2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kaygı Bozukluğu(Anksiyete)
YAZI #6931 © Yazan Uzm.Psk.Ayser BİLECİK | Yayın Mart 2021
Çok az insan hayatının bir bölümünü kaygı veya korku duymadan geçirmiştir. Kaygı beklenen bir problem ile ilgili endişe duymaktır. Korku ise şu anki tehlikeye karşı bir tepkidir. Biz psikologlar kaygının beklenen ,korkunun ise şuan ki yönüne odaklanırız.

Kaygı Bozuklukları Nelerdir?
⦁ Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

⦁ Seçici Konuşmazlık (Mutizm)

⦁ Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)

⦁ Panik Bozukluğu

⦁ Agorafobi

⦁ Yaygın Kaygı Bozukluğu

1.Ayrılma Kaygısı Bozukluğu

Bebeklikten itibaren annemizin kucağından ayrılmak istemeyiz. Anne ile olan ten temasımız aramızdaki bağın ilk adımlarıdır ve gelecek yaşamımızdaki psikososyal yönümüzü de etkileyecek en önemli etkendir. bu dönemler de çocuk bakım veren kişi tarafından yeterli ilgi göremediğinde veya çok fazla ilgi gördüğünde ileri yaşlarında ayrılma kaygısı geliştirmesi olasıdır.

Belirtileri:

Evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrılacak gibi olduğunda veya ayrıldığında hep aşırı tasalanma

Bağlandığı başlıca kişileri yitireceği ya da başlarına hastalık, ölüm, kaza gibi kötü olayların geleceğini düşünüp aşırı tasalanma

Ayrılmaya neden olacak istenmedik bir olay (kaçırılma, kaybolma, hastalık yaşayacağına inanma vb.) yaşayacağına dair aşırı tasalanma

Ayrılma korkusundan dolayı dışarıya çıkmayı, eve okula, işe gitmeyi istememe

Tek başına kalmayı veya bağlandığı kişiden ayrı kalmaya sürekli bir biçimde korku duyma, aşırı isteksizlik gösterme

Bağlandığı kişiden ayrıldığında baş ağrısı, uykusuzluk, karın ağrısı, bulantı gibi bedensel yakınmaların olması.

Ayrılma kaygısı bozukluğu yaşayan kişiler işlerinde veya okullarında başarıları düşebilir, kişiler arası ilişkilerinde sorunlar meydana gelebilir, yaşamları işlevsellik düşer. Psikoterapi ayrılma kaygısı bozukluğunun tedavisinde en etkili yoldur. Terapi içeriğinde kişide oluşan ayrılığın sonucunda düşünülen yanlış ve işlevsiz düşüncelerin yeniden yapılandırma, duygu ve düşünce arasındaki bağlantıları sağlama, duygu kontrolü vb. gibi teknikler kullanılarak, kişinin işlevselliğini geri kazanması hedeflenebilir.


2.Seçici Konuşmazlık (Mutizm)

Seçici konuşmazlık kişinin konuşma becerisi olduğu halde isteyerek belli ortamlarda belli kişilerin yanında konuşmasıdır.

Bu bozukluk eğitim ve iş alanındaki başarıyı engeller. toplumsal iletişimi bozar. Sosyal açıdan gelişiminde aksaklık yaşanır. Çocukluk yıllarında başlar. genelde bu çocuklar hassas, içe kapanık ve ürkeklerde. Ayrılık kaygısı bozukluğu yaşamaları olasıdır. Problemli aile ortamları seçici konuşmazlığı tetikleyebilir ama tek bir neden olarak görülmez.


Tedavisinde psikolojik destek ağırlıklı özel eğitim oldukça önemlidir. Çocukların kendi duygu ve davranışlarını desteklemek , kaygılarını azaltmak , özgüvenlerini yükseltmek , okul ve aile desteği seçici konuşmazlık tedavisinde büyük önem taşır.


3.Toplumsal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi)

Kişi başkaları tarafında değerlendirilebilecek olduğu veya toplumsal etkileşimi içeren durumlarda kendisini küçük düşecek, olumsuz değerlendirilecek gibi hisseder. Bundan dolayı yoğun kaygı, korku bu ortamlardan kaçınma gibi davranışlar ve duygular hissedebilir. Çocuklarda erişkinlerle olan etkileşimlerine nazaran yaşıtlarının olduğu ortamlarda ortaya çıkar.

Belirtileri:

Kişi başkaları tarafından değerlendirilecek olduğu durumlarda yoğun kaygı ve korku yaşar.

Kişi olumsuz olarak değerlendirilecek biçimde davranmaktan veya kaygı duyduğuna ilişkin beliritler göstermekten korkar.

Toplumsal durumlar her zaman kaygı ve korku doğurur. Ya yoğun bir kaygı ve korkuyla duruma katlanır veya kaçınır.

Toplumsal alanlarda, işinde işlevsizliğe yol açar.

Fiziksel etkileri (karın ağrısı, kalp çarpıntısı,sinirlilik,ağız kuruluğu vb.) görülür.

Psikoterapi, sosyal kaygı bozukluğu olan çoğu insanda belirtileri iyileştirir. Terapide, kişinin kendisiyle ilgili olumsuz düşünceleri tanıması ve değiştirmesi hedeflenir. Ayrıca sosyal durumlarda güven kazanmasına yardımcı olacak beceriler geliştirmesi için yol gösterilir. Bilişsel davranışçı terapi, kaygı için en etkili psikoterapi türüdür. Maruz bırakmaya dayalı bilişsel davranışçı terapide, yavaşça en çok korkulan sosyal durumlarla yüzleşmek için çalışma yapılır. Bu, başa çıkma becerilerini geliştirebilir ve kaygı uyandıran durumlarla başa çıkma konusunda öz güven geliştirme konusunda yardımcı olabilir. Sosyal durumlara maruz kalma uygulamaları, endişelere meydan okumak için özellikle yararlıdır.


4.Panik Bozukluğu

Panik bozukluk gerçekte bir tehlike olmamasına rağmen ruhsal ve fiziksel olarak vücudumuzun alarma geçmesidir. Temel özelliği kişi de atakların sırasında yoğun korku ve kaygının hissedilmesidir. Bu süreç atağı yaşayan kişi için oldukça korkutucudur. Kişi kalp krizi geçirdiğini ve yahut öldüğünü düşünebilir. Ataklar birden bire başlar ve giderek şiddetlenir. Kişinin geçirdiği panik atak yüzünden sonuçlarıyla ilgili (örn: kalp krizi geçirme , denetimi yitirme gibi) sürekli olarak kaygı duyması işlevselliğini bozar. Panik atak geçireceği korkusu ile işine, okuluna, spora vs gibi aktivitelere gitmeme durumu olabilir.


Belirtileri:

Çarpıntı, kalp atışının hızlanması

Terleme

Titreme veya sarsılma

Soluğun daralması, nefes alamama

Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma

Bulantı, karın ağrısı

Baş dönmesi, ayakta duramama, sersemlik, bayılacak gibi olma

Titreme, üşüme, ürperme, ateş basması

Uyuşmalar

Denetimini yitirme

Ölüm korkusu

5. Agorafobi

Agorafobi kelimenin tam anlamı ile alan korkusu anlamına gelmektedir. Kişi toplu taşıma araçlarında bulunmaktan, alışveriş merkezlerinden, otoparklardan, mağazalardan, tiyatrolarda, sıra beklemekten, kalabalık yerlerden veya evin dışında tek başına olmaktan kaçınır. bu sosyal hayatında, iş yaşamında, eğitim hayatında bu kaçınmaları büyük sorunlara yol açabilir. Tedavisinde kişinin öncelikle kaygı duyduğu alanı bulup kademeli olarak bu kaygının üzerine gitmek önemlidir. Daha sonra kişinin kaygısının kaynağını bulup, onu neyin tetiklediğini ve kaygı geldiği zaman nasıl üstesinden geleceğini öğrenmesi gerekir. Eğer kişi agorafobisinden dolayı evden çıkamayacak durumdaysa başlangıçta online terapi uygulanabilir.

6.Yaygın Kaygı Bozukluğu

Yaygın anksiyete bozukluğu, kişinin nedeni belirsiz bir şekilde endişe halinde olmasıdır. Kişi olumsuz olayları düşünüp bunların sürekli olmasını bekler. Düşüncelerini denetim altına almakta güçlük çeker. Günlük konular ile ilgili ( ev, iş, okul, aile, arkadaş vb.) sürekli yersiz ve yüksek bir endişe halindedirler.

Belirtileri:

Dinginleşememe, sürekli gergin ve diken üstünde olma durumu

Kolay yorulma

Odaklanmakta güçlük çekme

Kolay kızma

Kas gerginliği

Uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük çekme

Tedavisinde, ilaç tedavisinin yanında nefes ve kas egzersizleri, endişe ile başa çıkma becerilerinin kazandırılması, olumsuz düşüncelerinin değiştirilmesi gibi teknikler uygulanır. En iyi tedavi doktorunuzla beraber kararlaştırdığınız sizin içinde en uygun tedavidir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayser BİLECİK Fotoğraf
Uzm.Psk.Ayser BİLECİK
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Ayser BİLECİK'in Makale ve Yazıları
► Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Psk.İshak BÜYÜKYILDIRIM
► Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Psk.Eylem ESEN
► Kaygı (Anksiyete) Bozukluğu Nedir? Psk.Betül ÖZDEMİR
► Sosyal Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Psk.Çiğdem KINIK
► Yaygın Anksiyete/ Kaygı Bozukluğu Psk.Yasemin MERİÇ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Kaygı Bozukluğu(Anksiyete)' başlığıyla benzeşen toplam 20 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sınav Kaygısı Mart 2021
◊ Sınav Kaygısı Mart 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


00:59
Top