2007'den Bugüne 92,326 Tavsiye, 28,224 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Göğüs Büyütme Ameliyatı Sonrası Yaşanan Sorunlar, Nedenleri ve Çözümleri
MAKALE #3982 © Yazan Op.Dr.Cemil TUGAY | Yayın Aralık 2009 | 104,692 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
Daha önce bu konuda yazmış olduğum 2 makaleyi okuduğunuzu ümit ediyorum; Çünkü bu makalede sadece ameliyat sonrası sorunlar hakkında bir şeyler yazacağım. Ameliyatın nasıl yapıldığına dair bilgiye ihtiyacınız varsa “Göğüsleriniz nasıl büyür? : Yeni başlayanlar için Göğüs büyütme hakkında bilgi” ve “Göğüsleriniz nasıl büyür? : İleri düzeydekiler için göğüs büyütme hakkında bilgi” başlıklı makalelerimi okumanızı öneririm.
Kısaca hatırlatmamız gerekirse; Göğüs büyütmenin en iyi şekilde silikon protez ile yapılabildiğini, silikon protezin göğüs altı kıvrım yeri veya meme başı kenarından konduğunu, silikonun jel ile dolu olanını tercih ettiğimizi ve genellikle göğüs kası arkasına, bazen de göğüs kası ile meme dokusu arasına bu protezi yerleştirdiğimizi anlatmıştım.
Bu makalede sizlere ameliyat sonrası normalde yaşanan sıkıntılar ve normal kabul etmediğimiz, ancak zaman zaman görebildiğimiz komplikasyon diye isimlendirilebilecek problemlerden bahsedeceğim
Silikon protez ile göğüs büyütme ameliyatı yaklaşık 1-1,5 saat süren bir ameliyat. Ameliyat genel anestezi ile oluyor ( Lokal anestezi ile yaptığını söyleyen nadir birkaç kişiye şaşıyorum ve hastalarına sabır diliyorum), ameliyatı yapan cerrahlardan bazıları meme içine dren dediğimiz hortumlar yerleştiriyor, bazıları sadece bir sargı ile çıkarıyor. Drenler meme içinde olan küçük sızıntılar içeride birikmesin, bu kan artıkları dışarı alınsın diye konuyor. Bunun yapılmaması ilerde kapsül gelişimi olasılığını artırıyor. Bu durumu biraz sonra kapsül gelişimi konusunu anlatırken açıklayacağım.
Ameliyat sonrası Ağrı, Yatış pozisyonu, Banyo
En çok sorulan sorulardan biri ameliyat sonrası ağrı duyulup duyulmadığı. Cevap şu; Eğer protez meme dokusu arkasına konduysa ağrı çok az, ama eğer kas arkasına konduysa oldukça rahatsız edici bir ağrıyı bir süre ( 3-7 gün) duyuyorsunuz.
Burada ağrıya neden olan şey cildin kesilmiş olması veya dikiş atılmış olması değil. Ağrının nedeni içeriye konan protezin çevre dokular üzerinde yarattığı gerginlik. Eğer kas altına konduysa kasta oluşan bu gerginlik bir tür kas spazmına neden oluyor ve hastalar kollarını ve omuzlarını hareket ettirdikçe bu ağrı artıyor. Hasta göğüs kasını gevşek tutabildiği oranda da azalıyor.
Ağrıyla baş etmenin yolu etkili ilaçlar kullanmak. Elimizde çok iyi ilaçlar var. Bunları yeterli sıklıkta ve yeterli dozda verdiğimiz zaman ağrı şikâyeti neredeyse hiç kalmıyor. En geç 1 hafta içinde de ağrı kesici kullanma ihtiyacı tamamen ortadan kalkıyor.
Ameliyat sonrası yatış pozisyonu insanlara bir miktar sıkıntı yaratan diğer bir konu; Ameliyatta protezler yerleştirildi. Korse sutyeniniz giydirildi ve sargılarınız yapıldı. Bu şekilde protezleriniz belli pozisyonda sabitlenmiş oldu. Ama protezin çevresindeki dokular kendini iyileştirmeden sağa sola veya aşağı yukarı doğru zorlamalar olursa protezleriniz istenmeyen yönlere kayabilir. Bu da göğsünüzde duruş problemlerine, asimetrilere yol açabilir. O nedenle belli bir süre göğüslerinizin üzerine, yüzükoyun yatmayı yasaklıyoruz. Benim önerim ilk 3 gün tamamen düz yatmak, sonra hafifçe yan yatmaya izin veriyorum, 1 hafta sonra yan yatmayı tamamen serbest bırakıyorum. Yüzükoyun yatmaya ise 3-4 hafta sonra izin veriyorum. İnsanlar genellikle yüzükoyun veya yan yatmaya alışık oldukları için bu iyileşme süresi içinde uykular biraz huzursuz olabiliyor. Ancak benim gözlediğim kadarı ile ilk birkaç günden sonra bu duruma alışılıyor ve sonra pek şikâyet eden olmuyor.
Diğer bir konu banyo konusu; protezi koymak için kestiğimiz ve sonra kapattığımız yer bu ameliyatta tek yaranız olacak. Bu yer meme başı kenarında veya altta meme kıvrım yerinde oluyor bunu söylemiştim. Bu kesi en çok 4-5 cm uzunluğunda oluyor. Çok düzgün bir şekilde kapatıyoruz ki iz belirgin kalmasın. Üzerini pansumanla örtüyoruz. 1-2 gün sonra bu pansumanı değiştiriyoruz. Bu şekilde yarayı kontrol etmiş oluyoruz. Eğer her şey yolunda ise bu pansumandan sonra banyo yapılmasına izin veriyoruz. Daha önce ise insanlar başlarını ve gövde alt kısımlarını diledikleri zaman yıkayabiliyorlar. Yani banyo kısıtlaması çok uzun ve rahatsız olunacak boyutta bir sorun olmuyor.
Ben hemen her ameliyattan sonra ilk 3 günlük dönemin istirahat ile geçirilmesini öneriyorum. Bu ameliyattan sonra da ilk 3 gün iyi istirahat edilirse vücudun daha çabuk iyileşme gösterebileceğine inanıyorum. İlk 3 günlük period geçirildikten sonra dışarı çıkıp gezilebilecek hale geliniyor. Ancak yorucu işler, ağır sporlar yapılması yine 3 hafta dolana kadar yasak.
Özellikle kas altına protez konmuş kişilerin kollarıyla ağır cisimler kaldırmalarını yine 3 hafta yasaklıyoruz.
Sigara tiryakileri için bahsedeceğim sıkıntı ise sigarayı bırakmak zorunda olmaları. Sigara özellikle ameliyat sonrasında mutlaka ama mutlaka bırakılmalı. Bu ameliyat için en az 2 haftalık bir sigarasız döneme girilmeli. Ameliyat öncesinde ise en az 1gün önceden sigara terk edilmiş olmalı.
Ameliyat sonrası erken dönemde görülebilecek başlıca 2 komplikasyon kanama ve enfeksiyon.
Hematom
Kanama ameliyat edilmiş bölgede herhangi bir noktadan veya birçok noktada kaynaklanabiliyor. Ameliyat sırasında tabii ki içeride bazı kanamalar oluyor. Ama gözünüzü korkutmak istemem çünkü meme bölgesinde öyle çok büyük damarlar yok. Yalnızca orta büyüklükte veya küçük damarlarla karşılaşıyoruz. Bunlar ameliyat bölgesi içinde ise koter dediğimiz bir aletle bunları yakıyoruz. Veya biz fark etmeden zedelenmiş ise kanadığını görüyoruz ve uçlarını yine koterle yakarak kanamayı durduruyoruz. Bu bütün cerrahların, bütün ameliyatlarda yaptığı çok standart bir işlem. Meme protezi ameliyatlarında bu işlem çok daha titiz yapılıyor. Aslında estetik ameliyatların tamamında daha titiz yapılıyor demek daha doğru. Ancak gösterilen tüm titizliğe rağmen bazen ameliyat sırasında kanmayan ancak daha sonra kanamaya başlayan bazı damar yaralanmaları olabiliyor. Bunun nedeni şu; Damarlar yaralandıkları zaman refleks olarak hemen vücut bölgesel bir hormon salgılıyor ve damarlar büzüşüyor. Damar ucu büzüşünce kanama olmuyor ve damarın içinde pıhtı oluşuyor. Yani vücut kendi kendine kanamayı durduruyor. Büzüşme birkaç saat sonra ortadan kalkıyor ama pıhtı damarı tıkadığı için kanama olmuyor. İşte bu mekanizma bazen tam işlemiyor. Yani ya pıhtı tam oluşmuyor veya oluşmuş pıhtıyı damar içindeki kan basınçla dışarı atıyor. İşte o zaman kanama oluyor. Eğer biz ameliyatı bitirdikten sonra böyle bir durum olmuşsa bu protezin yerleştiği yerde doku içinde veya protezin çevresinde kan birikmesi demek. Çok hafif kanamalar hemen hemen her ameliyatta olur. Ancak sorun yaratmaz, vücut tarafından yok edilir gider. Ancak bazen kanama çok olur. O zaman göğüste anormal bir şişlik olur. 1-2 gün içinde belirgin morluklar oluşur. Bu morluklar bütün göğse ve hatta karın üst kısmına yayılır. İşte bu tür kan birikimine “Hematom” diyoruz. Hematom gelişirse bu kan birikiminin mutlaka boşaltılması gerekir. Yoksa mutlaka problem yaşarsınız.
Meme protezi ameliyatında özel bir önemi var kanamanın. Birazdan bahsedeceğim bir kapsül gelişimi problemi var. Kapsül ameliyattan genellikle 6 ay -3 yıl kadar sonra gelişen ve memenin etrafında vücudun kalın ve sıkı bir zar doku oluşturduğu bir durum. Bu durumun neden oluştuğu kesin belli değil. Ancak bazı durumlarda daha sık görüldüğü saptanmış. Kanama da onlardan biri. Yani meme protezi ameliyatı sonrası protezin çevresinde kan birikimi olursa kapsülün oluşma ihtimalinin çok arttığı belirlenmiş. O nedenle bu ameliyatta amacımız hemen hemen hiç kanama olmaması. Yine de beklenmeyen ameliyat sonrası sızıntılara karşı önlem olarak da benim ve benim gibi düşünen birçok meslektaşımın tercihi dren koymak oluyor.
Dren hastaların genellikle korktuğu bir şey biliyorum. Ama aslında görüntüsü dışında insan verdiği ciddi bir sıkıntı yok. Uzun süredir yaptığım bir uygulama dreni çıkarırken drenin giriş yerini önceden uyuşturmak. Bunu bazen lokal anestezik kremle, bazen de ilaç vererek yapıyorum. Bu şekilde hastaya hiç acı vermeden çıkarabiliyoruz. Genellikle 1 gün drenle kalınıyor. Eğer o gün içinde beklenmedik düzeyde bir kan gelimi olmadıysa dren siz hastaneden çıkmadan çıkarılmış oluyor.
Enfeksiyon
Diğer bir erken komplikasyon “Enfeksiyon”. Allah korusun diyeceğim bir komplikasyon çünkü meme protezi ameliyatı sonrası gelişirse ameliyat ile ilgili tüm emekleriniz ve çektiğiniz tüm sıkıntılar enfeksiyon durumunda boşa harcanmış olacaktır. Protez ile enfeksiyon asla iyi bir ikili değil. Protez varken enfeksiyon genellikle geçmez. Geçse de ilerde mutlaka kapsül oluşur. En sonunda mutlaka protezin çıkarılması gerekir. O nedenle bu ameliyatta aşırı titiz davranıyoruz. Bugüne kadar ben hiçbir hastamda enfeksiyon görmedim, çevremde de pek duymadım. Literatürde de çok düşük oranlarda bildiriliyor. O nedenle sık gördüğümüz bir durum değil içiniz rahat olsun. Ancak dikkatli olmak mutlaka gerekiyor. Ameliyat sırasında çok titiz olunması yetmez ameliyatta sonra yara bölgesini korumada da çok titiz olunması gerekir.
Ameliyat yerinde veya göğüsün diğer bölgelerinde kızarıklık, akıntı, sıcaklık artışı ve artan ağrı enfeksiyon belirtileridir. İlk 2-3 gün içinde ortaya çıkabilir. Hemen etkili tedavilere başlanmalıdır.
Kapsül Oluşumu
Silikon protez ile meme büyütme ameliyatında tam kontrol altına alınamamış ve neden olduğu kesin olarak anlaşılamamış tek gerçek sorun bence “Kapsül oluşumu” sorunudur.
Literatürde ortalama %3-5 gibi bir oran verilmektedir. Kapsül gelişimi ameliyattan 6 ay sonra başlayabilmekte ve 6ay-3 yıl arası bir sürede en sık kapsül gelişimi gözlenmektedir.
Kapsül dediğimiz durum şu: Protez konduktan sonra vücut onu normal dokulardan ayıran ince bir zar yapar, bu normal ve hatta faydalı bir şey. Ancak bu zar bazı insanlarda bu zar doku kalın ve sert bir kılıfa dönüşüyor. Ve hatta içindeki protezi sıkıştırıp büzüştürecek tarzda kendi kendine kasılıyor ve küçülüyor. Böyle olunca protez normal duramıyor ve göğüs şekli bozuluyor, tuhaflaşıyor. Önceleri düzgün bir meme görüntüsü varken göğüs sertleşiyor, yukarı toplanıyor ve konturları düzensizleşiyor. Bu süreç hafif başlıyor sonra yavaş yavaş ilerliyor. Göğüs şeklindeki bu bozulmaya ileri evrelerde bir ağrı da katılıyor. İşte bu can sıkıcı bulguları gördüğümüz zaman protezin kapsül oluşumuna neden olduğunu anlıyoruz.
Kapsülün neden oluştuğuna dair pek çok ipucu var. Mesela düz ve kaygan yüzeyli protezlerde daha kolay oluştuğu biliniyor. O nedenle texturlu dediğimiz pürtüklü yüzeyli protezler kullanıyoruz. Yine biliyoruz ki kas altına yerleştirilen protezlerde kapsül çok daha az oluşuyor.
Ameliyattan sonra ortaya çıkan hematom ve enfeksiyon kapsül oluşumunu artıran diğer nedenler. Sırf bu nedenle bu ameliyattan sonra mutlaka dren konması gerektiğini düşündüğümü söylemiştim.
Yine gençlerde yaşlılara göre kapsül daha kolay oluşuyor, hamilelikte kapsül oluşum oranı artıyor gibi kesin olmayan bazı görüşler de var.
Ameliyat sonrası yapılan göğüs masajının kapsülü azalttığı düşünülüyor. Ancak bu masajın etkili olabilmesi için sert ve uzun süreli masajlar olması gerekiyor. Bu şekilde masajları hastaların çok kolay yapabildiğini söyleyemeyeceğim. O nedenle kapsülü önlemek için masaja çok güvenmiyorum. Daha çok diğer faktörleri önlemeye çalışıyorum.
Kapsül oluşur ve kişiyi rahatsız edecek boyuta gelirse artık yapabileceğimiz tek şey 2. Bir ameliyat ne yazık ki. Bu ameliyatta protezi çıkartıyoruz. Kapsülü içerde temizliyoruz ve yeni bir protez yerleştiriyoruz. Daha önce kas altına konmamışsa protezi bu kez kas altına yerleştiriyoruz.
Ameliyat İzi
Silikon protezle meme büyütme ameliyatı sonrasında olmasından en çok korkulan şeylerden birisi de iz ameliyat izinin kalması. Bu ameliyatı olanların çok büyük çoğunluğu genç yaşta insanlar ve vücutlarında bir ameliyat izi istememeleri çok doğal. Ancak şu bilinmeli ki her ameliyatın az veya çok mutlaka bir izi kalır. Burada önemli olan rahatsız edici düzeyde belirgin ve fark edilir bir iz kalmamasıdır. İyi haber şu ki en kötü izler bile iç çamaşırların içinde gizli kaldıkları için onları çok az kişi bilir. Yapılabilecek hata bu ameliyatı partnerinizden gizlemeye çalışmanız olur. Meme büyütme eskiden uçuk kaçık bir girişim olarak düşünülürdü. Günümüzde ise hem dünyada hem de ülkemizde en çok yapılan estetik ameliyatlardan birisi. Çok yapılıyor çünkü sonuçları iyi. Ben aklı başında bir erkeğin eşinde protez olmasından rahatsız olacağını sanmıyorum. Benim bugüne kadarki gözlemlerim protez taktıran hastaların eşlerinin ameliyat sonrası durumu çok memnuniyetle karşıladığı şeklinde.
Ameliyat izinin yerinden daha önceki makalelerimde bahsetmiştim. Kısaca tekrarlamak gerekirse meme başının koyu renkli kısmının kenarı veya meme altı kıvrım yerinin ortasında yaklaşık 4 cm’lik bir ameliyat yeri söz konusu. Meme başı kenarı genellikle daha çabuk iyileşmekte ancak kalan iz belirgin olursa daha fazla rahatsız edici bir lokalizasyonda olacak. Meme altı kıvrım yeri iz açısından biraz daha geç iyileşen bir bölge ancak iz kalırsa daha az rahatsız edici olabilecek bir yerleşime sahip.
İz kalması ameliyatı yapan cerrahın titiz ve özenli çalışmasıyla çok bağlantılı elbette. Ancak sadece cerraha bağlı değil. İyileşme süreci içinde yara yeri üzerindeki tahriş edici etkenler, yara yeri enfeksiyonları ve kişilerin cilt yapısı da izin iyi veya kötü olmasını etkiliyor. Mesela genellikle koyu tenli ve yağlı cilde sahip insanların ciltleri daha fazla iz bırakır. Çok açık tenli insanların da iz açısından risk taşıdığını söyleyebilirim.
Göğsün istenilen büyüklüğe erişememesi
Amerika’da yapılan bir çalışmayı okumuştum. Meme büyütme ameliyatı olan kadınlara sormuşlardı. Kadınların en çok şikâyet ettiği şey ne olmuş biliyor musunuz? Doktorların kadınların istedikleri boyutta değil kendi istedikleri boyutta göğüs yaptıkları. Ben bu işi yapan bir doktor olarak bu araştırmayı okuduğumda ister istemez rahatsız oldum. Ben de aynı şeyi yapıyor olabilir miyim diye. Sonra düşündüm ve bu problemin nedenini buldum.
İşin doğrusu şu; Aslında göğüsleri büyütürken bizi sınırlayan şeyler mevcut. Yani istenilen büyüklüğü tam sağlayamayabiliriz. Çünkü mevcut vücut yapısı ve mevcut meme dokusunun esneyebilme kapasitesi bize yeterli hareket alanı vermeyebilir.
Bence güzel duran bir meme öncelikli olarak vücutla uyumlu bir görünüşe sahip bir memedir. Dolayısıyla zayıf ve dar göğüs kafesi olanlarda daha küçük, kilolu ve geniş göğüs kafesi olanlarda daha büyük göğüs güzel duracaktır. Yani çok zayıf bir kıza kocaman göğüsler yapmaya çalışmak doğal olmayan ve hatta çok rahatsız edici bir görünüme yol açar.
Ayrıca meme büyütme yaptığımız genellikle çok küçük göğüslere sahip kişiler ve protezi yerleştirirken göğüs derisinin ve diğer dokuların esneyebilme kapasitesi sınırlı. Bu da istediğiniz her boy protezi içeriye yerleştirme şansımız kalmıyor.
Sorun şu ki ameliyat öncesinde hastamızla konuşurken bu durumu anlatabilmek zor oluyor. Şöyle bir gözlemim var. Göğüs küçüklüğünden şikâyetçi olanlar olabildiğince büyük, göğüs büyüklüğünden şikâyetçi olanlar olabildiğince küçük göğüs istiyorlar. Bu sanırım yılların hastada yaptığı birikiminin bir sonucu. Belki de istediği sonuca ulaşamama korkusu. Bu aşırı istek ve korku karışımı bazen doktor ile hasta arasında iyi bir iletişim kurulmasına engel oluyor. Aslında doğru ifade memeye konulacak protezin büyüklüğünün doktor veya hastanın isteği ile değil de daha çok hastanın vücut ölçüleri ve göğüs dokusu kapasitesine göre belirlendiği. Hastaya bu durum doğru bir şekilde aktarıldığı ve biraz zaman ayırarak anlatıldığı zaman bu durumun hasta tarafınca kavrandığına inanıyorum.
Göğüsler arasında fark olması
Normal bir ameliyatta her iki tarafa eşit büyüklükte ve yerleşimde bir cep açıldığı ve eşit büyüklükte protez konduğu zaman her iki tarafın büyüklüğü ve duruşu eşit olacaktır. En tecrübesiz arkadaşlarımız bile protez koyarken iki tarafa eşit büyüklükte protez koyarlar bu konuda sorun yok. Sorun iki taraf arasında ameliyat öncesinde bir fark olması durumunda yaşanabilir. Eğer ameliyat öncesi 2 taraf arasında eşitlik yoksa ve bu durum belirginse size tavsiyem kesinlikle tecrübeli bir doktora gidin. Her zaman mükemmel bir eşitlik tecrübeli doktorlarca da sağlanamayabilir. Ancak kabul edilebilir iyi sonuçlara ulaşmak mümkündür.
Diğer bir ustalık isteyen durum göğüs kafesi anormallikleri olan kişilerde göğüs büyütme ameliyatı yapılması. Bu durumda ameliyat öncesi iyi bir değerlendirme ve doğru bir anatomik protez seçimi gerekiyor. Yoksa çok içte ve birbirine yakın duran veya çok ayrık ve dışa bakan göğüslere razı olunmak durumunda kalınabilir.
Bu makaleyi burada bitirmek istiyorum. Unuttuğum bir şeyler olabilir. Eğer aklınıza gelen ve burada cevaplamadığım bir soru varsa lütfen bana yazın veya telefon edin. İletişim bilgilerime siteden rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Op. Dr. Cemil Tugay
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Göğüs Büyütme Ameliyatı Sonrası Yaşanan Sorunlar, Nedenleri ve Çözümleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Cemil TUGAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Cemil TUGAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     50 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cemil TUGAY Fotoğraf
Op.Dr.Cemil TUGAY
İzmir
Doktor "Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi - Estetik"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Cemil TUGAY'ın Makaleleri
► Göğüs Büyütme Ameliyatı Fiyatları ÇOK OKUNUYOR Op.Dr.Orhan Murat ÖZDEMİR
► Meme Büyütme (Göğüs Büyütme) Op.Dr.Defne ERKARA
► Göğüs Büyütme Prof.Op.Dr. Ege ÖZGENTAŞ
► Ameliyatsız Göğüs Büyütme Op.Dr.Çağhan BAYTEKİN
► Meme (Göğüs) Büyütme Op.Dr.Eser AYDOĞDU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Göğüs Büyütme Ameliyatı Sonrası Yaşanan Sorunlar, Nedenleri ve Çözümleri' başlığıyla benzeşen toplam 48 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:43
Top