2007'den Bugüne 92,310 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Med Cezir Manzaraları
YAZI #1889 © Yazan Psk.Yetkin KUŞAN | Yayın Kasım 2013
Her gün bir takım yeni durumlar yaşıyor, yeni kavramlarla karşılaşıyoruz. Bunlara bağlı olarak hayattan beklentilerimiz de çeşitleniyor. Bu kadar çeşitlilik içinde, yeni ortama uyum sağlamak bir yana, ne olduğunu bile anlayamadığımız süreçler yaşıyoruz. Bu anlaşılmaz süreçleri bize yaşatanlar, bazen küresel iklim değişikliği, göçler, savaşlar; bazen de yeni bir iş, yeni birisiyle tanışma, yeni bir kültürü tanıma gibi sorguladığımız ve anlamaya çalıştığımız labirentlerdir. Bu labirentlerden birine giren kişinin yaşadığı öncelikli üç şey vardır: Labirentin ebatlarını tahmin etmek, labirentte ilerlerken sabırlı davranıp stresle mücadele etmek ve son olarak çıkış yolunu bulmak.

Günlük hayatımızda evrenle ilgilendiğimiz gibi kendi iç evrenimizi de açıklamaya çalışırız. Bu bizde sorgulamalar yaratır.
Yazılı ve görsel medya kaynaklarından bilgiler alıyor ve birçok konuda uzmanların görüşlerini öğrenme fırsatına sahip oluyoruz. Bu durum çoğunlukla olumlu olduğu gibi bilgi kirliliğine de neden olabilmektedir. Kendimizi açıklama gayreti içerisinde, biyolojik rahatsızlıkların yanı sıra psikolojik kökenli rahatsızlıklarla ilgili de durumumuzla ilgili öngörülerde bulunuyoruz. Depresyona girdiğimizi düşünüyor, panik atak oldum diyoruz. Bazen de hipokondriyazise (Hastalık hastalığı) yakalanıyoruz...
Depresyonu ele alırsak yapılan araştırmalara göre insanların yüzde 80-90’ı hayatında en az bir kez depresyona yakalanıyor. Bu hastalık; çocukluk, ergenlik, orta yaş, yaşlılık dönemi ve bunlar arasındaki geçiş aşamalarında, olağanüstü değişik yaşam olaylarında edindiğimiz ön bilgiler ve stresle başa çıkma gücümüzle bağlantılı olarak gelişir ve bunlara bağlı olarak da şiddeti ve sıklığı belirlenir. Gelecekten olumlu beklentinin azlığı, çaresizlik, bıkkınlık gibi durumlarda depresyonda olduğumuzu söyleriz ancak bu çoğu zaman depresyon değil depresif ruh halidir.

Panik atak, son yıllarda çok duyulan değişik duygu-düşünüş durumlarıyla ilgili ifadelerden birisidir. Her çaresizlik, duygusallaşma, gelecekten ümitsizlik gibi durumların depresyona girmek olarak değerlendirilemeyeceği gibi her panik atak da hastalık olarak değerlendirilemez. Aslında patolojik olan, hastalık diye nitelendirilen şey panik bozukluktur. Panik atak, bazı durumlarda karşılaşabileceğimiz reaksiyonlardır. Mesela sınav öncesi ve esnası, stresli bir iş toplantısı veya yoğun geçen bir dönemimizde kalbimiz hızlanır, panik hissedilir, kaygı artabilir ve fiziksel olarak değişik ataklar oluşabilir. Oysa panik bozukluk bir takım kriterlerin referans alındığı kendiliğinden, bazı durumlarla her karşılaşıldığında(araba, otobüs, uçak vb.) ve bu durumlarda bazen oluşan çarpıntı, sıcak-soğuk basması, baş dönmesi, panik, çıldırma ve ölme düşüncesi gibi bir takım duygu-düşünüş-davranış ve fizyolojik tepkimelerin olduğu bir atak durumdur. Kişinin hasta olup olmadığı profesyonel bir süreç içerisinde otoritelerin kabul ettiği tanı kriterleri baz alınarak; test, gözlem ve görüşme yöntemleriyle bulgulanır.
İki ayrı hastalığı genel yönleriyle açıkladık. Bu hastalıkların genel yönlerini açıklasak da, ikisini de başlı başına bu yazıdan ayrı ve kapsamlı olarak ele almak gerekir. Bu iki hastalığın toplumda çok dillendirilmesi yaygın olmasından kaynaklıdır. Yine sık rastlanan kapsamlı ele alınması gereken bir başka psikolojik hastalık da obsesif kompulsif bozukluktur. (Temizlik, simetri gibi takıntı bozukluğu).
Kendi ruh halimizi, bazen kulaktan dolma bilgilerle bazen de bunlara kendi yorumlarımızı katarak açıklamaya çalışırız. Çeşitli çıkarımlar yapmamız, yaşam kalitemizi bazen yükseltir. Fakat profesyonel yardım almadan kendi ruhumuz ve bedenimizle ilgili çıkarımlarımız eksik kalabilir veya tamamen yanlış olabilir. Gerçekten hasta olsak bile, eksik olan bilgilerimizle, kendimizi yeterinde değerlendiremeyiz ve bu durum kaygımızı daha da arttırır. Bunun dışında her biyolojik rahatsızlıkta, örneğin kanserde erken teşhisin önemli olduğu gibi psikolojik-psikiyatrik rahatsızlıklarda da bu geçerlidir. Bireye uygun profesyonel tedavi yöntemi başlatılmazsa danışanın tedavisi veya yaşam kalitesini artırmak güçleşebilir

Psikolojik Danışman Yetkin KUŞAN
http://www.hurhaber.com/haber/Psikolojik-med-cezirler/336946
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Yetkin KUŞAN Fotoğraf
Psk.Yetkin KUŞAN
Antalya
Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi36 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Yetkin KUŞAN'ın Makaleleri
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Med Cezir Manzaraları' başlığıyla eşleşen başka makale bulunamadı.
► Doğa, Şehir ve İnsan Haziran 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:03
Top