Çocuklarımız Gerçekten Ne İstiyor?
Değişen Dünya ve hızlı yaşam; stres, sıkıntı ve sonu gelmez koşuşturmaları beraberinde getiriyor. Herkes bir yerlere, bir şeylere yetişme telaşı içinde. Daha iyi, daha güzel, daha refah olsun derken farkında bile olmadan hayat hızla geçiyor… İnsanoğlunun bu sürecine bir de anne baba olmak dahil olunca işler bazen iyice içinden çıkılmaz hale gelebiliyor. Kendisiyle ilgili hedeflere henüz ulaşamadığını düşünen anne babanın hedefler listesine her geçen gün yenileri ekleniyor:
‘Çocuğumuzun geleceği’.
Hal böyle olunca hissedilen kaygının kontrolden çıkmasıyla anne baba bir yandan çocuğa hayatı öğretmeye çalışırken bir yandan da az gördüğü zamanları en güzel şekilde geçirmek istiyor. Bir tarafta çok çalışmalıyım, çok kazanmalıyım, çocuğuma iyi bir gelecek inşa etmeliyim gibi düşünceler ağır basarken; diğer taraftan çocuğuma yeterince zaman ayıramıyorum, acaba ben iyi bir anne baba mıyım, boşlukları telafi etmeliyim gibi düşünceler baskın gelebiliyor. Bu ikilemli duygu ve düşünceleri yaşayan ve suçluluk duygusu yaşayan anne babalar kontrolsüz bir şekilde öfke patlamaları yaşarken hemen arkasından af dilercesine çocuğuna sarılıp ağlayabiliyorlar.
Peki, bu duygu selinin içinde çocuklar ne hissediyor olabilir acaba? Gerçekten istedikleri iyi oyuncaklara sahip olmak, en iyi imkanlara sahip olmak, en mükemmel şekilde yetiştirilmek mi dersiniz? Çocukların doğal, kendiliğinden ve katkısız dünyalarına baktığımızda aslında bu sorunun cevabı kesinlikle hayır. Onlar en başta karşılarında ne yaptığını bilen anne baba ve yetişkinler görmek istiyorlar. Hele ki buna kontrolden çıktıkları anlarda daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Bu şekilde dünyaya güven oluşturuyorlar. Kendilerini kaybedip -çocukça- davrandıklarında karşılarında kendine hakim olabilen yetişkinler, yol göstericiler görmek istiyorlar. Diken üstünde, hata yapmaktan korkan, mükemmel çocuk yetiştirmek isteyen mükemmel anne babalar değil, zaman zaman hata da yapabilen fakat yaptığı hatalardan dolayı kendisini helak etmeyen, hayatta hata yapılabilir, önemli olan düşmek değil düştükten sonra tekrar kalkmaktır diyebilen anne babalar istiyorlar. Yedi gün yirmi dört saat kendisiyle ilgilenen ve oyun oynayan oyuncak ebeveynler değil, kısıtlı zamanlarda da olsa anne babalarıyla sadece kendilerine özel anlar yaşamak istiyorlar. Sınırları olan bir dünyada, güvenli sınırlar içinde özgür olabilmeyi istiyorlar. En önemlisi de sürekli kendini ve ebeveynliğini sorgulayan değil, anne babalığına güvenen, kendinden emin yetişkinlerin kontrolünde olmak istiyorlar.
Acaba çocuklar mı çok şey istiyor yoksa anne babalar mı beklentileri yüksekte tutuyor dersiniz?.. Bazen biri, bazen öteki, bazen de hiç biri… Cevabı her ne olursa olsun; önce kendinize, sonra anne babalığınıza ve çocuğunuza güvenin… Dünü ve yarını yaşamak yerine bugünün farkına varın ve anın tadını çıkarın, arada bir de olsa…
Tabii bütün bunların yanı sıra anne babaların mutlaka yapmaları gereken şeyler var.
* Onu sevin ve bol bol sarılın
* Onu özveriyle dinleyin
* Sabırlı olun
* İstekleri ve ihtiyaçları arasındaki farkı bilin
* Şefkat gösterin
* Hatalarına karşı hoşgörülü olun
* Yaşına uygun sorumluluklar verin
* Arkadaşlarını tanıyın
* Bağımsızlığa teşvik edin
* Söz verdiyseniz mutlaka tutun, tutamayacaksanız kesinlikle söz vermeyin
* Öğüt vermeyin, model olun
* Yaratıcılığını teşvik edin
* Disiplini öğretin.
* Ceza vermeyin. Bunun yerine ödül yöntemini kullanın
* Olumluya odaklanın, unutmayın olumsuza odaklanmak olumsuzu arttırır
* Seçimlerine, duygularına saygı gösterin
‘Çocuğumuzun geleceği’.
Hal böyle olunca hissedilen kaygının kontrolden çıkmasıyla anne baba bir yandan çocuğa hayatı öğretmeye çalışırken bir yandan da az gördüğü zamanları en güzel şekilde geçirmek istiyor. Bir tarafta çok çalışmalıyım, çok kazanmalıyım, çocuğuma iyi bir gelecek inşa etmeliyim gibi düşünceler ağır basarken; diğer taraftan çocuğuma yeterince zaman ayıramıyorum, acaba ben iyi bir anne baba mıyım, boşlukları telafi etmeliyim gibi düşünceler baskın gelebiliyor. Bu ikilemli duygu ve düşünceleri yaşayan ve suçluluk duygusu yaşayan anne babalar kontrolsüz bir şekilde öfke patlamaları yaşarken hemen arkasından af dilercesine çocuğuna sarılıp ağlayabiliyorlar.
Peki, bu duygu selinin içinde çocuklar ne hissediyor olabilir acaba? Gerçekten istedikleri iyi oyuncaklara sahip olmak, en iyi imkanlara sahip olmak, en mükemmel şekilde yetiştirilmek mi dersiniz? Çocukların doğal, kendiliğinden ve katkısız dünyalarına baktığımızda aslında bu sorunun cevabı kesinlikle hayır. Onlar en başta karşılarında ne yaptığını bilen anne baba ve yetişkinler görmek istiyorlar. Hele ki buna kontrolden çıktıkları anlarda daha çok ihtiyaç duyuyorlar. Bu şekilde dünyaya güven oluşturuyorlar. Kendilerini kaybedip -çocukça- davrandıklarında karşılarında kendine hakim olabilen yetişkinler, yol göstericiler görmek istiyorlar. Diken üstünde, hata yapmaktan korkan, mükemmel çocuk yetiştirmek isteyen mükemmel anne babalar değil, zaman zaman hata da yapabilen fakat yaptığı hatalardan dolayı kendisini helak etmeyen, hayatta hata yapılabilir, önemli olan düşmek değil düştükten sonra tekrar kalkmaktır diyebilen anne babalar istiyorlar. Yedi gün yirmi dört saat kendisiyle ilgilenen ve oyun oynayan oyuncak ebeveynler değil, kısıtlı zamanlarda da olsa anne babalarıyla sadece kendilerine özel anlar yaşamak istiyorlar. Sınırları olan bir dünyada, güvenli sınırlar içinde özgür olabilmeyi istiyorlar. En önemlisi de sürekli kendini ve ebeveynliğini sorgulayan değil, anne babalığına güvenen, kendinden emin yetişkinlerin kontrolünde olmak istiyorlar.
Acaba çocuklar mı çok şey istiyor yoksa anne babalar mı beklentileri yüksekte tutuyor dersiniz?.. Bazen biri, bazen öteki, bazen de hiç biri… Cevabı her ne olursa olsun; önce kendinize, sonra anne babalığınıza ve çocuğunuza güvenin… Dünü ve yarını yaşamak yerine bugünün farkına varın ve anın tadını çıkarın, arada bir de olsa…
Tabii bütün bunların yanı sıra anne babaların mutlaka yapmaları gereken şeyler var.
* Onu sevin ve bol bol sarılın
* Onu özveriyle dinleyin
* Sabırlı olun
* İstekleri ve ihtiyaçları arasındaki farkı bilin
* Şefkat gösterin
* Hatalarına karşı hoşgörülü olun
* Yaşına uygun sorumluluklar verin
* Arkadaşlarını tanıyın
* Bağımsızlığa teşvik edin
* Söz verdiyseniz mutlaka tutun, tutamayacaksanız kesinlikle söz vermeyin
* Öğüt vermeyin, model olun
* Yaratıcılığını teşvik edin
* Disiplini öğretin.
* Ceza vermeyin. Bunun yerine ödül yöntemini kullanın
* Olumluya odaklanın, unutmayın olumsuza odaklanmak olumsuzu arttırır
* Seçimlerine, duygularına saygı gösterin
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuklarımız Gerçekten Ne İstiyor?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Akın ÖZGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Akın ÖZGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden | ||||
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.