bu kadardır). Mola süresinde gözlerinizi kapatmayı, yavaş ve derin nefesler almayı, kaslarınızı gevşetmeyi ve güvenli bir yeri görselleştirmeyi deneyebilirsiniz.

“Bak, bunu tekrar tekrar yaşadık. Bulaşıkları makinaya koymanı hatırlat- ”

Duvar örme: (Bunalan eş hiçbir şey demeden partnerin bulunduğu odadan çıkar)

Alternatif: “Hayatım, seni böldüğüm için özür dilerim, ama bunalmış hissediyorum ve ara vermeye ihtiyacım var. Bana yirmi dakika izin verebilir misin, aradan sonra konuşabilir miyiz? ”

GOTTMAN’A GÖRE EVLİLİĞİ SÜRDÜRMENİN 7 İLKESİ

Evliliğin sürdürülmesi niyetlilik gerektirir. Diğer ilişkiler gibi, eğer evliliğiniz gerekli zaman ve dikkati almazsa kötüleşecektir. Dünya üzerindeki tüm ilişkilerde ve evliliklerde problemler vardır. Ama bazı evlilikler bunları aşar bazıları aşamaz. Aşabilenlerin sihri nedir? Neden bu başımıza geldi değil de, nasıl bunu atlatırız, çözebiliriz. “Nasıl” sihirli bir kelimedir. Nedene değil nasıla odaklanmak bir evliliğe bir düzey ileri atlatır. Evliliklerde hangi noktalar üzerinde önemle durulması gerekiyor?

1. Aşk haritanızı geliştirin. Gottman, beyninizde eşinizle ilgili bilgileri depoladığınız yeri “Aşk Haritası” olarak tanımlıyor. Mutlu çiftler zengin ayrıntılı bir aşk haritasına sahiptirler. Partnerin en sevdiği filmlerden onu strese sokan şeylere kadar her şeyi bilirler. Ne kadar çok bilgi olursa, o kadar iyidir.

2. Eşinize olan sevginizi ve hayranlığınızı ayakta tutun. Mutlu çiftler birbirlerine saygı duyarlar ve genel olarak olumlu bir tutuma sahiptirler. Sevgi ve hayranlığın tatmin edici ve uzun vadeli bir ilişkide en önemli unsurlardan ikisidir. Ayrıca Gottman eşlere birbirlerine neden aşık olduklarını hatırlamalarını sağlayacak bir etkinlik öneriyor. Bu etkinlikte eşler birbirlerinde aşık oldukları üç karakteristik özelliği ve bu özelliklerinin bir örneğini gösterdikleri olayları yazarlar ve birbirlerine yüksek sesle okurlar.

3. Birbirinize sırtınızı değil, yüzünüzü dönün. Romantizm pahalı hediyeler, lüks restoranlarda akşam yemeği, yurt dışı tatilleri anlamına gelmez. Romantizm günlük hayattaki küçük detaylardır. Günlük yaşamın koşturmacası içinde eşinize ona değer verdiğinizi gösterdiğiniz sözlü veya sözsüz davranışlarınızla ilişkinizde romantizm canlı tutulur ve gelişir. Birbirlerine yönelen çiftlerin “Duygusal Banka Hesapları” daha doludur. Gottman, bu hesabın doluluğunun mutlu evlilikleri mutsuz olanlardan ayırdığını söylüyor. Mutlu çiftlerin banka hesaplarında daha fazla iyi niyet ve pozitiflik vardır ve bunlar ilişkide zor zamanlar geldiğinde duygusal çatışmaları ve stres faktörlerini hafifletir.

4. Eşinizin sizi etkilemesine izin verin. Bir ilişkide kimliğinizi korumak önemli ama eşinizden öğrenmek ve ilişkide esnek olmak da önemlidir. Mutlu çiftler birbirlerinin bakış açısını ve duygularını göz önünde bulunduran bir ekip olurlar. Birlikte kararlar alırlar. Partnerinizin sizi etkilemesine izin vermek, dizginleri ona kaptırmak değildir; ilişkide birbirine saygı göstermekle ilgilidir.

5. Çözülebilir sorunlarınızı çözün. Sağlıklı bir ilişki sürdürmek için uyuşmazlıkların çözümü şarttır. Araştırmaların da dediği gibi çatışma çözme becerileri yüksek çiftler daha mutlu evlilikler yaşamaktalar. Evlilikte çatışmalar çözülmezse boşanma olasılığı artar.
İki tür evlilik çatışması vardır, çözülebilecek çatışmalar ve çözülemeyen kalıcı sorunlar. Çözülebilir problemler durumsaldır ve altta yatan başka bir çatışma yoktur. Çiftlerin hangisinin hangisi olduğunu belirlemeleri önemlidir. Bazen bunu ayrıt etmek zor olabilir. Gottman çözülebilir çatışmaları çözmek için beş adımlı bir model öneriyor.

1. Yumuşak bir başlangıç yapın. Tartışmanızı eleştiri veya küçümse olmadan başlatmak anlamına gelir. Bir konuşma sert bir şekilde başlatıldığında, büyük olasılıkla çözüme ulaşmadan ve negatif şekilde sonuçlanacaktır. Alay, suçlama, eleştiri veya aşağılayıcı yorumlarla bir sohbete veya çatışmaya yaklaşmak evlilik için tehlikelidir.

2. Telafi girişimlerinde bulunmayı ve bu girişimleri kabul etmeyi öğrenin. Telafi girişimleri gerilimi azaltan herhangi bir eylem veya ifadelerdir.

3. Kendinizi ve onu teskin edin. Bir konuşma sırasında kendi gerginliğinizi hissettiğinizde, eşinize bunalmış olduğunuzu bildirin ve 20 dakikalık bir mola verin. (Vücudunuzun sakinleşmesi için gerekli süre bu kadardır) Mola süresinde gözlerinizi kapatmayı, yavaş, derin nefesler almayı, kaslarınızı gevşetmeyi ve güvenli bir yeri görselleştirmeyi deneyebilirsiniz. Sakinleştikten sonra partnerinizi yatıştırmaya yardımcı olabilirsiniz. Birbirinize en rahatlatıcı olan şeyi sorun ve bunu yapın.

4. Uzlaşın. Yukarıdaki adımlar, pozitiflik yarattıkları için çiftler uzlaşmaya meyilli hale gelirler. Çatışmalar ortaya çıktığında, partnerinizin düşüncelerini ve duygularını dikkate almak önemlidir. Burada Gottman, çiftlerin ortak bir zemin bulmasına yardımcı olmak için değerli bir egzersiz öneriyor. Öncelikle bir büyük daire çizin. Büyük dairenin içine daha küçük bir daire çizin. Daha küçük dairede, tartışılamaz noktalarınızın bir listesini yapın. Daha büyük olanında, ödün verebileceğiniz şeylerin bir listesini yapın. Onları birbirinizle paylaşın ve ortak bir zemin arayın. Hangi konular üzerinde anlaştığınızı, ortak hedeflerinizin ve hislerinizin neler olduğunu ve bu hedeflere nasıl ulaşabileceğinizi düşünün.

5. Birbirinize karşı hoşgörülü olun. Birbirinizin hatalarına karşı toleranslı olmadan uzlaşmaya varmak mümkün değildir.

6. Uzlaşamasanız bile, eşinizle empati kurmaya çalışın. Temelde çatışmaların çözülememesinin nedeni, her iki tarafın birbirinden çok farklı fikirlerinde inat etmesidir. Bu, birbiriniz tarafından ele alınmayan veya saygı duyulmayan hayalleriniz olduğunu gösteren bir işaret olabilir. Mutlu çiftler birbirlerinin hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı olmanın önemine inanırlar.

7. Ritüeller, gelenekler, roller üzerinden ikinizin de paylaştığı bir değerler sistemi yaratın. Bu, sizi birbirinize yakınlaştırır, ilişkinize güç verir. Eşinizle baş başa yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler belirleyin ve bu aktiviteleri gerçekleştirmek için zaman ayırın. Baş başa aktivitelerinizi bir gelenek haline getirin.

Seren BELECİ
Psikolojik Danışman / Aile Danışmanı



Referans: Gottman, J. M., & Silver, N. (2002). Evliliği sürdürmenin yedi ilkesi. Varlık Yayınları.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Mutsuz Evliliklerin Üstesinden Gelmenin Yolları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Seren BELECİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Seren BELECİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Seren BELECİ Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Seren BELECİ
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Seren BELECİ'nin Makaleleri
► Bilinçli Evliliklerin Özellikleri Dr.Psk.Fatih SÖNMEZ
► Vajinismusun Üstesinden Gelmek Psk.Alpaslan KESKİN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Mutsuz Evliliklerin Üstesinden Gelmenin Yolları' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kanser Psikolojisi Haziran 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


23:28
Top