2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Yaşantısal/Hümanist Aile Danışması (Yaşantısal/İnsancıl Aile Terapisi)
MAKALE #7382 © Yazan Cafer ÇAY | Yayın Eylül 2011 | 19,385 Okuyucu
Yaşantısal/insancıl aile terapisinin temel görüşü şudur : Ailedeki bireyler duygularının farkında değildir. Eğer duygularını fark ederlerse onları barıştırırlar. Duygular yaşanmadığı zaman ailenin bir ya da daha fazla üyesinde duygusal rahatsızlık ortaya çıkar. Bu tip bir atmosferde aile üyeleri birbirlerinden uzaklaşır ve başka meşguliyetler, aile dışı aktiviteler edinirler. Bu tür davranışlar ailede fonksiyonelsizliğe yol açar (Gladding, 1998).

Bu durumu giderebilmek için aile üyeleri arasındaki duyguları vurgulamak gerekir. Duygular hem sözel hem de sözel olmayan biçimlerde ifade edilir. Bu yaklaşımda aile üyelerinin şimdi ve burada, kavranması sağlanarak benlik farkındalıkları arttırılmaya çalışılır. Eğer bireyler aile içinde kendilerini tam olarak ifade edebiliyorlarsa aile tam olarak işlevini sürdürür.

Bütün yaşantısal/insancıl temsilcileri insanın kapasiteni önem verirler. Onlara göre insan biriciktir. Bu nedenle danışma sürecinde her bir aile üyesinin kendi potansiyellerini keşfetmeleri ve bu konuda bilinçlenmeleri için yardım edilir. Bozukluğun gelişim sürecinde bir aksaklıktan kaynaklandığını söylerler.

Bu ekolün başlıca temsilcileri Carl Whitaker, Walter Kempler, Kaplan ve Virgina Satir’dir.

Yaşantısal/İnsancıl danışmanlar geçmiş yerine şu anda ilgilenirler. Şimdi ve buraya önem verirler. Bireyin yaşamları önemlidir. Aile üyelerinin kendini rahatça ifade edebilecekleri bir ortam hazırlarlar. Bireyin önce kendi hakkında farkındalığı artar sonrada bunları aile ile paylaşır. Bu duygu paylaşımı iletişimi güçlendirir.

Yaşantısal/insancıl aile danışmanları sağlıklı aileyi, bireylerin gelişim ve yaşantılarını destekleyen aile olarak betimlerler. Ruh sağlığı, devamlı gelişen, büyüyen kişilerde normal durağan ortamlarda bozuktur. Böylesi bozukluklarda ve streste aile kendi olanak ve gücüyle mücadele edebilir, bunları yenebilir. Satire göre normal aileler üyelerine bakarlar, birbirlerini dinlerler, saygı gösterirler, sevildiklerini hissettirirler. Aile üyeleri birbirlerine açık ve samimidir. Aile içinde korkular, kızgınlıklar, düş kırıklıkları, incinmeler her şey konuşabilir.

DANIŞMA SÜRECİ VE TEKNİKLER

Yaşantısal/insancıl aile terapisinde bireyleri değiştirme yoluyla aileyi de değiştirmek istenir. Aile bir sistemin çok bireylerin oluşturduğu bir gruptur. Terapide en önemli amaç duyarlılığı ve farkındalığı artırmaktadır.

Terapi sürecinde her aile üyesinin kendi ihtiyaçları ve duyguları üzerinde durularak aile içinde paylaşmaları için çaba harcanır. Burada ki amaç açık iletişimi teşvik etme, bireylerin bağımsızlıklarını sağlama, ailede olumlu bir hava yaratma, kişilerin sorumluluk almalarını sağlama, kendi potansiylerini fark ettirerek gelişmelerini sağlama, sosyal normlarca uyum yerine kendi hayatlarını nasıl yaşamak istediklerini keşfetmek ve cesaretlendirmek amaçlanır.

Geçmiş yaşantıları ele almaktansa “burada ve şimdiyi” temel alan terapistler için teknikler fazlaca önemli değildir. Terapist samimi ve sıcak olmalıdır. Aksi takdirde anksiyete karşı bir savunma gelişecek, kişiler kendilerini açmayacaktır. Bundan başka kabul etme, saygı gösterme, umut etme oluşacak defansları kıracaktır. Terapist canlı ve neşeli kişiliğini ifade eden olursa kişiler daha çok konuşacaktır. Yani “kışkırtıcı ajan” gibi davranmak (agent provacator) tercih edilir.

Yaratıcılık önemli olduğu için danışma oturumları önceden belirlenmez (Carlson, Sperry ve Lewis, 1997). Teknikleri önceden planlanmıştır. Terapistin stiline önem verilir. Teknik kullanılacakta bu teknikler başka yaklaşımlardan ödünç alınmıştır (Aile portresi, aile kukla görüşmesi vb). örneğin aile portresinde bir aile üyesi çizim yapar kendisi ve diğer üyelerde kendilerini bu portreye yerleştirirler. Sonrada bunun üzerine konuşulur. Bir diğer gözde teknik rol oynama (role playing)dir. Örneğin bir çocuk büyük babası hakkında konuşursa, ona boş bir sandalyeye sanki büyük babası karşısında imiş gibi konuşması istenebilir. Bu “boş sandalye” tekniğinin oldukça kullanışlı olduğu belirtilmektedir.
Birçok aile danışmanı, danışma sırasında bütün aile üyelerinin var olmasını isterler. Ayrıca üç kuşağın (anne-baba, çocukları, büyükanne, büyükbaba) her oturumda olmasını talep ederler. Bütün aile danışmanları da olsa bile yaşantısal danışmanları aileyi sistematik birim olarak görmezler (Gladding, 1998).

YAKLAŞIMIN GÜÇLÜ VE SINIRLI YANLARI

Bu yaklaşımın güçlü yönlerini şöyle sıralayabiliriz.
1.Ailedeki bireyler kendi davranışlarının sorumluluklarını alırlar.
2.Evrensel olarak insanı anlamak için bir taslak oluşturur.
3.Bireylerin kendilerini gerçekleştirme ve potansiyellerini ortaya çıkarma yoluyla ailenin bir çok problemini çözmeye çalışırlar.
4.Şu anki yaşantılara odaklanması ve bunları ortaya koyması ilişkiyi geliştirir.
5.Geçmiş üzerinde duran yaklaşımlara nazaran süreç daha kısa ve direktir.
Sınırlı yanları şunlardır.
1.Bu yaklaşım sistem yönelimli olmayıp, duygular çok fazla vurgular.
2.Bireyci bir yaklaşımdır.
3.Kendi tekniklerini geliştirmek yerine, diğer tekniklerden birçok tekniği ödünç almıştır.
4.Müracaatçılar bu yaklaşımın kavramlarını anlamakta güçlük çeker.
5.Bu yaklaşımın krizdeki ailelerle iyi çalışmaz.
6.Son olarak bu yaklaşımı kullanmak isteyenler eğitmede standart bir eğitim biçimi yoktur. Bu da aile danışmanlarının eğitimini zorlaştırır.
Şimdi bu yaklaşımın en çok sözü edilen temsilcilerinden Virgina Satir’in görüşleri üzerinde durulacaktır.
VİRGİNA SATİR

Bir sosyal hizmet uzmanı olan Virgina Satir aile ile çalışan ilk bayan olması ile 1950’li yıllarda çok dikkat çekmiştir. Bu alanda en karizmatik liderlerden birisi olarak anılmakta olup bir çok yayını arkasında bırakarak 1988’de ölmüştür.
Burada Satir’in 3 önemli kavramından bahsedilecektir.

Semptomlar ve Aile Dengesi

Satir ailesinin denge sistemi ile ilgilenmiştir. Her bir semptoma bir bireyin büyümesinin engellenmesi olarak bakar. Ailedeki kuralların ebeveynlerin kendi kendilerine saygı duyması ile oluştuğuna inanır. Bu kurallar çocukların kendilerine saygı duymasını da biçimlendirir.

Ailedeki engelleyici kurallar değiştirilmelidir ki aile üyelerine ne hissettiklerini ne düşündüklerini söyleyebilsin. Aile ilişkileri her bir üyenin karar alabileceği gibi ayarlanmalıdır. Kararlar zorla ve keyfi değil anlaşarak alınmalıdır. Aile üyelerinin farklılıkları kabul edilmeli ve onlara gelişim fırsatı verilmelidir.

Bireysel Gelişme ve Büyüme

Satir, bütün insanların büyüme ve gelişme için çaba harcadığına inanır. Ona göre her insan buna muktedirdir. Yeter ki onları kullanmayı bilelim ve destekleyelim.
İnsanın büyümesinde 3 faktör önemlidir, bunlar;
1.Değişmeyen genetik özellikler : Bunlar insanın fiziksel ve duygusal özelliklerini belirler.
2.Gelişim süreci içinde öğrenme ile kazanılan özellikler.
3.Sabit akıl ve beden ilişkisi.
Satir’e göre olgun insan benlik saygısı yüksek insandır. Benlik saygısı düşük insana kendini hayal kırıklığına uğramış hisseder ve evlendiğinde de umduğunu bulamazlar. Eşlerinin beklentilerine cevap veremezler, çocuklarının baskı altında tutarlar, mesajları karışıktır. Böyle bir ailede çocukta ret edildiği için problemler yaşar. Benlik saygısı olumsuz olur. Olumlu bir benlik saygısı içinde şunlar gereklidir.
1.Fiziksel ihtiyaçların karşılanması.
2.Başkalarıyla sıcak ilişki.
3.Başkalarının dünyası üstünde egemenlik kurma deneyimi.
4.Değerli ve ayrı bir birey olduğunun onaylanması.
5.Kadınveya erkek olduğunu kabul etme.

Aile Rolleri ve İletişim Biçimleri

Satir iletişim biçimlerini sıralamıştır. Ona göre stres altındaki bir insanın diğer insanlara karşı iletişimi 5 biçimde olur.
-Sakinleştirici İletişim Biçimi : Kenara çekilirler, sürekli başkaları ile aynı fikirdedirler, özür dilerler, zayıftırlar.
-Suçlayıcı İletişim Biçimi : Başkalarının hatalarını ararlar, kendileri hep haklıdırlar.
-Akılcı İletişim Biçimi : Bağımsız, tarafsız, serinkanlı, duygusal davranmayan kişidir.
-Patavatsız İletişim Biçimi : Başkalarını rahatsız eder, oyalar, şaşırtır ve olaylarla ilgilenmez.
-Uygun İletişim Biçimi : Samimidir ve içeriğe uygun mesaj verir.
Birçok ailede bu iletişim biçimleri çeşitli kombinasyonları halinde bulunur. Örneğin suçlayıcı anne ve baba ve sakinleştirici bir çocuk üçgeninden şöyle bir örnek verebiliriz. Bir çocuğun başarısızlığının konuşulduğu bir konuda;
Baba : okulda pek fazla bir şey öğretilmiyor,öğretmen yetersiz, çocukta zaten ders çalışmıyor (Suçlayıcı).
Anne : Çocuk sana benziyor. Seni örnek alıyor hep başka şeylerle ilgileniyor (suçlayıcı).
Çocuk : Anneciğim, babacığım artık daha iyi çalışacağım. Televizyon seyretmeyi bırakacağım, kütüphaneye daha çok gideceğim.

TERAPİ SÜRECİ

Satir terapide iletişim mesajlarının açık ve uygun olmasını ister. Aile ile çalışan profesyonelin üyelerin duygularını kabul etmesi, uygunsuz ve karışık mesajlar üzerine eğilmesi , danışmaya korku ile gelen üyeler karşısında korkusuz olmasını öngörür. Ailenin güvenini kazandıktan sonra konuşmaları için teşvik eder ve birbirlerini nasıl gördükleri üzerine konuşmaları için cesaretlendirir. Böylece aile üyelerinin olumlu benlik saygısı geliştirmelerine yardımcı olunur.

Satir’e göre her bir üye benlik saygısı kazandırdıktan sonra aile sağlıklı bir şekle girer. Sağlıklı ailede bireyler istediklerini sorabilirler, ihtiyaçları karşılanır ve bireysel gelişmelerine izin verilir.

Eğer ebeveynlerin iletişim modelleri karışık ise profesyonelin onlara değişimin nasıl olacağı, birbirleriyle nasıl teması geçecekleri, birbirlerini nasıl dinleyeceklerini, birbirlerini anladıktan sonra bunu ona nasıl ileteceklerini hakkında model olması gerektiğini savunur. Kibar, müşvik ve soruna yönelik sorularla ebeveynler çocuklarını dinlemeyi, çocuklarda ebeveynlerini anlamayı öğrenirler.

Satir için yapılan bir yorumla bitirmek gerekirse Satir’in oldukça karizmatik bir kişiliği olduğu ve insanları etkilediği onun bu sıcak, sevgi dolu yardımsever kişiliğinin kişileri etkilemede işe yaradığı belirtilir. Ancak bu şekilde bir danışman tipi yetiştirmenin çok zor olduğu kabul edilir. Bu nedenle yaklaşımın diğer danışmanlar tarafından uygulama zorluğu vardı denmektedir.

KAYNAKÇA
-Nazlı, Serap. Aile Danışmanlığı. Nobel Yayıncılık. Ankara 2001.
-Gladding, S.T. Family Therapy. History Theory And Practice. Second Edition, Merril Prentice Hall. (1998).
-Carlson, J.,Sperry, L. Ve Lewis, J. Family Therapy, Californias Brooks / Cole Pub. Com. (1997).
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Yaşantısal/Hümanist Aile Danışması (Yaşantısal/İnsancıl Aile Terapisi)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Cafer ÇAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Cafer ÇAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     1 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cafer ÇAY Fotoğraf
Cafer ÇAY
İstanbul
Sosyal Hizmet Uzmanı
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi1 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Cafer ÇAY'ın Yazıları
► Aile Terapisi Psk.Mahmut PAKDEMİR
► Aile Terapisi Psk.Ümit KARABULUT
► Aile Terapisi Psk.Sude FERALİ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Yaşantısal/Hümanist Aile Danışması (Yaşantısal/İnsancıl Aile Terapisi)' başlığıyla benzeşen toplam 18 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Fenomenolojik Yaklaşım Ağustos 2010
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:36
Top