2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Çocuklarda Evden Kaçma Davranışı
MAKALE #20399 © Yazan Uzm.Psk.Emin DÖNMEZ | Yayın Mart 2019 | 28,845 Okuyucu
Evden kaçma olgusu modernleşen dünya ile birlikte zorlukları da beraberinde getirmekte ve her geçen gün birçok nedenden dolayı evden kaçan çocuk ve genç sayısı artmaktadır. Köyden kente göçün yaygınlaşması ve yaşam şartlarının zorlaşmasıyla birlikte çocukların evden kaçma davranışı insan varlığını tehdit eden ve üzerinde ciddiyetle durulması gereken sosyal bir sorun olarak yaşanmaktadır.

Aile içinde ya da toplumda meydana gelen olumlu veya olumsuz bütün olaylardan her insan gibi çocuklar da etkilenmektedir. Ancak çocuklar yetişkinler gibi yeterli tecrübe ve birikime, gelişmiş mantığa ve güçlenmiş bir iradeye sahip olmadıkları için karşılaştıkları olumsuz şartları, ani değişiklikleri ve zorlukları anne baba desteği olmadan kolay aşamazlar. Aile büyüklerinden birinin ölümü, babanın işini kaybetmesi, yeni bir eve taşınılması, okulunun değiştirilmesi, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi gibi beklenmedik olayları ve değişiklikleri çocuklar kolay kabullenemez, uyum sağlamakta zorluk çekerler. Anne ve babasından destek gören, sevilen, özgüven duygusu gelişmiş bir çocuk kısa sürede yeni duruma uyum sağlayabilir. Uyum sağlayıncaya kadar geçen süre içinde çocukta görülen davranış bozuklukları ruh sağlığına zarar vermeyen geçici uyum bozukluklarıdır. Bu uyum bozuklukları aslında çocuğun sosyal gelişimi için faydalı olan tecrübelerdir.

Genel olarak ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olarak tanımlanmaktadır. Bu dönem birçok değişimin bir arada ve hızlı bir biçimde yaşandığı dönemdir. Bu değişimler fiziksel duygusal sosyal ve bilişsel alanlarda gerçekleşir. Ergenlik döneminde çocuklar kimlik arayışında oldukları için çocukluktan daha farklı özellikler taşırlar. Özellikle ergenler bu dönemde çelişkili davranışlar gösterirler. Bu özellik daha çok bağımlılıklar açısından yaşanabilir. Özgürlüklerine en düşkün oldukları bu dönemde bağımlılık ergenleri çok ürkütür. Ancak, yaşadıkları karmaşa nedeniyle neye bağımlı olduklarını anlamadan bağımlı olabilirler. Ayrıca ergenlik dönemi gençlerin risk almaktan çekinmedikleri ya da olumsuz koşulları yeterince değerlendiremedikleri bir dönemdir. Ergenlik dönemindeki ergenlerin riskli davranışlara yönelik eğilimleri olması ebeveynleri bu dönemde çocuklarına karşı nasıl davranacakları yönünde zorluklar yaşar. Ergenin bu dönemde kendine güveni fazladır ve ani kararlar alıp uygulamaktan kaçınmaz. Bu dönemde yapılan hatalar ergen tarafından pek kabul edilmez. Ergen genellikle yaptığı davranışın arkasında durur ve savunur. Sağlıklı bir iletişim kurulmadığı takdirde yardım almaya pek yanaşmaz ve asi davranışlar gösterebilir.

Ergenlik döneminde ergenlerde görülen riskli durumlardan biri de çocuğun evden kaçmasıdır. Bu döneminde çocukların bütün imkânları veya ihtiyaçları sağlansa bile evden kaçma olasılıkları vardır. Özellikle ergenlik döneminde karşımıza çıkan evden kaçma davranışı bu döneminin özelliği olan bağımsızlık ve özgürlük duygusu çocukların evden kaçmalarını hızlandırmaktadır.

Evden kaçma nedir?

Evden kaçma davranışı; 18 yaşın altındaki bir çocuğun veya gencin ailesinin veya velisinin izni olmadan bir ya da daha fazla gün eve gelmemesi ve en az iki gece evden kaçmış olması olarak tanımlanabilir.

Evden kaçma davranışı çocuğun kişisel gelişimini olumsuz etkilediği gibi kanunla ihtilafa düşme riskini arttırır. Çocuğun evden kaçmasıyla birlikte dışarıda birçok riskle karşılaşma olasılığı yükselir. Dışarıda sağlıksız ve güvensiz ortamlarda yaşamak durumunda kalan çocuk ve gençler alkol ve madde kullanımı, sağlıksız beslenme, kaçırılma, fiziksel ve psikolojik gelişim bozukluğu, kendine zarar verme ve her türlü şiddet ve istismara maruz kalma gibi risklerle karşı karşıya gelebilmektedirler.

Evden kaçma şekilleri

Çocuk ve gençlerin evden kaçma şekilleri incelendiğinde üç farklı şekilde olduğu görülmektedir.

• Bunlardan en sık rastlananı ailesel nedenlerden dolayı çocuğun evden kaçmasıdır. Bunlar sıklıkla fiziksel, cinsel ya da sözel istismar yaşantısı olmaktadır. Bazen de ailenin çocuğunu ihmal etmesinden dolayı da çocuk evden uzaklaşmaktadır.
• Ailenin çocuğu artık yanında istememesi ve evden atması durumudur. Bazı çocukların evden sık kaçmaları, madde kullanmaları ya da çocukta görülen bazı psikolojik bozukluklarla uğramaktan bıkan aile çocuğu artık sokağa atmaktadır.
• Diğer kaçma şekli ise çocuğun bulunduğu kurumdan kaçmasıdır. Çocuğun yaşadığı durumları tolere edememesi sonucunda kaldığı kurumdan kaçmasıdır. Eğer çocuk madde bağımlısı ise kaçma davranışı da sıklıkla görülmektedir.

Evden kaçma davranışı çocuğun kişisel gelişimini olumsuz etkilediği gibi kanunla ihtilafa düşme riskini arttıran bir davranıştır. Çocuğun evden kaçmasıyla birlikte dışarıda bir çok riskle karşılaşma olasılığı yüksektir. Dışarıda sağlıksız ve güvensiz ortamlarda yaşamak durumunda kalan bu çocuklar çeşitli suçlara bulaşmakta veya bulaştırılmaktadır. Çocuğun sokağa düşmesiyle sokağın güvensiz ve sağlıksız olması çocuğu suça teşvik etmektedir.

Yaygınlık

Amerika’da yapılan araştırmalar 18 yaşına kadar her sekiz çocuktan birinin 14–16 yaşları arasında evden kaçtıklarını belirtmiştir. Evden kaçan bu çocukların %60–70’ inde fiziksel ve cinsel istismara rastlanmıştır. İstismar yüzünden evden kaçma daha çok kız çocukları arasında görülmektedir. Amerika’ da yapılan çalışmalar 1,3 milyon evden kaçan ve sokakta yaşayan çocuk olduğunu göstermektedir. Bu çocuklardan 5000’ i saldırı, hastalık ve intihar yüzünden ölmektedir(Son 2002).

Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneğinin yaptığı bir araştırmada, ankete katılanların %6,6’sı (n=207) en az bir kez evden kaçtığını, %77,1’i (n=2425) evden kaçmayı hiç düşünmediklerini belirtmiştir. 575 öğrenci (%18,3) evden kaçmayı düşündüğünü ancak evden kaçmadığını ifade etmiştir. Evden kaçma riski erkeklerde kızlara oranla yaklaşık üç kat daha yüksek bulunmuştur (odds oranı: 2.74, GA:1.98–3.79).

Tablo 1: Evden kaçmayı düşünen ve evden kaçanların oranı
N %
Evden kaçmayı hiç düşünmedim 2425 77.1
Evden kaçmayı düşündüm ama kaçmadım. 575 18.3
13 yaşından önce evden kaçtığım oldu 45 1.4
13 yaşımdan sonra evden kaçtığım oldu 66 2.1
Hem 13 yaş öncesi. hem de 13 yaş sonrası kaçtığım oldu 36 1.1
Toplam 3147 100

Evden kaçanlar içinde evden kaçma sıklığına bakıldığında sadece bir kez evden kaçanların oranının daha yüksek olduğu (%47,8) ancak %16,4’ünün de 5 kereden fazla evden kaçtığı görülmüştür. Erkek ve kız öğrenciler arasında evden kaçma sıklığı açısından farklılık gözlenmiştir.

İlk kez evden kaçma yaşlarına bakıldığında büyük çoğunluğun (%42,6) ilk kez 13–15 yaş arasında kaçtığı, erkek öğrencilerin kızlara oranla daha erken yaşta evden kaçmaya başladıkları gözlenmiştir.

Evden kaçtığını belirtenlerin %42,6’sının dışarıda geçirdikleri en uzun süre bir gecedir. Dışarıda geçirilen en uzun süre açısından cinsiyetler arasında bir fark yoktur. Evden kaçanların %35,1’i bu süreyi arkadaşının evinde geçirdiğini belirtmiştir. Evden kaçanların yaklaşık dörtte biri (%26,2) evden kaçtığında sokakta kalmaktadır. Evden kaçtığında arkadaşının evinde kaldığını belirtenlerin oranı kız öğrencilerde erkeklere oranla daha fazladır ancak evden kaçtığında kaldıkları yer arasında cinsiyete göre bir fark yoktur.

Tablo 2: Cinsiyete göre evden kaçma sayısı, ilk kaçma yaşı, dışarıda geçirilen en uzun süre ve kalınan yer
Genel Erkek Kız
N % N % N %
Evden kaçma sayısı*
Bir kez 99 47.8 67 44.4 31 59.6
2-3 kez 50 24.2 33 21.9 15 28.8
4-5 kez 24 11.6 18 11.9 5 9.6
5’den fazla 34 16.4 33 21.9 1 1.9
Evden ilk kaçma yaşı**
7-9 yaş 33 20.4 30 25.4 3 7.3
10-12 yaş 24 14.8 19 16.1 5 12.2
13-15 yaş 69 42.6 44 37.3 22 53.7
16 yaş ve üstü 36 22.2 25 21.2 11 26.8
Dışarıda geçirilen en uzun süre***
1 gece dışarıda kaldım 72 42.6 44 36.4 24 54.5
2-3 gece dışarıda kaldım 41 24.3 32 26.4 9 20.5
4 gece dışarıda kaldım 22 13.0 17 14.0 5 11.4
4 geceden fazla dışarıda kaldım 34 20.1 28 23.1 6 13.6
Kaldığı yer****
Arkadaşımın evinde 59 35.1 37 31.1 20 43.5
Sokakta 44 26.2 37 31.1 7 15.2
Bir akrabamda 30 17.9 18 15.1 11 23.9
Diğer 35 20.8 27 22.7 8 17.4
* X2=12.07, sd:3, p:0.007; ** X2=7.50, sd:3, p:0.037; *** X2=4.64, sd:3, p:0.200; ****X2=6.50, sd:3, p:0.89

Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği’nin Tutuklu ve hukumlü ergenlerle yaptı çalışma sonuçlarına bakıldığında, kurumda bulunan çocuklardan %59.4’ ünün daha önce evden kaçtığı saptanmıştır.

Çocukların evden kaçma sayısına baktığımızda %43.8’ inin 6 kez ve daha fazla evden kaçtığı görülmektedir. Evden 2 ya da 3 kere kaçan çocuk oranı ise %21.8, 1 kere kaçanların oranı ise %28.1 olarak saptanmıştır (Tablo 1).

Tablo 1 Evden kaçma sayısı
n %
1 kere 45 28.1
2-3 kere 34 21.3
4-5 kere 11 6.9
6 kere ve daha fazla 70 43.8


Yine aynı araştırma sonuçlarına bakıldığında, evden kaçan çocukların %41.9 oranıyla yarıya yakın kısmı sokakta, %27.5’i arkadaşında, %16.3’ü akrabalarında ve %14.4’ü ise başka yerlerde kaldığı görülmüştür.

Evden kaçan çocuklaran %60’ ı 5 gece ve daha fazla sokakta kaldığı görülürken, %31.3’ ü ise 1 gece sokakta kalmaktadır (Tablo 2).

Tablo 2 En uzun sokakta kalma süresi
n %
1 gece 50 31,3
2-3 gece 9 5,6
4 gece 5 3,1
5 gece ve daha fazla 96 60,0

Evden kaçma nedenleri

Genellikle ergenlerin evden kaçma kararı yaşadıkları stresle ve olanaklarla ilişkilidir. Evden kaçma davranışının nedenleriyle ilgili yapılan çalışmalara baktığımızda birden fazla nedenin bu davranışa sebep olduğunu görmekteyiz. Özellikle aile içinde yaşanan sorunlar çocukların evden kaçmalarını hızlandırmaktadır. Sokakta yaşayan çocuklar üzerinde yapılan araştırmalar evden kaçmanın nedenleri arasında aile içi şiddetin öncelikli olduğunu gösteriyor. Bunların yanında ergenin “özgürlük” arayışı, otorite ile yaşadığı sorunlar, madde kullanımı da evden kaçma davranışının nedenleri arasında sayılabilir. Özellikle alkol veya madde kullanımı ruhsal ve sosyal olarak gencin karar alma süreçlerinde önemli bir etkiye sahiptir. Madde kullanımı evden kaçma davranışına yönelmede en büyük etkenlerden biridir. Ergenin alkol veya madde kullandığının öğrenilmesi aile içinde ciddi çatışmalara ve sorunlara neden olabilmektedir. Aile içinde yaşanan bu çatışma ve anlaşmazlık çocuğun maddeye yönelmesini hızlandırmakta ve maddeyi daha rahat kullanmak için evden kaçma eğilimini arttırmaktadır. Ayrıca aile üyelerinden birinin baskı yapması ve gencin madde kullanmaktan dolayı utanç ve suçluluk duygusu içinde olması çocuğun evden kaçma riskini arttırmaktadır.

Evden kaçma davranışında ergenin yaşadığı bazı psikolojik sorunlar da neden olduğunu belirtmiştik. Ergenlerde görülen depresyon, intihar girişimi ya da davranışı, davranım bozukluğu, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu belirtileri de evden kaçan çocuklarda sıklıkla görülen sorunlar olarak bilinmektedir.

Evden kaçma davranışı üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde ve evden kaçan çocuklarla yapılan görüşmelere bakıldığında çocukların evden kaçmasında en sık görülen nedenler şunlardır.

— Aile içinde yaşanan sorunlardan kaçmak, örneğin…

• Ailede yaşadığı ihmal ve istismardan kaçmak
• Cinsel ve fiziksel şiddetten kaçmak
• Akran grubu ve çevredeki kaçmayı özendirici ortamın etkisi
• Çocuğun arkadaş seçimi ile aile arasındaki uyuşmazlık
• Kıyafet zevki, dışarıda kalma süresi gibi nedenlerle aileyle çatışma yaşaması

— Okul ve kurallar karşısında zorluk yaşaması yüzünden çocuğun aileye yabancılaşması.

—Evde sorumluluk almaktan ve kendine sıkıcı gelen işlerden uzaklaşmak istemesi

—Ailede ihtiyaç duyduğu desteği bulamaması, ailenin çocuğu maddi olarak desteklememesi ve çocuğa güç yönünden destek olmaması nedeniyle evden kaçma.

— Aile içinde evden kaçan bir kardeşin olması ve onu örnek alması

— Çocuğun kafasındaki meşhur olma, para kazanma gibi hayalleri gerçekleştirme isteği

— Ailenin çocuğu yanında istememesi ve evden atması

— Heyecan ve macera yaşamak istemesi

— Bireysel patolojiler, çocuk ve gençlerin evden kaçma nedenleri arasında sayılabilir.

Evden kaçma davranışı bazen kendini cezalandırma ve/veya kendine iyi davranmayanları cezalandırma amacı da taşıyabilir.

Evden kaçma davranışını hızlandıran faktörler

Genellikle evden kaçma davranışı ergenlik dönemine denk gelmektedir. Bu dönemde ergenlerin olayları değerlendirme biçimleri ve içinde oldukları duygulanım süreçleri evden kaçmalarına etki etmektedir. Bu dönemde ergenlerin yoğun duygular içinde olması, davranışlarındaki gidip gelmeler, sık sık çatışmalar yaşaması, farklı şeylere yönelmesi, arayış içinde olması vb. nedenlerden dolayı ergenin aldığı kararlarda sağlıklı bir değerlendirme yapamamasına neden olur. Çabuk ve uç kararlar alabilir ve aldığı kararları değerlendirmede zorluk yaşar. Bu dönemde kendine güven fazladır ve ani kararlar alıp uygulamaktan kaçınmaz. Bu dönemde yapılan hatalar ergen tarafından pek kabul edilmez yanlış olsa da yaptığı davranışın arkasında durur ve savunur. Eğer sağlıklı bir iletişim kurulamadığı takdirde yardıma pek yanaşmaz. Otoriteye karşı gelmeler fazladır ve başına buyruk davranmayı seçer. Çocuğun evden kaçmasını hızlandıran birçok faktör vardır. Bunlar:

• Ergenliğe geçiş dönemi
• Hayal peşinde olma
• Okulda başarısızlık
• Sevdiğine kaçma
• Madde ve alkol kullanımı
• Her türlü istismar
• Aile içinde ve/veya dışarıda şiddet
• Aile ile iletişim kuramama
• Çocuğun yaşadığı suçluluk duygusu
• Arkadaş baskısı veya etkisi

Çocuğu sokağa iten sosyal etkenler

Çocuk ve gençlerin evden kaçma nedenlerine bakıldığında ailesel ve kişisel nedenlerin yanında sosyal zorlamalarında önemli etkisinin olduğu görülmektedir. Toplumda ortaya çıkan sosyal faktörler aile içindeki bireylerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve yaşam biçimlerinin şekillenmesinde önemli bir işleve sahiptir.

Göç ve Kentleşme

Türkiye’nin toplumsal-ekonomik yapısı ve sorunlarını son elli yılda belirleyen toplumsal olguların başında nüfus artışı, göç ve kentleşme gelmektedir. Türkiye’ de 1940’lı yıllardan bu yana yaşanan ve zaman zaman hızını arttıran göç, son yıllarda kırsal ve kentsel nüfus oranlarında büyük değişmeye yol açmıştır. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sokak çocukları sorunu göç ve kentleşme olgusuyla birlikte ortaya çıkmıştır. Türkiye’ de ilk sokakta yaşayan çocuklara 1940’lı yıllarda İstanbul’ da rastlanmaktadır.

Kırdan kente göçün yoğunlaşmasıyla birlikte kentteki yaşamın zorlukları aile içinde huzursuzlukları artırmakta ve çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle Doğudan ve İç Anadolu bölgesinden göç eden kalabalık aileler, şehirde yaşam zorluklarıyla karşılaşmakta ve bu ailelerin çocukları küçük yaşta çalışmak zorunda kalmaktadır. Göçle birlikte ortaya çıkan yapısal değişiklikler fiziksel yapıyı etkilediği gibi kişilerin davranışlarını, düşüncelerini hatta heyecanlarının değişmesinde yol açabilmektedir. Kentteki yaşamın zorlukları ve yaşanan yoksulluk aile içindeki ilişkileri olumsuz yönde etkilemekte ve çatışmalara yol açmaktadır. Aile içinde yaşanan bu tip çatışmalar çocukları olumsuz etkilemekte ve çocuğun evden kaçmasını hızlandırmaktadır. Yaşanan bu sorunlardan en olumsuz biçimde etkilenenler ise çocuklardır. Çocuklar nasıl etkilenmektedir.

Ekonomik sorunlar

Aile içinde yaşanan ekonomik sorunlar çocuğun evden kaçmasıyla büyük bir ilişkiye sahiptir. Evden kaçan çocukların ailelerinin gelir durumuna bakıldığında çok düşük olduğu ve ailenin geçim sıkıntısı yaşadığı görülmektedir. Geçim sıkıntısı yaşayan bu çocuklar çalışmak zorunda kalmakta ve sokakla erken yaşta tanışmaktadır. Sokakta çalışmak durumunda kalan bu çocuklar zaman ilerledikçe evden soğumakta ve farklı bir yaşam alanını içine girebilmektedir. Ekonomik sorunlar yaşayan aileden bir çocuğun çalışmak için ayrılması her ne kadar aile çocuğundan ayrı kalmanın hüznünü yaşasa da bazı aileler bu durumu külfetin azalması olarak görebilmektedir.

Çocuğun istismarı

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de çocuklar aile içinde ve aile dışında her türlü istismara uğramakta ve şiddete maruz kalmaktadır. Aile içinde veya başka ortamlarda istismara uğrayan çocuklar yaşadıkları bu olumsuz durum hakkında kimseye söyleyememekte ve evden kaçmayı bir çözüm olarak düşünebilmektedir. Ülkemizde kısıtlı çalışmalar, istismarın her ortamda yaygın olduğunu ama sokağa kaçan çocukların %100’e varan oranlarda olduğunu göstermektedir (Polat 2002). İstismar yaşayan çocuk yaşadığı istismarı birileri bildiğinde kendisini suçlu gibi hissetmekte ve utanç duymaktadır. Çocuğun ihmal edilmesi ve istismara uğraması çocuğun evden kaçmasını hızlandırmakta ve psikolojik olarak ciddi yaralar bırakmaktadır. Çocuklar yaşadıkları bu durumu birilerine söylemekte tereddüt yaşarlar. Bunun birçok nedeni olabilir. Bunlar:

• Kendisine kimsenin inanmayacağını düşünebilir
• Cinsel istismarın kendi hatası olduğunu ve bu yüzden başının belaya girmesinden korkabilir.
• Başına gelen durumu nasıl anlatacağını bilemeyebilir
• İstismar eden kişinin belaya bulaşmasını istemeyebilir
• Bu konuyu konuşmaktan utanç duyabilir
• Bazı çocuklar bu durumun yanlış olduğunun farkında olmayabilir
• Konuşacak uygun kişi ve uygun zaman bulamayabilir (Yalın ve ark 2002).


Evden kaçma davranışı ve aile ortamı

Çocuklar sağlıklı bir aile ortamında kendini mutlu ve güvende hisseder. Çocuklar yaşama dair birçok şeyi aile içinde öğrenir ve geliştirme imkânı bulurlar. Bütün çocuklar gelişim dönemlerinin her evresinde ailenin desteğine ve ilgisine ihtiyaç duyar ve onlardan sevgi bekler. Aile içinde yaşanan her tür davranış çocuğun ilgisini çeker ve bu davranışları kendisine model olarak alır. Birçok ebeveyn çocuğun anlamayacağını düşünerek (o daha çocuk veya aklı yetmez) çocukların olduğu ortamlarda uygun olmayan davranışta veya sözlü tartışmalarda bulunurlar. Çocuğun yanında yapılan uygun olmayan davranışlar veya sözlü tartışmalar çocuğu olumsuz yönde etkiler. Aile içinde yaşanan her bir durum çocuk tarafından gözlenir ve çocuğun davranışlarında ve ruhsal dünyasında önemli değişimlere neden olabilir.

Bazen aile içinde yaşanan olumsuzluklar, çocuğun içinden çıkamayacağı bir hal alabilir veya yaşanan olumsuzlukları çocuk anlamakta güçlük çekebilir. Aile içinde yaşanan bu tür yaşantılar çocuğun yalnızlaşmasına ve içine kapanmasına neden olabilir. Bazen de çocukta aileden uzaklaşma düşünceleri oluşabilir. Evden kaçan çocuklar nedensiz yere evden kaçmazlar. Evden kaçan çocukların büyük bir bölümü aileleriyle sorun yaşamakta veya aile içinde uygun olmayan davranışlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bazı ailelerde de ebeveynler ve çocuklar arasında sağlıklı bir iletişimin kurulamaması veya çocuğun ihmali çocuğun evden soğumasına neden olabilmektedir. Aile içinde yaşanan bu sorunlar çocukların evden kaçmasına neden olabilmektedir. Çocuklar yaşadıkları veya karşılaştıkları bu sorunlarla baş edememekte ve kendilerini baskı altında hissetmektedir. Özellikle ergenlik döneminde karşımıza çıkan evden kaçma davranışı ergenlik döneminin özellikleri olan bağımsızlık ve özgürlük duygusu çocukların evden kaçmalarını hızlandırmaktadır.

Çocukların aile ortamından kaçmasına neden olan birçok faktör vardır. Sıcak aile ortamından sevgiden ilgiden mahrum kalmasından dolayı evden kaçması olduğu gibi ailede şiddetli geçimsizlik fakirlik dayak ve eğitimsizlik gibi olumsuzluklar çocukları önemli derecede etkilemekte ve evden kaçmalarına sebep olabilmektedir. Özellikle anne babanın sorunlu bir ayrılık yaşaması çocukları olumsuz etkilemektedir. Parçalanmış bir ailenin içinde yaşayan çocuklar çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalır ve bu zorluklarla baş etmekte güçlükler yaşayabilir. Anne babanın ayrı olması veya boşanması çocuklar için örseleyici bir etkiye sahiptir ve çocukların gelişimini olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle boşanmış ailelerin çocuklarında uyumsuzluk, içe kapanıklık, öfke nöbetleri saldırganlık ve evden kaçma gibi uyum ve davranış sorunları görülebilir.

Anne babanın kızacağını düşündüğü bir durum karşısında çocuklar kısa süreli evden ayrılmalar, saklanmalar ya da geceyi sokakta geçirme yaşanabilir. Bu gibi durumlar tamamıyla ailenin tutumu ile ilgilidir ve başka türlü evden kaçmalar için risk taşır.

Evden kaçan çocukların özellikleri

Yapılan çalışmalarda evden kaçan çocukların özelliklerine bakıldığında çocukların okulla, evle ve sosyal yaşantılarıyla ilgili bir takım sorunları olduğu görülmektedir. Aile üyelerinin boşanması, evde üvey anne ya da babanın olması, evlat edinilmesi, aile üyelerinin alkol ya da madde kullanması ya da psikiyatrik bozukluk görülmesi en önemli etmenlerdir.

400 erkek çocuk üzerinde yapılan çalışmada evden kaçan çocukların %89,2’sinin sokakta yaşayan, %9,2’sinin sokakta yaşayan çocuk haline geldiği görülmüştür. Çocukların aile özelliklerine bakıldığında ailelerin sosyokültürel ve eğitim bakımdan düşük seviyede olduğu görülmüştür. Ayrıca çocukların %92’sinin 10–14 yaşları arasında olduğu görülmüştür. Evden kaçan erkek çocuklar daha çok özgür yaşamak için evden kaçtığını belirtmiştir. Özellikle ekonomik stresin ailenin fonksiyonunu bozmaktadır. İlk sosyalleşmenin çocuk için en önemli yeri ailedir. Ailenin bozulması ya da aile içindeki rollerin değişmesi evden kaçma davranışını desteklemektedir (Tiwari ve ark 2002).

Evden kaçma davranışında istismar yaşantısının önemli olduğu görülmüştür. Evden kaçan çocukların %27,7’sinde istismar yaşantısı olduğu görülmüştür. Bunların %16,8’i fiziksel, %5,4’nün cinsel, %5,5’inin hem cinsel hem fiziksel istismar yaşantısı olduğu görülmüştür.
Yapılan çalışmada çocukların ortalama 14,5 yaşında evden kaçtığı gözlenmiştir. Erkeklerin genellikle fiziksel istismar yüzünden kızların ise %87,3’ünün cinsel istismar yaşantısı yüzünden evden kaçtığı saptanmıştır. Evden kaçma ile ilgili yazılara baktığımızda evden kaçma davranışının ergenlik döneminde daha fazla ortaya çıktığı gözlenmiştir (Kurtz ve ark. 1991).
Evden kaçan çocuk ve gençlerle ilgili bazı gerçekler
• Evden kaçan çocuklar “kötü” değildir. Bu çocuklar yaşanan sorunlarla sağlıklı bir şekilde başa çıkamamış ve evden kaçmayı seçmekle kötü bir seçim yapmışlardır. Onlara sorunlarını çözmede kullanabilecekleri yeni yollar öğretmek gerekmektedir.
• Evden kaçan çocuk ve gençlerin pek çoğu evden kaçan birini tanıyordur ve evden kaçmak, sokakta yaşamak ile ilgili (arkadaşları ile özgür yaşamak, canı ne isterse onu yapabilmek gibi) romantik düşünceleri vardır. Evden kaçma deneyimini çoğu zaman abartır ve yüceltirler.
• Ailenin iznini ya da onayını beklemeden aniden evi terk edebilirler. Çocuğun evden kaçmasını önlemek için çocuğun eve kapatılması işe yaramamaktadır.
• Evden kaçan çocukların anne babaları kötü ebeveynler değildir. Yaşananlar karşısında onlar da baskı altındadır ve bu sorunla nasıl başa çıkacaklarını bilememektedirler.

Evden kaçan ergenleri dışarıda bekleyen riskler

Evden kaçan ergenleri sokakta bekleyen bazı riskli durumlar vardır. Bunlar genellikle kötü beslenme, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kız çocukların hamile kalması, kendine zarar verme davranışı, mikrop kapma, alkol ve madde kullanımıdır.

Evden kaçan çocuklarla yapılan görüşmelerde ergenlerin %50’ inden fazlasının sokakta cinsel istismara uğradığı rapor edilmiştir. Bunlardan %73’ ü kız, %38’ inin erkek olduğu bildirilmiştir. Ayrıca Amerika’da evden kaçan her on çocuktan birinin sokağa kaçtıktan üç ay içinde tecavüze uğradığı görülmüştür. Diğer risklerden biri de intihar davranışıdır. Ergenler içinde genel olarak %2–13 intihar davranışı gözlemlenirken evden kaçan ergenlerde intihar davranışı %33–50 olarak saptanmıştır. Evden kaçan her ergenden yaklaşık 1/2' sinde saldırı ve çalma davranışı olduğu görülmüştür. Ayrıca bu ergenlerde genelde madde kullanımı olduğu her çocuk için yapılan çalışmada üç kereden fazla esrar, dört kereden fazla eroin, yedi kereden fazla kokain kullanımı olduğu görülmüştür (Booth ve ark. 1999).

Birçok nedenden dolayı evden kaçma davranışı gösteren bir çocuğun evden kaçtıktan sonra çeşitli riskler kendisini beklemektedir. Genel olarak baktığımızda evden kaçan çocukları bekleyen riskler şunlardır:

• Alkol ve/veya Madde bağımlılığı
• Suça bulaşma
• Suça itilme ve suç işlemeye zorlanma
• Çeşitli hastalıklar
• Sağlıksız beslenme
• Soğukta kalma ve donma
• Yaralanma
• Kaçırılma öldürülme
• Taciz veya tecavüze uğrama
• Fiziksel ve psikolojik gelişim bozukluğu
• Eğitimden uzaklaşma
• Dilenme
• Kendine zarar verme davranışı
• İntihar davranışı

Evden kaçma davranışıyla madde kullanım ilişkisi

Alkol ve/veya madde kullanımı son yıllarda hem Türkiye’de hem de diğer ülkelerde arttığı görülmektedir. Alkol veya madde kullanımı konusunda en çarpıcı noktalardan biriside her geçen gün uyuşturucu kullanımı yaşının aşağıya doğru indiğidir. Yapılan araştırmalara bakıldığında evden kaçan çocuk ve gençlerde alkol veya madde kullanımı yaygın olarak görülmektedir. Alkol veya madde kullanımı ruhsal ve sosyal olarak gencin karar alma süreçlerinde önemli bir etkiye sahiptir. Madde kullanımı evden kaçma davranışına yönelmede en büyük etkenlerden biridir. Çocuğun aileden habersiz alkol veya madde kullanması öğrenildiğinde ciddi çatışmalara ve sorunlara neden olmaktadır. Aile içinde yaşanan bu çatışma ve anlaşmazlık çocuğun maddeye yönelmesini hızlandırmakta ve maddeyi daha rahat kullanmak için evden kaçma eğilimini arttırmaktadır. Ayrıca aile üyelerinden birinin baskı yapması ve gencin madde kullanmaktan dolayı utanç ve suçluluk duygusu içinde olması çocuğun evden kaçma riskini hızlandırır. Bir diğer neden ise anne babanın maddeyi kötüye kullanımı ve gencin sıkıntılı durumlardan kaçınmak için aileyi terk etmede bir sakınca görmemesi sık yaşanan bir durumdur.

Madde kullandığı için evden kaçma riski taşıyan çocuklar olduğu gibi madde kullanmayan bir çocuğun evden kaçtıktan sonra madde kullanma olasılığı da fazladır. Evden kaçan bir çocuk bu riski her zaman taşır.

İstanbul da öğrenciler arasında riskli davranışlar araştırmasına göre evden kaçanların alkol içme riski kaçmayanlara göre 6 kat daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır evden kaçanların alkolden sonra en sık kullandıkları madde esrar olduğu saptanmıştır. Evden kaçanların kaçmayanlara göre esrar içme riski 12 kat uçucu madde kullanma riski ise 8,5 kat daha fazla olduğu bulunmuştur (Ögel, 2004).

Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği’nin yaptığı “İstanbul’da öğrencilerde riskli davranışlar araştırması”nda hem evden kaçanlar hem de evden kaçmayanlar için alkol kullanım oranları yüksektir. Ancak evden kaçanların alkol içme riski kaçmayanlara göre 6 kat daha fazladır. Evden kaçanların alkolden sonra en sık kullandıkları madde esrardır. Evden kaçanların esrar içme riski kaçmayanlara göre 12 kat daha fazladır. Evden kaçmayanların alkolden sonra en çok kullandıkları madde uçucu maddelerdir ancak evden kaçanların uçucu madde kullanma riski kaçmayanlara göre 8.5 kat daha fazladır. Evden kaçanların tablo 3’deki tüm maddeler için kullanma riski kaçmayanlara göre daha fazladır.

Tablo 3: Evden kaçan ve kaçmayanların alkol ve madde kullanım oranları karşılaştırması
evden kaçmayanlar evden kaçanlar kaçanlar/ kaçmayanlar OO (GA)
N % N %
Alkol 1355 47,7 83 84,7 6,072 (3,48-10,57)*
Uyuşturucu haplar (roş, akineton) 63 2,3 20 21,1 11,534 (6,63-20,05)*
Sakinleştirici haplar (diazem, xanax) 85 3,1 23 24,7 10,383 (6,18-17,43)*
Esrar 108 3,8 32 33,0 12,394 (7,78-19,73)*
Uçucu maddeler (tiner, bali) 120 4,2 27 27,6 8,585 (5,31-13,86)*
Ecstasy 57 2,0 19 19,4 11,713 (6,65-20,61)*
Eroin 26 ,9 6 6,1 7,054 (2,83-17,55)*
*p<0.05

Evden kaçan çocuklarda görülen ruhsal bozukluklar

Evden kaçma davranışında ergenin yaşadığı bazı psikolojik sorunlar da neden olmaktadır. Bunlar:

• Depresyon
• İntihar girişimi ve intihar davranışı
• Davranım Bozukluğu
• Anksiyete Bozuklukları
• Travma sonrası stres bozukluğu

Önleme

Ebeveynler aile içinde çocuklarına zarar verebilecek veya yanlış model olabilecek kendi tutum ve davranışlarına çok dikkat etmelidir. Ebeveynler çocuğun evden kaçmasına neden olabilecek yanlış tutum ve davranışlarını gözlemlemeli ve uygun olmayan davranışlardan kaçınmalıdır. Aile ortamının iyileştirilmesi ve koruyucu unsurların güçlendirilmesi ortaya çıkabilecek risklerin azalmasında önemli bir işleve sahiptir. Çocuğun evden kaçmasını önlemek için sağlıklı bir aile ortamı çok önemlidir. Çocuklar kendini mutlu ve değerli hissettiği bir aile ortamından kaçmak istemezler. Çocuğun mutlu ve huzurlu hissetmesi için neler yapılabilir. Bir ailenin sorumlulukları neler olmalıdır.

Çocuğun belki de en çok ihtiyacı olan sevgi ihtiyacının karşılanması gerekir. Sevgi çocuğun her türlü gelişimi için çok önemlidir. Özellikle ruhsal ve sosyal yönden çok büyük bir öneme sahiptir. Çocuklar her zaman için sıcak ve mutlu olabileceği ortamları aramakta ve aile içinde bu sıcaklığı bulduklarında evden kaçmayı düşünmemektedirler. Ebeveynler çocuklarına zaman ayırmalı ve onlarla ilgilenmelidir. Eğer çocuklar ilgisiz kalıyorsa aileden uzaklaşabilir ve bu ilgiyi dışarıda veya çeşitli maddelerde aramaya başlayabilir.

Çocuğun hayatına dair bilgi sahibi olunmalı ve çocukla daha yakın ilişkiler kurmaya çalışılmalıdır. Çocuklar her zaman konuşabileceği ve sorunlarını anlatabileceği anne baba arar. Ebeveynler çocuklarını can kulağıyla dinlemeli sorunlarını sevinçlerini duygu ve düşüncelerini paylaşmalı, onları anlamaya çalışmalıdırlar. Çocuk herhangi bir konuda ebeveynden yardım istediğinde buna öncelik verilmeli ve ne demek istediğine, neye ihtiyaç duyduğuna dikkat edilmelidir. Ebeveynler bu ve benzeri durumlarda önerilerini sunarken öğüt ya da ders veren bir şekilde yaklaşmamaya özen göstermelidir. Gazete okurken veya televizyon izlerken çocuğun sorunları dinlenmemelidir. Sorunlar çocukla yüz yüze gelerek dinlenmelidir. Ailesiyle paylaşmak istediği olumlu ya da olumsuz her türlü bilgiyi ebeveynler yargılamadan ve eleştirmeden dinlemelidir. Çocuklarla anne-baba ilişkisi içerisinde konuşulmalı anne-babalar arkadaşların yerini almamalıdır. Çocukla kurulacak her türlü olumlu iletişim çocuğun evden kaçma olasılığını azaltacak hatta engelleyecektir. Çocuklar kendilerini ailesinin yanında güvende hissedecek ve mutlu bir aile ortamında kaldığının rahatlığını yaşayacaktır.

Evde bazı kararlar alırken çocuk bilgilendirilmeli ve gerekiyorsa bu karar sürecine çocukta katılmalıdır. Her konuda adil ve tutarlı olunmalıdır. Onlardan yapabilecekleri şeyler istenmelidir. Ailede alınan kararlar veya kurallar çocuğu zorlamamalı bağımsızlıklarını engellememelidir. Örneğin annenin çalışmak zorunda kalması durumunda çocuktan okul dışındaki vakitlerinde küçük kardeşine bakması kararının alınması ve dışarı çıkmasını bu yola engellemeye çalışılması sıkıntı yaratabilmektedir.

Çocuklar anne babalarını model alarak büyürler ve ona göre davranış modellerini oluştururlar. Çocuktan yapılması istenmeyen davranışları ailenin de yapmaması gerekmektedir. Çocuklar söylenenden çok yapılan davranışlardan daha fazla öğrenirler. Bu nedenden dolayı çocuklara iyi örnek olunmalıdır.

Çocuklar yaşamın her türlü zorluklarına dair bilgilendirilmeli ve hazırlanmalıdır. Önemli karar alacağı zaman yanında bulunulmalı verilecek destek açıktan gösterilmelidir. Hayatın televizyondaki gibi tozpembe olmadığı anlatılmalıdır. Hayatın olumlu ve olumsuz yönlerini anlatırken öğüt verir gibi değil açık ve samimi bir şekilde anlatılmalıdır. Televizyonda ne tür programlar izlenmesi gerektiği konusunda açıklamalarda bulunulmalıdır. Karşı çıkılan durumlarda tartışmak için bu programlar birlikte izlenebilir.

Aile içinde veya başka yerlerde disiplin adına dayak, baskı ve/veya şiddet uygulanmamalıdır. Kurallar oluştururken çocukla karşılıklı konuşarak onların da fikrini alarak kurallar oluşturmalı ve çözümler üretilmelidir. Yaşanan sorunları baskıyla değil kurallarla sağlamaya çalışılmalıdır. Alınan kararlar ve konulan kurallarla çocukların kendilerini kısıtlanmış, baskı altına alınmış veya gereğinden fazla zorlanmış hissetmelerine yol açmamaya dikkat edilmelidir.

Çocuklara karşı sabırlı ve anlayışlı olunmalıdır. Özelikle ergenlik dönemindeki çocuklar bize daha çok ihtiyaç duyacaklardır. Çocuklar genellikle ergenlik döneminde çatışmalar ve sorunlar yaşar, bu sorunlara karşı sağlıklı başa çıkma yöntemleri veya aile destekleri yoksa evden kaçmayı seçenek olarak görebilir. Anne baba ergenlik döneminin özelliklerini çok iyi bilmeli ve bu bilgiler ışığında davranışlarını şekillendirmelidir.

Çocuklarla birlikte zaman geçirilmeli, onlarla çeşitli aktivitelerde bulunulmalıdır. Her fırsatta çocuklara değer verildiği gösterilmelidir. Çocukların zorlandığı durumlarda “ebeveyn” olarak onların yanında olunacağı hissettirilmeli ve çocukla her fırsatta konuşulmalıdır. Verilen destek doğrudan bazen de dolaylı olmalıdır. Her zaman çocukların görüşleri ve yaşadığı duygular önemsenmelidir. Çocuğun yaşadığı her hangi bir duyguyla alay edilmemelidir. Ergenlik döneminde hassas olan ergenler ebeveynlerin niyeti alay etmek olmasa bile fikirlerinin ve zevklerinin küçümsenmesi zedeleyici olabilmektedir. Zevklerini ve fikirlerini küçümseyici ifadelerden uzak durulmalıdır.

Çocukların arkadaş seçimine karışılmamalı fakat arkadaş seçiminde ihtiyacı olduğunda destek olunmalıdır. Zaten aile içinde verilen uygun terbiye ve eğitim uygun arkadaş seçmesinde yardımcı olacaktır. Çocukların kimlerle arkadaşlık kurduğu hakkında bilgi sahibi olunmalı ve çocuğun arkadaşları ve aileleriyle tanışılmalıdır. Çocukların arkadaşları hakkında gizli gizli bilgi toplamaya çalışılmamalıdır. Çocuk bunu fark ettiğinde güven duygusu sarsılabilir. Çocukların arkadaşları hakkındaki bilgiyi ilk önce çocuktan öğrenilmeye çalışılmalıdır. Çocuklara kimlerle arkadaşlık kurduğunu sormaktan çekinmeyin fakat arkadaşları hakkında soru sorarken çocukla empati kurulmaya çalışılmalıdır. Gerekli bilgileri topladıktan sonra çocuğun arkadaşlarıyla tanışılması iyi olacaktır. Çocuğun arkadaşları eve davet edilebilir veya ebeveynler onları ziyaret edebilirler.

Hiçbir şekilde çocuklar başkalarıyla ve/veya diğer kardeşleriyle kıyaslanmamalıdır. Başkalarıyla kıyaslanan çocuklarda kıskançlık ve öfke / reddiyet duyguları oluşabilir. Kıskançlık yaşayan çocuklarda içten içe öfke duyguları oluşmakta ve şiddet eğilimi göstermektedir. Aile içinde bir kardeşiyle veya aile üyelerinden birisiyle kıyaslandığında çocuk ailede istenmediğini ve sevilmediğini düşünebilir. Çocuğun kendi arkadaşlarıyla kıyaslanması da çocuğu olumsuz yönde etkileyecek ve düşmanlık duygularını arttıracaktır. Bu ve benzeri kıyaslamalar çocuğun aile içinde huzursuz olmasına ve evden kaçma düşüncelerine neden olabilir.

Aile içinde sıkıntı yaşayan çocuk arkadaş çevresine yönelir ve evden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlar. İlk önce kısa süreli mesaj içerikli kaçmalar gözükür. Eğer uygun müdahale yapılmazsa çocukta aileye karşı gelmeler ve söz dinlememe davranışları ortaya çıkabilir. Çocuğun tekrar aileye bağlanması ve aile içinde huzurun olması için özellikle bu dönemde kesinlikle dayak veya tehditkâr olmak hiçbir çözüm getirmez, aksine çocuğun evden uzaklaşmasını hızlandırır. Yapılacak en uygun davranış çocuğunuzu dinlemeniz ve sıkıntısını paylaşmanız olacaktır. Yaşadığı zorluklar karşısında yanında olduğunuzu ve desteğe hazır olduğunuzu hissettirmeniz sıkıntısını atlatmasında ve ilişkinizin olumluya gitmesine yardımcı olacaktır.

Aile içinde yaşanan sorunlar mümkün olduğunca çocuklardan uzak tutulmalıdır. Eğer çocukla ilgili bir sorun varsa çocukla beraber çözülmelidir. Çocuğun doğal hakları kapsamına giren arkadaş seçimi, giyim seçimi, oyun oynama, beğenilerini ifade etme gibi konularda kendi kararlarını vermede engel olunmamalıdır. Riskli bir seçim yapılıyorsa riskli durumun sonuçları hakkında bilgilendirme yapılmalıdır. Dolaylı müdahalelerde ve konuşmalarda bulunulmalıdır.

Evden kaçma davranışı eğilimi olan çocukların bazıları evden kaçmayı yüceltebilir. Bu çocuklar evden kaçtıklarında nelerle karşılaşacaklarının pek farkında değildirler. Eğer ebeveynler çocuklarıyla iyi bir iletişim kurabilirse müdahale şansı doğar. Evden kaçmanın çözüm olmadığını zamanla anlayacaklardır. En önemli davranış çocuklarla kurulacak sağlıklı bir iletişimdir.

Evden kaçma sebebinin ebeveynlerden değil çocuktan kaynaklandığı durumlarda bunun altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Çocuğun daha önce evden kaçmış bir tanıdığı (yaşça büyük akraba ya da arkadaş) olabilir. Çocuklar evden kaçmakla ilişkili romantik, abartılmış düşünce ve hayallere sahip olabilir. Bunları ortaya çıkarmak ve sokakta başına gelebilecek kötü olayları anlamasında yardımcı olmak gerekir. Eğer çocuk tehlikeli davranışlar sergilemekten kaçınmıyor, “özgürlüğünü” yaşamak için evden kaçıyorsa, ya da evden kaçan başka bir arkadaşına uymak için ve sokakta yaşamak ile ilgili hayallerini gerçekleştirmek için evden kaçıyor ise bu düşüncelerinin gerçekleri yansıtmadığı gösterilmelidir. Özellikle üçüncü şahıs üzerinden konuşarak sokakta bir kişinin başına neler gelebileceğini sorup, sokakta karşılaşabileceği kötü olayların farkına varmasını sağlanmalıdır.

“Komşumun oğlu bazen evden kaçardı. Yine evden kaçtığı bir gün geceyi sokakta geçirmişti. Tanımadığı birileri gelip çocuğu dövmüş ve bütün parasını alıp gitmişlerdi. Senin başına ya da bir arkadaşının başına buna benzer şeyler geldi mi? “Evden kaçtığında başına başka neler gelebilir?”

Ebeveynler aile içinde kendi sorumluluklarının farkına varmalıdır. Bazen çocuklar ebeveynleri oyuna getirmek veya denemek için çeşitli girişimlerde bulunabilirler. Bu durumda ebeveynler duygularını kontrol altına almalıdır.

Eğer çocuk evden gideceğini ve başka yerde yaşamak istediğini söylüyorsa, yani açıkça evden kaçacağını aileden birine söylüyorsa bu durum karşısında anne-baba birlikte karar almalı ve tutarlı davranılmalıdır. Daha önce böyle bir durum hiç yaşanmamışsa çok fazla korkulacak bir şey olmayabilir. Fakat çocuğun her söylediği dikkate alınmalı ve çocuğun evden gitme isteğine neden olan asıl nedeni bulmak ve çocuğun ihtiyaçlarını tespit etmek gerekir.

Ebeveynler çocuğun evde veya başka yerlerde (okulda - sosyal faaliyetlerde) zorlandığı durumları tespit etmeye çalışmalıdır. Yaşanan sorunları tespit ettikten sonra birlikte çözüm yolları bulmaya çalışılmalıdır. Eğer yaşanan sorun ebeveynlerden kaynaklanıyorsa, çocukla konuşulmalı ve gerekli adımlar atılmalıdır. İhtiyaç duyulduğunda rehber öğretmenlerden ya da başka uzmanlardan bilgi ve destek alınmalıdır.

Çocuk evden kaçmayı planladığında ne tür değişiklikler ortaya çıkabilir?

Çocuk evden kaçmayı planladığında aşağıdaki değişiklikler ortaya çıkabilir:

• Çocuğun davranış kalıplarında değişiklikler meydana gelebilir. Her zamankinden daha içe kapanık ya da daha asi davranabilir.
• Arkadaş çevresinde değişiklikler olur ve yeni arkadaşlar edinmeye başlar.
• Aile içinde yaşanan küçük bir sorunda bile sizi evden kaçmakla tehdit edebilir.
• Odasında yalnız kalmayı tercih eder.
• Okul başarısı ve okula devamı azalır
• Bir kenarda para, değerli eşya ve giysi biriktirmeye başlayabilir. Daha fazla para harcamaya başlar
• Bazen neşeli, sakin, bazen öfkeli, saldırgan davranışlar gibi ruhsal değişimler gün içinde gözlenir.
• Sigara alkol yada diğer maddeleri kullanmak gibi çeşitli alışkanlıklar edinebilir.
• Kendine özeni azalır
• Konuşulanlara pek ilgi göstermez
• Neler yaptığını saklamaya çalışabilir
• Yalan söylemeler artabilir
• Sürekli düşünceli durması gibi ipuçları gözlemlenebilir.
• Zihinleri sürekli bu konu ile meşgul olabilir. Günlerinin büyük bölümünü ne zaman, nasıl kaçacağını planlayarak geçirmeye başlayabilir
• İtaatsizlik ve karşı koymalar başlar
• Saldırgan veya yıkıcı olmaya başlayabilir
• Aile içindeki ilişkileri azalır. Ev içinde sorunlar yaşamaya başlar.

Bu ve benzeri değişimlerin bilinmesi ergenin evden kaçmasını önleyecek tedbirlerin alınmasında çok işe yarayacaktır. Yukarda sayılan bazı değişimler ergenlik dönemiyle örtüşen değişimlerdir. Bu nedenle bu ve benzeri değişimleri gösteren her ergen evden kaçacaktır gözüyle bakılmamalıdır.

Çocuk evden kaçtığında yapılabilecekler

Çocuk evden kaçtığında ailenin yapması gerekenler şunlardır:

• Öncelikle telaşa kapılmamalı sakin olmaya çalışılmalıdır. Sakin olmak sağlıklı düşünmek ve planlı hareket etmek için çok önemlidir.
• Çocuğun neden ve nereye kaçmış olabileceği düşünülmeli ve daha önce benzeri bir davranışta bulunduysa varolan bilgiler değerlendirilmelidir. Çocuğun odası, masası, dolabı kontrol edilerek ipuçları bulmaya çalışılmalıdır.
• Çocuğun nerede olabileceği ve çocuğun nerede olduğunu bilme ihtimali olan arkadaşları, öğretmenleri, akrabaları aranarak bilgi edinilmelidir. Bu insanlara bir gelişme olduğunda aileyi haberdar etmeleri söylenmelidir. Çok fazla zaman geçirmeden il veya ilçedeki Çocuk Şube Müdürlüğüne çocuğun kaybolduğu bildirilmelidir.

Çocuk eve döndüğünde dikkat edilmesi gerekenler

Ebeveynler ilk önce sakin olmaya çalışmalı ve ergen eve döndüğü için mutlu olduklarını ve rahatladıkları ergene bildirilmelidir. Bununla beraber onun için kaygılandıklarını ve güvenliği için endişe duyduklarını ifade etmelidirler. Kesinlikle şiddet uygulamaya kalkışılmamalı veya evden kaçtığı için çocuk suçlanmamalıdır. Özellikle ilk başta çocukla kurulacak güven ilişkisi çok önemlidir. “Sen bu nedenden dolayı mı evden kaçtın”? “Bu sebepten dolayı evden mi kaçılır”? gibi çocuğun yaşadığı sorunları küçümser sorular sormak veya konuşmalar yapmak sakıncalı olabilir. Her çocuk için yaşanan sorunun derecesi ve etkisi farklıdır. Evde yaşanan sorunlar o çocuk için ağır ve üstesinden gelemediği bir durum olabilir. Evden kaçan bir çocuğun tekrar eve döndüğünde dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır:

• Ani tepkiler verilmemelidir.
• Çocuğun eve alışması, rahatlaması, yemek yemek, uyumak, banyo yapmak gibi ihtiyaçlarını gidermesi için zaman tanınmalıdır.
• Çocuğun sağlık durumu kontrol edilmelidir. Müdahale gerektiren bir durum varsa doktora başvurulmalıdır.
• Çocuk sorunlarını rahat bir şekilde ebeveynle konuşabilmesi için uygun ortamının hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Çocukla kurulacak her türlü olumlu ilişki çocuğun ebeveyne açılmasını hızlandıracaktır.
• Ebeveyn çocuğun evden kaçmasına neden olan sorunun ortadan kaldırılması için çocuğa destek olunacağını belirtmelidir. Ebeveyn ile çocuk bunun için neler yapabilecekleri üzerine konuşmalıdır.
• Zorlanıldığı durumlarda hem ebeveyn için hem de çocuk için destek alınmalıdır.

Ergenin aile içinde veya yakın çevresinde yaşadığı sorunların ve zorlandığı durumların takip edilmesi hem ergen hem de aile için çözüm yolları bulmada önleyici bir etkiye sahiptir. Ebeveynlerin ergenlerin yaşamı hakkında bilgi sahibi olması ergen ve aile ilişkileri açısından her zaman yararlıdır. Genellikle ergenler kendilerini kabul eden, konuşmaya hazır, problemlere ortak ve uygun çözümler bulmaya çalışan bir aile ortamından kaçmak istemezler.

Evden kaçan çocuğun ihtiyaçları…

Evden kaçan çocuklar evden ayrıldıktan sonra dışarıda birçok şeye gereksinim duyacaktır. Yaşamını sürdürebilmesi için yemeğe ve giyime ihtiyaç duyacaktır. Gece kalabilecek ve temizlik ihtiyacını karşılayabilecek bir yere ihtiyaç duyacaktır. Evden kaçan çocuklar genellikle toplumdan dışlanmalara ve etiketlenmelere maruz kalırlar. Evden kaçan çocuklar sosyal ve yasal desteğe ihtiyaç duyarlar. Bu zaruri ihtiyaçların dışında yaşamını devam ettirebilmesi için paraya ihtiyaç duyacaktır. Bütün bu zaruri ihtiyaçları elde edebilmek için çoğu zaman kanunla ihtilafa düşebilmektedirler.

Evden kaçan çocuğun çevresine yaklaşım

Özellikle ilk başta çocukla kurulacak güven ilişkisi çok önemlidir. Çocuk evden kaçtıktan kısa bir süre sonra kendine sığınacak yer aramaya başlar. Bu yerler arasında ilk gidecekleri yer çocuğun yakın ilişkiler kurduğu akrabası veya arkadaş çevresi olacaktır. Çocuk özellikle evden kaçtığından dolayı kendini suçlamayacak kişilere gitmeye eğilimli olmaktadır. Bu nedenle çocukla yakın ilişkiler kurulması ve destek olunacağının gösterilmesi çok önemli olacaktır. Hiçbir şekilde çocukla alay edilmemeli ve evden kaçtığı için suçlanmamalıdır. İnsan kendi evinden kaçar mı? Sen bu nedenden dolayı mı evden kaçtın? “Çok yanlış yapmışsın” gibi çocuğun yaşadığı sorunları küçümser sorular sormak veya konuşmalar yapmak sakıncalı olabilir. bu ve benzeri yaklaşımlar çocukla kurulacak güven ilişkisini zedeleyebilir.

Evden kaçan çocuklar bazen evden kaçtıktan kısa bir süre sonra pişman olabilmekte ve eve dönmeyi istemelerine rağmen birçok nedenden dolayı eve dönememektedirler. Bu dönemde evden kaçan çocuk ve gençlerle kurulacak sağlıklı bir ilişki onların sokağa kaçmasını önleyebilir.

Çocukların eve dönmekteki zorlanma nedenleri

• Dışarıdaki “özgürlüğün” cazibesinden vazgeçememe olabilir
• Ailelerinden şiddet göreceklerini düşünürler
• Cezalandırılacaklarını düşünürler
• Evden kaçtığı için ailesinin yüzüne bakmaktan utanırlar. Aile değerlerine ters düşen davranışlar varsa dönmekten çekinebilirler.
• Ailesinin onları kabul etmeyeceği düşüncesi oluşur
• Evdeki problemlerin aynı şekilde yaşanacağından veya daha da büyüyeceğinden korkarlar
• Eve dönecek cesareti bulamazlar
• Eve tekrar dönmeyi gurur meselesi yapabilirler
• Eve döndüğünde nelerle karşılaşacağını bilemezler ve eve dönmekten korkarlar
• Evden kaçtığı süre içerisinde başına gelenleri ailelerinin öğrenmesinden korkarlar ve rahatsızlık duyarlar (taciz veya tecavüze uğrama, vücudunda kesiklerin olması, alkol veya madde kullanıyor olama, suça bulaşmış olma). “biz sana demiştik” gibi suçlayıcı konuşmalarından korkarlar. Ailesinin kendini reddedeceğinden korkarlar, beklide isteseler de geri dönemezler. Bu ve benzeri nedenler çocukların eve dönmelerini zorlaştırır.

Bu yüzden evden kaçan ve kısa bir süre sonra pişman olan çocuklar yakın akraba veya arkadaşlarına sığınırlar. Onlardan yardım ve destek beklerler. Bu durumdaki çocuklar ne yapacaklarını bilemeyebilir ve tereddüt yaşayabilirler. Bazen bu tereddütler çocuğun yanlış şeyler yapmasına neden olabilir. Yaşananlar karşısında neler yapacağını bilemezler ve karar vermekte zorluklar yaşayabilirler. Bu kararsızlık içerisinde kendine veya çevresine zarar verici davranışlarda bulunabilirler.

Evden ayrıldıkları için çocukların birçok ihtiyaçları olacaktır. Öncelikle bu çocukların zaruri ihtiyaçlarının neler olduğu tespit edilmelidir. Çocuğun rahat edebilmesi ve yaşadıklarını birisiyle paylaşabilmesi için uygun ortamın hazırlanmasına özen gösterilmelidir. Banyo, yemek, giyim gibi konularda yardımcı olunmalıdır. Onunla oturup neler yaşandığını nerelerde kaldığını ve nelerle karşılaştığını paylaşmaya çalışılmalıdır. Duygularını anlatmasına müsaade edilmeli ve gerektiğinde de öfkelenmesine müsaade edilmelidir. Evden kaçma nedeni öğrenmeye çalışılmalı ve sakince dinlemeye çalışılmalıdır. Eğer çocuk kendisinden veya yaşadıklarından konuşmak istemiyorsa çocuk zorlanmamalı, konuşması için zaman tanınmalıdır. Ona yardımcı olunacağı, belli bir süre misafir olarak kalabileceği samimi bir şekilde belirtilmelidir. Çocukla sıcak bir ilişki kurmaya çalışılmalıdır. Çocuğu kabul eden aile veya kişiler kendi ailelerindeki insanlarla özel olarak görüşülmeli ve bu durum üzerinde aile üyeleriyle konuşulmalıdır. Bu konuda ortak bir karar alınmalı ve çocuğa karşı tutarlı davranılmalıdır. Aile içinden biri bu ve benzeri durumların aile içinde yaşanmasını istemeyebilir veya bundan rahatsızlık duyabilir. Bunlar aile üyeleriyle baştan konuşulmalıdır.

Eğer çocuğun ailesiyle görüşme olanağı varsa görüşülmelidir. Olup bitenler çocuğun ailesiyle konuşulmalı ve aileye destek olmaya çalışılmalıdır. Çocuk yaşadıklarından dolayı ve nelerle karşılaşacağını bilmediğinden ailesiyle görüşmeyi kabul etmeyebilir. Ayrıca kaldığı kişilerin de ailesiyle görüşmesini istemeyebilir. Ama mutlaka ailesiyle irtibata geçilmelidir. Bu süreç çocuğun çevresi için zorlu bir süreç olabilir. Her an aksilikler çıkabilir bu yüzden yılmamak gerekir.

Uzmanlar için bilgiler

Evden kaçma davranışı gösteren çocuklar genellikle aileleriyle ciddi sorunlar yaşayan çocuklardır. Bu nedenle aileleri hakkında detaylı bilgiler alınmaya çalışılmalıdır. Evden kaçan bir çocukla kurulacak ilişki çok önemlidir. Öncelikle güvene dayalı bir ilişki kurulmalıdır. Çocukla iletişime geçmeye çalışıldığında konuşmaya isteksiz ve dirençli olabilir. Yaşadıklarını bir başkasıyla paylaşmak konusunda tereddütler yaşayabilir. Bu yüzden karşısındaki kişiye güvenmesi gerekir. Çocuğun anlattığı olumlu ve olumsuz her bilgi onu eleştirmeden, yargılamadan dinlenmelidir. Çocukla görüşme yapacak insanlar davranışlarıyla ve söylemleriyle kendisinin olduğu gibi kabul edildiği gösterilmelidir. Neler yaşadığını, ne hissettiğini anlatabilmesi için görüşmecilerin ne olursa olsun onun yanında olacağı, kendisini yargılamadan dinleyeceği gösterilmelidir.

Çocuğun evden kaçış öyküsü alınmalıdır. İlk defa ne zaman ve neden evi terk etmiş, bu kendi kendine aldığı bir karar mı olmuş, ne kadar süre dışarıda kalmış, evde olmadığı zamanları nerede ve nasıl geçirmiş, evden kaç kez kaçmış, eğer tekrar döndüyse neden dönmüş? Bu sorulara verdiği cevapların doğruluğunu ve tutarlılığını kontrol etmek için zaman içinde yinelenmelidir.

Evden kaçma nedeninin aile içi cinsel, fiziksel ya da duygusal istismar olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu yaş grubu için istismar bilgilerini resim yaptırarak ya da oyun yoluyla almak daha kolay olabilir. Eğer çocuk tacize uğruyor ya da uğramışsa bir uzmana yönlendirilmelidir. Zarar gördüğü durum devam ediyorsa çocuğun güvenliğini sağlayabilmek için gereken kişi ve kuruluşlara haber verilmelidir.

Madde kullanımı, DEHB (Dikkat eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) gibi sorunları olup olmadığını anlayabilmek için çocuk, psikiyatrik muayeneye yönlendirilmelidir. Muayene sonucu takip edilmelidir. İlaç tedavisi başlanmış ise günlük dozları, ilaçların çocuk üstünde yan etkileri olup olmadığı kontrol edilmelidir.

Ebeveynlerin alkol ya da madde bağımlısı olup olmadığı araştırılmalıdır. Evden kaçma sebebi ebeveynlerden birinin alkol ya da madde kullanıyor olması olabilir. Eğer alkol, madde kullanıcısı ebeveyn görüşmeciyle ilişki kurarsa tedavi için yönlendirilmelidir.

Evden kaçma sebebinin ebeveynlerden değil çocuktan kaynaklandığı durumlarda bunun altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Daha önce evden kaçmış bir tanıdığı (yaşça büyük akraba ya da arkadaş) olabilir. Çocuğun sokakta yaşamakla ilgili romantik, abartılmış düşünce ve hayallere sahip olabilir. Bunları ortaya çıkarmak ve sokakta başına gelebilecek kötü olayların uygun bir dille anlatılması gerekmektedir. Eğer çocuk tehlikeli davranışlar sergilemekten kaçınmıyor, “özgürlüğünü” yaşamak için evden kaçıyorsa, ya da evden kaçan başka bir arkadaşına uymak için ve sokakta yaşamak ile ilgili hayallerini gerçekleştirmek için evden kaçıyor ise bu düşüncelerinin gerçekleri yansıtmadığı gösterilmelidir. Üçüncü şahıs üzerinden konuşularak sokakta bir kişinin başına neler gelebileceği sorulup, sokakta karşılaşabileceği kötü olayların farkına varması sağlanmalıdır.

“Komşumun oğlu bazen evden kaçardı. Yine evden kaçtığı bir gün geceyi sokakta geçirmişti. Tanımadığı birileri gelip çocuğu dövmüş ve bütün parasını alıp gitmişlerdi. Senin başına ya da bir arkadaşının başına buna benzer şeyler geldi mi? “Evden kaçtığında başına başka neler gelebilir?”

Evden kaçmanın sebebi ne olursa olsun bunun kötü bir seçim olduğu vurgulanmalıdır. Evden kaçtığında başına gelebilecekler ve sokak yaşamı hakkında bilgilendirin. Evden kaçmanın ve sokakta yaşamanın kötü bir seçim olduğu ve kendine sağlıklı alternatifler yaratması gerektiği vurgulanmalıdır. Bazen bu yaş grubunda bilgilendirme yaparken korkutarak caydırma yöntemi kullanılabilir.

Evden kaçmanın bir olay, duygu karşısında verilmiş kötü bir seçim olduğu, zaman zaman herkesin bunun gibi kötü seçimler yapabileceği vurgulanmalıdır. Evden kaçma ve sokaktaki yaşantı ile ilgili neler bildiği sorulmalıdır. Gerçek bilgiler ona yargılamadan, suçlamadan verilmelidir. Sorunlarına çözüm bulabilmek için daha sağlıklı alternatif yollar bulması gerektiği üzerinde durulmalı ve yardımcı olunmalıdır. Evden kaçmaya karar verdiğinde durup bu kararı bir kere daha düşünmesi ve değerlendirmesinin daha sağlıklı hareket etmesini sağlayacağı vurgulanmalıdır.

Tüm aile üyelerinin bulunduğu oturumlarda onlara iletişim becerileri öğretilmelidir. Aile içindeki iletişimin daha sağlıklı hale gelmesine yardımcı olunmalıdır.

Çocuğa aile içinde hangi durumlarda kendini değersiz hissettiği, ne gibi ihtiyaçlarına cevap alamadığı sorulmalıdır. Bunları yaparken neler hissettiğini bulmasına ve bunları ifade etmesine yardımcı olunmalıdır.

Evden kaçmasına neden olan sorunları ile başa çıkarken başkalarından destek almasının yararlı olabileceği vurgulanmalıdır. Hangi durumlarda kimlerden yardım isteyebileceği planı yapılırken; “Bir sorununla başa çıkarken kimlerden ya da hangi kuruluşlardan yardım isteyebilirsin?” sorusu yöneltilmelidir. Bilgi ve yardım alabileceği kişi ve kuruluşlar çocuğa hatırlatılmalıdır. Bunlar; arkadaşlar, akrabalar, öğretmenler, kitaplar dernek ve vakıflar, Internet siteleri gibi kaynaklar hatırlatılmalı ve destek alması için yüreklendirilmelidir. Kendisine en uygun kaynağı seçmesi için bu kaynakların her birinin avantaj ve dezavantajları gözden geçirilmelidir. Örneğin avantaj olarak; yakın olması, güvenilir olması, destek almasının kolay olması, tanışıyor olması, dezavantaj olarak ise; diğer aile üyelerine karşı ön yargılı olması, sorunun o kişiden kaynaklanıyor olması, yaşananları hemen ebeveyne söyleme ihtimalinin olması gibi. Bunun belirlenmesi için 10–14 yaş grubuna “Kime güvenebilirim” çizelgesi uygulanmalıdır. 7–10 yaş grubuna ise “Güvenlik çemberi” uygulanmalıdır.

“Kime Güvenebilirim?” testi
Aşağıdaki kaynakların avantaj ve dezavantajlarının yazılması istenmelidir Çocuğun kendisine en yararlı olduğunu düşündüğü yeri daire içine alması istenmelidir.
Avantaj Dezavantaj Ne zaman kullanılabilir
Arkadaşlar
Arkadaşınım annesi
Akraba
Öğretmen
Psikolog
Doktor
Sosyal hizmet uzmanı
Internet
Diğer

Güvenlik Çemberleri oyunu
Güvenlik çemberleri oyununda hedef, varolan kaynakların onu güvende tutacağının gösterilmesidir. Kağıtta varolan dairelerin hepsinin birbirine bağlı olduğu gösterilmelidir. Ortadaki dairenin içine kendi adının yazılması istenmeli ve kendisinin dairelerin merkezinde olduğu gösterilmelidir. Daha sonra diğer dairelerin içine güvendiği, bir sorunu olduğunda danışmaktan çekinmeyeceği kişilerin ya da başvurabileceği kuruluşların adının yazılması istenmelidir. Her dairenin içine isimler yazıldıktan sonra destek alabileceği başka kişiler varsa yeni daireler eklenmelidir. Bu kişilerden hangisini diğerlerine göre daha güvenilir bulduğu sorulmalıdır. En çok güvenebileceği ve sorunu olduğunda ona yardımcı olabilecek üç kişi işaretlenmelidir. Son olarak daireleri dilediği gibi renklendirmesine izin verilmelidir.


Kaynaklar

Booth. RE, Zhang, YM, Kwiatkowski CF. (1999). The challenge of changing drug and sex risk behaviors of runaway and homless adolescents. Child Abuse &Neglect 23 (12). 1295-1306.

Kurtz P.D., Kurtz G.L., Jarvis, S.V., (1991). Problems of maltreated runaway youth.
Adolescence. Fall;26(103):543-55.

Ögel K., Eke C., Taner S., Erol B. İstanbul’da öğrencilerde riskli davranışlar araştırması. Yeniden yayın no: 6. İstanbul, 2004

Ögel K. ve ark. (2003). Ergenlerde Madde Kullanımı Bozukluklarına Yaklaşım Kılavuzu. IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul.

Polat O. (2002) Sokak Çocukları. Özgün Ofset Matbaacılık. İstanbul.
Runaway Prevention Curriculum Teacher’s Guide. National Runaway Switchboard. 2001.

Son J. (2002) Information Packet: Runaway and Homlesss Youth. National Resource Center For Foster Care & Permanency Planing.

Tiwari P. A, Gulati N, Sethi,G. R, Mehra M (2002). Why do some boys run away from home? 69, 397-9.

Yalın A. ve ark. (2002). MEB UNICEF Psikososyal Okul Projesi. Zorlu Yaşam Olayları ve Etkileri.

Yılmaz T. (2002) Ergenlerde risk alma davranışının incelenmesi. I Ulusal çocuk ve suç: Nedenler ve önleme çalışmaları sempozyumu.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Çocuklarda Evden Kaçma Davranışı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Emin DÖNMEZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Emin DÖNMEZ'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Emin DÖNMEZ Fotoğraf
Uzm.Psk.Emin DÖNMEZ
Bursa (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi7 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Emin DÖNMEZ'in Makaleleri
► Okuldan Kaçma Davranışı ve Nedenleri Psk.Belma ZİREKOĞLU
► Çocuklarda Parmak Emme Davranışı Psk.Tuğba ÇETİNKAYA
► Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı Psk.Gökçe NUHPAŞAOĞLU KAYALAR
► Çocuklarda Tırnak Yeme Davranışı Psk.Evren Evrim ÖNAL
► Çocuklarda Parmak Emme Davranışı Psk.Evren Evrim ÖNAL
► Çocuklarda Parmak Emme Davranışı Psk.Dnş.Alaaddin DEBGİCİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Evden Kaçma Davranışı' başlığıyla benzeşen toplam 17 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
--
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:04
Top