4+4+4 Okula Uyum Problemi ve Çözümü
Her eğitim-öğretim yılı başlangıcı hem çocuklar hem anne babalar için yeni ve heyecanlı bir serüvenin başlangıcı gibidir. Bu başlangıçlar kimileri için yumuşak bir geçişle olur kimileri için ise bir krize dönüşebilir. Önemli olan paniklemeden kriz yönetimini yapabiliyor olmaktır. Bu yazıda okula uyum problemlerinin nasıl oluştuğuna ve çözümü için neler yapılması gerektiğine değinip okula başlangıçta oluşabilecek krizlerin yönetimi için veli ve öğrencilere yardımcı olma amacındayım.
Okula uyum problemi deyince genelde akıllara bir çocuğun birinci sınıfa başlarken yaşayabileceği problemler gelir. Halbuki bu problem anasınıfında da karşımıza çıkabileceği gibi ara sınıflarda okul değişimi gibi durumlarda da gözlenebilir. Bir çocuğun ebeveynden ayrılmakta problem yaşadığını daha anasınıfında ilk öğretmen ve grup ortamıyla tanıştığı anda görebiliriz. Böyle durumlarda anne çocuk ilişkisiyle ilgili bir uzmanla çalışıldığında ve öğretmen doğru yönlendirmeler yaptığında zaten oyun etkinliklerinin ağırlıkta olduğu bir ortama giren çocukta adaptasyonu bir süre sonra sağlarız.
Birinci sınıfa başlangıçta durum biraz daha zordur. Minik oturak yada minderlerden sıralara geçiş, eğlenceli oyunsal aktivitelerin derslere dönüşümü, belirli teneffüs saatlerine uyma zorunluluğu,daha planlı yapılması gereken ödevler, daha kalabalık bir ortamda isteklerini ifade etmenin zorluğu… Çocuk gözüyle baktığımızda bütün bunlara alışmak biraz zaman alabilir. Bu sebeple 7-10 gün süren uyum zorluklarını doğal karşılarız. Çünkü her çocuk farklı kişiliğe, farklı özelliklere sahiptir. Kimisi bu uyum sürecini daha rahat atlatırken kimisi zorlanabilir. O yüzden bütün çocuklardan ilk iki gün sonunda tamamiyle bir uyum beklemek haksız ve gerçekçi olmayan bir beklentidir.
4+4+4 Sisteminde Çocuğun Okula Uyumu
Yeni getirilen 4+4+4 sistemi sonucu çocukların okula başlangıç yaşının küçülmesi onların birinci sınıfa uyum sağlamasında problemlere yol açabilir. Anasınıfı deneyimi olan ve yaşını doldurmuş çocuklarda bile bazı zorlanmalar olabileceğinden bahsetmiştik. Bu çercevede bakıldığında anasınıfı deneyimi olmayan ve de 72 aydan küçük çocuklar bu alışma sürecini daha zor atlatabilirler. Çünkü henüz oyun çağında olan çocuk dışardan bakıldığında fiziksel yada bilişsel olarak hazır görünse bile duygusal,sosyal gelişim olarak birinci sınıf sistemine geçmeye hazır değildir. O yüzden çocukları 72 aydan küçük olarak ilkokula başlamış ailelerin okula uyum ile ilgili daha hassas ve dikkatli olmaları gereklidir.
Yapılabilecek Uyum Çalışmaları
Uyumu kolaylaştırmak aslında bir ön hazırlık gerektiriyor. Çocuk için belirsizlikler ne kadar fazlaysa kaygı da o kadar çok olacaktır. Bu sebeple okullar başlamadan önce çocuğu gideceği okula götürüp gezdirmek,etrafı tanıtmak , öğretmeniyle tanıştırmak çocuğun kafasındaki belirsizliklerin giderilmesi için önemlidir. Okulun ilk gününden önceki akşam yarın sabah kalkınca ne yapacağınızı,nasıl kahvaltı edeceğinizi,neler giyip ,okula nasıl gideceğinizi, gittikten sonra olacak şeyleri aşama aşama çocuğa anlatmak kaygı ile başa çıkmada oldukça yararlıdır. Unutmayın onun kafasındaki bilinmezlikler ne kadar azalırsa kaygısı da o kadar azalacaktır.
Okulda ilk hafta eğer çocuk ebeveynden ayrılmada sıkıntı yaşıyorsa aşamalı bir ayrılık gerçekleştirilmelidir. İlk zamanlar ebeveyn ve öğretmen tarafından ortak karar verilen ve çocuğa açıklanan süre boyunca ebeveyn sınıfta durabilir. Bir süre sonra yine çocuğa ifade edilen zaman kadar ebeveyn sınıfın kapısında bekleyebilir. Aynı şey okul bahçesi için yapıldıktan sonra ebeveynin evde bekleme sürecine geçilebilir. Bu aşamalarda önemli olan çocuğa net olunması,öğretmen ve ebeveynin tutarlı bir şekilde süre ve bulunulacak yerlere uymasıdır. Bu çocuktaki güvensizlik duygusunu yavaş yavaş yok edecektir. Ama bu aşamalarda herhangi bir tutarsızlık yada sözünü tutmama olursa problemin daha da büyüyeceği unutulmamalıdır.
Uyum Süreci Uzayıp Problemler Artarsa
Değişik bir sisteme geçişin sıkıntısına çocuk ebeveyn arasında oluşan yapışık, korumacı yada mükemmelliyetçi bir ilişkinin varlığı eklenirse uyum problemleri daha zorlayıcı olabilir. Böyle durumlarda iki üç hafta geçmesine rağmen hala çocuğun okulda anne yada babadan ayrılamadığını, okula gitmek istemediğini, okul eşyalarını unuttuğunu, mide bulantısı, baş ağrısı gibi somatik belirtiler gösterdiğini, içe kapandığını yada hırçınlaştığını görürüz. Bu gibi durumlarda bir uzmandan destek almak problem büyümeden ve çocuğun hayatının geri kalanını etkilemeden çözülmesi bakımında önemlidir. Çünkü bu tarz okul problemleri özgüven sorunu ve bağımlı karakter ile ilgili tehlike sinyalleri verir.
Toplum olarak çocuk yetiştirme tarzımızda koruyucu olmaya eğilimli bir yapı var. Bazı ailelerde bunun dozajı kaçınca kendine güvenmeyen, anne babası olmadan bir iş halledemeyen, kendi kararlarını kendisi veremeyen, bir grup içerisine tek başına giremeyen çocuklar ortaya çıkıyor. Aslında çocuğun özerk davranma eğilimi 3 yaş civarında başlıyor. Bu yaştan itibaren çocukların kendi çabalarıyla birşeyler yapmasına izin vermek gerekiyor. Özerk davranışı desteklenmiş çocuklar özgüveni yüksek, bağımsız hareket edebilen bireyler haline geliyor. Örneğin bir şeye uzanıp alması, sandalyeye çıkmaya çalışması yada yemeğini kendi yemeğe çalışması en basit düzeydeki özerk davranma çabalarıdır. Bu durumlarda aşırı koruyucu davranmayıp çocuğun bunu denemesine şans verilmelidir.
Anne Babalar Dikkat !
Sonuç olarak baktığımızda çocuğun okula başlangıçtaki uyumuyla ilgili problemlerinin hem oluşum hem çözümü aşamasında anne babaların etkisi büyük. Öncelikle ebeveynlerin bu durum karşısında paniklememeleri, sakinliklerini korumaları çok önemli. Çünkü çocuk anne babanın duygularını referans alır. Eğer anne babayı kaygılı hissederse o da kaygılanacak birşey olduğunu düşünür ve okula karşı kaygısı artar. Anne babayı rahat gören çocuk kaygılı olsa bile bunla daha kolay başa çıkar. Bir diğer önemli husus sabırlı olup çocuklarını diğer çocuklarla kıyaslamamaya özen göstermeleridir. Her çocuğun alışma süreci farklıdır. Diğer çocukları bu noktada kendi çocuğuna örnek göstermek çocuğun iç dünyasında hasara yol açabilir. Tıpkı diğer konularda olduğu gibi okula uyum konusunda da kıyaslamalardan uzak durmak gerekiyor. Çocuğu iyi gözlemleyip,öğretmenle sürekli iş birliği içinde olmak problemin gidişatını takip açısından önemlidir. Eğer uyum sorunu iki haftayı aşıyorsa ve yukarıda anlatılan teknikler denenmesine rağmen hala geçmiyorsa mutlaka uzmandan destek alınmalıdır.
Okula uyum problemi deyince genelde akıllara bir çocuğun birinci sınıfa başlarken yaşayabileceği problemler gelir. Halbuki bu problem anasınıfında da karşımıza çıkabileceği gibi ara sınıflarda okul değişimi gibi durumlarda da gözlenebilir. Bir çocuğun ebeveynden ayrılmakta problem yaşadığını daha anasınıfında ilk öğretmen ve grup ortamıyla tanıştığı anda görebiliriz. Böyle durumlarda anne çocuk ilişkisiyle ilgili bir uzmanla çalışıldığında ve öğretmen doğru yönlendirmeler yaptığında zaten oyun etkinliklerinin ağırlıkta olduğu bir ortama giren çocukta adaptasyonu bir süre sonra sağlarız.
Birinci sınıfa başlangıçta durum biraz daha zordur. Minik oturak yada minderlerden sıralara geçiş, eğlenceli oyunsal aktivitelerin derslere dönüşümü, belirli teneffüs saatlerine uyma zorunluluğu,daha planlı yapılması gereken ödevler, daha kalabalık bir ortamda isteklerini ifade etmenin zorluğu… Çocuk gözüyle baktığımızda bütün bunlara alışmak biraz zaman alabilir. Bu sebeple 7-10 gün süren uyum zorluklarını doğal karşılarız. Çünkü her çocuk farklı kişiliğe, farklı özelliklere sahiptir. Kimisi bu uyum sürecini daha rahat atlatırken kimisi zorlanabilir. O yüzden bütün çocuklardan ilk iki gün sonunda tamamiyle bir uyum beklemek haksız ve gerçekçi olmayan bir beklentidir.
4+4+4 Sisteminde Çocuğun Okula Uyumu
Yeni getirilen 4+4+4 sistemi sonucu çocukların okula başlangıç yaşının küçülmesi onların birinci sınıfa uyum sağlamasında problemlere yol açabilir. Anasınıfı deneyimi olan ve yaşını doldurmuş çocuklarda bile bazı zorlanmalar olabileceğinden bahsetmiştik. Bu çercevede bakıldığında anasınıfı deneyimi olmayan ve de 72 aydan küçük çocuklar bu alışma sürecini daha zor atlatabilirler. Çünkü henüz oyun çağında olan çocuk dışardan bakıldığında fiziksel yada bilişsel olarak hazır görünse bile duygusal,sosyal gelişim olarak birinci sınıf sistemine geçmeye hazır değildir. O yüzden çocukları 72 aydan küçük olarak ilkokula başlamış ailelerin okula uyum ile ilgili daha hassas ve dikkatli olmaları gereklidir.
Yapılabilecek Uyum Çalışmaları
Uyumu kolaylaştırmak aslında bir ön hazırlık gerektiriyor. Çocuk için belirsizlikler ne kadar fazlaysa kaygı da o kadar çok olacaktır. Bu sebeple okullar başlamadan önce çocuğu gideceği okula götürüp gezdirmek,etrafı tanıtmak , öğretmeniyle tanıştırmak çocuğun kafasındaki belirsizliklerin giderilmesi için önemlidir. Okulun ilk gününden önceki akşam yarın sabah kalkınca ne yapacağınızı,nasıl kahvaltı edeceğinizi,neler giyip ,okula nasıl gideceğinizi, gittikten sonra olacak şeyleri aşama aşama çocuğa anlatmak kaygı ile başa çıkmada oldukça yararlıdır. Unutmayın onun kafasındaki bilinmezlikler ne kadar azalırsa kaygısı da o kadar azalacaktır.
Okulda ilk hafta eğer çocuk ebeveynden ayrılmada sıkıntı yaşıyorsa aşamalı bir ayrılık gerçekleştirilmelidir. İlk zamanlar ebeveyn ve öğretmen tarafından ortak karar verilen ve çocuğa açıklanan süre boyunca ebeveyn sınıfta durabilir. Bir süre sonra yine çocuğa ifade edilen zaman kadar ebeveyn sınıfın kapısında bekleyebilir. Aynı şey okul bahçesi için yapıldıktan sonra ebeveynin evde bekleme sürecine geçilebilir. Bu aşamalarda önemli olan çocuğa net olunması,öğretmen ve ebeveynin tutarlı bir şekilde süre ve bulunulacak yerlere uymasıdır. Bu çocuktaki güvensizlik duygusunu yavaş yavaş yok edecektir. Ama bu aşamalarda herhangi bir tutarsızlık yada sözünü tutmama olursa problemin daha da büyüyeceği unutulmamalıdır.
Uyum Süreci Uzayıp Problemler Artarsa
Değişik bir sisteme geçişin sıkıntısına çocuk ebeveyn arasında oluşan yapışık, korumacı yada mükemmelliyetçi bir ilişkinin varlığı eklenirse uyum problemleri daha zorlayıcı olabilir. Böyle durumlarda iki üç hafta geçmesine rağmen hala çocuğun okulda anne yada babadan ayrılamadığını, okula gitmek istemediğini, okul eşyalarını unuttuğunu, mide bulantısı, baş ağrısı gibi somatik belirtiler gösterdiğini, içe kapandığını yada hırçınlaştığını görürüz. Bu gibi durumlarda bir uzmandan destek almak problem büyümeden ve çocuğun hayatının geri kalanını etkilemeden çözülmesi bakımında önemlidir. Çünkü bu tarz okul problemleri özgüven sorunu ve bağımlı karakter ile ilgili tehlike sinyalleri verir.
Toplum olarak çocuk yetiştirme tarzımızda koruyucu olmaya eğilimli bir yapı var. Bazı ailelerde bunun dozajı kaçınca kendine güvenmeyen, anne babası olmadan bir iş halledemeyen, kendi kararlarını kendisi veremeyen, bir grup içerisine tek başına giremeyen çocuklar ortaya çıkıyor. Aslında çocuğun özerk davranma eğilimi 3 yaş civarında başlıyor. Bu yaştan itibaren çocukların kendi çabalarıyla birşeyler yapmasına izin vermek gerekiyor. Özerk davranışı desteklenmiş çocuklar özgüveni yüksek, bağımsız hareket edebilen bireyler haline geliyor. Örneğin bir şeye uzanıp alması, sandalyeye çıkmaya çalışması yada yemeğini kendi yemeğe çalışması en basit düzeydeki özerk davranma çabalarıdır. Bu durumlarda aşırı koruyucu davranmayıp çocuğun bunu denemesine şans verilmelidir.
Anne Babalar Dikkat !
Sonuç olarak baktığımızda çocuğun okula başlangıçtaki uyumuyla ilgili problemlerinin hem oluşum hem çözümü aşamasında anne babaların etkisi büyük. Öncelikle ebeveynlerin bu durum karşısında paniklememeleri, sakinliklerini korumaları çok önemli. Çünkü çocuk anne babanın duygularını referans alır. Eğer anne babayı kaygılı hissederse o da kaygılanacak birşey olduğunu düşünür ve okula karşı kaygısı artar. Anne babayı rahat gören çocuk kaygılı olsa bile bunla daha kolay başa çıkar. Bir diğer önemli husus sabırlı olup çocuklarını diğer çocuklarla kıyaslamamaya özen göstermeleridir. Her çocuğun alışma süreci farklıdır. Diğer çocukları bu noktada kendi çocuğuna örnek göstermek çocuğun iç dünyasında hasara yol açabilir. Tıpkı diğer konularda olduğu gibi okula uyum konusunda da kıyaslamalardan uzak durmak gerekiyor. Çocuğu iyi gözlemleyip,öğretmenle sürekli iş birliği içinde olmak problemin gidişatını takip açısından önemlidir. Eğer uyum sorunu iki haftayı aşıyorsa ve yukarıda anlatılan teknikler denenmesine rağmen hala geçmiyorsa mutlaka uzmandan destek alınmalıdır.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "4+4+4 Okula Uyum Problemi ve Çözümü" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Sinem Gül ŞAHİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Sinem Gül ŞAHİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
okula uyum, okul problemi, ilk sınıf, ebeveynden ayrılma, yeni eğitim sistemi, okula başlama, okula uyum sağlama
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.