Hemoroid Hayatınızı Zehir Edebilir!
1-Hemoroit sık karşılaşılan hastalık mıdır?
Hemoroit, halk arasında bilinen yaygın adıyla basur, toplumda sanıldığından daha da fazla sıklıkla görülen bir sağlık problemidir. Yurtdışı kaynaklı tarama çalışmalarına göre 62 ile yüzde 86 arasında bildirilen görülme sıklıkları bunu en geçerli kanıtıdır. Ülkemizde bu denli sağlıklı bir veri olmasa da bir arkadaş grubunda veya aile arasında sohbet sırasında konu hemoroidden açılırsa görülecektir ki, çoğunluğun hayatın değişik zamanlarında değişik şiddet ve sürelerde hemoroite ait yakınmalarla başlarının derde girdiği ortadadır. Hatta pek çok kişi ailede birkaç kişide birden olması nedeniyle bunun kuvvetle kalıtsal bir hastalık olduğunu düşündürür.
2-Hemoroit nasıl başlıyor, şikâyetleri nelerdir?
Hemoroit bacaklardaki varise benzer biçimde aslında bir toplardamar hastalığıdır. Dışkının boşaltıldığı anüs kanalı içinde ve ağzında yer alan toplardamarların torbalaşması sarkması memeleşmesi ve kanaması şeklinde hastalık ortaya çıkar. Aslında tıbben iki tür hemoroidden bahsedilebilinir, iç hemoroit ve dış hemoroit. Bu sınıflandırma tamamen hemoroit memesi haline gelen damarların anüsün içinden veya dışından kaynaklanıyor olması ile ilgilidir.
3-Hastalar doktora gitmekten neden çekinir?
Bunun birkaç sebebi vardır; ilki hastalık mahrem kabul edilen bir bölgemizde ortaya çıkıyor olması, ikincisi geçmişte hemoroit ameliyatı olmuş olan hastaların yaşadığı kötü tecrübeler, üçüncüsü ne yapılırsa yapılsın hemoroitin tekrarlanacağı korkusu.
4-Hangi hastaya hangi yöntemlerin kullanılacağına nasıl karar verilir?
Başlangıç evrelerinde hastaların sadece dışkılama sırasında kanama yakınmaları vardır. Taze kırmızı renkte bir kanama söz konusudur. Özellikle kabızlık problemi olanlarda dışkının sert ve güçlü çıkarılması ve tekrarlayan aşırı ıkınmalar nedeniyle hemoroit gelişmesi daha kolay olmaktadır. Bu evrelerde doktora başvurarak tanı konulması durumunda cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan tanı konulması mümkündür.
5-Tekrar hemoroit olmamak için neler yapılmalıdır?
-Günde en az 1,5-2 lt. su içmeli,
-Tuvalette uzun süre oturulmamalı,
-Kişisel temizliğe önem vermeli,
-Dar giysiler giyilmemeli,
-Alkol, özellikle bira, şarap içilmemeli,
-Acı, baharat, turşu yenilmemeli,
-Kahve, çay (1 fincan) fazla olmamalı,
-Kuruyemiş, çikolata yenilmemeli,
-Ağır yük kaldırmaktan kaçınılmalı,
-Bol sebze-meyve yenilmeli,
Hemoroid hastalığının en yaygın belirtisi kanamadır. Hasta dışkılama için tuvalete gittiğinde damla damla veya ince fışkırır tarzda kanama olur. Kan parlak kırmızı renkte taze kan diye tabir ettiğimiz kandır. Erken evredeki hastalarda başka hiçbir yakınma olmadan yalnızca kanama olabilir.
Dış hemoroidlerde ve tromboz dediğimiz kanın damar içerisinde pıhtılaştığı iç hemoroid hastalarında ağrı görülebilir.
2. evreden sonra ilerleyen hemoroidlerde anüs ağzında memeler ortaya çıkar. Bu hemoroid memeleri zaman zaman şişip patlayarak kanamaya neden olabilir. Yine erken evrelerde hiç kanama veya meme olmadan hastalarda sadece kaşıntı görülebilir. Hemoroid hastalarında bu genel yakınmaların biri veya bir kaçı bir arada bulunabilir. Bu hastaların diğer bir ortak bulgusu da çoğunluğunun kabızlık sorunu olmasıdır. Anüs bölgesinde kanama, kaşıntı, ağrı veya ele gelen meme olan hastaların mutlaka bir genel cerrahi uzmanına başvurarak önce muayene olması ve teşhis konulmasında mutlak yarar vardır. Kulaktan dolma bilgilerle veya daha önce hemoroid hastalığı nedeniyle başka bireylere uygulanan tedavileri denemek hastaya zaman kaybettirerek hastalığının ilerlemesine neden olabilir. Çünkü bu yakınmaların varolması demek mutlaka hastada hemoroid hastalığı var demek değildir. Özellikle dışkılamada kanama olması ihmal edilmeyecek bir durum olup bir barsak kanserinin ilk ve erken semptomu olabilir.
Hemoroid hastalığında tanı çok kolaydır. Genellikle muayene sırasında tanı konulabildiği gibi bazı durumlarda ışıklı kamera ile anal kanalın içinin incelenmesi (rektoskopi) veya tüm kalın barsakların incelenmesine kolonoskopi denilen yönteme ihtiyaç olabilir. Klinik bulgulara göre bunun kararını uzman hekim vermelidir.
HEMOROİD TEDAVİSİNDE LAZER
Son yıllarda çok popüler olan bir konu olan lazerle hemoroid tedavisi. Her ilgi uyandıran tedavi yönteminde olduğu gibi lazerde hemoroid tedavisinde de bir iyi niyet susitimali söz konusu olabilir. Özellikle bilinmesi gereken konu; diod lazer, Nd-YAG, CO2 lazer gibi farklı lazer enerji kaynakları olduğudur. Hemoroid tedavisinde yaygın olarak diod lazer kullanılmaktadır. Ancak hastalardan sadece 2. Evre ve bazı 3. Evre iç hemoroidlerde etkili olabilir. Diğer hemoroid çeşitlerinde yetersiz gelecektir. Lazerle hemoroid tedavisinde genellikle klasik tedavi yöntemlerine göre;
*Daha az ağrı, * Daha erken işe dönüş., *Makatta daralma veya tam tersi dışkı kaçırma gibi sorunlar çok daha nadir görülmektedir.
Hemoroit, halk arasında bilinen yaygın adıyla basur, toplumda sanıldığından daha da fazla sıklıkla görülen bir sağlık problemidir. Yurtdışı kaynaklı tarama çalışmalarına göre 62 ile yüzde 86 arasında bildirilen görülme sıklıkları bunu en geçerli kanıtıdır. Ülkemizde bu denli sağlıklı bir veri olmasa da bir arkadaş grubunda veya aile arasında sohbet sırasında konu hemoroidden açılırsa görülecektir ki, çoğunluğun hayatın değişik zamanlarında değişik şiddet ve sürelerde hemoroite ait yakınmalarla başlarının derde girdiği ortadadır. Hatta pek çok kişi ailede birkaç kişide birden olması nedeniyle bunun kuvvetle kalıtsal bir hastalık olduğunu düşündürür.
2-Hemoroit nasıl başlıyor, şikâyetleri nelerdir?
Hemoroit bacaklardaki varise benzer biçimde aslında bir toplardamar hastalığıdır. Dışkının boşaltıldığı anüs kanalı içinde ve ağzında yer alan toplardamarların torbalaşması sarkması memeleşmesi ve kanaması şeklinde hastalık ortaya çıkar. Aslında tıbben iki tür hemoroidden bahsedilebilinir, iç hemoroit ve dış hemoroit. Bu sınıflandırma tamamen hemoroit memesi haline gelen damarların anüsün içinden veya dışından kaynaklanıyor olması ile ilgilidir.
3-Hastalar doktora gitmekten neden çekinir?
Bunun birkaç sebebi vardır; ilki hastalık mahrem kabul edilen bir bölgemizde ortaya çıkıyor olması, ikincisi geçmişte hemoroit ameliyatı olmuş olan hastaların yaşadığı kötü tecrübeler, üçüncüsü ne yapılırsa yapılsın hemoroitin tekrarlanacağı korkusu.
4-Hangi hastaya hangi yöntemlerin kullanılacağına nasıl karar verilir?
Başlangıç evrelerinde hastaların sadece dışkılama sırasında kanama yakınmaları vardır. Taze kırmızı renkte bir kanama söz konusudur. Özellikle kabızlık problemi olanlarda dışkının sert ve güçlü çıkarılması ve tekrarlayan aşırı ıkınmalar nedeniyle hemoroit gelişmesi daha kolay olmaktadır. Bu evrelerde doktora başvurarak tanı konulması durumunda cerrahi bir müdahaleye gerek kalmadan tanı konulması mümkündür.
5-Tekrar hemoroit olmamak için neler yapılmalıdır?
-Günde en az 1,5-2 lt. su içmeli,
-Tuvalette uzun süre oturulmamalı,
-Kişisel temizliğe önem vermeli,
-Dar giysiler giyilmemeli,
-Alkol, özellikle bira, şarap içilmemeli,
-Acı, baharat, turşu yenilmemeli,
-Kahve, çay (1 fincan) fazla olmamalı,
-Kuruyemiş, çikolata yenilmemeli,
-Ağır yük kaldırmaktan kaçınılmalı,
-Bol sebze-meyve yenilmeli,
Hemoroid hastalığının en yaygın belirtisi kanamadır. Hasta dışkılama için tuvalete gittiğinde damla damla veya ince fışkırır tarzda kanama olur. Kan parlak kırmızı renkte taze kan diye tabir ettiğimiz kandır. Erken evredeki hastalarda başka hiçbir yakınma olmadan yalnızca kanama olabilir.
Dış hemoroidlerde ve tromboz dediğimiz kanın damar içerisinde pıhtılaştığı iç hemoroid hastalarında ağrı görülebilir.
2. evreden sonra ilerleyen hemoroidlerde anüs ağzında memeler ortaya çıkar. Bu hemoroid memeleri zaman zaman şişip patlayarak kanamaya neden olabilir. Yine erken evrelerde hiç kanama veya meme olmadan hastalarda sadece kaşıntı görülebilir. Hemoroid hastalarında bu genel yakınmaların biri veya bir kaçı bir arada bulunabilir. Bu hastaların diğer bir ortak bulgusu da çoğunluğunun kabızlık sorunu olmasıdır. Anüs bölgesinde kanama, kaşıntı, ağrı veya ele gelen meme olan hastaların mutlaka bir genel cerrahi uzmanına başvurarak önce muayene olması ve teşhis konulmasında mutlak yarar vardır. Kulaktan dolma bilgilerle veya daha önce hemoroid hastalığı nedeniyle başka bireylere uygulanan tedavileri denemek hastaya zaman kaybettirerek hastalığının ilerlemesine neden olabilir. Çünkü bu yakınmaların varolması demek mutlaka hastada hemoroid hastalığı var demek değildir. Özellikle dışkılamada kanama olması ihmal edilmeyecek bir durum olup bir barsak kanserinin ilk ve erken semptomu olabilir.
Hemoroid hastalığında tanı çok kolaydır. Genellikle muayene sırasında tanı konulabildiği gibi bazı durumlarda ışıklı kamera ile anal kanalın içinin incelenmesi (rektoskopi) veya tüm kalın barsakların incelenmesine kolonoskopi denilen yönteme ihtiyaç olabilir. Klinik bulgulara göre bunun kararını uzman hekim vermelidir.
HEMOROİD TEDAVİSİNDE LAZER
Son yıllarda çok popüler olan bir konu olan lazerle hemoroid tedavisi. Her ilgi uyandıran tedavi yönteminde olduğu gibi lazerde hemoroid tedavisinde de bir iyi niyet susitimali söz konusu olabilir. Özellikle bilinmesi gereken konu; diod lazer, Nd-YAG, CO2 lazer gibi farklı lazer enerji kaynakları olduğudur. Hemoroid tedavisinde yaygın olarak diod lazer kullanılmaktadır. Ancak hastalardan sadece 2. Evre ve bazı 3. Evre iç hemoroidlerde etkili olabilir. Diğer hemoroid çeşitlerinde yetersiz gelecektir. Lazerle hemoroid tedavisinde genellikle klasik tedavi yöntemlerine göre;
*Daha az ağrı, * Daha erken işe dönüş., *Makatta daralma veya tam tersi dışkı kaçırma gibi sorunlar çok daha nadir görülmektedir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Hemoroid Hayatınızı Zehir Edebilir!" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Servet YETGİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Servet YETGİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
| Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
