Teknoloji Bağımlılığı - Aptallaşıyor Muyuz?
TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI – APTALLAŞIYOR MUYUZ?
1) Teknoloji ve bu yöndeki gelişmeler son yıllarda hayatımızın büyük bir parçası. Olumlu bir çok yanı olmasına rağmen olumsuz birçok etkisinin olduğunu görüyoruz. Sizce nedir bu etkiler?
Teknolojinin hayatımızda ki önemi muhakkak ki tartışılamaz. Fakat şöyle bir soru sormak durumundayım. En son ne zaman bir telefon numarasını hafızanıza kaydettiniz? Sanırım 2001 yıllarında. Peki bir konuşma sırasında çantanızdan akıllı telefonunuzu çıkartarak Google Amcadan yardım beklediniz? Sanırım geçen hafta…
Günümüzde modern teknoloji günlük yaşantımızda öğrenmemizi, dikkatimizi hangi yöne yönlendireceğimizi etkilemektedir. Yapılan bir çok araştırmada Teknolojinin özellikle Hatırlama alanımızı daralttığını ortaya çıkarmış, kısa süreli bellekte büyük hasarlar verdiğini ortaya koymuştur.
Toplumumuzda özellikle “İnternet Bellek Kültürü” yaygınlaşmaktadır. Biz bir takım şeyleri hatırlayarak internet üzerinden paylaşmaktayız. Diğer unutan kesim ise paylaştığımız içerik ile unuttuğu bilgiyi hatırlamaktadır. Kısacası hafızamızı internete emanet ederek bilgi transferini bu şekilde sağlıyoruz.
İnternet herşeyimizi değiştirmiş durumda. Bir konu hakkında doğru bilgiye ulaşma adına arkadaşlarımıza, öğretmenimize veya ailemize danışmamız göz ardı edilerek Google Amcadan yardım beklemekteyiz. Beynimizi aktive etmemiz önemli, ayrıca sosyal gruplar arasında kritik düşünceleri duymadan, hatta bütünü görmeden herşeyi Mikrochipli beyinden beklemek ne kadar doğrudur bilememekteyim.
Dikkat kaydettiğimiz şeylerde önemli rol oynar. Dün titreyerek izlediğiniz bir korku filmini en ince ayrıntısına kadar hatırlayabilir misiniz? Sanırım hayır.
“Bazı şeyleri unutmak… Bu bizim ne kadar meşgul olduğumuzun kanıtıdır.” Demekte Zaldy S. (Bellek Sorunları Kliniği- Boston) Kısacası eğer biz bir durumu tüm dikkatimizde gözlemlemezsek, bu bilgiyi tekrar geri getirmemiz, yani hatırlamamızda zorlaşacaktır. Ben buna kısacası “Kaybolan Nesiller” demekteyim…
2) Sizce teknoloji, teknolojik aletler nasıl kullanılmalı? Ailelerin bu konudaki sınırlandırmaları sizce doğru mu?
Teknolojinin büyük bir gerçek olduğu bir gerçek. Bu bağlamda birçok yartar sağladığını düşünüyorum. Dijital Medya hayatın her alanında mevcut. Okullarda, Çalışma alanlarında vs.
Her şeyde zarar söz konusu olduğu gibi Dijital ortamında getirdiği bağımlılık, kötü görseller, ayrıca kendi özel bilgilerinin ele geçirilmesi gibi birçok sakıncası bulunmakta.
Burada önemli olan çocuklara ve ergenlere, içeriği nasıl bir içsel filtrelemeden geçirebilecekleri bir kalıbın öğretilmesidir. Bu anlamda Ailelere ve Öğretmenlere büyük görevler düşmekte. İyi bir güvene dayalı iletişim ile bunu sağlanması gerektiğidir. Tabi burada ailelerin teknolojiyle nasıl yol aldığının da önemi büyük. Sosyal Medya paylaşımlarında gördüklerim sadece içler acısı…
Sınırlama konusuna gelecek olursa bu sınırlamaya ailenin kendisinden başlaması önemlidir. Ben vakalarımda çocuklar veya gençlerden öte, ailelerin çok daha bağımlı olduklarını üzülerek görmekteyim.
Çocuklarda hafta içi verilmemesi, fakat hafta sonları ikişer saat kontrollü bir şekilde verilmesi doğru olandır. Dijital ortamda dünyaya gelen nesilleri bu anlamda sınırlandırmak hem yanlış hem de imkansızdır.
3) Özellikle akıllı telefonlarla birlikte gençler ve çocuklarda teknoloji kullanımının artık bağımlılık derecesine ulaştığını düşünüyor musunuz?
Akıllı telefonlar yerine bir çok tesisler olsaydı, gençlerin ulaşımı kolaylaşsaydı ve Süpürge Aile Modeli terkedilerek her çocuğun eline bir telefon verilmeseydi, bağımlılıktan söz edemezdik. Fakat çocuk ve gençlerin yapabilecekleri çok fazla seçenek ülkemizde görememekteyim. Almanya ve İsviçre’ye baktığınızda bu tarz bir bağımlılığı göremezsiniz. Sorumluluk sahibi sx
4) Küçük yaşta çocukların teknolojiyle bu kadar iç içe olması doğru mu? Dışarı çıkıp oynamak, hayal dünyalarını geliştirmek yerine teknolojik aletlere bu kadar bağlanmalarının nedeni ve etkileri nelerdir?
Elbette oynayabilmeliler. Dünya değişiyor, amerikada ki genç kültürünü ülkemizde dahil her yerde görebilirsiniz. Bu anlamda ülkemizin değişen aile yapısına ve kullandıkları eğitim stilini çok iyi analiz etmemiz gerekir. Bu anlamda bu soru çok uzun cevabı olabilecek bir soru. Alman Filozof Schleichermacher’in Generasyon İlişkileri teorisinde “İnsanoğlu ölümlüdür, o halde tüm bilgiyi gelecek kuşaklara aktarmakla mükelleftir” cümlesi herşeyi açıklamakta. Aileler değişmeli, aşırı koruyucu ve güvensiz ailelelerin çocuklarıda güçsüz ve özgüvensiz olarak yetişecektir. Üzülerek söylemeliyim ki Almanya da Pedagoji okuyarak vatanıma döndüm, fakat baktığınız da ülkemizde “Pedagoji” bölümü bulunmamakta. Üniversiteler halkın içine girememiş görünmekte, araştırmalar eksik ve çok basit. Umutluyum, dilerim ülkemiz Pedagojiye kavuşur, ve yan dal olarak birçok Medya Pedagoğu sahibi oluruz. Güçlü Aileler, güçlü çocuklara sahip olurlar, ailelerin eğitimi geleceğimiz için büyük öneme sahip. Evlilik Terapisi için gelen danışanlarım hep şu ifadeyi kullanmaktalar “Evimizde her zaman birisi var” bu şu anlama gelmekte, eşler daima Whatsapp aracılığıyla birileriyle görüşmekte, bu nedenle de aile iletişimi zedelenmektedir.
5) Artık çocuklar ve gençler arkadaşlarıyla bir araya gelip buluştukları zaman bile telefonlarıyla ilgileniyorlar. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Sizce bu sosyalleşmek mi , asosyalleşmek mi?
Özellikle ergenlik döneminde gençler ailelerinden uzaklaşma gereksinimi duyarak arkadaşlarına yönelirler. Bunu Dijital Medya aracılığıyla yaparak, kendi ilişkilerin, düzenlemeyi ve kendi virtüel görünümleri hakkında arkadaşlarında geri dönüş alırlar. Bu da onların kişilik gelişimlerini olumlu etkiler. Bu nedenle Medya gençler için Aile ve Okuldan sonra önemli bir yere sahiptir. Kısacası bir sakınca görmemekteyim.
6) Bu olumsuz etkiler ve bağımlılık sizce nasıl önlenebilir?
Bağımlılığın önlenebilmesi sadece Teknoloji olarak değil tüm türlerinde etkin olabilme. Bu anlamda Devletimiz birçok aktivite edici faaliyetler sunabilmelidir. Örneğin okullarda ktitik düşünce dersleri yer almalı. Ayrıca doğru bilgiye nasıl ulaşılabilir sorusu bilimle bağdamlaştırılabilmeli. Benim gözlemim aileler bu konuda çok gerideler. Bu yüzden gençleri eğiterek aileleri eğitmemiz daha mantıklı gelmekte. Belli bir yaştan sonra teknolojiyle tanışanların vakalarımdan da izlenimim, daha problemli olduğudur. İş ve İşçi bulma kurumu gençler için ayrı binalarda olarak, mesleki yönlendirmeler ve eğitimler sunulmalı. Gençlere çocukluk döneminden itibaren hedef belirlemeleri için bir çok alternatif düşünülebilmeli. En önemlisi çocuklarımız ve gençlerimizi Medya aracılığıyla varolma değilde, gerçeklikte varolmayı aşılayabilmektir.
1) Teknoloji ve bu yöndeki gelişmeler son yıllarda hayatımızın büyük bir parçası. Olumlu bir çok yanı olmasına rağmen olumsuz birçok etkisinin olduğunu görüyoruz. Sizce nedir bu etkiler?
Teknolojinin hayatımızda ki önemi muhakkak ki tartışılamaz. Fakat şöyle bir soru sormak durumundayım. En son ne zaman bir telefon numarasını hafızanıza kaydettiniz? Sanırım 2001 yıllarında. Peki bir konuşma sırasında çantanızdan akıllı telefonunuzu çıkartarak Google Amcadan yardım beklediniz? Sanırım geçen hafta…
Günümüzde modern teknoloji günlük yaşantımızda öğrenmemizi, dikkatimizi hangi yöne yönlendireceğimizi etkilemektedir. Yapılan bir çok araştırmada Teknolojinin özellikle Hatırlama alanımızı daralttığını ortaya çıkarmış, kısa süreli bellekte büyük hasarlar verdiğini ortaya koymuştur.
Toplumumuzda özellikle “İnternet Bellek Kültürü” yaygınlaşmaktadır. Biz bir takım şeyleri hatırlayarak internet üzerinden paylaşmaktayız. Diğer unutan kesim ise paylaştığımız içerik ile unuttuğu bilgiyi hatırlamaktadır. Kısacası hafızamızı internete emanet ederek bilgi transferini bu şekilde sağlıyoruz.
İnternet herşeyimizi değiştirmiş durumda. Bir konu hakkında doğru bilgiye ulaşma adına arkadaşlarımıza, öğretmenimize veya ailemize danışmamız göz ardı edilerek Google Amcadan yardım beklemekteyiz. Beynimizi aktive etmemiz önemli, ayrıca sosyal gruplar arasında kritik düşünceleri duymadan, hatta bütünü görmeden herşeyi Mikrochipli beyinden beklemek ne kadar doğrudur bilememekteyim.
Dikkat kaydettiğimiz şeylerde önemli rol oynar. Dün titreyerek izlediğiniz bir korku filmini en ince ayrıntısına kadar hatırlayabilir misiniz? Sanırım hayır.
“Bazı şeyleri unutmak… Bu bizim ne kadar meşgul olduğumuzun kanıtıdır.” Demekte Zaldy S. (Bellek Sorunları Kliniği- Boston) Kısacası eğer biz bir durumu tüm dikkatimizde gözlemlemezsek, bu bilgiyi tekrar geri getirmemiz, yani hatırlamamızda zorlaşacaktır. Ben buna kısacası “Kaybolan Nesiller” demekteyim…
2) Sizce teknoloji, teknolojik aletler nasıl kullanılmalı? Ailelerin bu konudaki sınırlandırmaları sizce doğru mu?
Teknolojinin büyük bir gerçek olduğu bir gerçek. Bu bağlamda birçok yartar sağladığını düşünüyorum. Dijital Medya hayatın her alanında mevcut. Okullarda, Çalışma alanlarında vs.
Her şeyde zarar söz konusu olduğu gibi Dijital ortamında getirdiği bağımlılık, kötü görseller, ayrıca kendi özel bilgilerinin ele geçirilmesi gibi birçok sakıncası bulunmakta.
Burada önemli olan çocuklara ve ergenlere, içeriği nasıl bir içsel filtrelemeden geçirebilecekleri bir kalıbın öğretilmesidir. Bu anlamda Ailelere ve Öğretmenlere büyük görevler düşmekte. İyi bir güvene dayalı iletişim ile bunu sağlanması gerektiğidir. Tabi burada ailelerin teknolojiyle nasıl yol aldığının da önemi büyük. Sosyal Medya paylaşımlarında gördüklerim sadece içler acısı…
Sınırlama konusuna gelecek olursa bu sınırlamaya ailenin kendisinden başlaması önemlidir. Ben vakalarımda çocuklar veya gençlerden öte, ailelerin çok daha bağımlı olduklarını üzülerek görmekteyim.
Çocuklarda hafta içi verilmemesi, fakat hafta sonları ikişer saat kontrollü bir şekilde verilmesi doğru olandır. Dijital ortamda dünyaya gelen nesilleri bu anlamda sınırlandırmak hem yanlış hem de imkansızdır.
3) Özellikle akıllı telefonlarla birlikte gençler ve çocuklarda teknoloji kullanımının artık bağımlılık derecesine ulaştığını düşünüyor musunuz?
Akıllı telefonlar yerine bir çok tesisler olsaydı, gençlerin ulaşımı kolaylaşsaydı ve Süpürge Aile Modeli terkedilerek her çocuğun eline bir telefon verilmeseydi, bağımlılıktan söz edemezdik. Fakat çocuk ve gençlerin yapabilecekleri çok fazla seçenek ülkemizde görememekteyim. Almanya ve İsviçre’ye baktığınızda bu tarz bir bağımlılığı göremezsiniz. Sorumluluk sahibi sx
4) Küçük yaşta çocukların teknolojiyle bu kadar iç içe olması doğru mu? Dışarı çıkıp oynamak, hayal dünyalarını geliştirmek yerine teknolojik aletlere bu kadar bağlanmalarının nedeni ve etkileri nelerdir?
Elbette oynayabilmeliler. Dünya değişiyor, amerikada ki genç kültürünü ülkemizde dahil her yerde görebilirsiniz. Bu anlamda ülkemizin değişen aile yapısına ve kullandıkları eğitim stilini çok iyi analiz etmemiz gerekir. Bu anlamda bu soru çok uzun cevabı olabilecek bir soru. Alman Filozof Schleichermacher’in Generasyon İlişkileri teorisinde “İnsanoğlu ölümlüdür, o halde tüm bilgiyi gelecek kuşaklara aktarmakla mükelleftir” cümlesi herşeyi açıklamakta. Aileler değişmeli, aşırı koruyucu ve güvensiz ailelelerin çocuklarıda güçsüz ve özgüvensiz olarak yetişecektir. Üzülerek söylemeliyim ki Almanya da Pedagoji okuyarak vatanıma döndüm, fakat baktığınız da ülkemizde “Pedagoji” bölümü bulunmamakta. Üniversiteler halkın içine girememiş görünmekte, araştırmalar eksik ve çok basit. Umutluyum, dilerim ülkemiz Pedagojiye kavuşur, ve yan dal olarak birçok Medya Pedagoğu sahibi oluruz. Güçlü Aileler, güçlü çocuklara sahip olurlar, ailelerin eğitimi geleceğimiz için büyük öneme sahip. Evlilik Terapisi için gelen danışanlarım hep şu ifadeyi kullanmaktalar “Evimizde her zaman birisi var” bu şu anlama gelmekte, eşler daima Whatsapp aracılığıyla birileriyle görüşmekte, bu nedenle de aile iletişimi zedelenmektedir.
5) Artık çocuklar ve gençler arkadaşlarıyla bir araya gelip buluştukları zaman bile telefonlarıyla ilgileniyorlar. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? Sizce bu sosyalleşmek mi , asosyalleşmek mi?
Özellikle ergenlik döneminde gençler ailelerinden uzaklaşma gereksinimi duyarak arkadaşlarına yönelirler. Bunu Dijital Medya aracılığıyla yaparak, kendi ilişkilerin, düzenlemeyi ve kendi virtüel görünümleri hakkında arkadaşlarında geri dönüş alırlar. Bu da onların kişilik gelişimlerini olumlu etkiler. Bu nedenle Medya gençler için Aile ve Okuldan sonra önemli bir yere sahiptir. Kısacası bir sakınca görmemekteyim.
6) Bu olumsuz etkiler ve bağımlılık sizce nasıl önlenebilir?
Bağımlılığın önlenebilmesi sadece Teknoloji olarak değil tüm türlerinde etkin olabilme. Bu anlamda Devletimiz birçok aktivite edici faaliyetler sunabilmelidir. Örneğin okullarda ktitik düşünce dersleri yer almalı. Ayrıca doğru bilgiye nasıl ulaşılabilir sorusu bilimle bağdamlaştırılabilmeli. Benim gözlemim aileler bu konuda çok gerideler. Bu yüzden gençleri eğiterek aileleri eğitmemiz daha mantıklı gelmekte. Belli bir yaştan sonra teknolojiyle tanışanların vakalarımdan da izlenimim, daha problemli olduğudur. İş ve İşçi bulma kurumu gençler için ayrı binalarda olarak, mesleki yönlendirmeler ve eğitimler sunulmalı. Gençlere çocukluk döneminden itibaren hedef belirlemeleri için bir çok alternatif düşünülebilmeli. En önemlisi çocuklarımız ve gençlerimizi Medya aracılığıyla varolma değilde, gerçeklikte varolmayı aşılayabilmektir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Teknoloji Bağımlılığı - Aptallaşıyor Muyuz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Pdg.Sedat BAŞ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Pdg.Sedat BAŞ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
6 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.