2007'den Bugüne 92,874 Tavsiye, 28,332 Uzman ve 20,037 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Migren,baş Ağrısı, Kan Şekeri ve İnsülin Direnci
MAKALE #4204 © Yazan Prof.Dr.Metin ÖZATA | Yayın Ocak 2010 | 43,407 Okuyucu
MİGREN ,BAŞ AĞRISI, KAN ŞEKERİ VE İNSÜLİN DİRENCİ

Yapılan bilimsel çalışmalar migreni olan kişilerde kan şekerinde bozukluklar, kan şekerinde düşmeler ve metabolik sendromun daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. kan şekerindeki düşmeler ise migren ataklarını tetikleyebilmektedir.
Bu nedenle migreni olan hastaların insülin direnci ve metabolizmanın değerlendirilmesi amacıyla bir endokrinoloji uzmanına başvurması gerekir.

İnsülin Nedir?

İnsülin bir hormondur ve midenin altında bulunan pankreas bezindeki beta hücrelerinden salgılanır. Pankreas bezinden insülin salgılanması kan şekeri seviyesine göre ayarlanır. Kanda şeker artınca ilk 1-2 dakika içinde pankreasdan insülin salgısı hızlı olur ve buna ‘’ilk faz insülin salgısı’’ denir. Bu salgı 3-7 dakika sürer. Daha sonra ikinci faz denen salgı oluşur ki, bu yavaş bir salgılanmadır ve devamlıdır.
Vücudumuz kendisi için gerekli olan enerjiyi yediğimiz gıdalardan elde eder. Yemek yedikten sonra gıdalar bağırsaklarda parçalanır ve ufak şeker parçalarına dönüşür ve bağırsaktan emilerek kan akımı yoluyla vücudumuza dağılır. Enerji sağlanması için kan şekerinin, kas, karaciğer, yağ ve beyin gibi dokular başta olmak üzere hepsine girmesi gerekir. Kandaki şekerin hücrelere girmesi pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu sayesinde olur. İnsülin hormonu yoksa veya olduğu halde etki gösteremiyorsa şeker hücreye giremediğinden kanda birikir ve şeker hastalığı ortaya çıkar. Kan şekerinin ayarlanmasında insülin çok önemli olmasına rağmen diğer hormonların da kısmi etkileri vardır.

İnsanların bir kısmı tok olduğu halde, yemeye devam ettiği gibi, huzursuz olduğunda, stresli olduğunda veya üzgün olduğunda da yemek yer. Ancak şeker yükü fazla olan ve kan şekerini ve insülin hormonunu kanda hızla yükselten beyaz ekmek, beyaz pirinç pilavı, kurabiye gibi gıdalar, yendikten kısa bir süre sonra tekrar acıkmaya neden olmaktadır. Bu gıdalar yendikten sonra kanda yükselen insülin hormonu kan şekerini daha fazla düşürerek açlık hissi duymamıza neden olmaktadır. Karbonhidrat, yağ ve protein gibi gıdalar arasında, en fazla tokluk hissi veren proteinlerdir. İştahın veya tat almanın oluşmasında genlerimizin rolü de büyüktür. Bazı bilim adamları ise insanların her gün aynı hacimde gıda aldığını, bu nedenle gıda hacminin posalı gıdalar, meyve ve sebzelerden oluşmasının kilo kaybında önemli olduğunu ileri sürmektedirler.
Açlık durumunda hormonlarımızda da bazı değişiklikler olmaktadır. Açlık durumunda kandaki şeker düşünce böbrek üstü bezinden adrenalin hormonu salgılanır. Arkasından pankreas bezinden glukagon isimli hormon salgılanır. Bu hormonlar yani adrenalin ve glukagon karaciğer ve kaslarda depolanmış olan şekerin kana karışmasını sağlarlar ve kan şekeri daha fazla düşmez. Ancak glikojen dediğimiz bu glikoz depoları biterse kan şekeri düşmeye başlar. Düşen şeker bu depo şekerden karşılandığı gibi proteinlerin şekere dönüştürülmesi ile de dengelenmeye çalışılır. Ancak vücudumuzdaki yağlardan şekere dönüşüm olmaz. Burası çok ilginçtir. Kandaki şeker fazla olunca yağ halinde depolandığı halde, yağlar şeker haline dönüşemez. Bu nedenle şeker azlığının olduğu uzun açlıklarda bu defa yağ asitleri yanmaya başlar. Bu arada kandaki insülin ve leptin hormonu da azalır. Bu yağ asitleri yanınca vücudumuzda keton denen başka yağ asitleri oluşur ve beynin çalışması için bunlar kullanılmaya başlar. Vücutta artan ketonlar da açlık hissini artırır.



İnsülin Direnci Nedir?
Kanda yüksek olan insülin önceleri kan şekerini hücrelere sokar, fakat daha sonra bu görevini yapamaz hale gelir. İşte insülin hormonunun yeterince etkili olamamasına İNSÜLİN DİRENCİ (Rezistansı) adı verilir. İnsülin direnci’ni kan damarıyla hücre arasında bulunan bir duvar olarak düşünebilirsiniz. Bu duvar (insülin direnci) kandaki glukozun kas ve yağ hücresine girmesini önler. Duvar yükseldikçe (insülin direnci arttıkça) kan şekerinin hücreye girmesi için daha fazla insülin salgılanması gerekir. Pankreasdan salgılanan insülin hormonu salgısı, belirli bir süre sonra pankreas bezinin çok çalışmaktan dolayı yorulması nedeniyle azalır ve şeker hastalığı ortaya çıkar. Bu süreçte önce reaktif hipoglisemi (acıkma atakları), gizli şeker ve sonra aşikar şeker hastalığı ortaya çıkar.
İnsülin direncinin etkili olduğu yerler kaslar ve karaciğerdir. Kandaki şeker kaslar ve karaciğer tarafından çok miktarda alınır. Eğer direnç varsa yani insülin yeterince etkili değilse yemek sonrası kanda artan şeker kas ve karaciğere giremediği için kanda birikmeye başlar ve kan şekeri yükselir. ,
İnsülin hormonu yağ dokusundan yağların çözülmesini engelleyen bir hormondur. İnsülin etkisi azalınca yağ dokusundan yağlar çözülmeye başlar ve kanda yağ asitleri veya yağlar artmaya başlar.
Karaciğerde oluşan şeker üretimi sağlıklı kişilerde insülin hormonu tarafından baskılanır. Şeker hastalarında ise insülin etkisi olmadığından karaciğerden de aşırı miktarda şeker üretilir ve kan şekeri yükselir. Açlık kan şekeri 100 mg/dl ‘yi geçtiği andan itibaren karaciğerde şeker üretimi artmış demektir.
İnsülin direnci kilolu kişilerde daha fazladır ve o yüzden kilo arttıkça bu direnç artar ve şeker hastalığı görülme olasılığı artar. Özellikle yağın karında iç organlar etrafında birikmesi şeker hastalığı riskini iyice artırır.
Yağ dokusundan çözünen yağ asitlerinin kanda çok artması hem insülinin çalışmasını bozar hem de bu yağların depolanmaması gereken pankreas gibi dokularda depolanması da şeker hastalığı gelişimine katkıda bulunur.
Yağ dokusundan salgılanan leptin, adiponektin, TNF-alfa gibi hormonların fazla veya azlığı da şeker hastalığı gelişimine katkıda bulunur.

İnsülin Direncinin Yaptığı Hastalıklar
İnsülin direnci bazı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Bunlar şunlardır:
1.Erişkin tip denilen Tip 2 Diyabet yani şeker hastalığı
2.Reaktif hipoglisemi denilen yemek yedikçe kan şekerinin düşmesi
3. Obezite yani şişmanlık
4.Hipertansiyon yani tansiyon yükselmesi
5.Koroner kalp hastalığı
6.Kan yağlarında yükseklik (trigliserid yüksekliği, HDL düşmesi)
7.Yaşlanmayı hızlandırır
8.Karaciğerde yağlanma
9.Göbek oluşması ve iç organlarda yağlanma
10.Gizli şeker
11.Kan pıhtılaşmasında artış: fibrinojen artması
12. Kan damarlarının içini örten endotel isimli zarda yapısal bozulma ve damar sertliğini hızlandırma
13.Kanser: meme kanseri, prostat kanseri
14.Uyku apnesi, horlama
15.Ürik Asit yüksekliği
16.Polikistik over sendromu
17.CRP artması
18.Böbrekten sodyum tutlumunun artması
19.Kadınlarda yumurtalıktan testostern hormon salgısının artması



İnsülin Direnci Yaşlanmayı Hızlandırır:

İnsülin hormonu fazlalığı ve direnci (iyi çalışmaması ) yaşlanmayı artıran önemli bir nedendir. Özellikle şeker hastalarında yaşlanmanın hızlandığı bilinmektedir. İnsülin yüksekliği azaldıkça yağ kaybının arttığı, enerjinin arttığı, yaşlanmanın yavaşladığı, kan basıncının azaldığı, kolesterolün düştüğü ve genel sağlığın iyileştiği saptanmıştır. İnsülini azaltmak için uygun beslenme (biz buna insülin direnci diyeti veya glisemik indeks diyeti diyoruz), egzersiz ve metformin gibi ilaçlar kullanmak gerekir. İnsülin yüksekliği hipertansiyon, obezite, kalp hastalığı, kanser ve metabolik sendrom denen hayatı kısaltıcı hastalıklara neden olmaktadır.Yaşla birlikte kilo artımının bir nedeni, kanda pankreas bezinden salgılanan insülin hormonu ile böbreküstü bezinden salgılanan kortizol hormonunun artmasıdır. Her iki hormon çeşitli mekanizmalarla yağ birikimi artırmaktadır. Aslında bu hormonlar yağların parçalanmasını veya erimesini engelleyerek yağ miktarının artmasına neden olurlar.


İnsülin Direnci Nasıl Ölçülür?
İnsülin direnci bilimsel araştırmalar amacıyla direk yöntemlerle ölçülebilir. Bunlar hiperinsülinemik öglisemik klamp tekniği ve insülin supresyon testi gibi yöntemlerle ölçülür. Ancak klinik pratikte en çok kullanılan OGTT denilen şeker yükleme testidir. Bu metotla dolaylı olarak insülin direnci hakkında bilgi sahibi olunur. Diğer bir metot HOMA metodudur. Burada açlık insülin ve açlık insülin düzeyleri ölçülerek bir formül ile HOMA insülin direnci hesaplanır.

TEDAVİ
İnsülin direnci için insülin direnci diyeti yapılır ve gerekirse uygun ilaçlar kullanılır


KAYNAKLAR
1. Prof Dr Metin Özata, İnsülin Direnci Diyeti, Gürer yayınları, 2010 Baskıda
2. http://www.drdiyabet.com
3. http://www.reaktifhipoglisemi.com
4.http://www.diyetdr.com
5.http://www.guatrcenter.com
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Migren,baş Ağrısı, Kan Şekeri ve İnsülin Direnci" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Prof.Dr.Metin ÖZATA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Prof.Dr.Metin ÖZATA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Metin ÖZATA Fotoğraf
Prof.Dr.Metin ÖZATA
İstanbul
Doktor "Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Prof.Dr.Metin ÖZATA'nın Makaleleri
► İnsülin Direnci Diyeti ÇOK OKUNUYOR Prof.Dr.Metin ÖZATA
► Zayıflama ve İnsülin Direnci ÇOK OKUNUYOR Prof.Dr.Metin ÖZATA
► İnsülin Direnci ve Diyabet Dr.Erdal DUMAN
► İnsülin Direnci Neden Önemlidir? Doç.Dr.Fevzi BALKAN
► Uykusuzluk, Kilo ve İnsülin Direnci Prof.Dr.Metin ÖZATA
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 20,037 uzman makalesi arasında 'Migren,baş Ağrısı, Kan Şekeri ve İnsülin Direnci' başlığıyla benzeşen toplam 40 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Hamilelikte Tsh Yüksekliği ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2010
► İnsülin Direnci Diyeti ÇOK OKUNUYOR Mayıs 2010
► Naturel Zayıflama Mayıs 2010
► Metabolizma Diyeti Mayıs 2010
► Guatr Ultrasonu Mayıs 2010
► Guatr Biyopsisi Mayıs 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:05
Top