2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ruhsal Aygıtın Bileşenleri
MAKALE #21009 © Yazan Murat ÖZBEK | Yayın Ocak 2020 | 2,420 Okuyucu
Psikanalitik kuram Freud’un görüşleri temelinde iki varsayım üzerine kurulmuştur. Bunlardan ilki determinizm varsayımıdır. Bu varsayıma göre ruhsal olaylar rastgele değil kendinden önceki olaya bağlı bir nedensellikle ortaya çıkmaktadır. Yani her ruhsal olayın bir öncülü olan başka bir olay vardır ve buna göre belirlenmektedir. İkinci varsayım ise bilinçdışının ruhsal olaylar üzerindeki etkisinin büyük bir sıklık ve öneme sahip olduğudur. Bu iki varsayım bir birini tamamlar –bir nedenselliğe bağlı olan ruhsal olayların büyük bir kısmı bilinçdışında gerçekleşmektedir.



Bu varsayımlar üzerinden Freud ruhsal süreçleri netleştirmek adına önce topografik kuramı geliştirir. Bu kuramda bilinç, önbilinç ve bilinçdışı adını verdiği ve aralarında geçişlerin olduğu üç zihinsel model tasarlamıştır. Bilinçlilikten ayrı tutulan 'süreç ve içeriğe' bilinçdışı adı verilmiştir. Bilinçdışı haz ilkesinin etkili olduğu dürtülerin temsillerini içerir. Bilinçdışındaki isteklerin bilinçli alana geçebilmesi ancak sansür etkisiyle mümkün olmaktadır. Belirli bir dikkat ve çabayla bilince getirilebilenler ise önbilinci oluşturmaktadır. Örneğin aşina olduğumuz ama hatırlayamadığımız bazı isimleri bu dikkat ve çabayla ön bilince getirip bilinçli alana geçişini sağlarız. Ya da bilinç sistemine dahil olan bir düşüncenin üstünden dikkat çekildiğinde önbilinç sistemine dahil olacaktır.
Bu topografik yapıdan sonra Freud, zihinsel tasarımı daha da netleştirip anlaşılabilir kılmak adına yapısal kuramı geliştirir. Yapısal kuram topografik kuramın yerine geliştirilen ya da onun devamı niteliğinde olan bir kuram değildir.


Bu yeni kuramda bir biriyle bağlantılı olan üç ruhsal aygıt bileşeni belirlenip bunlara altbenlik(id), benlik(ego) ve üstbenlik(süperego) isimleri verilmiştir. Başlangıçta altbenlik ruhsal aygıtın tümünü kapsarken psikolojik gelişim aşamasında benlik ve üstbenlik altbenlikten ayrışmaktadır.


Altbenlik (id)
Bu bileşen dürtülerin ruhsal temsillerini içerir. Freud’un birincil süreç adını verdiği süreç içerisinde haz ilkesini temel alarak gerçekliğe ait sınırlamaları dikkate almadan taleplerde bulunur. Yaşamın başlangıcında doyum arayan dürtülerle birlikte altbenlik ruhsal yapının tamammını oluşturur. Altbenlik için zaman, mekan, mantık, ahlak, suç, ceza gibi ifadelerin önemi yoktur. Her koşul ve şartta altbenlik haz ikesinin denetiminde hareket edip hedefe ulaşmaya çalışır. Bu yapı ilkel bir yapıdır.


Benlik (ego)

Altbenlikten ayrımlaşmış örgütlü bir yapıdır. Bu ayrımlaşma sürecinde ise yaşamın ilk yıllarında psikolojik gelişim aşamalarıyla beraber yaşam gerçekliğe temas eder. Gerçeklikle temas kuruldukça zaman ve mantık devreye girer. Böylece, duygular, bellek, algı ve düşünme gibi işlevler geliştikçe benlik ayrımlaşmaya başlar. Benlik, altbenlik ve dış dünya arasında bir duran bir yapıdır. Bu arada bir iletişim kurulmasını sağlar. Talepler benliğin süzgecinden geçirilir. Talepler şartlar ve koşullar çerçevesinde değerlendirilir, uygun değilse eğer sansür mekanizmasıyla dolaylı olarak altbenliğin talepleri karşılanır. Benliğin burada gözettiği şey dış dünyanın talepleriyle beraber dürtülerin boşalımını sağlamaktır. Benlik çevrenin düşmanlaşmasını engelemmeyi ve dış dünyanın kısıtlayıcı tavrına karşı dürtünün boşalımını bir denge halinde tutmaya çalışır. Benlik ve altbenlik her zaman çatışma halinde değildir. Çatışma halinde olduklarında bunları bir birinden ayırmak mümkündür ama bazen benlik dürtüleri gerçekleştirme işlevi de görürü.
Çatışma durumunda ise benliğin en büyük yardımcısı üstbenliktir.


Üstbenlik (süperego)

Üstbenliğin oluşum dönemi olarak ödipal dönem öncesi kabul edilir. Çocuğun anne ve babayı cinsel bir nesne olarak kabul etmesiyle beraber çevrenin ve ebeveynin tepkileriyle beraber çocuk ebeveynlerini cinsel birer nesne olmaktan çıkarıp özdeşim kurmaya başlar. Bu aşamada. Ruhsal aygıtın üçüncü bileşeni olan üstbenlik içselleştirilmiş ahlaki değerleri, yasaları, yasakları içerir. Ahlak 5-6 yaş civarında daha kişisel bir nitelik kazanır, 9—10 yaş civarlarında ise kökleşir. Bu içselleşmiş ahlak anne ve babayla kurulan özdeşleşimle başladığı için üstbenliği oluşturan da benlikte ortaya çıkan bu özdeşimdir. Üstbenlik içselleşmiş ahlakı ve ebeveynlerin standrtlarını içerdiği için üstbenliğin büyük bir kısmı bilinçlidir. Üstbenlik ve benlik çatıştığında hissedilen suçluluk gibi duygularla birlikte üstbenlik ve benliği ayırt edebiliriz ama bu iki aygıt uyum halinde olduklarında bunları ayırt etmek pek mümkün değildir.


Rüyalar Ve Ruhsal Aygıt


Bilinçdışı istek ve arzular, rüya ve hayaller yoluyla deşarj yolu bulabilir. Rüyalar fizyolojik bir fenomen ve ihtiyaçtır. Şifrelerle donatılmış mesajlar içerir. Normal bir sekiz saatlik uyku periyodunda her birey 15-20 dk süren 3 ya da 4 rüya görür. 8 saatlik bir uykunun her iki saatlik döneminde rüyalı bir döneme girilir. Uyuyan bir bireyin rüya görüp görmediği, onu gözleyen biri tarafından fark edilir. REM: göz kürelerinin hızlı hareketlerine verilen isimdir.



Uyku esnasında, gözler kapalıyken göz kapaklarının altındaki göz küreleri hareket etmeye başladığında birey rüyalı döneme girmiş demektir. Göz küreleri hareket ettiği müddetçe ( ortalama 15-20 dk) rüya da devam etmektedir. Tam bu esnada uyandırılan birey rüya gördüğünü ifade eder. REM dönemi uzun süre engellendiğinde bireylerin gündüz uyanık iken hayal gördükleri, halüsinasyon yaşadıkları tespit edilmiştir. Bu durum her sağlıklı insanda ortaya çıkabilmektedir. Rüyalar, bilinç dışına çıkan kral yoludur.(Freud) Rüyalar, bilinç dışında deşarj olmaya çalışan dürtülerin üstü örtülü bir biçimde, bazen çok özel simgelerle bazen çok özel şifrelenmiş kodlarla deşarj olmasını temin eden bir yapıdır. Yasak arzu ve isteklerin bir şekilde doyuma ulaşım yoludur. Ruhsal aygıtımızda deşarj olmaya çalışan güçler ile bunları engellemeye çalışan güçler arasında büyük bir savaş söz konusudur. Deşarj yolu bulamaması iç dünyamızda bulantı ve sıkıntıya sebep olur. İçeride birikmiş olan bu enerji, bir şekilde deşarj edilmelidir. Rüyalar bunu temin eden temel mekanizmalardır. Rüyalar vasıtasıyla bu dürtüler deşarj yolu bulur ve kendilerini ifade ederler. Ancak dürtülerin bu şekilde açıkça ifade edilmesi ego ve süper ego güçleri tarafından kabul edilemez bulunursa sansür mekanizmaları devreye girebilir. Dürtü hem kendini ifade edecek, hem deşarj yolu bulacak hemde egoyu, gerçekliği ve süper egoyu rahatsız etmeyecektir. Bu olmayacak işi rüyalar çok başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmektedir. Rüyalar kompleks ve karmaşık bir senaryodur. Senaristin amacı hiç bir gücü ürkütmeden bilinç dışında deşarj olmaya çalışan dürtülere çıkış yolu sağlamaktır.



Dürtü; zemin, mekan olarak hazırlanır ve mekanın hemen ardından üzerine bir zaman giydirilerek figüranların seçimi ve rol dağıtımı ile hazırlanmış bir programa göre hazırlanır.
Dürtü açık ve nettir, hedefine doğrudan gider. Sansür heyetine gönderilir, tehlikeli olup olmayacağı ve içteki dengeleri bozup bozmayacağı ile ilgili değerlendirilir, işleme tabi tutulması gereken yerleri belirler. Açık ve gizli rüyalar vardır.

Rüyaların bir figür üzerinden izlenmesi



Bireyler ruhsal sıkıntılarını, değişimlerini ve gelişimlerini simgesel olarak bir figür üzerinden uzun vadeli bir şekilde anlatabilirler.
Özellikle kişilik değişimi ile ilgili olan gelişim ve değişimi ısrarla rüyaya konu eden rüyalar;
- Ayakla ilintili olabilmektedir ( ayağa giyilen bir ayakkabı, alet v.b.) ( dar gelmesi, geniş gelmesi, çalınması, kaybolması, çıplak olması gibi)
- Otomobil veya araçla ilgili olabilmektedir ( bisiklet, otomobil, kamyon, sandal, gemi, uçak v.b.) Örnek: aracı kullanan kişi flu görülmekte veya direksiyon boş durmaktadır. (Hekime güveni gösteren bir gösterge)



Rüyaların ekonomikliği ilkesi



Rüyalar bir taşla birkaç kuş vurmayı hedeflerler. Rüyanın her bir figüründe mümkün olduğu kadar az malzeme ile çok yarar elde etmek rüyanın temel amacıdır.



Rüyaların zaman dışılığı ilkesi



Rüyalarda, geçmişte yaşanmış bir acı ve travma yeni bir senaryoyla değiştirilerek veya ortadan kaldırılarak farklı sonuçlara ulaşılabilir.
Bugün yaşanmış bir gerçek sıkıntı veriyorsa bu gerçek rüyalarda farklı şekillerde canlandırılarak bireyin rahatlaması sağlanabilir ve gelecekte olması istenen beklentisel bir durum, beklemeye gerek kalmadan rüyalar yoluyla o gün realize edilebilir.
Her üç durumda da ego rahatlamakta ve dürtüler hedefine ulaşmaktadır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ruhsal Aygıtın Bileşenleri" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Murat ÖZBEK'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Murat ÖZBEK'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Murat ÖZBEK
İstanbul
Sosyal Hizmet Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Murat ÖZBEK'in Makaleleri
► Kaygı ve Kaygının Bileşenleri Psk.Dilek ÇELEBİ ÇELİK
► Ruhsal Travma Psk.Dnş.Esmanur BOLAT
► Ruhsal Travma Psk.Dnş.Özgür TÖNBÜL
► Ruhsal Travma ve Kuramlar Psk.Fuat BALSAK
► Bebeğin Ruhsal Doğumu Psk.Makbule UZUN ÇINAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ruhsal Aygıtın Bileşenleri' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


17:03
Top