2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Hayır Demeyi Öğretin
MAKALE #6898 © Yazan Psk.Dnş.Perihan SAYIN | Yayın Mayıs 2011 | 7,031 Okuyucu
HAYIR DEMEYİ ÖĞRETİN
İstemediğiniz halde sırf ısrar ettikleri için davetleri kabul eder misiniz?
Hayır dediğinizde arkadaşlarınızın, sevgilinizin/eşinizin sizi terk edeceğini mi düşünüyorsunuz?
Hayatınızın kontrol etmekte zorlanıyor musunuz?
Hep başkalarının tercihlerini mi yaşıyorsunuz?
O zaman sınır sorununuz olabilir…
Yani ne zaman evet, ne zaman hayır diyeceğiz dahası nasıl hayır diyeceğiniz ya da evet derken neye göre karar vereceğiniz gibi konularda sorun yaşıyor olabilirsiniz.
Başka sınır sorunları da var!
Telefonla aramalarınızda ısrarla cevap verilmese de sizin yine de aradığınız ve hatta üst üste arayarak karşı tarafa öfkelendiğiniz anlar oldu mu?
Ya mesaj gönderdiğinizde yanıt gelmezse üst üste mesaj gönderdiğiniz oluyor mu?
Sizin sorularınıza yanıt vermeyen birine ısrar ettiğiniz oldu mu?
Ya da hiçbir tercihi yok diye düşünerek her davete sürüklediğiniz arkadaşlarınız oluyor mu?
Etrafınızdakileri kontrol etmeye çalışır mısınız ya da sizi birilerinin kontrol etmeye çalıştığını hissediyor musunuz?
Başkaları sizin çok sert olduğunuzu düşünerek yaklaşmakta güçlük çektiğini mi söylüyor?
Herhangi bir arkadaşınızın eşyasını izinsiz kullanır mısınız ya da odasına her sabah gidip o çağırmasa da samimiyettir diyerek oturuyor musunuz?
Peki çat kapı gittikleriniz var mı? Dolabını izinsiz açtıklarınız da mı var?
Yeni tanıştığınız halde hakkında yorum yaptıklarınız!
Bunlar karşı tarafın sınırları konusunda hassas olmadığınızın göstergesi olabilir…
Ne olur demeyin sınır sorununuz varsa en iyi ihtimalle yanlış anlaşılırsınız!
Sınırlar konusunda tek yapılan hata karşı tarafın kişisel alanını zorlamak değildir. Bazen de sizin sınırlarınızın sert olması sorun yaratır. İnsanlara sınırlarınız konusunda doğru mesaj vermediğiniz için sizi yanlış anlayan ve bu nedenle siz sebebini fark etmeseniz de size yaklaşmaktan çekinenler de olabilir. Sert sınırlarınız olması halinde etrafınızda bir duvar varmışçasına insanlar hangi niyette olursa olsunlar yanınıza yaklaşmakta güçlük çekerler. Destek almak istediğiniz noktada dahi yaklaşıp yardımcı olamazlar. Oysaki mutlaka güvenebileceğimiz ve bize yardımcı olabilecek insanlar vardır.
Yani sınır sorununu çok yönlü düşünmek gerekiyor. Bizim sınırlarımız, karşı tarafın sınırları… Her iki durumda da üzerinde düşünülmezse neler olabileceğinden biraz söz etmek istiyorum.
ÖFKE-Sınırlarınız ihlal edilirse ya da birisi sizin sınırlarınızı zorlarsa ortaya çıkan önemli duygulardan birisidir. Çok somut olduğu için ergenlerden ve çocuklardan örnek verelim. Herhangi bir şekilde çocuklarınızın yedikleri, giydikleri yaptıkları konusunda iletişim kurulmadan herhangi bir kuralın dayatılması yani sınır ihlali öfkeye neden olur.
İlişkilerde öfke yaşanıyor olması, ortada genellikle bir sınır sorunu olduğunu gösterir. Bu sorun kimi zaman size yapılan bir ihlal, telefonunuzun izinsiz karıştırılması gibi ya da sizin telefonunuzun izinsiz karıştırılması gibi bir davranış olabilir. Oysaki her ilişki de mahrem alana saygılı olmak gerekir.
Israr eden satıcıya öfke duyar, zorlandığınızı hissediyor olabilirsiniz. Net bir hayır her iki taraf için de zaman kaybını azaltır. Kontrol edilmek ya da kontrol etmek gerekmiyor. Eşit bir sınır olmasa da iki kişi arasında uygun bir sınır iletişim yoluyla belirlenebilir. Bu iki kişi sınır konusunda birlikte karar verilen başlıkları daha sonra değiştirilebilir. Diyelim ki eşiniz sinemaya gitmekten hoşlanırken siz sporla ilgilenmekten hoşlanıyorsanız kişisel alanlar önceleri farklı olsa da daha sonra ortak seçimler yapılabilir. Oysa sürekli karşı tarafın seçimlerine dâhil olmak yani kendinden vazgeçmek bir süre sonra seçimlerinizin yok olmasına neden olabilir. Bu durum kızgınlığa ve ilişkinin bozulmasına neden olacaktır. İyi niyetle başlayan kendinden vazgeçerek başkalarını memnun etme çabaları öfkeyle sonuçlanacaktır.
Ulusların sınırları nettir, bahçelerin sınırları, evlerin sınırları, kapıları, duvarları vardır. Bu sınırlara yabancıların girmesine izin vermeyiz, zorlanması halinde ise korumak için elimizden geleni yaparız. Aslında insan ilişkilerinde de sınırlar nettir, ancak çoğu zaman anlaşılmaz konuşulmaz üzerinde durulmaz. Arkadaşlarımızdan bir tanesi sizin borç isteğinizi ya da davetinizi reddetse onu dünyanın merkezine koyarak ona öfke duyabiliriz, oysa yapılması gereken her davranışın sorumluluğunu alarak, kendimiz üzerinde çalışarak, geliştirmektir. Başkalarının davranışlarına bu kadar öfkelenmek sınır sorunu yanında bağımlılık noktasında da bir sorun göstergesidir. Bağımlı davranış fark edildiği noktada sınır sorunun çözümü kolaylaşacaktır. Ancak her sınır sorunun kaynağı bağımlı ilişki ile açıklanamaz. Bağımlılık daha çok bir yanlış bağlanma sorunudur. Kökeni ilk çocukluk yıllarına ve anne baba tutumlarına kadar dayanır. Bu noktada anne-babaların sınır belirleme konusunda çocuklarına eğitim vermesi çok önemlidir. Bir çocuk düşünün ki kardeşine ne zaman hayır dese anne-babası tarafından cezalandırılmış ya da büyüklerine hayır demesi ayıplanmış olsun. Böyle bir çocuğun aile dışındaki bireylere hatta yakın çevresindeki arkadaşlarına hayır demesi zordur, hayır dediğinde ne kadar suçlu hissedebileceği de ayrı bir sorundur.
Hayatının kontrolünü başkasına kaptıran bu kişiler hayır diyemeyerek, dışardan gelen her türlü talebi karşılamaya çalışarak tükenme noktasına geldiklerinde etrafındakilere kızgınlık duvarı da örebilirler. O güne kadar isteksiz söyledikleri her evet kızgınlık duvarın yükselerek bazen de kişinin gerçek yüzünün artık algılanamayacak kadar kapanmasına yol açar. Artık aynada bile kendini göremez. Kendini bulmak, kendi tercihleri nerede kaldı, nerede kendinden vazgeçti de bugüne geldi bulması zaman alır. Bu güne geldiğinde yaşadığı fiziksel ve ruhsal sorunlar atak yaptığında belki durumu sorgular…
Sınır sorunu hastalıklara kadar giden kapının öfke ile açılmasına neden olur. Öfke hastalıklara neden olan önemli bir sorundur. Çözümü ve kontrol edilerek yok edilmesi kendiliğinden olmayacak kadar büyük bir enerjiye neden olur. Üzerinde çalışılarak yok edilmesi, kontrol edilmesi ya da olumlu güce çevrilmesi ancak psikolojik destekle mümkün hale gelir.
SUÇLULUK DUYGUSU-Sınırlar konusunda sorununuzu fark ettiğinizde sınırlarınızı belirgin hale getirmek için yaptığınız bazı davranışlarınız suçlu hissetmenize neden olabilir. Oysa her iki kişi içinde uygun olan sınırların belirlenerek buna uygun davranılması mümkündür. Belirlenen bu sınırların daha sonra değiştirilmesi daha yakın ya da daha uzak sınırlar belirlenmesi ilişkinin akışına bakılarak yön değiştirilmesi de kişilerin elindedir.
Sınır koymak bazen kişinin kendisini bencil hissederek de suçlu ve mutsuz hissetmesine neden olabilir. Oysa kişinin kendi tercihlerini fark ederek bu yönde bir yaşamı sürdürmesi hayat kalitesini artırarak ilerde yaşayacağı engellenmişlik duygusunu , buna bağlı olarak kendisine ve ailesine olan kızgınlığının ortaya çıkmasını engelleyecektir. Aksi halde kendisinden vazgeçerek yaşanan bir hayat bir süre sonra çevresine veya kendisine aktif ya da pasif agresif tavırlar sergilemesine neden olacaktır. Ayrıca kendinden vazgeçtiği için kendi için suçluluk hissetme ve üzüntü de eklenecektir.
Bir araba düşünün ki trafikte hiçbir kural olmaksızın ilerlemeye çalışıyor, istediği yere giriyor, çıkıyor, park ediyor, istediği hızda gidiyor bir süre sonra her tarafına çarpılmış olacak, kendini koruyamayarak bir hurda haline dönecek, alınan trafik cezaları da cabası olacaktır. Hayatınızda sınırlar yoksa çok sayıda kaza olacaktır, gelen giden herkes çaparak zarar verecektir, bazen de ezip geçmek isteyenler de olacaktır. Hayatınıza giren kişiler için kurallarınız yoksa hayır ve evet derken başkalarının ve sizin sınırlarınız ihlal ediliyorsa pek çok kişisel sorun da hemen yanı başınızda atak yapmayı bekler durumda demektir. Etrafınızda bu kadar çok şey size dokunurken, yani sınırlarınızın içindeyken gerçekten yapmak istediğiniz hiçbir şey için ne zamanınız, ne gücünüz kalır dahası kimseyi mutlu da edemezsiniz hatta çevrenizdekilerin bazılarına hak ettiklerinden daha fazla değer (zaman, para, emek) verdiğinizde, onlar istemeden verdikleriniz her şey öfke olarak dönecektir, bazen de anlaşmazlık olarak.
Çocuklar için sınır konusunu öğrenmenin iki yolu var.
Bir tanesi anne babanın model olarak nerede hayır deneceği konusunu çocuğa yaşatarak öğretmesi.... Bu noktada önemli bir ayrıntıya dikkat çekmek isterim. Sürekli hayır denmesi de yanlıştır. Çünkü sürekli hayır denmesi çocuğun kendisini dışlanmış ve istenmeyen olarak algılamasına neden olur. Yalnızca anne baba sınırlar konusunda birbirine saygılı olup, model olsa bile çocuk bunu öğrenecektir.
Bir diğer öğretme yolu ise bunun doğrudan çocuğa anlatılmasıdır. Özellikle küçük çocuklar için bedenini korumak noktasına dikkat çekmek isterim. Bu noktada iyi dokunma kötü dokunma arasındaki farkın da anlatılması yararlıdır. Bu noktada sevdiği bir kişi dahi olsa hayır diyerek kendini korumayı öğretmek ona ömür boyu kendini korumasını sağlar. Hayır ifadesinin yanlış olduğunu öğretmekse kendini koruyamama, kötüye de evet deme riskini artırır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Hayır Demeyi Öğretin" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Perihan SAYIN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Perihan SAYIN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Perihan SAYIN Fotoğraf
Psk.Dnş.Perihan SAYIN
Ankara
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi25 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Perihan SAYIN'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Hayır Demeyi Öğretin' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sosyal Fobi Nisan 2011
► Hayal Et Gerçek Olsun! Aralık 2010
► Kendini İfade Et! Aralık 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


01:34
Top