2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Göbek Çevresi Yağları : Gençlerde Görülen Kalp Hastalıklarına Bir Neden
MAKALE #2018 © Yazan Dyt.Pınar AKKUZU | Yayın Aralık 2008 | 8,268 Okuyucu
Bilindiği gibi arterioskleroz koroner kalp hastalıklarının en büyük nedenlerinden biridir. Damarlardaki plak oluşumu sonucu tıkanıklık, makrofajların, kan lipitlerinin damar çeperinde birikmeye başlamasıyla ilişkilendirilmiştir. Kalp damarlarındaki sertleşme de, arterioskleroz un ve dolayısıyla kalp damar problemleri ve kardiyovasküler hastalıkların oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır.

Aynı zamanda karın bölgesindeki aşırı yağlanmanın arterioskleroz oluşumunda önemli risk faktörlerinden biri olduğu da bir gerçektir. Bunun açıklaması şu şekilde yapılabilir; karın bölgesindeki aşırı yağ birikimi sonucu vücuttaki insülin direncini artar ve hiperinsülinemi oluşur. Kanda gittikçe artan insülin ise dislipidemi ve hipertansiyon gibi sorunları tetikleyerek damarlarda kolesterol birikimine yol açar ve böylece arterioskleroza neden olur.

Daha önceki çalışmalarda karın bölgesindeki yağ birikimi miktarı ölçülerek bu sonuçlara rastlanmıştı.Ancak bu çalışma diğer araştırmalara ek olarak bireylerin bel çevresi ölçümleri ve bel-kalça çevresi oranları da hesaplanarak yapılmış ve karın bölgesindeki yağlanmanın kalp damar problemleri üzerindeki doğrudan etkisinin belirlenmesi üzerinde durularak gerçekleştirilmiştir.

METODLAR

Bu çalışma 1985 ve 1986 yılında başlatılan ve 15 yıl devam eden uzun dönemli bir araştırmadır. Çalışmaya katılan denekler 18-30 yaş arası bireylerden ve Birmingham, Chicago, Minneapolis, Oakland bölgelerinden seçilmiştir.

5115 kişilik Afrika ve Avrupa asıllı katılımcı topluluğuyla başlayan çalışmada devamlılığı sağlanan katılımcı sayısı yaşları 33-45 arasında değişen 2915 kişi olarak belirlenmiş ve araştırma sonuçları bu kişiler üzerinden derlenerek son halini almıştır.

Katılan gönüllü bireyler üzerinde yapılan araştırmalar ve ölçümler çalışmaya katıldıkları anda 1985-1986 yıllarında (ilk ölçümler), 1987-1988 yıllarında (2 yıl sonraki ölçümler), 1990-1991 yıllarında(5 yıl sonraki ölçümler), 1992-1993 yıllarında (7 yıl sonraki ölçümler), 1995-1996 yıllarında(10 yıl sonraki ölçümler), 2000-2001 yıllarında (15 yıl sonraki ölçümler) düzenli olarak yapılmıştır.

DENEKLERLE YAPILAN ARAŞTIRMALAR VE ÖLÇÜMLER

Bütün katılımcıların ölçümler ve araştırmalar öncesinde 12 saatlik aç bırakıldıktan sonra, boyları ve kiloları alınarak BMI’leri hesaplanmıştır. Kan örnekleri de alınan katılımcıların total kolesterol, HDL, LDL, trigliserit ve açlık insülin düzeyleri ölçülmüştür. Kan basınçları ise, aç bırakıldıktan 5 dakika sonra ölçülerek değerlendirilmiştir.

Gönüllülerin aort ve diğer kalp damarlarındaki kalsifikasyon durumu da tomografiyle değerlendirilmiştir. Bunun yanında yapılan anketlerle katılımcıların yaş, cinsiyet, ırk, fiziksel aktivite, sigara ve alkol kullanımı ve eğitim durumları, antihipertansif veya kolesterol düşürücü ilaç kullanıp kullanmadıkları belirlenmiştir. Açlık kan şekerleri 126 mg/L’nin üstünde olması durumunda diyabetli olarak tanımlanmışlardır.

ANALİZLER

15 yıl sonunda yaşları 33-45 arasında değişen 2951 denek üzerinde yapılan değerlendirmelerde yapılan tüm araştırmalar sonucunda bel çevresi ve bel/kalça çevresi ilk ölçümleri, 10 yıl sonraki ölçümleri ve 15 yıl sonraki ölçümleri baz alınan katılımcılar 4 ana grupta toplanmıştır.

1.grup: Yaş ve cinsiyete göre sınıflandırılanlar,
2.grup:1.gruba ek olarak fiziksel aktivite,alkol ve sigara tüketim durumlarına göre sınıflandırılanlar,
3.grup: 2.gruba ek olarak kan basınç düzeyleri, açlık insülin düzeyleri, antidiabetik ve antihipertansif ilaç kullanım durumlarına göre sınıflandırılanlar,
4.grup: 3. gruba ek olarak kan lipit düzeylerinin yüksek seyretme durumlarına göre sınıflandırılanlar.

Çalışma sırasında en düşük ve en yüksek bel çevresi ölçümü ve bel/kalça oranı ölçümüne sahip denekler referans olarak alınmıştır.

SONUÇLAR
  • Sadece bel çevresi ölçümleri baz alındığında ilk ölçümlerle 15 yıl sonraki ölçümler karşılaştırıldığı zaman bel çevresi ölçümlerinin artmasıyla 1.gruptaki bireylerde total kolesterol,trigliserit ve LDL düzeyleriyle,açlık insülin düzeylerinin ve kan basınçlarının arttığı,HDL düzeylerinin azaldığı gözlemlenmiştir.Ayrıca bu bireylerde koroner arterlerde kalsifikasyon tespit edilmesi de gözlemlenen değişiklikler arasındadır.
  • 2. ve 3. gruplarda ise 15 yıl sonraki ölçümlerde koroner arterlerde kalsifikasyon görülme durumu 10 yıl sonraki ölçümlere göre daha da artış göstermiştir.
  • Bel/kalça çevresi ölçümleri baz alındığında da aynı sonuçla karşılaşılmaktadır.
  • BMI de bel ölçümü ve bel/kalça çevresi oranıyla yakından ilişkili bulunmuştur. Bunun sonucunda denilebilir ki; çocukluk çağı obezitesi ileriki yaşlarda meydana gelebilecek koroner arter kalsifikasyonu ve dolayısıyla kardiyovasküler hastalıklara neden olabilir.
  • 4.grup gözlemlendiğinde ise koroner arter kalsifikasyonuyla ilgili önemli bir değişikliğe rastlanmamıştır.Yani kan lipitlerinin yüksek seyretmesi koroner arter kalsifikasyonuna neden olan etmenlerden sadece biridir. Ancak bel/kalça ölçümünün yüksek seyretmesi, BMI’in yüksek olması (karın bölgesindeki aşırı yağlanma) kan lipitlerinin yol açabileceği olumsuz mekanizmaları tetikleyerek koroner arter kalsifikasyon riskini arttırmaktadır.
YORUMLAR

Sonuç olarak denilebilir ki, bel çevresi ve bel/kalça çevresi oranında kabul edilebilir değerlerin üzerinde meydana gelebilecek artış koroner arter kalsifikasyonuna ve böylece erken yaşlarda oluşabilecek arterioskleroza doğrudan neden olabilmektedir.

Ayrıca anlaşılmıştır ki, bel çevresi ölçümlerinin kabul edilebilir değerlerin üzerinde olması kan basıncındaki artışlarla, glukoz ve insülinin kandaki konsantrasyonlarındaki artışlarla ve kan lipitlerindeki artışlarla doğrudan ilişkisi bulunmaktadır.

Bel çevresi ölçümüyle basitçe saptanabilen yağ dokusu, damarlarda tıkanıklığa yol açabilecek homeostatik ve koagulojen sistem denilen sistemleri değiştirebilir. Bunun üzerine devreye giren plasminojen aktivatör inhibasyonu damarlardaki fibrilasyonu arttırarak tıkanması veya sertleşmesine neden olur. Bununla birlikte yağlanma LDL kolesterolün okside LDL olmasını sağlayarak damar çeperlerindeki endotel dokuyu oluşturan hücrelerin hasarına neden olmaya başlar. Bir yandan da kanın viskozitesini de arttırarak lipoprotein ve kan lipit konsantrasyonlarını arttırarak, damarda inflamasyona neden oabilecek maddelerin artmasını sağlar. Bu sırada tümör nekroz faktörlerini(TNF) de ortaya çıkarmış olur.

Tanımlar

Arterioskleroz
: damar sertliği. Atardamar duvarının sertleşerek esnekliğini yitirmesiyle oluşan ve daha çok erkeklerde görülen bir hastalıktır.


KAYNAK
American Journal of Clinical Nutrition-Şubat 2007

Department of Exercise & Wellness, Arizona State University, Mesa, AZ (CDL); the Division of Epidemiology and Community Health, University of Minnesota, Minneapolis, MN (DRJ and PJS); the Division of Research, Kaiser Permanente Medical Care Program, Oakland, CA (CI); and the Department of Preventive Medicine, Feinberg School of Medicine, Northwestern University, Chicago, IL (AH) National Heart, Lung, and Blood Institute
Chong-Do Lee, David R Jacobs, Jr, Pamela J Schreiner, Carlos Iribarren and Arlene Hankinson
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler  
► Göbek Eriten Diyet ! Dyt.Neslihan AKTEPE
► Hangi Yağları Kullanalım? Dyt.Turgay KÖSE
► Kalp Sağlığı ve Beslenme Dyt.Merve KAYALI
► Kalp Hastalıklarında Beslenme Dyt.Turgay KÖSE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Göbek Çevresi Yağları : Gençlerde Görülen Kalp Hastalıklarına Bir Neden' başlığıyla benzeşen toplam 90 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
 
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


14:42
Top