Yetişkin Yanımız; Yetişkin Ego Durumu Hakkında
Gün içinde binlerce "şey" yapıyoruz; mimiklerimizden düşüncelerimize, yemek yeme davranışlarımızdan ebeveyn tutumlarımıza, beden hareketlerimizden iç konuşmalarımıza kadar binlerce şey olup gidiyor. Ve bizler çoğu zaman bu şeylerin farkında olmadan kararlar veriyoruz. Olayları muhakeme etmiyor, akılcı bir şekilde, objektif değerlendirmiyor, doğrusunu yanlışını analiz etmeden yani otomatik olarak seçimler yapıyoruz.
Kısacası; çoğunlukla erken çocukluk döneminde ve sonrasında nasıl alıştık ve öğrendiysek yetişkinlikte de öyle devam ediyoruz. Tıpkı bir bilgisayar gibi çocuklukta kodlanıyor, program kendini güncellemediği için yetişkinlikte de aynı programla çalışıp duruyoruz...
Bebeklik ve çocukluk dönemi, karakter yapısının oluşumunda oldukça önemlidir. Yıllardır psikologlar bunu gözlemleyip araştırıyorlar. Bilişsel yapılarımız ve kimliğimizin alt yapısı erken çocukluk dönemde şekilleniyor. Yetişkinlikte ise, yeri ve zamanı geldiğinde, çocuklukta oluşmuş komutların düğmesine basıyor ve harekete geçiyoruz. Geçmişimizi değiştiremeyebiliriz ama geleceğimiz bizim elimizde. Bizler, artık üç ya da beş yaşında değiliz. Aklımızı kullanabilir, otomatikleştirdiğimiz davranışlarımızı fark edebilir, farkında olarak seçimler yapabiliriz. Yeniden kararlar alabilir, bu kararlar için mücadele edebiliriz. Mesela; ekmek olmadan doyabilmeyi, yavaş yemek yemeyi seçebiliriz. İnsanları ya da kendimizi daha az eleştirmeyi, daha az şikayet etmeyi deneyebiliriz. Mesela bazen başkalarını boş vererek içimizden geldiği gibi kahkaha atmaya, bazen de başkalarının yaşantısını anlamak için çaba sarf etmeye karar verebiliriz. Kendimizi, insanları, hayvanları ve doğayı daha çok sevmeyi deneyimleyebiliriz. Bol bol güzel hayaller kurmak, dostlarla sohbet etmek, sık sık yürüyüşler yapmak için zaman ayırabiliriz. Küsmek yerine konuşmayı, öfkelenip deliye dönmek yerine koşmayı tercih edebiliriz. İçimizdeki çocuğu fark edip onun doğallığına doğru zamanda izin vermeyi, içimizdeki düşünce kalıplarını, önyargıları fark edip yetişkin yanımızla kararlar almayı deneyebiliriz. Bazen de tüm benliğimizi, ihtiyaçlarımızı, eksikliklerimizi ve farkındalığımızı bir kenara bırakıp en keyif aldığımız şeyi yapmak için zamanı yapılandırabiliriz. Ezberlerimizi bozabilir, yetişkin yanımızla kararlar alıp, aldığımız kararları uygulamayı seçebiliriz. Seçimlerimizin sorumluluklarını alıp yetişkin yanımızı daha da büyütebiliriz... "Biliyorum ama yapamıyorum." diyorsanız, uzman kişilerden psikolojik destek almayı da deneyebilirsiniz.
Ve unutmayalım ki; hepimiz aslında "Yeterince İYİ ve Değerli"yiz. Ebeveyn tutumlarımız, genetik aktarımlarımız, toplumsal yargılarımız, eğitim eksikliklerimiz, önyargılı, sevgisiz, eleştirel ve soğuk ortamlarda yetiştirilmemiz az ya da çok düşünce kalıplarımızı, bir olayı algılamamızı, jest ve mimiklerimizi, iyi ya da kötü kalpli oluşlarımızı, şükredişlerimizi, doyumsuzluklarımızı, kontrolcülüğümüzü, adam sendeciliğimizi, başkalarını memnun edişlerimizi, takdir beklentimizi, rekabet algımızı, ben merkezci yapımızı, kendimizi beğenmişliklerimizi ve daha nice içsel yapılarımızı etkilemiştir. "Coğrafya kaderdir." der İbni Haldun. Kraliyet ailesinde doğsaydık ya da Afganistan'da bir kabilede bambaşka karakterlerimiz ve yaşamlarımız olabilirdi. O yüzden hiçbirimiz adil bir şekilde başlamadık hayata. Ve eğer adalet istiyorsak, yetişkin yanımızı büyütmeye sadece kendimiz için değil, insanlık için de ihtiyacımız var. Çünkü yetişkin yanımız yaşamın adil kısmıdır; hepimizin içinde vardır. Zengin fakir, kültürlü cahil, rahat gergin, içe dönük dışadönük demeden herkeste vardır. Sadece kimimizin daha kolay, kimimizin daha zor gelişir.
Okumak, psikoterapi almak, sorgulamak, farkındalığımızı arttırmak, analitik düşünmek, gözlemlemek ve bilinçlenmek içimizdeki yetişkin yanımızı genişletmenin bazı yollarıdır. Yetişkin yanımızı genişletebilmek adına bir kaç kitap ve video önerim olacak. Birincisi benim üzerine yaklaşık 300 saat eğitim aldığım ve çok değer verdiğim terapi yaklaşımlarından olan "Transaksiyonel Analiz"in kurucu Berne ile beraber çalışmış ve eğitimler almış Psikiyatrist Thomas Harris'in "Ben OK'im, Sen OK'sin" kitabı, diğeri bir çok tanınmış kişi ile çalışmış "Akış Kuramı"nı geliştiren Psikolog Mihaly Csikzentmihalyi'nin "Mutluluğun sırrı; Akış" TedX konuşmasının videosu (İngilizcesi olanlara Flow adında kitabı önerilir), üçüncüsü İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi kamplarında dört yılını geçirmiş, tüm ailesini kamplarda, gaz odalarında kaybetmiş, işkencelere maruz kalmış Psikoterapist Viktor Frankl'in "İnsanın Anlam Arayışı" adlı kitabı, dördüncüsü ise ruh sağlığı uzmanlarının sıklıkla başvurduğu Şema Terapisi alanında Proföser Doktor David Burns'un herkes için kaleme aldığı "İYİ Hissetmek, Yeni Duygu Durum Tedavisi" isimli kitabıdır.
Ve son olarak yazar Hakan Günday'ın senaryosunu yazdığı "Şahsiyet" dizisinden bir replikle yazımı bitiriyorum; "65 yaşına geldim. Geçen doğum günümde yine bir dilek tuttum, çocuk gibi. Yine imkansız bir dilekti. Ne diledim biliyor musunuz? İyi bir insan olmayı!"...
"İyi Bir İnsan" olmak için çabalayan yetişkin yanımızı büyütmemize vesile olması dileğiyle...
Sevgiler ve saygılar...
Psikolog
Meltem ŞAHİNER
Kısacası; çoğunlukla erken çocukluk döneminde ve sonrasında nasıl alıştık ve öğrendiysek yetişkinlikte de öyle devam ediyoruz. Tıpkı bir bilgisayar gibi çocuklukta kodlanıyor, program kendini güncellemediği için yetişkinlikte de aynı programla çalışıp duruyoruz...
Bebeklik ve çocukluk dönemi, karakter yapısının oluşumunda oldukça önemlidir. Yıllardır psikologlar bunu gözlemleyip araştırıyorlar. Bilişsel yapılarımız ve kimliğimizin alt yapısı erken çocukluk dönemde şekilleniyor. Yetişkinlikte ise, yeri ve zamanı geldiğinde, çocuklukta oluşmuş komutların düğmesine basıyor ve harekete geçiyoruz. Geçmişimizi değiştiremeyebiliriz ama geleceğimiz bizim elimizde. Bizler, artık üç ya da beş yaşında değiliz. Aklımızı kullanabilir, otomatikleştirdiğimiz davranışlarımızı fark edebilir, farkında olarak seçimler yapabiliriz. Yeniden kararlar alabilir, bu kararlar için mücadele edebiliriz. Mesela; ekmek olmadan doyabilmeyi, yavaş yemek yemeyi seçebiliriz. İnsanları ya da kendimizi daha az eleştirmeyi, daha az şikayet etmeyi deneyebiliriz. Mesela bazen başkalarını boş vererek içimizden geldiği gibi kahkaha atmaya, bazen de başkalarının yaşantısını anlamak için çaba sarf etmeye karar verebiliriz. Kendimizi, insanları, hayvanları ve doğayı daha çok sevmeyi deneyimleyebiliriz. Bol bol güzel hayaller kurmak, dostlarla sohbet etmek, sık sık yürüyüşler yapmak için zaman ayırabiliriz. Küsmek yerine konuşmayı, öfkelenip deliye dönmek yerine koşmayı tercih edebiliriz. İçimizdeki çocuğu fark edip onun doğallığına doğru zamanda izin vermeyi, içimizdeki düşünce kalıplarını, önyargıları fark edip yetişkin yanımızla kararlar almayı deneyebiliriz. Bazen de tüm benliğimizi, ihtiyaçlarımızı, eksikliklerimizi ve farkındalığımızı bir kenara bırakıp en keyif aldığımız şeyi yapmak için zamanı yapılandırabiliriz. Ezberlerimizi bozabilir, yetişkin yanımızla kararlar alıp, aldığımız kararları uygulamayı seçebiliriz. Seçimlerimizin sorumluluklarını alıp yetişkin yanımızı daha da büyütebiliriz... "Biliyorum ama yapamıyorum." diyorsanız, uzman kişilerden psikolojik destek almayı da deneyebilirsiniz.
Ve unutmayalım ki; hepimiz aslında "Yeterince İYİ ve Değerli"yiz. Ebeveyn tutumlarımız, genetik aktarımlarımız, toplumsal yargılarımız, eğitim eksikliklerimiz, önyargılı, sevgisiz, eleştirel ve soğuk ortamlarda yetiştirilmemiz az ya da çok düşünce kalıplarımızı, bir olayı algılamamızı, jest ve mimiklerimizi, iyi ya da kötü kalpli oluşlarımızı, şükredişlerimizi, doyumsuzluklarımızı, kontrolcülüğümüzü, adam sendeciliğimizi, başkalarını memnun edişlerimizi, takdir beklentimizi, rekabet algımızı, ben merkezci yapımızı, kendimizi beğenmişliklerimizi ve daha nice içsel yapılarımızı etkilemiştir. "Coğrafya kaderdir." der İbni Haldun. Kraliyet ailesinde doğsaydık ya da Afganistan'da bir kabilede bambaşka karakterlerimiz ve yaşamlarımız olabilirdi. O yüzden hiçbirimiz adil bir şekilde başlamadık hayata. Ve eğer adalet istiyorsak, yetişkin yanımızı büyütmeye sadece kendimiz için değil, insanlık için de ihtiyacımız var. Çünkü yetişkin yanımız yaşamın adil kısmıdır; hepimizin içinde vardır. Zengin fakir, kültürlü cahil, rahat gergin, içe dönük dışadönük demeden herkeste vardır. Sadece kimimizin daha kolay, kimimizin daha zor gelişir.
Okumak, psikoterapi almak, sorgulamak, farkındalığımızı arttırmak, analitik düşünmek, gözlemlemek ve bilinçlenmek içimizdeki yetişkin yanımızı genişletmenin bazı yollarıdır. Yetişkin yanımızı genişletebilmek adına bir kaç kitap ve video önerim olacak. Birincisi benim üzerine yaklaşık 300 saat eğitim aldığım ve çok değer verdiğim terapi yaklaşımlarından olan "Transaksiyonel Analiz"in kurucu Berne ile beraber çalışmış ve eğitimler almış Psikiyatrist Thomas Harris'in "Ben OK'im, Sen OK'sin" kitabı, diğeri bir çok tanınmış kişi ile çalışmış "Akış Kuramı"nı geliştiren Psikolog Mihaly Csikzentmihalyi'nin "Mutluluğun sırrı; Akış" TedX konuşmasının videosu (İngilizcesi olanlara Flow adında kitabı önerilir), üçüncüsü İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi kamplarında dört yılını geçirmiş, tüm ailesini kamplarda, gaz odalarında kaybetmiş, işkencelere maruz kalmış Psikoterapist Viktor Frankl'in "İnsanın Anlam Arayışı" adlı kitabı, dördüncüsü ise ruh sağlığı uzmanlarının sıklıkla başvurduğu Şema Terapisi alanında Proföser Doktor David Burns'un herkes için kaleme aldığı "İYİ Hissetmek, Yeni Duygu Durum Tedavisi" isimli kitabıdır.
Ve son olarak yazar Hakan Günday'ın senaryosunu yazdığı "Şahsiyet" dizisinden bir replikle yazımı bitiriyorum; "65 yaşına geldim. Geçen doğum günümde yine bir dilek tuttum, çocuk gibi. Yine imkansız bir dilekti. Ne diledim biliyor musunuz? İyi bir insan olmayı!"...
"İyi Bir İnsan" olmak için çabalayan yetişkin yanımızı büyütmemize vesile olması dileğiyle...
Sevgiler ve saygılar...
Psikolog
Meltem ŞAHİNER
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.