2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) ve Tedavisi - Takıntı Hastalığı
MAKALE #9823 © Yazan Dr.Timur HARZADIN | Yayın Ekim 2012 | 17,568 Okuyucu
Kendiliğinden bilince gelen, kişinin saçma ve yanlış olduğunu bildiği düşünce veya imajlara obsesyon veya saplantı denir. Bu saplantıdan kurtulmak için yapılan eylemlere ise kompulsiyon denir. Toplum içinde vesvese olarak da adlandırılır. Kadın ve erkekler arasında yakalanma oranları eşittir. Genellikle otuzlu yaşlarda başlar. Ergenlikte görülmesi de sıktır.

Tekrarlayıcı davranışlar temel özelliğidir.


Bu rahatsızlıkta tekrarlayıcı davranışlara rastlanır. El yıkama, sıraya koyma, kontrol etme şeklinde olabilir. Ya da zihinsel olarak tekrarlayıcı dua etme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme gibi olabilir. Kişi mikrop bulaşmasın diye sık sık ellerini yıkayabilir. Ellerini veya vücudunun diğer bölgelerini defalarca yıkayıp cildine zarar verebilir.

Yakınlarının veya kendisinin başına kötü bir şey geleceğini düşünebilir. İbadetlerini tam olmuyor veya yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yapabilir. Belirli yerlere basmadan yürümeye çalışıp yolunu uzatabilir. Terlikleri düz tutmak, tahtaya 7 kez vurmak, tuvalete mutlaka sağ ayakla girmek, yazıları tersten okumak, çizgilere basmamak gibi ritüel davranışlar içine girebilir. Bu kişiler herkesi kendi kurallarına uymaya zorlar. Örneğin temizlik takıntısı olan bir kadın dışarıdan eve gelenlerin kapıda üzerini değiştirmesini isteyebilir.


Dini değerlerle ve cinsellikle ilgili konular çok rahatsız edicidir.


Zihne gelen bazı hayaller, özellikle cinsel görüntüler çok rahatsız edici olabilmektedir. Özellikle aileden birileri ile ilgili cinsel düşünce ve hayallerden dolayı çok büyük acılar hissedebilir. Aile bireyleri ile cinsellik yaşadığı ile ilgili fanteziler veya rüyalardan dolayı çok büyük vicdan azabı duyabilir.

Bunun yanında dini değerlere karşı küfretme duygusunun gelmesi, sık rastlanılan bir takıntıdır. Bu kişiler çok yoğun vicdan azabı ve suçluluk hissederler. Önce küfür etmemeye çalışır. Daha sonra dayanamaz ve küfür eder rahatlar. Sonra çok yoğun suçluluk duyar, hatta intihar düşüncesi gelebilir. Sonra olay tekrar başlar. Bu kısır döngü devam eder gider. Bazı kişiler ise metafizik konularla ilgilenebilir veya cinlerin musallat olduğunu düşünerek buna yönelik tedbirlere başvurabilir.


Yine biriktirme takıntısı sonucu evini çöp ev haline dönüştüren kişiler vardır. Tekrarlayan tik şeklinde davranışlar da bir takıntı gibi değerlendirilebilir.


Mükemmelci, titiz kişilerde daha sık görülür.


Temizlik takıntıları kadınlarda, kontrol etme takıntıları erkeklerde daha sıktır. Özellikle obsesif kompulsif kişilik dediğimiz yapıdaki insanlarda bu eğilim fazladır. Bu kişiler ayrıntıcı, mükemmelci, kurallara titizlikle uyan, temizliğe düşkün, dakik ve düzenlidir. Kendi istekleri yapılmadığında öfkelenir. Konuşmaları uzatıp, bazen gereksiz ayrıntılara girerler. Otorite olan kişilere uyum gösterirken, kendisinden alt kademe kişilere karşı ezici davranışlarda bulunabilirler.

Temizlik takıntıları özellikle bazı alanlarda yoğunlaşabilir. Kapı kolları, cep telefonu, televizyon kumandasını tutmak istememe veya buralara dokunduktan sonra el yıkama görülebilir. Evde tuvalet ve banyo temizliğine hassasiyet daha fazla olup diğer odalara karşı bu, daha az bir duygulanım içerebilir. Özellikle iç çamaşırlarının temizliği, cinsel organlara dokunma bu şikayetleri tetikleyebilir.


Niçin bu rahatsızlık gelişir?


Cinsel kimlik gelişimi 3-6 yaş civarında olmaktadır. Çocuk genellikle bu yaşlarda kız ve erkek iki farklı cinsiyetin olduğunu öğrenir. Bu dönemde ailenin farkında olmadan yaptığı bazı davranışlar bu rahatsızlığa zemin hazırlar. Örneğin 1 yaşından sonra çocukların anne-baba ile aynı yatakta veya odada yatması önerilmez. Bu durumların yaşandığı ailelerde bu rahatsızlığın sıklığı artar. Kısacası psikodinamik görüşe göre obsesyonlar bastırılmış dürtülerin türevleridir.

Bu kişilerde kuralcı, yargılayıcı, suçlayan bir ebeveyn vardır. Çoğunlukla otoriter bir baba ve/veya çocuğu fazlaca kontrol eden bir anne vardır. Yine çocuk temiz, düzenli veya başarılı olduğunda ailenin aşırı ödüllendirmesi bu rahatsızlığın gelişimini besler. Bazen çocukluk döneminde yaşanan tacizler de bu rahatsızlığın bir sebebi olabilir.


Ülkemizde temizlik takıntısı en sık.


Ülkemizde özellikle kirlilik takıntılarına sık karşılaşılmaktadır. Bu kişilerin çoğunda rastlanan kirliliğin temelinde ruhsal kirlenme hissi vardır. Bu bireyler yaptıkları temizlik sonrasında, temizledikleri bölgelerin tam olarak temizlenmediği duygusunu taşırlar. Bu yüzden tekrarlayıcı temizlik hareketlerinde bulunurlar. Sanki çocukluk döneminden bu günlere taşıdığı ruhsal kirliliği, dış bölgeleri temizleyerek gidermeye çalışır.

Temizlik davranışlarında zamanla daha da artma olabilir. Bazı kişilerde ise ibadetlerde aşırı artma görülebilir. Kimi ailelerde ise benzer davranışta bulunan ebeveynler vardır. Çocuklar bunu modeller ve büyüdüğünde benzer davranışları taklit ederler. Duygusal yük giderek o kadar artar ki, bu kişiler sanki tüm dünyanın yükünü taşıyor gibidir.


Madde bağımlılarında da gelişebilir.


Bazen madde kullanımı da takıntı sebebidir. Çünkü kullanılan maddeler beyin hücrelerini öldürür ve zamanla beyin fonksiyonları bozulur. Kokain, eroin, esrar, morfin, alkol kullanımı obsesif davranışlara neden olabilir.

Ancak bunun tersi durum da olabilir. Takıntısı olan kişiler, takıntının verdiği bunaltıyı hafifletmek için alkol veya uyuşturucu madde kullanabilir. Eğer bu insanlar zaten bu maddeleri kullanıyorsa kullanım sıklığı ve sıklığı artar.


Kişiyi ruhsal anlamda giderek yok edebilir.


Tedavinin geciktirilmesi tedaviyi zorlaştıran bir etkendir. Bu durumlar kişinin hastalığına giderek kayıtsız kalması görülebilir. Süreç, özellikle yakın çevresi için çok rahatsız edici olmaktadır. Örneğin eşinin eve gelmesini istemeyebilir. Kapıda giyinip soyunmasını isteyebilir. Kirlilik nedeniyle cinsellikten kaçınabilir. Çocukları sürekli temizliğe zorladığı için onlarla çatışabilir.

Zamanla halsizlik, yaygın vücut ağrıları, sindirim sistemi sorunları veya cinsel bazı sorunların gelişimine neden olabilir. Ya da zamanla başka ruhsal hastalıklara dönüşebilir. Örneğin boşluk hissi, hayattan zevk alamama, her şeyin anlamsızlaşması, öfke kontrolünün bozulması gibi durumlar olabilir. Çevrenin giderek ondan uzaklaşması ve hastalıklı görmesi sonucu yalnızlaşma ve intihar düşünceleri gelişebilir.


Tedavisi olan bir rahatsızlıktır.


Amerikan tanı kriterlerine göre, günde 1 saatten fazla bu takıntılı durumlarla meşgul olan kişilerin tedavi olması önerilmektedir. Antidepresan ilaçlar duyguları bir miktar bastırabilir. Psikoterapiye cevap genellikle iyidir. Özellikle dinamik psikoterapi tekniği kullanılır. Bilişsel terapi veya davranışçı terapi tekniklerinin yararı nispeten daha az olabilir.

Dirençli durumlarda tedavi süreleri daha uzun olabilir. Birçok terapiste gidip tedavi olamamış hastalara sık rastlanır. Bu gibi durumlarda gerek görüldüğünde aile de bu sürece katılabilir. Çok dirençli durumlarda organik bir sorunun incelenmesi yönünden, beyin tomografisi veya manyetik rezonans (MR) ile görüntüleme gerekebilir.


Dr. Timur Harzadın
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı) Psk.Birgül EMİROĞLU BAKAY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Obsesif Kompulsif Bozukluk (Okb) ve Tedavisi - Takıntı Hastalığı' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:21
Top