Tuz Hakkında Bilinen Doğru ve Yanlışlar
Tuz ve sodyum aynı şeydir.
YANLIŞ : Tuz, sodyum ve klordan oluşur. Kimyasal adı sodyum klorürdür. Ama yiyeceklerde sodyum farklı formlarda da bulunabilir. Örneğin sodyum bikarbonat, monosodyum glutamat, sodyum nitrit veya sodyum benzoat gibi. Bütün sodyum formları günlük diyetinizdeki sodyum miktarını etkiler, ancak sodyum alımının % 90’ının sofra tuzu oluşturur.
Vücut; sinir, kas ve dolaşım sistemi fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için sodyuma ihtiyaç duyar.
DOĞRU : İnsan vücudunun düzenli işleyebilmesi için sodyuma ihtiyaç duyulur. Sodyum kan basıncı ve kan hacmi, vücuttaki diğer sıvıların dengesinin düzenlenmesinde yardımcı olur. Ayrıca sinir ve kas fonksiyonları için de sodyum gereklidir.
İşlenmiş besinlerden çok fazla miktarda sodyum alımı gerçekleşiyor.
DOĞRU : Günlük sodyum alımının % 6 sı sofrada yemeğe eklenen tuzdan gelmektedir. Diğer % 5’lik kısmı ise yemek pişerken eklenen tuzdur. Geri kalan ve çoğunluğunu oluşturan kısım ise işlenmiş besinlerden (konserve ürünler, salça, tuz, peynir, zeytin, kuruyemişler, cips…vs) ve fast-food dan gelmektedir. Sodyum alımını azaltmak için en kolay yol evde pişen, taze malzemelerle yapılmış yemekleri tercih etmekten geçer.
Tuz içeriği yüksek diyetler yüksek tansiyona neden olmaktadır.
DOĞRU : Bu zamana kadar yüksek tuz içerikli diyetlerin yol açtığı en büyük sağlık sorunu, yüksek tansiyondur. Kan basıncının yüksek olması, böbrek sorunları, kalp yetmezliği, körlük ve kalp krizi riskini arttırmaktadır. Hipertansiyonu olan kişilerin günlük tuz tüketimlerini 2 gr. civarında tutmaları önerilmektedir.
Günlük sodyum ihtiyacımızı karşılamak için 1 çay kaşığı iyotlu sofra tuzu yeterlidir.
DOĞRU : Sağlıklı kişilerde sodyum alımı 2300 mg ile sınırlandırılmalıdır. Bu da ortalama 5 gr sofra tuzu demektir. Türkiye de ise yapılan çalışmalar tuz tüketimini ortalama 18 gr olduğunu göstermektedir.
Hipertansiyon ve kronik böbrek hastalığında sodyum alımı 1500 mg ile sınırlandırılmalıdır.
DOĞRU : Bazı toplumlarda yüksek tansiyon riski daha yüksektir. Afro –amerikalılar, diyabetli olan bireylerde tuz kısıtlanmasına gidilebilir. Özellikle hipertansiyon ve kronik böbrek hastalarında sofra tuzu alımı 2 gr ile sınırlandırılmalıdır.
Kadınların tuz tüketimi erkeklerden daha fazladır.
YANLIŞ : Erkeklerin tuz tüketimi kadınların tuz tüketiminden daha fazladır. Bunu temel nedeni erkeklerin besin tüketimlerinin daha fazla olmasıdır. Ülkemizde yapılan araştırmada, kadınların günlük ortalama tuz alımı 16.8 gr, erkeklerin ise ort. 19.3 gr’dır.
Ekmek ve unlu mamüllerin tuz içerikleri düşüktür.
YANLIŞ : Sıradan un hiç sodyum içermezken, ekmek ve unlu mamüllerin yapımı sırasında eklenen tuz ve kabartma tuzu nedeniyle bu ürünlerin tuz içerikleri artmaktadır. Bu nedenle tüketilen bu ürünler sodyum alımımızı şaşırtıcı miktarda arttırmaktadır. Sodyum alımımızı arttıran diğer ürünler ise peynir, zeytin, konserve ürünler, şarküteri ürünleri , hazır çorba ve soslardır.
Düşük tuz diyetine alışmak yıllar sürebilir.
YANLIŞ: Damak tadınızın düşük tuzlu diyete alışması biraz süre alabilir. Bu değişim süreci 8 – 12 haftadır.
Deniz tuzu, sofra tuzuna göre daha düşük sodyum içerir.
YANLIŞ: Sofra tuzu, deniz tuzu ya da kosher tuzu hepsi aynı şeydir (sodyum klorür) ve hepsi aynı sodyum içeriğine sahiptir. (%40). Temel farkları doku ve tatlarıdır. Deniz tuzunun, sofra tuzuna göre mineral içeriği yüksektir ancak mineral kaynağı değildir. Sofra tuzu ise bizim için önemli olan iyot içerir. Sonuç olarak hepsi sodyum tüketimine aynı katkıda bulunmaktadır.
YANLIŞ : Tuz, sodyum ve klordan oluşur. Kimyasal adı sodyum klorürdür. Ama yiyeceklerde sodyum farklı formlarda da bulunabilir. Örneğin sodyum bikarbonat, monosodyum glutamat, sodyum nitrit veya sodyum benzoat gibi. Bütün sodyum formları günlük diyetinizdeki sodyum miktarını etkiler, ancak sodyum alımının % 90’ının sofra tuzu oluşturur.
Vücut; sinir, kas ve dolaşım sistemi fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için sodyuma ihtiyaç duyar.
DOĞRU : İnsan vücudunun düzenli işleyebilmesi için sodyuma ihtiyaç duyulur. Sodyum kan basıncı ve kan hacmi, vücuttaki diğer sıvıların dengesinin düzenlenmesinde yardımcı olur. Ayrıca sinir ve kas fonksiyonları için de sodyum gereklidir.
İşlenmiş besinlerden çok fazla miktarda sodyum alımı gerçekleşiyor.
DOĞRU : Günlük sodyum alımının % 6 sı sofrada yemeğe eklenen tuzdan gelmektedir. Diğer % 5’lik kısmı ise yemek pişerken eklenen tuzdur. Geri kalan ve çoğunluğunu oluşturan kısım ise işlenmiş besinlerden (konserve ürünler, salça, tuz, peynir, zeytin, kuruyemişler, cips…vs) ve fast-food dan gelmektedir. Sodyum alımını azaltmak için en kolay yol evde pişen, taze malzemelerle yapılmış yemekleri tercih etmekten geçer.
Tuz içeriği yüksek diyetler yüksek tansiyona neden olmaktadır.
DOĞRU : Bu zamana kadar yüksek tuz içerikli diyetlerin yol açtığı en büyük sağlık sorunu, yüksek tansiyondur. Kan basıncının yüksek olması, böbrek sorunları, kalp yetmezliği, körlük ve kalp krizi riskini arttırmaktadır. Hipertansiyonu olan kişilerin günlük tuz tüketimlerini 2 gr. civarında tutmaları önerilmektedir.
Günlük sodyum ihtiyacımızı karşılamak için 1 çay kaşığı iyotlu sofra tuzu yeterlidir.
DOĞRU : Sağlıklı kişilerde sodyum alımı 2300 mg ile sınırlandırılmalıdır. Bu da ortalama 5 gr sofra tuzu demektir. Türkiye de ise yapılan çalışmalar tuz tüketimini ortalama 18 gr olduğunu göstermektedir.
Hipertansiyon ve kronik böbrek hastalığında sodyum alımı 1500 mg ile sınırlandırılmalıdır.
DOĞRU : Bazı toplumlarda yüksek tansiyon riski daha yüksektir. Afro –amerikalılar, diyabetli olan bireylerde tuz kısıtlanmasına gidilebilir. Özellikle hipertansiyon ve kronik böbrek hastalarında sofra tuzu alımı 2 gr ile sınırlandırılmalıdır.
Kadınların tuz tüketimi erkeklerden daha fazladır.
YANLIŞ : Erkeklerin tuz tüketimi kadınların tuz tüketiminden daha fazladır. Bunu temel nedeni erkeklerin besin tüketimlerinin daha fazla olmasıdır. Ülkemizde yapılan araştırmada, kadınların günlük ortalama tuz alımı 16.8 gr, erkeklerin ise ort. 19.3 gr’dır.
Ekmek ve unlu mamüllerin tuz içerikleri düşüktür.
YANLIŞ : Sıradan un hiç sodyum içermezken, ekmek ve unlu mamüllerin yapımı sırasında eklenen tuz ve kabartma tuzu nedeniyle bu ürünlerin tuz içerikleri artmaktadır. Bu nedenle tüketilen bu ürünler sodyum alımımızı şaşırtıcı miktarda arttırmaktadır. Sodyum alımımızı arttıran diğer ürünler ise peynir, zeytin, konserve ürünler, şarküteri ürünleri , hazır çorba ve soslardır.
Düşük tuz diyetine alışmak yıllar sürebilir.
YANLIŞ: Damak tadınızın düşük tuzlu diyete alışması biraz süre alabilir. Bu değişim süreci 8 – 12 haftadır.
Deniz tuzu, sofra tuzuna göre daha düşük sodyum içerir.
YANLIŞ: Sofra tuzu, deniz tuzu ya da kosher tuzu hepsi aynı şeydir (sodyum klorür) ve hepsi aynı sodyum içeriğine sahiptir. (%40). Temel farkları doku ve tatlarıdır. Deniz tuzunun, sofra tuzuna göre mineral içeriği yüksektir ancak mineral kaynağı değildir. Sofra tuzu ise bizim için önemli olan iyot içerir. Sonuç olarak hepsi sodyum tüketimine aynı katkıda bulunmaktadır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Tuz Hakkında Bilinen Doğru ve Yanlışlar" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Yasemin YILMAZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Yasemin YILMAZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
sodyum, tuz tüketimi, tuz ihtiyacı, tuzun yararları, tuzun zararları, sofra tuzu, deniz tuzu, sodyum klorür, kosher tuzu, iyotlu tuz, iyot
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.