2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Bağlanmak ve Ayrılmak
YAZI #6014 © Yazan Uzm.Psk.Kübra DAĞLAR | Yayın Ekim 2019
Bebekler dünyaya gözlerini açtıklarında oldukça savunmasız ve bakıma muhtaçlardır. Doğa da canlıların tek başlarına var olmaları için elverişli ortama sahip değildir. Bu nedenle bebeklerin kendilerini koruyacak, ihtiyaçlarını karşılayacak, bakımını üstlenecek ve sevgi gösterecek bakım verene ihtiyaçları vardır. Yani yeni doğanın ihtiyacı olan şey bakım, güvenlik ve sevgidir.
Doğdukları andan itibaren bakım veren tarafından tüm ihtiyaçları karşılanan bebek dünyayı anne ve babasının (bakım verenin) gözlerinden görür. Acıkınca karnı doyurulan, ihtiyacı olduğunda altı değiştirilen, sevgi ile temas ihtiyacı giderilen bebek dünyaya güvenmeye başlar. Öte yandan ihtiyaçları fark edilmezse ve uzun süre ertelenirse bebek dünyanın güven duyulmayacak bir yer olduğu inancını geliştirir ve bu kök inançlar yaşam boyunca ona eşlik eder.
Bağlanma denildiğinde 3 tür bağlanma şekli karşımıza çıkar:
1. Güvenli Bağlanma: Bu bağlanma stilini geliştirmiş olan çocuklar annelerinden ayrıldıklarında huzursuz olsalar da kolay sakinleştirilebilen çocuklardır. Anneleri tarafından ihtiyaçları her zaman karşılanmış olduğundan annelerinin geri döneceklerine karşı güven duyarlar. Ve anneleri geri döndüğünde onu neşe ile karşılarlar.
2. Kaygılı Bağlanma: Bu bağlanmada ise anneden ayrıldıklarında çocuklar huzursuz olurlar ve kolaylıkla sakinleştirilemezler. Anneleri tarafından ihtiyaçları bir karşılanıp bir karşılanmamış, tutarsız davranışlarla karşılaşmış çocuklardır. Bu çocuklar anneleri geri döndüğünde de huzursuzlukları devam eder.
3. Kaçıngan Bağlanma: Bu bağlanma stilinde ise çocuklar anne ile yabancı kişi arasında tercih yapmazlar. Genellikle anneyi yok sayma eğiliminde olan çocuklardır ve duygusal olarak ihmal edilmişlerdir.
Çocuklar 6 aydan sonra anne ile diğer insanları ayırt etmeye başlar. Anneden ayrıldığında kaygılanması oldukça doğal bir tepkidir. Nitekim güvenli bağlanmada dahi çocuğun anneden ayrılırken tepki göstermesi beklenir. Bu nedenle ayrılma kaygısı bağlanmanın doğal bir süreci diyebiliriz.

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu ise yukarıda anlatılan doğal süreçten farklı olarak çocuğun şiddetli kaygı yaşadığı durumlardır. Genellikle 3 – 4 yaşa kadar olan ayrılma kaygısı doğal bir süreç iken bu yaşlardan sonra da devam eden ve 4 haftadan uzun süren durumlarda Ayrılma Kaygısı Bozukluğundan söz edebiliriz.
Ayrılma Kaygısı Bozukluğunda çocuklar annelerinden ayrıldıklarında başlarına bir şey geleceği, annenin bir daha dönmeyeceği kaygısını taşırlar. Özellikle okula başlama süreci ile kendini gösteren bu kaygı bozukluğunda çocuklarda mide bulantısı, karın ağrısı, uyku bozuklukları görülebilir. Tüm gün huzursuz olabilirler ve annenin her an gideceği endişesi ile ona yapışık yaşayabilirler.

Peki bu süreçte ebeveynler olarak neler yapabiliriz?
• Ev içerisinde dahi gittiğimiz yerleri çocuğa söylemek önemsiz gibi görünen ancak güven geliştirmek açısından son derece etkili bir yöntem olacaktır. Bulunduğumuz odadan çıkarken: “Şimdi mutfağa gidiyorum, orada yapmam gereken işleri yaparken yanımda kalabilirsin ya da burada kalıp oynamaya devam edebilirsin. Seslendiğinde yanında olacağım.” gibi bir cümle kurmak çocuğu rahatlatacaktır.
• Çocuğu evde bırakıp çıkmamız gerekiyorsa mutlaka bunu söylemeliyiz. Genellikle anne babalar ‘ağlayacak’ endişesi ile kaçma eğiliminde oluyorlar. Ancak bu durumda çocuğun bize olan güvenini zedelemiş oluyoruz. “Ben işe gidiyorum. Akşam şu saatte evde olmuş olacağım. Geldiğimde bugün yaptıklarınla ilgili konuşabiliriz.” demek yeterli olacaktır.
• Eğer bakıcı varsa sürekli bir değişim olmaması önemlidir. Hem anneden ayrılıp o süre içerisinde sürekli olarak farklı kişilere alışmaya ve ilişki kurmaya çalışmak çocuk için oldukça yorucu olabilir.
• Yeni bir okula başlayacaksak, aşamalı bir şekilde ayrılığın gerçekleşmesini sağlayan okul seçimi son derece önemlidir. Aksi takdirde çocuğun yeni olan birden fazla şeye alışmaya çalışmasını beklemek çocuk için oldukça fazladır.
• Çocuğunuzdan ayrılırken anne baba olarak kendi kaygılarınızı azaltmanız önemlidir. Çünkü kaygılı olan bir yüzü çocuk fark edecek ve güvende olmadığını hissedecektir. “Şimdi gidiyorum. Burası benim güvendiğim bir yer. Sen de burada güvende olacaksın. Şu saatte seni almaya geleceğim.” demek ve bu güvenimizi beden dilimizle de yansıtmamız çocuğumuzu da sakinleştirecektir.
• Çocuğumuzun yaşadığı bu duyguları anlatmasına fırsat vermek ve onu anladığımızı göstermek oldukça önemlidir. Yaşadığı duyguları ifade etmesini kolaylaştırmak için resim yapmasını isteyebilir, hikayeler anlatabiliriz.
• Oyun oynamak da iyileştirici etkiye sahiptir. Küçük yaştaki çocuklarla ce-e oyunu oynamak, daha büyük çocuklarla saklambaç oynamak kaybolup geri gelmemizin provasını yaptığımızdan onlar için şifalı oyunlardır.

Uzm. Psk. Kübra DAĞLAR ARSLAN
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kübra DAĞLAR Fotoğraf
Uzm.Psk.Kübra DAĞLAR
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Kübra DAĞLAR'ın Yazıları
► Bağlanmak Ama Nasıl... Psk.Gülay OKUTUCU KARAMAN
► Bağlanmak - Bağlılık Psikolojisi Psk.Halil ŞENELMİŞ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Bağlanmak ve Ayrılmak' başlığıyla benzeşen toplam 4 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Çocuk ve Sınır Kasım 2019
◊ Çocuk ve Mahremiyet Kasım 2019
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


16:35
Top