2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ramazan Ayında Beslenme
YAZI #2564 © Yazan Dyt.Gözde ALP | Yayın Haziran 2015
Düzenli bir yaşama sahip olan kişinin beslenme alışkanlıkları da belli bir düzene girmiştir. Ancak burada yanlış anlaşılma olmasın. Düzenli beslenme doğru beslenme demek değildir. Eğer bu beslenme düzeninde yanlışlar varsa (tek tip beslenme, yeterli posa alınmaması vs) düzenli beslenseniz bile yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayamamış olursunuz. Hayatımızda öyle zamanlar vardır ki mevcut düzenimiz tamamen değişir. İşte bu zamanlardan biri kuşkusuz on bir ayın sultanı olan ramazan ayı.
Ramazan’ın yaklaşmasıyla en sık karşılaştığım sorular: Nasıl yapacağız? Altı öğün yiyemeyiz ki? Kilo verebilecek miyim? Kilo almam di mi? Yağdan gider mi? gibi sorular oluyor. Şimdi hep beraber ramazanda nasıl beslenmeliyize bir bakalım bakalım 
Ramazan ayında en önemli besin SU. Çünkü genel olarak baktığımızda normal zamanlar da bile su tüketimimiz yeterli değil pek çoğumuzun. Yaklaşık 17- 18 saat oruç tuttuğumuzda su tüketebileceğimiz zaman dilimi sadece 6- 7 saat, ki çalışan kişiler bunun 3-4 saatini uyuyarak geçirince geriye 3- 4 saatlik bir zaman dilimi kalıyor. Orucumuzu bir bardak suyla açtıktan sonra içtiğimiz çorba, tükettiğimiz yemek susuzluk hissimizi bastırıyor bizler de çok fazla su tüketemiyoruz. Bunun sonucunda ilk problem kabızlık görülmeye başlıyor. Süreç böyle devam ettikçe gün geçtikçe sıvı kaybımız arttığı için ayın sonlarına doğru halsizlikler de görülmeye başlanıyor. Bu problemlerin önüne geçmek için ramazan ayında su tüketimine önem vermek gerekiyor. Havanın sıcak olmasıyla vücuttan elektrolit kaybı da çok fazla olacağı için yaz aylarında suyun yanında maden suyu tüketimi de önem kazanmaktadır. Günde 1-2 şişe maden suyu elektrolit kaybınızı en aza indirir.
Ramazanda suyun önemine değindikten sonra gelelim nasıl beslenmemiz gerektiğine. Ramazan ayında da yeterli ve dengeli beslenme kurallarına uygun bir beslenme tabağı oluşturmamız ve sahur öğününü atlamamamız gerekmektedir. Sahur yapılmadan tutulan oruçlarda açlık süresi daha da uzayacağı için erken kan şekeri düşmesi, halsizlik, yorgunluk, baş ağrıları, tansiyon düşüklüğü gibi problemler yaşanabilir. Sahura kalkılmadan oruç tutulması reflü, gastrit ve mide ülseri gibi mide problemlerinin görülmesine veya mevcut problemin artmasına neden olabilir. Sahur yemeğinde daha uzun süre tokluk sağlayan proteinden zengin süt, yoğurt, peynir gibi besinlere yer verilmeli, ayrıca çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan hafif bir öğün tercih edilmeli. Bununla beraber zaman zaman mide boşalma süresini uzatan mercimek, kuru fasulye, nohut gibi yemekleri tüketmek, buna karşılık aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemeklerle unlu gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Kabızlık problemini en aza indirebilmek için posa alımını sağlamak amacıyla ve vitamin- mineral tüketimini yeterli düzeyde tutabilmek için sahur öğününe meyve de eklenebilir.
Veeee iftar… Sanıyorum Ramazan Ayı’nın en mükemmel öğünü… Sahurun çok erken saatlerde olması nedeniyle genellikle sahurda özensiz yemek tüketiliyor, yarı uyanık yarı uyur vaziyette… Ancak iftar öyle mi? Çoğu kişi sanki padişah sofrasına oturuyor… Bütün gün aç kalmanın etkisiyle gözümüz dönüyor ve ne bulursak yemek istiyoruz… Ve yine bütün gün aç kalmanın etkisiyle şekerimiz düşüyor, hazırladığımız yiyecekler yetmeyecekmiş gibi geliyor ve hazırlanan yiyeceklerin ya miktarı ya da çeşidi arttırılıyor…
Hurma ve suyla orucu açmak en güzeli… Bir bardak su hem daha kolay tokluk hissetmenizi sağlar, hem de kaybettiğimiz su miktarının en azından bir kısmını tüketmiş oluruz. En mükemmel meyvelerden olan hurma içerdiği posa sayesinde hem kan şekerini dengelemenize hem de bağırsakların çalışmasına hem de tokluk hissi sağlamanıza yardımcı olacaktır. Orucumuzu açtıktan sonra tüketebileceğimiz en hafif yemek çorbalar olur. Çorba da yine hurma gibi tokluk hissini sağlayacaktır ayrıca su tüketiminizi de arttıracaktır. Çorbadan sonra biraz ara verildikten sonra (15- 20 dk) ikinci çeşit yemeğe geçilmesi daha doğru; ancak bunu çoğu kişi ramazanın başlarında uygulasa da sonraki dönemde çok uygulanamamaktadır (benim gözlemim). Genel anlamda çorba ve bir çeşit yemek yanında yoğurt, salata, ekmek VEYA pide tüketimi iftar için yeterlidir. Zaman zaman pilav eklenerek (çok sık olmamak koşuluyla) iftar sofrası çeşitlendirilebilir.
Yemek bittikten bir buçuk saat sonra yarım saatlik hafif yürüyüşler, gün boyu açlık nedeniyle yavaşlayan metabolizmanın hızlanması ve besinlerin sindirimi için faydalı olur. Ayrıca iftar ve sahur arasında hafif bir öğün yapmak sindirim sisteminin sağlıklı çalışması ve kan şekerinin dengeli seyretmesi için önem taşımaktadır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dyt.Gözde ALP'ın Makale ve Yazıları
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Melike ÖZDEN
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Görkem MERCAN
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Dilan DALGIÇ
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Erinç KUTLU
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Ezgi TOPTAŞ BIYIKLI
► Ramazan Ayında Beslenme Dyt.Gamze KAÇAR BOZKURT
► Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Dyt.İnci Beyza YÜREKLİ
► Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Dyt.Esra TÜFEKÇİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ramazan Ayında Beslenme' başlığıyla benzeşen toplam 15 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:05
Top