2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Pandemi Sürecinde Çocukların Yaşadığı Ruhsal ve Davranışsal Problemler
MAKALE #22035 © Yazan Psk.Esin YILDIZ | Yayın Ocak 2021 | 1,656 Okuyucu
Hep beraber henüz belirsiz ve sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemi en az hasarla atlatmak bizim için önemli. Hatta bu dönemden yararlanıp kendimiz için dersler çıkarabiliriz. Olumlu çok fazla yanı var ve bir çoğunu belki fark ettik belki henüz fark edemedik. Önlem almak, kendi ruh sağlığımızı korumak ve böyle bir dönemi bile olumlu yönde kullanabilmek mümkün olabilir.


Bu dönemde kaygılı hissetmek, bazen korkuyu hissetmek, bazı günler sıkışmış, yalnız hissediyor olmak oldukça normal bir durumdur. Aslında biraz dengeden bahsetmek gerekir. Denge; insanın düşünsel, duygusal, sosyal ve manevi alanlarda bir uyum elde edebilmesidir ki galiba bu alanları son dönemde dengede tutmakta hepimiz için oldukça zor. Bir şeyleri yoluna koymaktan konuşurken bile aslında dengeden bahsediyoruz. Bu dönemde de tamamen kaygısız olmak ya da aşırı kaygılı olmak dengeli mi? bizim için öğretici olabilir mi? Olamaz çünkü önlem almamızı, sevdiklerimizi ve kendimizi korumamızı engeller.


Abartılı panik halinde olmak da kendimizi korumak isterken bizi ruhsal problemlerin içerisine sürükleyebilir. İki uç noktanın da ne bize ne de çocuklarımıza yararı yoktur ama biraz kaygı ve biraz korku bizi tetikte tutarak sağlıklı önlemler almamızı sağlayabilir ve sevdiklerimizi de bu şekilde koruyabiliriz.


En önemlisi, var olan problemi kabul etmek çoğu zaman problemi çözmenin en hızlı yoludur. O yüzden önce yaşadığımız süreci ve onun getirdiği problemleri kabul etmemiz gerekir.


Burada çocuklardan bahsederken tabi ki de yetişkinlerden de bahsediyor olacağız. Ev içerisinde panik halde ne yapacağını bilemeyen, gergin bir şekilde hareket eden bir yandan işi bir yandan çocukları bir yandan evi idare etmeye çalışan anne babaların bu şekilde hareket ederken çocuklarının da kaygılı olması kaçınılmazdır.


Aslında seanslarımızda da son dönemlerde en çok bahsettiğimiz konuların başında pandemi süreci ve onun bize ve çocuğa olan etkileri geliyor. Seanslarda en çok gelen sorulardan bazıları;


• korona virüsü döneminde bu yaşadığımız durum hayatımızı nasıl değiştirdi?
• Çocuklarımızı ne kadar olumsuz etkilediği?
• Peki bundan sonra biz ne yapalım?
• Bu süreci nasıl yöneteceğiz? Gibi sorular.


Bunu cevaplayabilmemiz için aslında aile yapısına bakmamız lazım. Her aile dinamiğini tek tek incelemek gerekir, o ailenin yaşantısının ayrıntısını bilmek gerekir ama genel söyleyebileceğimiz bazı şeylerde var.


Artık çocuklarda bizim gibi bu yeni yaşam biçimine alışmaya başladılar ve yeni yaşama uyum sağlamaya çalışırken bu anormal sürece bazı normal tepkiler de vermeye başladılar. Bunlar bizim daha önce davranış problemleri olarak bahsettiğimiz ama pandemiyle birlikte ortaya çıkan normal davranışlara dönüşmeye başladı. Bir anda okuldan ayrılmak zorunda kaldılar, arkadaşlarıyla koşturarak oynadıkları oyunları oynamayı bırakmak zorunda kaldılar, parka gitmeleri kısıtlandı, gezecekleri alanlar kısıtlandı, tam aile yaşamından çıkıp dış dünyayla yeni tanışmaya başlamışlardı ve ceza gibi onları geri evlere sokmak zorunda kaldık. Tüm gün bir ekran karşısında ders çalışmak zorundalar ve teneffüslerde tek yapabildikleri bir sonraki dersin görüntüsünü açmak.


Bu yüzden de ev içerisinde dengeler değişti. Çocuk önce ne olduğunu anlamaya çalıştı bir olumsuzluk var çünkü anne-baba daha önce hiç bahsetmedikleri bir şeyden konuşmaya başladılar. Tabi ebeveynler ister istemez kaygıyı çocuklara aktardı bir yandan da kısıtlamalar gelmişti ve çocuğun duyguları yavaş yavaş dışa vurmaya başladı.
Enerjisini atamadığı için çocuk iyice hareketlenmeye başladı, sürekli durdurulmaya çalışıldığı için öfkelenmeye başladı, bunu davranışa dökmeye başladı belki vurdu, bir şeyler kırdı, sürekli ağladı. Bunların hepsinin olduğu yerde uyku düzeni de olmaz. Çocuğun uyku düzeni de bozuldu bir de bu yoğun süreçte teknoloji kullanımının anne babalar tarafından kontrol edilmesi güç hale geldi. Çocuklarda genel olarak görülen ruhsal problemlerden bazıları;
• Sinirlilik
• Çiş/kaka kaçırma
• Sık ağlama
• Uyku sorunu
• İştah değişikliği
• Kabus görmek
• Kaygıda artış
• Bakım verene bağımlı hale gelmek
• İçe kapanma
• Huy değişiklikleri
• Yalnız kalamama
• takıntılar
Gibi bazı davranışlar ortaya çıktı.


Çocuklar bizimle davranışlarıyla konuşurlar, bu yüzden değişimi anlayabilmemiz için onu iyi gözlemlememiz gerekir. Çocuklar kendi iç dünyalarında ne yaşıyorlarsa ve ne hissediyorlarsa bunu saklayamazlar ve olduğu gibi dışarı yansıtırlar. Pandemi döneminde de onların bu dönemle ilgili öğrendikleri, bizden duydukları ve her çocuğun kendine göre anlamlandırdığı her şey onların davranışlarına yansır ve bunu da en çok kaygı, korku ve öfke duygusuyla bizlere gösterirler.


Kaygı iç ve dış dünyadan kaynaklanan bir tehlike olasılığı ya da çocuk tarafından tehlikeli olarak algılanıp yorumlanan herhangi bir durum karşısında yaşanan bir duygudur. Gelişimsel olarak ele alındığında tüm çocukların, yaşamlarının belirli aşamalarında korku, endişe, kaygı ve fobilerinin olması olağan bir durumdur.
Korku ise, içinde bulunduğumuz duruma değil, bu durum için geliştirdiğimiz düşüncelerimize verdiğimiz, duygusal bir reaksiyondur. Korkunun nasıl ortaya çıktığına bakacak olursak başlıca birkaç faktör görürüz. Bunların belki de en önemlisi korkunun öğrenilmesidir. Korku, bir duygudur ve hissedildiği zaman bazı davranışlar sergilememize yol açar. Bunlardan bazıları içten gelen ve doğal hareketler olduğu gibi bazıları da çevremizdekileri model almamız sonucu oluşur. Özellikle çocuklar, büyürken anne ve babalarını çok dikkatli bir şekilde gözlemlerler. Onların olaylar karşısında verdikleri tepkileri taklit eder ve uygulamaya çalışırlar. O yüzden pandemi sürecine nasıl tepki verdiğimiz çok önemlidir.


Çocuklar kaygılı hissettiklerinde içe kapanma, öfke, sessizlik, üzüntü hali, aşırı hareketlilik, huysuzluk, durduk yere ağlama, sürekli huzursuz tavırlar sergileyen davranışlar oluştururlar.


Belki her bir ailenin çocukları bu dönemde farklı biçimlerde ebeveynlerine yansıtıyorlardır ama en çok görülen davranışlardan birisi yalnız kalamama, tek başına uyumama. Empati kurmadan Çocukların korkularını görmezden gelmek ve farkında olmadan sürekli olarak onların bu olumsuz görülen davranışlarının düzeltmeye çalışmak, Örneğin; sebepsiz yere ağladığında ya da aniden öfkelendiğinde onların bu davranışlarını bastırmaya çalışmak “sen tek başına uyuyabilirsin, yeter artık ağlama, bu kadar ısrar edersen ceza alacaksın” gibi tutumlar çocukların cesaretlenmesini sağlamayabilir ve tam tersi bir etki yaratabilir yani bu durumun artış göstermesine sebep olabilir. o yüzden biraz onları anlamaya çalışmak ve ilk etapta biraz rahat bırakmak gerekebilir.
Bu dönemi çocuklara nasıl yansıttığımızla alakalı olarak anne, baba, kardeş, abi, abla, evin diğer büyüklerini kaybetme korkusu da bir diğer ruhsal süre içerir. Burada da aslında fark etmeden yapılan hatalardan birisi çocukların bu korkusunu sıradanlaştırmak ve önemsiz hale getirmek.


Bir çok ailenin çocuğuyla yaşadığı bir durumdur olan şey ise çocuklar sürekli sen yakınındaki bakım veren kişiyi kontrol eder. Odadaysanız yanınıza gelmek isterler, oynadığı oyuna sizi dahil etme isterler, resim yaparken her seferinde “anne bak, baba nasıl olmuş…” gibi bahanelerle kontrol ederler. Bunun altında yatan sebep aslında sevdiği kişiyi kaybetme korkusunda gelir.


Çocuklarda öfke bir diğer sık görülen davranıştır. çocuğun çevresinde olup biten olaylara ve kendisine yönelik her türlü tehdide karşı geliştirdiği bir savunma davranışıdır aslında anne babalar farkında olmadan bu davranışı çoğu zaman arttırabilirler. Bunu da sıklıkla susturma, cezalandırma, duymazlıktan gelme, bağırma gibi davranışlarla pekiştirirler.
Bahsettiğim bu öncelikli davranışlar dışında daha farklı davranış örüntüleriyle de karşılaşmak mümkün olabilir. Bunlardan bazıları;
• Alt ıslatma davranışı
• Dışarı çıkma korkusu
• Tik oluşması
• Takıntılarının artması
• Sürekli temizlenme ihtiyacı
• ağlama krizleri


Bu bahsettiğim davranışların hepsi de bu dönemde kabul edilebilir davranışlardır. Çünkü hiç birimiz normal bir süreçten geçmiyoruz. Pandemi öncesi oluşan davranışlar da değil belki ama pandemi sürecinde oluşan davranışlar her zaman kalıcı olmak zorunda değildir. çünkü zamanla aileler de çocuklarıyla doğru yöntemlerle iletişim kurduktan sonra bu davranışlarda azalma ya da tamamen ortadan kalkması mümkün olacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Pandemi Sürecinde Çocukların Yaşadığı Ruhsal ve Davranışsal Problemler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Esin YILDIZ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Esin YILDIZ'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Esin YILDIZ Fotoğraf
Psk.Esin YILDIZ
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi5 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Esin YILDIZ'ın Yazıları
► Pandemi Sürecinde Travma Psk.Dnş.Onur AKKOCA
► 0-3 Yaş Çocukların Ruhsal Gelişimi Psk.Saadet YAVUZBİLGE
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Pandemi Sürecinde Çocukların Yaşadığı Ruhsal ve Davranışsal Problemler' başlığıyla benzeşen toplam 27 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kardeş Kıskançlığı Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:36
Top