2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aleksitimi / K
MAKALE #20157 © Yazan Psk.Büşra YURTSEVER | Yayın Aralık 2018 | 3,190 Okuyucu
ALEKSİTİMİ / K

Ne hissettiğimi çoğu kez tam olarak bilemem ,
Duygularım için uygun kelimeleri bulmak benim için zordur.
İçimde ne olup bittiğini bilmiyorum
İçimdeki duyguları yakın arkadaşlarıma bile açıklamak bana zor gelir.
İnsanlarla,duygularından çok günlük uğraşları hakkında konuşmayı yeğlerim ....
Toronto Aleksitimi Ölçeğin de yer alan bu cümleler eğer sizin doğrularınızdan biriyse DİKKAT !
ALEKSİTİMİ ( Duygusal körlük,Duygusal sağırlık, Duygularının farkında olamama, Duygu dilsizliği....) YAŞIYOR OLABİLİRSİNİZ !!! Bu bir hastalık ,rahatsızlık değildir ,kişilik durumudur. Çaba sarfedilirse bunun üstesinden gelinebilinir.

ALEKSİTİMİ NEDİR ? bunun hakkında birden çok tanımlayıcı açıklamalar vardır .Bunlardan bazıları ;

1) “duyguları algılama, tanımlama ve açıklama konusunda yetersiz olmak” şeklinde tarif edilen bir kişilik durumudur.
2) Duyguların farkında olamama
3) Duygu Dilsizi
4)Duygu Körlüğü
5 ) Duygu Sağırlığı
6) Duyguları tanıma ,bunu ifade etme ve bedensel duyumları ayırt etme yönünde zorluk yaşama.
7) Kelime Eski Yunancada (Alexo, "kovmak") ve (thumos "ruh, duygu, düşünce") kökünden oluşuyor; yani aslen “duyguyu kovmak” anlamına geliyor.

Duygusuzluk durumu : Bazı insanlar gerçekten de, bizim sevgi, üzüntü, mutluluk, aşk, acı, sevinç, keder, nefret, coşku, hırs, öfke vs isimlerle tanımladığımız hiçbir türden duyguyu bilmezler. Kalp atışları hızlanır; anlayamazlar. Midelerine kramplar girer; sebebini tarif edemezler. İşte bu insanları tanımlayan kelime, duygusuzluk, duygu sağırlığı ya da duygu körlüğü olarak da ifade edilen ALEKSİTİMİ dir.

ALEKSİTİMİK KİŞİLER VE TEMEL ÖZELLİKLERİ:

*Mutluluk, acı, özlem, sevgi, coşku, öfke vb duyguların farkındalığından veya bunları ifade edecek sözcüklerden yoksun olmalarıdır. Bu kişiler aynı şekilde başkalarının duygularını anlamakta ve empati kurmakta da zorluk yaşadıklarından, duygusal yanıt vermekte yetersiz kalırlar. Haliyle de, sosyal bağlılıkta ve kişiler arası ilişkilerde problemler yaşarlar.

*Duyguları için söyleyecek sözleri yoktur.
*İçgörü ve empati yoksunudurlar. Empatinin kökeni öz bilinçtir.

Duygularımıza nekadar açıksak ,hisleri okumayı da o kadar iyi beceririz. ALEKSİTİMİK KİŞİLER kendisinin ne hissettiği hakkında hiçbir fikri olmayanlar,çevresindeki kişilerin ne hissetiğini anlamaktan ve nasıl karşılık(tepki) verileceiğinden tamamen acizdirler.

*Bu kişiler tonlara karşı sağırıdırlar; İnsanların söz ve hareketlerinin dokusunu oluşturan duygusal notalar ve akorların- ses tonunun ,duruş değişikliğinin çok şey ifade eden sessizliklerinin, her şeyi açığa vuran bir titremenin farkına varamazlar.

*Kendileri hakkında ne hissetikleri konusunda kafaları karışık olan alektisimikler, başkaları hislerini onlarla paylaştıklarında da aynı şekilde bir karmaşayı yaşarlar. Başkalarının ne hissettiğini kaydedememek duygusal zeka bakımından da eksikliktir ve insan olmak anlamında da başarısızlıktır. Çünkü ; ilginin, şefkatin kökü olan duygusal ahenk ( empati,kabul, karşılık) yetisinden kaynaklanır. Bu yeti de Duygusal Zekanın aktif şekilde işlediğinin ispatıdır. Ayrıca bu yeti; Birinin ne hissettiğini bilme/ satıcılık ve yöneticilikten / gönül ilişkileri ve ebeveynliğe ,insanların acılarını paylaşmaktan ,siyasal etkinliğe kadar pek çok farklı alanda karşımıza çıkmaktadır.

* Duygularını tanıyamazlar, robotik olabilirler. Öfkelendiklerini,sevindiklerini,heyecanlandıklarını, kızdıklarını,...belli etmeden daha kuru yaşarlar. Duyguların söze dökülememesi yoksun içsel yaşam demektir. Ve bu durum kişinin sosyal ilişkilerinde sorunlu bir iletişimi peşinden getirir.

*Duygularını ifade edemeyen zorluk yaşayan bu kişiler, çok sıklıkla duygusal çatışmalarını bedende yansıtırlar. Yani bastırılmış olan fiziki tepki olarak geri döner. Vücut ağrıları,mide ağrıları,huzursuz bağırsak sendromu ... vb belirtilerle kendini gösterir.

* Aleksitimikler yaşamlarını -meli, -malılar üzerine kuruyorlar. Yıkılmaz duvarları daha fazla.

Evet, hayatı sadece ödev bilinci içinde yaşayan insanlar olabiliyorlar. -Meli, -malılar arasında bazı insanlar hayatın duygusal yönlerini gözden kaçırabiliyorlar. Bu da hayatın çok kuru, yüzeysel yaşanmasına yol açıyor ve sonuçta o insanla yaşayan insanlara da yeterli bir tatmin duygusu vermez. Bir şey söylemeden anlaşılmayı bekledikleri için onlarla ilişkiye geçenler hep zihin okumak zorunda kalırlar. Haliyle bu tür ilişkilerde yanlış anlaşılmaya dayalı kavgalar çok sık oluyor.

Aleksitimik kişiler duygusal dünyaları etrafında zırh örerler. Bunu bilerek ve isteyerek yapmazlar, yetişmeleri bu şekilde olmuştur. Anneleri veya onlara bakanlarla aralarında yeterli derecede güvenli bir bağ oluşmamıştır. Bu yüzden duyguları ifade edecek gerekli ortamı ta, ilk çocukluk yıllarından itibaren yakalayamamışlardır.

Bu durumu anlamak için, öncelikle duygularımızın nasıl oluştuğuna ve bunun dille olan ilişkisine bakalım. İnsan duygularını iç içe geçmiş Matruşka bebekleri olarak düşünürsek, merkezdeki en küçük bebek bedensel tepkilerimizdir:

Örneğin sevdiğimiz insanı gördüğümüzde kalbimizin çarpması, fazla sinirlendiğimizde midemizin bulanması, üzülünce ağlamak gibi. Beyin bu bedensel tepkilere anlamlar yükler, duyguları bunların etrafında Matruşka bebeği gibi genişletecek farklı kodlamalar yapar. Bizler de bu kodlamalara göre, hissettiğimiz şeyin iyi mi kötü mü, zayıf mı şiddetli mi olduğunu bilir; sonra bu duyguları tarif edip isimlendiririz.

Aleksitimiklerin de herkes gibi duygularının olduğu, ama beynin onları ifade etmede sorun yaşadıkları düşünülüyordu. Bu ise sağ beyinde oluşan duyguların sol beynin dille ilgili alanlarına iletilmesinde problem olduğuna, yani iki yarı küre arasında bir iletişim kopukluğu olduğuna yoruluyordu.

Aachen Üniversitesi’nden Katharina Goerlich-Dobre’a göre, beynin sağ ve sol yarı küreleri arasındaki sinirsel bağlantılar cerrahi müdahale ile koparıldığında, bu kişiler artık hiçbir duyguyu tanımlayamaz, isimlendiremez duruma geliyordu. Uzmanlar bunu, duyguları işlemekle görevli sinirsel devrelerin “kısa devre” yapmasına bağlıyor.

Beynin singulat korteksi, duyguların beyindeki tezahürünü bu kişilerde bloke ediyor. Yani diyelim kişinin kalp atışları hızlanıyor; ancak bunu tetikleyenin “heyecan” olduğunu bilmiyor; çünkü duyguları işleyen devrelere böyle bir mesaj ulaşamıyor. Kısacası “Matruşka” büyüyemiyor.

Aleksitimi genetik nedenlerle de oluşabildiği gibi, yetiştiğimiz ortam veya yaşadığımız bir travmanın sonucu da olabiliyor : Örneğin sosyalleşmeyle çok yakından ilişkili olduğu düşünülüyor. Ayrıca anne babası ile beraber iyi sosyalleşememiş çocuklarda beyninin duyguları tanıma bölümünün yeterince gelişemeyebileceği de olası nedenler arasında. Yaşanan travmalar .

ALEKSİTİMİKLERİN Peki, diğer bireylere göre hiç mi üstün yönleri olmuyor? bu kişilerin konsantrasyonu asla duygular nedeniyle sekteye uğramaz bu nedenle odaklandıkları işte daha başarılı olabilirler.


Genelde erkekler duygusuz olmakla suçlanırlar. Aleksitimi ile cinsiyet arasındaki bağlantı nedir?

Evet, erkekler kadınlara göre biraz daha fazla aleksitimik bulunuyor. Kadınlar daha sözel. Sözlü dünyaları daha gelişmiş; erkeklerin ise pratik duyguları.


ALEKSİTİMİ TEDAVİ EDİLEBİLİR VE TEDAVİSİ MÜMKÜN !

Psikoterapi ve dugular dünyasına yolculuk / İnsanların duygularıyla yüzleşmesine sağlamak/ Duygularını farketmesini sağlamak/ Duyguların korkulacak şeyler olmadığını anlatmak / Bilişsel davranışçı terapiler yani psikoterapi, kişilerin bu duygu veya ifade yetersizliğini kavrayabilmelerine, bunun kaynağını anlayabilmelerine, ortaya çıkan fiziksel belirtilerle de daha kolay baş etmelerine yardımcı olabiliyor.

BU ALANDAKİ BECERİLERİNİZİ GELİŞTİRMEK İÇİN SİZLERE BİRKAÇ ÖNERİM VAR :

Günlük Tutmak: Araştırmalar, günlük tutanların ve özellikle de günlüklerde hislerinden bahsedenlerin duygusal farkındalıklarını başarılı bir şekilde artırabildiklerini ortaya koyuyor. Uzmanların önerisiyse, hemen her gün yazmak ve -ilk başta zor gelse demutlaka hissedilen farklı duygulardan bahsetmek.

Roman Okumak: İnsanların farklı ve özel duygularından bahseden, onları inceleyen ve ayrıntılı bir şekilde betimleyen edebi eserler kişinin kendi duygularıyla tanışması yolunda muhteşem bir köprü görevi görebiliyor.

Dışa vurumcu Sanat Dalları: Dans, oyunculuk ve müzisyenlik gibi dallar kişinin duygularını sanat aracılığıyla dışa vurması için mükemmel araçlar. Aleksitimi sorunu yaşayanlar, bu sanatlarla duygularını hissedebilmeyi ve onları anlamlandırabilmeyi öğrenebiliyorlar, özellikle de çocuklar…



Psikoterapi: Diyalektik davranış terapisi ve bilişsel terapi türleri, bireylerin kendi duygularını tanımasını ve ruhsal durumlarıyla ilgili farkındalıklarının artmasına yardımcı olabiliyor.

Grup Psikoterapisi: Grup terapisindeki diğer katılımcılarla duygu alışverişi yapan bireyler, kendi duygularını keşfetmeye adım adım yaklaşabiliyorlar.

PSİKOLOG BÜŞRA YURTSEVER
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aleksitimi / K" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Büşra YURTSEVER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Büşra YURTSEVER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Büşra YURTSEVER Fotoğraf
Psk.Büşra YURTSEVER
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi22 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Büşra YURTSEVER'in Yazıları
► Aleksitimi Psk.Dnş.Nuray ÖZBEN AVŞAR
► Aleksitimi Psk.Özlem YILMAZ
► Aleksitimi-Alexithymia Dr.Psk.Şükriye VAROL
► Aleksitimi Üzerine Bir Gözden Geçirme Dr.Psk.Dnş.İlker KABA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'Aleksitimi / K' başlığıyla benzeşen toplam 7 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:09
Top